Adeta ‘Netflix’ dizisi! Ekrem ile Kemal kavgası

Türkiye günlerdir 6 yaşındaki kız çocuğunun mağduriyetini konuşuyorken, son iki gündür; 52 yaşındaki Ekrem İmamoğlu’nun mağduriyetini konuşur olduk!

Türkiye’de gündem bir anda değişiveriyor, herkes klavyelerine sarılıp, içinde ne varsa twiter’a kusuyor.

Bakalım 2 gün sonra neyi konuşuyor olacağız?

Ülkesinde sansür yasası Meclis’te oylanırken, ABD’de hamburger yemek için kayboluveren, sonra İngiltere’de ‘tefeciler street’de karşımıza çıkıveren, derken Almanya’ya gidip, İstanbul’un belediye başkanı hakkında ceza kararı çıkacak diye, jet hızıyla ‘yettim Ekrem’ diye yurda dönüveren, anamuhalefet liderine sahibiz.

Şahit olduklarımız; Netflix’te ‘House of İmam’s and his big sister’ adıyla dizi olacak kıvamda…

Yapımcı mı?

Çok uzaklardan tanıdık bir isim!

Bundan iki hafta kadar önce, Ekrem İmamoğlu ile Canan Kaftancıoğlu’nun kavgası bomba gibi gündeme düşmüştü. Cumhur tribünleri, kavganın detayını merak ederlerken, Meral Abla, Ekrem’e sarılıverdi, Canan otobüsün üstünde, ‘Başkan’ı yedirmeyiz’ diye sert bakışlarla göründü…

Diyorum ya, dizinin senaristi müthiş! Ezel, Behzat Ç. vs. hepsini silip süpürecek, reyting rekorları kıracak cinsten bir senarist.

Evet; dizinin gerek yapımcısı ve gerekse senaristi, bizlere uzak ama yıllardır film ve dizilerini seyrederek büyüdüğümüz tandık kişiler.

Yalnız senariste birazcık eleştirilerim olacak. Yaratıcı zekasına tamam ama bazı bölümlerde ciddi tutarsızlıklar hakim.

Şimdi senaryo gereği; dizinin baş kahramanı, yolculuğa başlarken, Samanyolu TV’de spor yorumculuğu yapıyor, ‘müdafa’ olan soyadını değiştiriyor falan..

Tamam ‘Ezel de ameliyatla yüzünü ve kimliğini değiştirmişti’ diyebilirsiniz ama Samanyolu TV’de spor yorumculuğundan, bir anda CHP Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na ve oradan da sürpriz şekilde, CHP İBB adaylığına yükseliş, sonrasında da Cumhurbaşkanı adaylığına yöneliş, hem de 6-7 sene içerisinde, çok hızlı çekimler! Arada ciddi kopukluklar mevcut, bu da seyircinin dikkatini dağıtıyor.

Mesela 4. bölümdeki kayak tatili ve 6. bölümdeki Bodrum kaçamağı ile 7. bölümdeki başdanışmanın İsviçre tatilleri gereksiz yere uzatılmış, çok fazla detaya girilmiş! Hele karda, buzda balıkçıdaki İngilizce sahneler yersiz.. Bunlar yerine; kahramanın gençlik yıllarına daha çok değinilse, izleyici için çok daha keyif verebilir.
Ayrıca dizinin Beylikdüzü belediye başkanlığı kısımları, çok kısa tutulmuş. birden bire 11. bölümde, kahramanın İstanbul adaylığına geçiliveriyor. Kahramanın Saray’a giderek, mevcut uzun boylu Başkan ile görüşmesi kısmı oldukça kısa tutulmuş ve 12. bölümde, aniden Eyüp Sultan’da namaz sahnesi sonrası, badem bıyıklı şişmanca bir karakter ortaya çıkıp, ‘hiçbir şey olmadıysa da bir şeyler olmuş’ diyor ve sonrasında bangır bangır bir şarkı çalarak, ‘Her şey güzel olacak’ diye 1. sezon bitiyor.

Herkes 2. sezonda ne olacak, neler yaşanacak diye heyecanla beklerken; ikinci sezon öncesi, yönetmenin oyuncularda bazı değişikliklere gittiği haberi ile sarsılıyoruz. Yeni sezonda, Kemal adlı yaşlı karakterin aday olmak istediğini öğreniyoruz.

Sanata saygı adına çok fazla eleştirmek istemiyorum ama son bölümlerde, artık senaryoyu az çok tahmin etmeye başlıyorsunuz. Tam bu dizi de baydı artık derken, ikinci sezonun bomba bölümü ile yeniden hikayenin içinde kendimden geçmiş halde ekrana kitleniveriyorum.

O da ne? Kemal karakteri, ABD, İngiltere gezip, Başkent Ankara yerine, İstanbul’da telekonferans yöntemi ile ekonomi danışmanlarını, ‘İktidarımızda Türkiye ekonomisi ABD’den yönetilecek’ diye tanıtıveriyor.
Bu adeta altılı ganyanda bir büyük meydan okuma, sürpriz ata sermayeyi basma vakası; ‘aday benim bakın işte sarayı yönetirkenki danışman kadrom’ çıkışı!

Sonrası müthiş Almanya’ya pirince giderken, İstanbul’da eldeki bulgurdan olma’ sahnesi..
Kemal karakterini danışmanları, Almanya’ya yollamışken, Meral Abla karakteri ile Ekrem, adeta rol çalıyorlar ve bir anda, ikinci sezonun gözde karakteri Kemal, yeniden figüranlaştırılmaya çalışılıyor… Dediğim gibi, dizi kendini izlettiriyor ama senaryoyu nasıl bağlayacaklar meçhul, merakla bekliyoruz..

Son bölüm için isim önerilerim;

Eşkiyanın ne yapacağı belli olmaz!

Baskın basanındır!

NOT: Sayın Kılıçdaroğlu’na önerim, aciliyetle, son dönemde etrafına dışardan monte edilen, danışman ekibini değiştirmesidir. Yoksa bunlar, henüz iyi günleri!