Askeri hastaneler

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı

VERYANSIN TV

İçimiz kan ağlıyor. Şehitlerimizin içimize düşürdüğü ateş sönecek gibi değil. Bu konunun çeşitli askersel ve siyasal boyutları var. Bunlar bir ölçüde gündemde kendisine yer buluyor.

Şehitler kadar gazilerimiz de var! Yaşamlarının kurtulmuş olması hiç kuşkusuz sevindirici! Ama, her birini uzun sağaltım süreçleri bekliyor. O süreçler tamamlandığında yine kısa olmayan rehabilitasyon uygulamaları yaşamlarının belki de bir parçasına dönüşecek.

Savaşların olduğu ve silahların susmadığı dünyada bir de Savaş Cerrahisi/Tıbbı diye bir dal var. Gündelik yaşamımızda sıkça rastladığımız ağır endüstriyel travmaların kat kat ötesinde sonuçlara yol açan savaş yaralanmaları doğal olarak özgün bir eğitim-öğretimin yanı sıra paha biçilmez bir birikim ve deneyim gerektiriyor.

Ülkemizdeki modern tıp eğitiminin giriş kapısı da olan Askeri Tıp kurumları ve elbette onların son halkası olan Gülhane Askeri Tıp Fakültesi az önce sıraladığımız gereklilikleri barındıran bir tıp yapılanmasıydı. Genel tıp anlayışı temelinde yükselse de askeri tıp benzersiz özellikleriyle Türkiye gibi ateş çemberinde yer alan bir ülkenin vazgeçilmeziydi.

15 Temmuz Darbe girişimi sonrası Askeri Tıp ortamının da darbecilerin önde gelen ilgi alanı olduğu anlaşıldı. FETÖ kadrolarının önünün açılması ya da önü kesilmesi gerekenlerin askerlikle ilişkilerinin Askeri Tıp kurumları aracılığıyla sonlandırıldığı anlaşıldı. Hiç kuşkusuz önemli doğruluk payı vardı bu özetlediklerimizin. Sırf buna dayanılarak bir gün ansızın Askeri Tıp yapılanmasından vazgeçildi. Doktorsa doktor, sağlık çalışanıysa sağlık çalışanı, hastaneyse hastane! Bunlar bir araya getirildiğinde Askeri Tıp yapılanması olmasa da askeri tıp hizmetinin yerine getirilebileceği ve sürdürülebileceği sanıldı. Pire için yorgan yakıldı dense yeridir.

Yanılgıların belki de en büyüğüydü bu alanda yaşama geçirilen hoyrat uygulamalar. 15 Temmuz’un gölgesinde çok da üzerinde durulmayan bu ayrıntının önemi Türk Ordusu’nun sınır içi ve ötesi operasyonlarının yoğunlaşmasıyla daha iyi anlaşılmaya başlandı. Aklın ve bilimin gereği yerine saplantı ve inat geçince Askeri Tıp düzeneğinin geri getirilmesi doğrultusunda adım atılmaktan kaçınıldı

Her geçen gün gelişen silahların etkisi karşısında insan bedeninin sağkalımı giderek azalan bir olasılık. Bir şekilde yaşama tutunan bedenlerin ise uzun bir zaman aralığına yayılan ardışık sağaltımlar ve girişimler görmesi gerekiyor. Bu ise deneyim, birikim, özgün bilgi ve bunlar kadar önemlisi uyumlu ve verimli bir takım çalışması gerektiriyor. İşte bütün bunlar Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’nde vardı. Türkiye PKK terörüyle baş etmeye çalışırken pek çok evladını şehit verdi. Ama, bir o kadarı da yaralandı. Gazi oldu! Yaşama tutunanların biricik sığınağıydı Gülhane Askeri Tıp Fakültesi ve askeri hastaneler. FETÖ’nün palazlandığı bir yer olduğu kadar Mehmetçiğin güvenli yuvasıydı. Sayısız vatan evladı Gülhane Askeri Tıp Fakültesi ve ona eşlik eden askeri hastanelerde yaşama bağlandı. Toplumsal yaşama geri döndü.

Üstelik bu eşsiz hizmet yalnızca sağlık kurumlarında değil askerimizin yaralandığı anda çatışma alanında verilmeye başlanırdı. Bu kurumların başarısına önemli etkide bulunan bu ayrıntı savaş tıbbı eğitimi görmüş askeri hekimlerin deneyim, bilgi ve becerileriyle üst düzeyde verilmiş olurdu.

Şehitlerin yüreğimize düşürdüğü ateşi soğutmaya çalıştığımız şu günlerde askeri tıp yapılanmasının önemini bir kez daha anımsamak kaçınılmaz bir görevdi.

Şu sıralarda Hatay’da ve varsa çatışma alanlarında görev yapan hekimler ve sağlık çalışanları canla başla, gözlerine uyku girmeksizin çalışmaktadırlar.

Ancak, savaş tıbbı gibi uzmanlık, bilgi, deneyim ve birikim gerektiren bu önemli alanda askeri tıp yapılanmasının eksikliği hemen her an duyumsanıyor olmalıdır.

Son yaşananlar bu önemli eksikliğin giderilmesi için önemli fırsat sunmuştur. İnattan vazgeçilerek Türkiye’nin, geçmişi 200 yıl önceye uzanan köklü ve gerekli kurumları diriltilmelidir.

Askeri hastaneler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Çok doğru tespitler, yüreğinize sağlık. Keşke çok zaman önce bu yanlıştan dönülmüş olsaydı ama zararın neresinden dönülse kardır. Aklın ve bilimin zıttına gitmek daima zarar verir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!