20 bin öğretmen çaresiz bekliyor… ‘Bakanlık bizi duysun!’

featured

Atanmalarına rağmen neredeyse 9 aydır görevlerine başlayamayan 20 bin öğretmen, hem gelirsiz hem de güvencesiz kaldı. Öğretmenler bakanlıktan çözüm istiyor.

Öğretmen adayları Temmuz 2019’a KPSS’ye girdi. 31 Ağustos’ta sonuçlar açıklandı, ardından 8 ay sonra atamaları gerçekleşti. Ancak 18 Mart’ta atanan 20 bin öğretmen, 22 gün geçmesine rağmen hâlâ kararnamelerini alamadı.

Aydınlık’tan Deniz Bilici’ye konuşan öğretmenler, atandıkları için işten çıkarıldıklarını ya da kendi istekleriyle ayrıldıklarını ancak şimdi sigortasız ve gelirsiz ortada kaldıklarını belirtti. Kimisi ailesinin yanında olduğu için aç kalmıyor belki ama borçlarını da ödeyemiyor; kimisi ise eş dost akrabadan aldıkları borçlarla geçinmeye çalışıyor. Öğretmenlerin talebi, atama kararnamelerinin elektronik ortamda gönderilmesi…

Ülkenin çeşitli yerlerinde görev yapmak için hazır olduklarını belirten öğretmenler “Ülkenin içinde bulunduğu durumu da biliyoruz ama elektronik ortamdan belgelerimiz teslim edilip kararnamemizin verilmesini talep ediyoruz” diyor.

GELİRİM DE YOK GÜVENCEM DE

Öğretmenlerin yaşadığı sorunlar ve talepleri şöyle:

“KPSS son oturumundan sonra atama gelene kadar önce İzmir’de asgari ücretli bir iş buldum. Van’dan İzmir’e gittim. 25 gün içerisinde İzmir’deki işime ekonomik gerekçeler dolayısıyla son verildi. Oradan Gaziantep’te bulduğum asgari ücretli bir iş için geçiş yaptım. 18 Mart’ta atamam gerekçesiyle işime son verildi. Şu an evimde işsiz bir şekilde güvence ve gelirim olmadan borçlu durumda oturuyorum. Kararname her zaman gelebilir düşüncesiyle ne il içinde ne de il dışında herhangi bir işe yerleşebiliyorum. Ayrıca iş bulsam dahi atama durumum gerekçe gösterilip işe alınmam.

BU SALGINDA BAŞIMIZA BİR ŞEY GELİRSE…

Ailemle birlikte köyde yaşıyorum, babam çiftçilik yapıyor. Atama beklediğim için ücretli öğretmenliğe başlamadım, sene başındaysa atanma ihtimalim yüksek diye hiçbir özel kurum beni almadı. Şu an ciddi bir salgın sürecindeyiz ama sigortam ve maaşım yok. Zaten bronşit rahatsızlığı olan biriyim ağır grip geçirirken bile solunum desteğine ihtiyaç duyduğum zamanlar oluyor. Bu salgın sürecinde başımıza bir şey gelirse sigortamız olmadığı için hastane masraflarımı nasıl ödeyeceğim? Ödemek istesem de maaşım olmadığı için her hangi bir ödeme yapma durumum asla yok. Normalde şubatta olması gereken atama mart ayına sarkıtıldığı için hepimiz mağdur olduk. Haziran ayında öğrenim kredimin geri ödemesi başlayacak ve eğer eylülde başlamak gibi bir durum olursa bunu ödemem imkansız. Kaldı ki ödemek için özel sektörde iş arasam farklı sektörlerde de olsa işsizliğin bu kadar yüksek olduğu günlerde kimse 2-3 ay için bana iş vermez.

‘OKUYUP DA TEYZEM GİBİ OLACAĞIMA…’

Atamamız yapıldığı için kimimiz kendi rızasıyla kimimiz çalıştığı kurumun baskısıyla işinden ayrılmak zorunda kaldı. Hiçbir sosyal güvencemiz yok. Maddi bir gelirimiz yok. Annem, babam 65 yaşında ve benim onlara bakmam gerekirken hâlâ onlar bana bakıyor. Bizler KPSS’den yüksek puanlar alarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yerine getirdik. Şimdi sıra yetkililerde. Okullar tatil değil sadece uzaktan eğitime geçilmiş durumda. Zira okullar tatil olmuş olsaydı hiçbir öğretmene ek ders ücreti ödenmezdi. Müdür ve müdür yardımcıları da dönüşümlü olarak okuldaki evrak işlerini hallediyorlar. Eğer istenirse bizim kararnamelerimizde gönderilebilir. Ben artık çevredekilere açıklama yapmaktan çok yoruldum. Bu süreçte yeni bir sıfatımız daha oldu. Atanmış işsiz öğretmen. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Ücretli öğretmenlerin, usta öğreticilerin ve Kur’an kursu öğreticilerinin mağduriyeti giderildiği gibi bizim de mağduriyetimizin giderilmesini büyüklerimizden istiyoruz. Zorlu bir süreç olduğunun biz de farkındayız ve her zaman her koşulda devletimizin yanındayız. Nasıl ki bu zorlu süreçte ek atama takvimi yayınlanabiliyorsa bizim de kararnamelerimiz gönderilebilir. Yeğenim (8. Sınıf) ailemin yanında “Okuyup da teyzem gibi olacağıma hiç okumam daha iyi” dedi. Bunu duymak beni ne kadar üzdü kelimelerle ifade edemem. Lütfen sesimizi duyun.

6 AYLIK KAYIP

Halk eğitim merkezinde usta öğreticiydim. Atandıktan sonra, ücretli ve usta öğretici maaşları yatırılmayacak dendi ve halk eğitim merkezi müdürü bu yüzden “Kurslarını iptal ediyorum” dedi. Gittiğimde dilekçeyi hazırlamıştı, imza attım ve iptal edildi. Ancak sürecin devamında mevzuat değişti, ücretlerin yatırılması kararı alındı. Hem öğretmen olarak göreve başlayamadım hem de beni zor da olsa idare eden maaşımdan ve sigortamdan oldum.

3 yıl adaylık süremiz var ve eylülde göreve başlarsak 6 aylık süre kaybımız olacak. Bu sürede toplayamadığımız puanlarımız olacak ve bu durum tayin olacağımız zaman ileride bizleri mağdur edecek. Ayrıca bunlara ek maaş sorunu yaşayanlar da var. Ben bekarım bir şekilde hayatımı idame edebilirim ancak evli ve çocuğu olan, kendi hayatını idame edemeyecek olan arkadaşlarımız da var.

BAKANLIK BİZİ DUYMUYOR

Hepimiz bu tarihte atanacağımızı biliyorduk ve ister istemez buna göre hayatımıza bir yön verdik. Ben ikinci dönem ücretli öğretmenlik başvurusu yapmadım çünkü dönemin ortasında atanıp da öğrencilerimi yarı yolda bırakmak istemedim. Benim gibi yapan birçok arkadaşım da var. Bazı arkadaşlar da ücretli öğretmenliğe başlasa bile en geç 18 Mart’tan 1 hafta önce işlerine istifa dilekçesi verdi ki yerine öğrencileri için yeni öğretmenler bulunabilsin. Özel sektörde çalışan arkadaşlarımıza ise kurum yöneticileri işten ayrılmalarını söyledi çünkü onlar da yeni öğretmen bulmalıydı; işten çıkarmayanlar da zaten ücretsiz izin vererek bir nevi çıkarmış oldular. Sosyal medya üzerinden birçok kişi bizim bencil olduğumuzu söylüyor ama eğer böyle olsaydı hepimiz ücretli öğretmenliğe de başvurur kararnamelerimiz gitmeden işten çıkmazdık. Bizler devletimizin, ülkemizin zor bir dönemden geçtiğinin farkındayız. Fakat bizler de birçok sorun yaşıyoruz, hem maddi hem manevi olarak… Özlük haklarımız yok, sigortamız yok. Bu durumda sağlık hizmetinden yararlanmak bile maddi olarak külfet olacak. 8 aydır bekleyen öğretmenlere 3-4 ay daha beklesinler denmesi ne yazık ki insanları açlığa itmektir. Bizler kararnamelerimiz gönderilip göreve başlatıldığımız gün uzaktan eğitim içerisinde veya verilecek başka görevler için hazır olduğumuzu her seferinde dile getiriyoruz. Yatarak maaş almak derdinde değil çalışarak elimizden gelenin en iyisini yapma gayretindeyiz. Bizi en çok üzen şey Bakanlığımıza yapılan her çağrının tek bir karşılık bulmamasıdır.

AĞLAYA AĞLAYA DERS ÇALIŞTIM

30 yaşında 1 çocuk annesi bir kadınım. 7 yıl önce üniversiteden mezun oldum. Coğrafya öğretmeniyim. Yıllarca uğraşmama rağmen bu yıla kadar atanmak nasip olmadı. 2018’de tekrar sınava hazırlanıp hayallerimin peşinden gitmeye karar verdiğimde eşimin ailesi tarafından dışlandım; sonunda da eşim beni terk etti. Baba evinde kucağımda 1 yaşındaki oğlumla ağlaya ağlaya gece gündüz ders çalıştım. Sonunda hamdolsun atandım lakin baba evinde de bir yere kadar yasanır. Kendime ev kurmak zorunda kaldım. Şu an kirada yaşıyorum. Kirası, faturası, mutfak masrafı, çocuğun ihtiyaçları derken üstesinden gelinebilecek gibi değil artık. 23 Mart’ta sözleşmelerimiz imzalanmış olsaydı bu zorlukları yaşamayacaktık. Biz sadece hak ettiğimiz kadarını istiyoruz vazifemiz neyse bu süreçte yapmaya hazırız.

Atanmasına rağmen özlük haklarına erişememiş 20 bin öğretmenden biriyim. Sınav sonuçlarımız 2019 Ağustos ayında açıklandı. Atama takvimimizin sonuçlanması için aylarca bekledik ve nihayet 18 Mart 2020’de atamamız yapıldı ancak hepimizin malumu virüs vakası bizim de ülkemize sıçradı. Hakkımıza kavuşmamız için beklerken “çok yakında açıklayacağız, müsterih olun, okullar açılınca başlatacağız” gibi hem bizleri geçiştirmeye yönelik hem de birbiriyle çelişkili ifadelerden başka bir şey duymadık. Ayrıca biz son yapılan sınavın ilk atamalarıyız. Olmayan bir şeyi gündeme sokmak veya erkene çekmek gibi bir amacımız yok. Bizler hakkıyla atanmış insanlarız. Yapılan atamanın bütçesi dahil her şey ayarlanmış, işimiz çıkarılacak kararnameye kalmıştır.

Atama takvimimiz bile çok geç açıklandı. Ve mevzuata göre atama yapılıp tebliğ yapıldıktan sonra 15 gün içinde işe başlayacağımız düşünülerek birçoğumuz işten çıktı, yahut atandığı gerekçesiyle “artık bizim işimize yaramıyorsunuz” denilerek işten çıkarıldık. Bu süreçte maddi olarak çok fazla yıprandık, ödemelerimiz bekliyor. Hasta oluyoruz, hastaneye gidecek sağlık güvencemiz yok. Bu konularda mağduriyetimizin çözülmesini istiyorum.

KYK, KREDİ BORCU OLANLAR VAR

Normalde 2 hafta içerisinde kararnamemizin gönderilmesi gerekiyor ancak virüs nedeniyle durum gecikti. Bekleyin, diyorlar. Okullar açılınca sizinle ilgili de bir karar çıkar, diyorlar ama okulların ne zaman açılacağı belli değil. Bu dönem okul başlamazsa eylüle kadar atanmış ama işsiz maaşsız bir grup olarak beklemiş olacağız. Tam atandık, beklemekten kurtulduk dedik hâlâ bekleyin diyorlar. Okulların eylülde açılacağını varsayarsak 5 ay daha beklemiş olacağız. Ev geçindirenler var, KYK borcu olanlar var, kredi borcu olanlar var. Senelerdir aile eline baktığı için şu yaşta onlara bizim destek çıkacağımız yerde hâlâ ailesinden harçlık alanlar, bu durumda olmaktan utananlar var. Belgelerimizin elektronik ortamdan teslim edilmesi sağlanırsa özlük haklarımıza kavuşmuş olacağız.

Yaklaşık 15 bin lira KYK borcum var, 1.5 yıldır tek kuruş ödemedim. 2 bin lira Genel Sağlık Sigortası borcum var, sağlık sigortam yok. Yakın zamanda evlilik düşünüyorum, param yok. Bu mağduriyetler olmasa bile olmasa bile bizim işe girmek bizim hakkımız. Ben milyoner olsam fark etmez; devlet bizi atadıysa göreve başlatmak zorunda. Bütçemiz de çok öncesinden ayrılmıştı, yeni bir bütçe ayrılmayacak yani. 1 milyon atanmış öğretmen hangi haklara sahipse biz de o haklara sahip olmalıyız.

BABAM MEVSİMLİK İŞÇİ, BEN İŞSİZİM!

Şu an işim, sigortam yok. Babam da mevsimlik isçi; baharla beraber işlerin açılması gerekiyorken kıştan beri işsiz. Ailemi ben geçindirmek zorundayım. Faturalarımızı bu ay arkadaşlarımdan aldığım borçlarla ödedim fakat her ay başkasından borç alamam. Kazanmış olduğum hakkı 8 ay atama takvimi bekleyişinin ardından 18 Mart’tan sonra atamamızı kararname yoluyla alıp tüm sosyal güvence ve maaş haklarımı çoktan elde etmem gerekirken virus sebebiyle MEB tarafından mağdur ediliyoruz.

Ben sınıf öğretmenliği mezunuyum. Sınavda atanacak bir puan aldım daha sonra okulların açıldığı ilk günden beri ücretli öğretmenlik yapmaya başladım. Ücretli öğretmenlik yapmaktaki amacım mesleğe kendimi alıştırmaktı. Okullar 13 Mart’ta tatil oldu. Bana hiç söylenmeden 20 Mart’ta çıkışım verilmiş ve bunu müdür yardımcısı bana 30 Mart’ta söyledi. Şu an hiçbir gelir kaynağım kalmadı. Ben ailemle yaşıyorum. Aç kalmıyorum ama borçlarım var aileme söylemediğim; onları bu süreçte ödeyemiyorum.”

20 bin öğretmen çaresiz bekliyor… ‘Bakanlık bizi duysun!’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!