15 Temmuz kahramanları darbe gecesini anlattı

featured

251 vatandaşımızın şehit, 2196 vatandaşımızın gazi olduğu FETÖ’cü darbe girişimi 5 yıl önce canlarını teröristlere siper eden kahramanlar tarafından engellendi. Türk Milleti’nin direnişiyle o gece yüzlerce kahramanlık hikayesi çıktı ortaya… O hikayelerin başkahramanları arasında Erarslan Er ve Atilla Tetik de vardı…

VERYANSIN TV

15 Temmuz darbe girişimi… Fetullahçı Terör Örgütü’nün düzenlediği hain kalkışmanın üzerinden 5 yıl geçti.

251 vatandaşımız şehit oldu, 2196 vatandaşımız da gazi…

Türk Milleti’nin topyekün direnişiyle engellenen darbe gecesinde canlarını siper eden kahramanlar verdikleri mücadeleyle tarihe adlarını yazdırdı.

Ömer Halisdemir gibi şehit olacağını bile bile vur emrini yerine getirenler de vardı asker üniforması giymiş terör örgütü üyelerine karşı Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara çıkan da…
 
Onlarca kahramanlık öyküsü çıktı ortaya…
 
Şüphesiz, en kritik mücadelelerden biri Ankara’nın sinir merkezlerindeydi…
 
Genelkurmay Başkanlığı’nı ve kalkışmanın kara ayağının yönetildiği Beştepe Jandarma Karargahı’nı FETÖ’cülerden temizlemek elzemdi.

Tam bu noktada 15 Temmuz’da adını tarihe yazdıracak Erarslan Er’e verildi görev…

 
Bir saniye düşünmeden aldığı talimatla Jandarma Karargahı’nın yolunu tuttu. 40 özel harekatçıyla yüzlerce darbeciye karşı sabaha kadar çatıştı. Beşe yakın yaralıyla sabah 7-8 sularında içeri girmeyi başarmışlardı. Kendi ifadesiyle “Milletin şanlı şerefli üniformasını hainlerden üzerinden aldı.” ABD destekli teröristlere karşı “acı yok, merhamet yok, gözyaşı yoktu!”
 
O karanlık geceyi Erarslan Er şöyle anlattı:

 
‘ŞEHİT AİLESİYİZ’

İsmim Eraslan Er, Ankara Özel Harekattan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı’yım. Üç kardeşiz, üçümüz de Ankara’da İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyoruz. Şehit ailesiyiz, babam 1992’de Hakkari Özel Harekat Müdürü iken PKK ile girdiği silahlı çatışma sırasında şehit oldu. Şehit ve gazi ailesiyiz. 15 Temmuz akşam 20.30 sularında hain kalkışma gecesinde şehit olan Önder Güzel Başkan Yardımcımızla şubemiz yerleşkesinde kamelyada oturuyorduk kendisiyle. Daha sonra İl Emniyet Müdürümüz; Genelkurmay önünde olağan dışı bir hareketlilik olduğunu, içeriden silah seslerinin geldiğini, ‘bizzat senin başına geçmen lazım’ yönünde talimat aldıktan sonra başkan yardımcımızın yanından ayrıldım. Mevcut 20-30 kişilik bir gücümüz vardı. Genelkurmay Başkanlığı’na hareket ettik. Biz tabi, önce içeride bir askerin cinnet geçirdiğini düşündük. Akabinde bir söylenti tatbikat yapılıyor, köprülerin kapatıldığı haberi geldi. Büyüklerimizin talimatıyla Jandarma Genel Komutanlığı’na hareket etmem gerektiği söylendi. Kalkışmanın kara ayağının Beştepe Jandarma Karargahı’ndan yönetildiğini ve burayı düşürebilirsek darbenin kara ayağını koparmış oluruz şeklinde söylediler.

‘40 KİŞİLİK GÜCÜMÜZLE SABAHA KADAR ÇATIŞTIK’

40 kişilik gücümüzle içeriden hainlerin dışarı çıkmasını ve olabildiğince etkisiz hale getirmek için sabaha kadar süren çatışmanın başlangıcı bu şekilde gerçekleşti. Beşe yakın yaralı verdik, sabah 7-8 sularında içeri girmeyi başardık. Köşe köşe çatışmalarımız, yaralanmalarımız oldu. Etkisiz hale getirdiğimiz hainler oldu. Vatandaşın desteğiyle içerideki insanlar teslim oldular. Üniformalarını soymaları talimatını verdim personelime.

‘HAİNLERİN ÜZERİNDEN ÜNİFORMAMIZI ALDIK’

Şerefli Türk askerinin şanlı ordumuzun üniformasını taşıyamayacak ve hatta bunları çalmış olduklarını düşündüğüm bu hainlerden üniformamızı aldık. O günün yıllar sonra belki yüz yıllar sonra hatırlanacak çok önemli bir görüntüsüne sebep olduk ve emir vermiş olmanın da mutluluk ve gururunu yaşıyorum. Üniformalarını aldık, atlet ve külotlarıyla kaldılar. Milletin şerefli, şanlı üniformasını hainlerin üzerinden aldım. Terörle mücadele daire başkanımız, kahraman gazimiz ağabeyimiz ve benimde şehit babamın arkadaşı Turgut başkanımızın bu ihaneti fark edip henüz başlamadan erken vakitlerde konunun aslını öğrenip engellemek için Jandarma Genel Komutanlığı’na geldiğini ve kendisinin esir ve rehin alındığını öğrendik. Müştemilatın bir köşesinde vurulmuş olarak, koruması şehit edilmişti, nabzına baktım. Yüzündeki kanı sildim, titriyordu. Şükür ağabeyimin sağlığı, sıhhati yerindeydi. Onu buldum. Kurtuluş harbinde silah arkadaşlarıyla, isimsiz yiğitlerle ‘hakimiyet kayıtız şartsız milletindir, mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ın vücut bulmuş halini gördük o gün.

‘BİZ VAR OLDUKÇA GEREĞİNİ YAPARIZ’

Özel Harekat Türk Milletinin ruh kökünden doğmuş, cesaretliliğiyle anıtlaşıp, kahramanlarıyla destanlar yazmıştır. 15 Temmuz hain gecesi FETÖ’cü köpekler yerleşkemize, başkanlığımıza, ocağımıza attığı hain bombalarla 41 silah arkadaşımıza şehadet şerbeti içirmiştir. Unutmadık, unutmayacağız. Milletimize ve devlet büyüklerimize sözümüz var. Biz var oldukça, merak etmeyin, gereğini yaptık yine yaparız. Acı yok, Merhamet yok, gözyaşı yok. Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin.”

GÖLBAŞI’NDAKİ KAHRAMAN: ATİLLA TETİK 

FETÖ’cü hainlerin darbe başlar başlamaz hedef aldığı noktalardan biri de Polis Özel Harekat’tı… 
 
Orada gazi olan kahramanlardan biri de Atilla Tetik’ti. Vatan hizmeti, sayısız başarılı operasyonla geçmişti. 

 
Üzerine bomba yağdı, kafasına bozuka dayandı ama o Irak’ın kuzeyinde, Hendek teröründe PKK ve IŞİD’li teröristlerle çarpıştı. 
 
Ağır yaralandı, ama pes etmedi. 
 
Şimdi de FETÖ’cülerin kalkışmasıyla karşı karşıyaydı. 
 
Keçiören’deki evinin balkonundan başkenti izlerken, uçakların uçtuğunu, sonic patlamalar yaptığını gördü.
 
Telefona baktığında tehlikeyi anlamıştı.

Şehit düşen Zeynep Sağır komiserin mesajını okudu: 

“Arkadaşlar bir karışıklık var. Şu an Ankara’da sayımız çok az, burada olan arkadaşlarımızı mutlaka daire başkanlığımıza bekliyoruz.”

Mesajı alır almaz Gölbaşı’ndaydı.
 
Talimatı aldı ve hazırlık yaptı. Tam yola çıkacaktı ki bombaların hedefi oldu. 
 
Sonra Özel Harekatçıların sözü aklına geldi:
 
“Patlamayı duymadıysan ya ölmüşsündür ya da ağır yaralanmışsındır, duyduysan korkma yaralısındır”

Hastaneye kaldırıldı ve polis arkadaşı Tetik için “şehit” notunu düştü.

Ancak Atilla Tetik ölmemişti!

Platin takılmış bacağı ve bağırsaklarındaki torbayla yaşam mücadelesine devam etti..

O geceyi şöyle anlattı:

 

ŞEHİT DÜŞEN ZEYNEP SAĞIR’IN MESAJINI ALDI

“Ben Gazi Polis Özel Harekat Kıdemli Başpolis Atilla Tetik. Halen de Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde İdari Başpolis olarak görev yapmaktayım. 15 Temmuz gecesi ben evimde istirahat halindeydim. Dışarıdan bir takım gürültülü sesler duydum, uçak sesleri falan… Telefona baktım, sosyal medya gruplarına, WhatsApp grubuna. Arkadaşlarımız bir takım şeyleri işaret etmeye başladılar. Rahmetli şehidimiz Zeynep Sağır komiserimizin bir mesajını okudum. Mesaj şöyleydi: ‘Arkadaşlar şu anda burada sayımız çok az, bir karışıklık var. Ankara’da olan, istirahatlli de olsa mutlaka daire başkanlığımıza acil intikal etsin’. Mesajı okur okumaz hemen, bir an evvel yola çıkmaya gayret ettim. Bana yakın olan arkadaşlarımla da mesajlaştım. Tabii bir yandan haberleri almaya başlıyoruz.

‘ANKARA’DA ÇOK FAZLA SAYIMIZ YOKTU’

Bizim daire başkanlığımızın Gölbaşı’ndaki yerleşkesinin olduğu yerde ilk bombanın atıldığını yoldayken öğrendim. Orada zaten 7 kahramanımızı şehit etmişlerdi. Çukur ve barikat operasyonlarının arifesindeydi, dolayısıyla bizim çoğu arkadaşımız hala çukur ve barikat operasyonlarında ya da yeni gelmiş istirahat halinde memleketlerindeydi. O yüzden Ankara’da çok fazla sayımız da yoktu. Hemen bir amirimiz ‘Atilla hemen, hazırlık yap, git bir zırhlı araç ekibi kur’ dedi. Hücum yeleğimi giydim, silah malzeme tesisatımı kuşandım. Ondan sonra mevcut arkadaşlarla bir zırhlı ekibi kurmaya çalıştım. Zırhlı şoförü ve kulecilik dediğimiz elektronik silahlar olduğu için bunlar ihtisas ister, herkes kullanamaz. Onu ayarladım. Zırhlı araç alıp doğrudan depoya gidip malzeme ve teçhizat yükledik. Hemen hiç vakit kaybetmeden… Bu dediklerim 15-20 dakika içerisinde oldu. Ne yapılması gerekiyor? Hazır olduktan sonra görev yerim belli olacak. Ben görev yerimi ve mahiyetimi öğrenmek için zırhlı aracı biraz uzakta park edip aşağıya indim.

‘BOMBANIN SESİNİ DUYMUŞSAN KORKMA!’

Ondan sonra sadece şu sesleri duydum: ‘Uçak uçak…!’  Birkaç el de silah sesini hatırlıyorum… Bizde bir laf vardır ‘bombanın sesini duymuşsanız korkmayın bir şey olmamıştır.’ Bu ikinci oldu, ikinci kez bombanın sesini duymadım. Üç gün sonra uyandım, beni arkadaşlarımız kaldırmışlar, biraz uzakta olduğum için zırhlı araçla bariyer arasında sıkışmışım. Ağır yaralanmışım, kan kaybıyla hastaneye getirmişler.

ÜÇ GÜN İSMİ ŞEHİTLER ARASINDA GEÇTİ!

Hastanede nabız yok denince üç gün süre şehitler arasında geçmişim ben. Bir karışıklıkla orada şehit oldu şeklinde değerlendirilmişim. Vatansever birkaç doktor Gölbaşı Devlet Hastanesi’nde beni hayata döndürmeye başlamışlar, sabaha karşı Atatürk Hastanesi’ne sevk etmişler. Üç gün sonra uyandım. Uyanınca ilk aklıma geldi darbe girişimi geldi. Onlar parmak işaretimle uyandığımı hissettiler. ‘Geçmiş olsun’ dediler. Dedim ‘ne oldu?’. ‘İyi olacaksın inşallah’ dediler. ‘Darbe oluyordu, oldu mu’ diye sordum, ‘sayenizde olmadı’ dediler

251 şehidimiz var, 53’ü Özel Harekat Daire Başkanlığı ve Havacılık Daire Başkanlığı’nda…

‘YÜZDE 55 ENGELLİYİM’

Biz niye hedef alındık? Karşılarına çıkabilecek en büyük güç bizdik çünkü. O şehitlerimiz arasında kimler vardı? Önder başkanımız… İkinci sınıf Emniyet Müdürü. Meriç başkanımız, Zafer başkanımız… Bülent Başkomiserimiz, diğer müdürlerimiz…. Daha gelinlik giymemiş bacılarımız, kardeşlerimiz vardı. Anne olan Zeynep komiserimiz, anne olan kadın personellerimiz vardı. Şu anda yüzde 55 engelliyim. Bacağımda platin var, hala kesilme tehlikesi var. Bağırsağım bir torbaya bağlı şekilde. Artık bundan sonraki hayatımızda Allah ömür verdiği sürece bu şekilde yaşamaya çalışacağız.

‘DEVLETTEN DAHA ÜSTÜN NE BİR ZÜMRE NE DE BİR KİŞİ VAR’

Özel Harekat birimi içerisinde aynı zamanda eğitimciyim. Eğitim personelimize son olarak son öğüdüm her zaman şu olmuştur. Biz devletin memuruyuz, kahraman erleriyiz. Bu bayrağı, milleti, vatanı korumak bizim yegane amacımız, görevimiz. Devletten daha üstün ne bir zümre ne de bir kişi vardır. Asla bir zümreye ve bir kişiye devletten daha fazla önem vermeyeceksiniz. Bizim görevimiz vatanımıza ve milletimize sahip çıkmak, devletimizin varlığının daim ettirmeye çalışmak. “

15 Temmuz kahramanları darbe gecesini anlattı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Rabbim herdaim yar ve yardımcınız olsun, uykuda mışıl mışıl uyuyanları tez zamanda uyandırsın.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!