Atatürk 23 Nisan’ı çocuklara armağan etti mi?

featured

Mustafa Solak yazdı…

Bugün hala 23 Nisan’ın “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” mı yoksa “Çocuk Bayramı” olduğu ve Atatürk’ün bugünü çocuklara armağan edip etmediği tartışılmaktadır. Bu hususları meclis tutanakları üzerinden açıklığa kavuşturmaya çalışalım.

TBMM, 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’da törenle açıldı. Meclis’in açılışının birinci yıldönümünde 23 Nisan 1921 tarihinde de, 112 sayılı “23 Nisan’ın Millî bayram addine dair kanun” ile ‘23 Nisan Milli Bayramı’ olarak kutlanmaya başlandı. Kanunun 1. maddesi “TBMM’nin ilk yevmi küşadı [açılış günü]olan 23 Nisan günü millî bayramdır” hükmünü taşımaktadır.[1] Kanundan anlaşılacağı üzere “millî hakimiyet” ibaresi yer almamıştır. Bu, Türkiye’nin ilk milli bayramıydı.

Atatürk, 23 Nisan 1921’de Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetleri’nin bayramlarını kutlamak için gönderdiği yazıda “Meclisimiz bugün 23 Nisan tarihinin milli bayram sayılmasını özel bir kanun ile kabul etmiştir” demektedir.[2]

1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması, 24 Ekim 1923 tarihinde “12 rebiyülevvel gecesiyle gününün millî bayram addine dair kanun” ile “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” ilan edildi.[3]

Zamanla 23 Nisan, Hakimiyet-i Milliye Bayramı olarak kutlanmaya başlanınca 1 Kasım kutlamalarından vazgeçildi. İki benzer bayram, 27 Mayıs 1935 tarihinde “Ulusal bayram ve genel tatiller hakkında kanun” ile birleştirildi ve 2739 sayılı kanunla “Ulusal egemenlik bayramı; 22 nisan öğleden sonra ve 23 nisan günü” ibaresiyle ‘Ulusal Egemenlik Bayramı’ olarak kabul edildi.[4]

Görüldüğü gibi kanunlarda “çocuk bayramı” ifadesi geçmemektedir.

HAKİMİYET-İ MİLLİYE BAYRAMI’NA “ÇOCUK” KELİMESİ NE ZAMAN EKLENDİ?

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ortaya çıkışında “23 Nisan Bayramı”, “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” ve “Çocuk Bayramı” olmak üzere üç bayramın etkisi vardır. Bunlardan ilk ikisi resmi bayram iken “Çocuk Bayramı” resmi değildir. 23 Nisan 1921’de “23 Nisan Bayramı”, 27 Mayıs 1935’te “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” kanunla kabul edilmiş ama “çocuk bayramı” kanunda belirtilmeksizin 1927’de Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin “Çocuk Bayramı” ilan etmesiyle başlamıştı.

Çocuk bayramı 1981 yılına kadar resmi bayramlardan ayrı bir bayram olarak gerçekleşmiştir. 1923-1927 yılları arasında Himaye-i Etfal Cemiyeti tarafından kurtuluş savaşında yetim ve öksüz kalan çocuklara yardım ve anlamlı zaman geçirmek amacıyla 23 Nisan günleri etkinlikleri düzenlendi. Cemiyet, 23 Nisan 1923’te bu çocuklar için yardım  toplamış ve rozet satmıştır.[5]

23 Nisan 1923’teki Hakimiyet-i Milliye Bayramı kutlamalarından pul basılarak gelir sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla Bolu milletvekili Dr. Fuat Umay ve arkadaşlarının “Himayeietfal Cemiyetinden posta ve telgraf ücreti alınmamasına dair kanun teklifi” 9 Kasım 1922’de Mecliste görüşüldü. Teklif, kanun olarak çıkmamış ama “mevcut kartpostallarla zarfların muayyen bir ücretle satılarak farkının Himayeietfâl Cemiyetine terkini” kararlaştırılmıştır.[6] Bu sebeple bayram “Rozet Bayramı” olarak gazetelerde yer almıştır.

23 Nisan 1924 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde “Bu Gün Yavruların Rozet Bayramıdır” ibaresi ile halk cemiyete bağış yapmaya çağrılmıştır. Aynı gazetenin 23 Nisan 1926 tarihli sayısında “23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” başlığı yer almıştır. Gazetede cemiyetin bu günü çocuk günü olarak saymasının isabetli bir karar olduğu vurgulanmış ve esnafın 23 Nisan’da elde edecekleri gelirin bir kısmını bağışlayacakları belirtilmiştir.[7]

1925’te resmi bayramın yanında “Çocuk Günü”, 1927 yılında Atatürk’ün himayesinde ‘23 Nisan Çocuk Bayramı’ olarak kutlandı. Cemiyet 1925 yılında 23 Nisan gününü, Kurumun “Himaye-i Etfal Günü” olarak ilan etmiş ve kutlamıştır. 1925’ten itibaren iki ayrı bayram aynı gün kutlanmaya başlanmıştır.

Cemiyetin nizamnamesinde “23 Nisan cemiyetin çocuk günüdür”[8] yazmaktadır. 1927 yılı, Çocuk Bayramına dair ilk belli kutlama programının yapıldığı yıldır. Etkinlikler sırasında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa arabalarından birini çocuklara tahsis etmiştir. Cumhurbaşkanlığı bandosu çocuklara konser vermiş ve cemiyetin Ankara’daki bir binası Çocuk Sarayı yapılarak Çocuk Balosu düzenlenmiştir.[9]

Cemiyetin 23 Nisan 1927 tarihli yazısında “Millet Meclisimizle millî devletimizin, Ankara’da ilk teşkili günü olan millî bayram cemiyetimizce çocuk günü olarak tespit edilmiştir”[10] ifadesi bugünü “Çocuk Günü” ilân ettiğini belirtmektedir.

23 Nisan 1928 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Bugün Büyük Millet Meclisi’nin Açıldığı Günün Yıl Dönümü ve Yetim ve Öksüz Yavruların Bayramıdır” yazılıydı. 1929 yılında cemiyet 23-29 Nisan günlerini ‘Çocuk Haftası’ ilan etti. Bayram 23 Nisan’da kutlanmaya devam etti ama etkinlikler bir haftaya yayıldı. Çocuk Balosu, o yıl Ankara Palas’ta Atatürk’ün himayelerinde yapıldı.[11]

24 Nisan 1929 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesi, bayramı “çocuk bayramı” olarak şu şekilde yansıtmıştır[12]:

23 Nisan 1929 tarihli Cumhuriyet gazetesi ise bayrama “23 Nisan Bayramı” demiştir.[13]

“Çocuk Bayramı” deyimi resmî olarak ilk kez 1931 yılında “Lise ve Orta Mektepler Talimatnamesi”nde geçmektedir. Talimatnamenin 94. maddesinin “c” bendinde “Millet Meclisi ve Çocuk Bayramı tatili (Nisanın 23 ve 24 üncü günleri)” şeklinde iki bayram birleştirilmiştir.[14] “Muallim Mektepleri Talimatnamesi”nde de aynı ifade vardır.[15]

Yapılanlara rağmen, çocuk haftası geniş kesime yayılamamış, ilerleyen yıllarda kutlamalara ancak birkaç devlet kuruluşu katılmıştı. Cemiyet Başkanı Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat Umay kutlamaların topluma malolması için 1932’de TBMM’ye bir teklif sunarak çocuk haftasında mektup ve telgraflara Himaye-i Etfal Şefkat Pulu yapıştırılmasını istemiş ve bu istek kanunlaşmıştır.[16]

Atatürk, 1933 yılında çocukları makamında kabul etmeye başladı. Diğer devlet adamları da sonraki yıllarda bu davranışını benimseyecekti. Böylece “Millî Hakimiyet Bayramı” ve “Çocuk Bayramı” devlet ve cemiyetin birlikte hazırladığı törenlerle kutlanacaktı. Kanun olmaksızın devletin zamanla daha fazla sahip çıkmasıyla 23 Nisan, “Millî Hakimiyet ve Çocuk Bayramı” haline dönüşmeye başladı.

1920’li ve 1930’lu yıllarda TBMM tutanaklarında, 23 Nisan tarihlerinde, kimi zaman “Çocuk Bayramı” ifadesi kullanılsa da[17], bu, yasa gereği değil, Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin başlattığı “Çocuk Bayramı”na katkı sağlamak amacıyladır.

1935’te 1 Kasım tarihindeki bayram, 23 Nisan’a alınarak “23 Nisan Millî Bayramı” ile birleştirilerek ‘Hakimiyet-i Milliye Bayramı’ adı verildi. 23 Nisan’ın adı “Millî Bayram” yerine “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” olarak değiştirilmiştir.

Görüldüğü gibi 23 Nisan’dan resmi olarak “Çocuk Bayramı” diye bahsedilmemektedir. Fakat iki bayramın aynı bayrammış gibi birlikte geçtiği ilk resmi düzenleme 1972 yılındaki “İlkokul Yönetmeliği”dir. Yönetmeliğin 64. maddesinin “d” fıkrasında “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (22 Nisan günü öğleden sonrası ile 23-24 Nisan günleri)” şeklinde yazmaktaydı.[18]

TRT 1975 yılında kutlamalara dahil oldu. Hafta boyunca çocuk programları yayınladı. 1978 yılında TBMM’deki törenlere, üye sayısı kadar ilk kez çocuklar da katıldı. UNESCO, 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” ilan etti. TRT 23 Nisan 1979’da ‘Uluslararası Çocuk Şenliği’ düzenledi. Ankara’ya altı ülkeden çocuk geldi. 1980 yılında bütün illerden gelen çocuklarla ‘Çocuk Parlamentosu’ oluşturuldu.[19] 1981’de kabul edilen 2429 sayılı kanunla bayramın adı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” oldu.[20] 1983 yılında kanundaki “ana ve ilkokullar düzeyinde törenler yapılır” ibaresi kaldırıldı. 1985’te TBMM ve TRT’nin kutlamalarına otuz dört ülkeden çocuk katılmıştır.[21]

Görüldüğü gibi 23 Nisan’daki bayrama “çocuk” kelimesinin eklenmesi 1981’de kanun çıkarılarak olmuştur.

ATATÜRK 23 NİSAN’I ÇOCUKLARA ARMAĞAN ETTİ Mİ?

23 Nisan 1921’de “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk yevm-i küşadı [açılış günü] olan 23 Nisan günü Milli Bayramdır” ifadesinde bayramın adı yoktur. Yasada sadece “Milli Bayram” ibaresi geçmektedir. Bu bayram, 27 Mayıs 1935’te 24 Ekim 1923’te kabul edilen “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” ile ‘Ulusal Egemenlik Bayramı’ olarak kabul edilse de hala “çocuk” ifadesi yoktur ve ancak 1981 yılında yasada “çocuk” ifadesi kullanılacaktır.

23 Nisan’ın Meclis’in açıldığı gün olması yönüyle emperyalizme ve işbirlikçi padişaha karşı milletin isyan etmesi, egemenliğine sahip çıkması açısından “devrimci” bir yönü vardır. Atatürk 23 Nisan’ı, emperyalizme karşı verilen bağımsızlık savaşının önemli bir günü olarak vurgular. 23 Nisan 1922 günü “Anadolu’da Yeni Gün” gazetesine verdiği demeçte de 23 Nisan gününü “Türkiya milli tarihinin başlangıcı” olarak gösterir.[22]

Bayramın “23 Nisan Bayramı” olduğuna ilişkin vurgu 25 Nisan 1923 günü ordulara yolladığı telgrafta da vardır.[23]

Atatürk 23 Nisan’lardaki kutlamalarda çocuklara yönelik etkinlikleri himayesine almıştır, makamına çocukları oturtmuştur ama Atatürk’ün açıklamalarında 23 Nisan’ın çocuk bayramı olduğuna ilişkin bir vurgu yoktur. Atatürk’ün yazı ve konuşmalarında da “Çocuk Bayramı” ifadesi yoktur.

Kimilerince çocuk bayramı sayılması veya ulusal egemenlikten ziyade çocuk bayramı yönüne daha çok vurgu yapılması; 23 Nisan’ın devrimci yönünün ve ülkemizin emperyalizmle çelişmesinin hafife alınmasına neden olmaktadır. Atatürk çocuk günlerine katkı sunduğu halde “çocuk bayramı” olmasını kanunla istememişse 23 Nisan’ın devrimci yönünü vurgulamak için olsa gerektir.

Çocuklar geleceğimizdir ama 23 Nisan’ın; halife-padişaha ve emperyalizme başkaldırı, bağımsız ve milli devletin kurulma yolunda “devrim” olduğunun bilince çıkarılması önemlidir.

Kaynakça:

[1] TBMM Zabıt Ceridesi, D.1, C.10, TBMM Matbaası, Ankara, 1958, (23.04.1921), s. 69-74.; https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc001/kanuntbmmc001/kanuntbmmc00100112.pdf?fbclid=IwAR0CBYlW1uR5uL4z8OucXczKt4kx87dvdRcAjCR2R9udybuXaoUqxkfaPwM

[2]Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.11, Kaynak Yayınları, 2. Basım, İstanbul,  2005, s.146.

[3] Düstur 3.Tertip, Cilt 5, s. 395.; https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc002/kanuntbmmc002/kanuntbmmc00200362.pdf.; TBMM Zabıt Ceridesi, D.2, C.3, s. 14 16.; https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d02/c003/tbmm02003041.pdf

[4] Düstur 3. Tertip, Cilt XVI. s: 1171.; Resmi Gazete, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Kabul Tarihi 27.5.1935, Kanun No, 2739, s. 5262; TBMM Zabıt Ceridesi, D.5, C.3, (27.05.1935), s. 302-303.; https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc015/kanuntbmmc015/kanuntbmmc01502739.pdf

[5] İffet Aslan, “Cumhuriyet Dönemi Kültürel Miraslarımızdan 23 Nisan Çocuk Bayramı”, erişim tarihi 8.05.2019, http://hbvdergisi.hacibayram.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/341/333.

[6]TBMM Zabıt Ceridesi, D:1 C:24, s: 439.; https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/td_v2.sayfa_getir?sayfa=439:445&v_meclis=1&v_donem=1&v_yasama_yili=&v_cilt=24&v_birlesim=135.

[7] Veysi Akın, “23 Nisan Millî Hakimiyet ve Çocuk Bayramı’nın Tarihçesi”, PAÜ Eğitim Fak. Dergisi, 1997, Sayı:3, s.92.

[8] Mehmet Ö. Alkan, “En Doğru Bildiğimizden Kuşkulanmak-5 (23 Nisan’ın Gayri Resmi Tarihi)” Toplumsal Tarih, S.208, 2011, s. 59-60.

[9] Tarih ve Toplum, S. 43, 1987. s.48.

[10] Cumhuriyet, 22 Nisan 1927.; Hâkimiyet-i Milliye, 22 Nisan 1927.; Hasan Albayrak, “23 Nisan Nasıl Çocuk Bayramı Oldu?” Tarih ve Toplum, S.43 (Temmuz) 1987, s.48.

[11] Milliyet, 24.04.1929.

[12] Hâkimiyet-i Milliye, 24 Nisan 1929.

[13] Cumhuriyet, 23 Nisan 1929.

[14]  “Lise ve Orta Mektepler Talimatnamesi” Resmî Gazete No:1701 (17 Kanunusani 1931) s.177.’den aktaran Alkan, agm, s.59-60.

[15] “Muallim Mektepleri Talimatnamesi” Resmî Gazete No:1731 (31 Kanunusani 1931) s.215.’den aktaran Alkan, agm, s.60.

[16] TBMM Zabıt Ceridesi, D:4, C:7, S.24.; Düstur 3. Tertip. C. XIII. S. 203.; https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/td_v2.goruntule?sayfa_no_ilk=24&sayfa_no_son=24&sayfa_no=24&v_meclis=1&v_donem=4&v_yasama_yili=&v_cilt=7&v_birlesim=037.

[17]TBMM Zabıt Ceridesi, D:4, C:7, s.24.¸ TBMM Zabıt Ceridesi, D:4, C:7, s.29-30, 36.

[18] “İlkokul Yönetmeliği” Resmî Gazete No:14291 (29 Ağustos 1972) s.6.’den aktaran Alkan, agm, s.60.

[19] Aslan, s.589.; Akın, s.93.

[20] Kanunlar Dergisi. C.CXIV, S. 409.

[21] Akın, s.94.; Bulvar Gazetesi 23 Nisan 1985.

[22] Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.12, s.391.

[23] Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.15, s.307.

Atatürk 23 Nisan’ı çocuklara armağan etti mi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Yazdınız söylediniz çocuk bayramı diye diye Giresun üniversitesi rektörü de afiş yapmış sitede kocaman Çocuk yazmış ulusal egemenliği okunmayacak şekilde küçücük yazmış …Atatürk resmi hiç yok …ne oldu fırsat buldular …..iyimi oldu şimdi …

  2. Faydasız işlerle uğraşmayın bu yazıların kimseye faydası yok..ülke Fetöcülerle birlikte adaletsizlikle kasıp kavruluyor cinayetler işleniyor işsizlik ekonomi acil kangren sorunlar var…eğitim bir felaket …herkesin morali sıfır..bak yazacak ne kadar acil konular var..

  3. Bir yazı yazarken sosyoloji ve psikoloji eğitimi almanın ne kadar önemli olduğunu bu talihsiz yazıyı okuduğumda daha iyi anlıyorum ..23 Nisan bayramının Ulusal Egemenlik Bayramı olduğunu halkımız çok iyi bilmektedir bu bir ..Siz bilmediği yönünde algı yaratmak istiyorsunuz iki ..23 Nisan aynı zamanda çocuk bayramı olarak kullanıldığında Mustafa Kemal Atatürk e olan bağlılık,sevgi daha çok artırmıştır bu üç…halkın büyüğü ile küçüğü ile kutlamaktan en çok mutlu olduğu sevdiği bayram budur … ve 2020 yılında çıkıp ya Atatürk öyle dememişti demek Atatürk’e olan sevgiye bir balta vurmak gibidir …2020 yılına kadar bunu söylemediniz şimdi bunu neden yapıyorsunuz ? Sorular geliyor ardından tabii olarak …Yeni bir Atatürk mü buldular? Atatürk’e olan sevgi kıskanılıyormu? Atatürk’ün devrimleri olarak anılan devrimlere birileri hayır biz yaptık o yapmadı demek isteyenlermi var? Bunuda bir yazsanız sayın yazar ..umarım bu yorumu yayınlarsınız ….şunu anlatmak istedim şu veya bu …artık halkın bu kadar çok sevdiği ve sahip çıktığı gurur duyduğu bir bayrama çomak sokmayın …sosyoloji ve psikoloji okuyun …herkes sizin gibi düşünmüyor bunu kabul edin..

  4. 22 Nisan 2020, 07:38

    Şimdi padişah da halife de yok, kimi neyi devireceğiz? Sistem Kemalizme teslim oldu ya haberin yok mu? Bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan kültür ve üretim devrimini sistem kendi yapacak zaten. Zorunluluklar kendini dayatacak ve her şey kendiliğinden olacak. Varsa devrilecek bir şey asıl onu söyle bize sayın yazar. Hem devrimci olun de hem de kimi neyi devireceğimizi söyleme oldu mu şimdi. Ne diye neşemizi bozuyorsun bırak da çocuklar bir bayram kutlasın.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!