Antalya’da kendisinden beş gündür haber alınamayan 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu vahşice öldürüldü. Üniversiteli kıza evinde tecavüz edip boğarak öldüren ve banyoda beş parçaya ayırıp valizle ormana gömen emlakçı Mustafa Murat Ayhan’ın itirafları kan dondurdu.
Antalya’da, gazetecilik öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu (21) acımasızca öldüren emlakçı Mustafa Murat Ayhan’ın ifadesi ortaya çıktı. Ayhan, eve götürdüğü Azra’nın üzerini örtmek isterken elinini bedenine değdiğini, “Ne yapıyorsun!” diyen genç kızı paniğe kapılıp boğduğunu iddia etti.
Ağaç testeresi ve bıçakla Azra’nın bedenini parçaladığını itiraf eden Ayhan, ceset parçalarını üç ayrı seferde evden çıkardığını söyledi. Kızın başını uçurumdan attığını, kolları ve bacakları ile gövdesini ormanda çalıların arasına bıraktığını söyledi.
13 GÜN ÖNCE TANIŞTILAR
İnşaat mühendisi Ayhan (48), emlak şirketi sahibi olduğunu, 2013’te boşandığını, bir oğlunun bulunduğunu anlattı. Ayhan, 16 Temmuz’da Konyaaltı’nda kafeye gittiğini, kafede servis elemanı olan Azra ile tanıştığını söyledi. Kıza iş teklif ettiğini belirten Ayhan, karşılıklı telefonlarını aldıklarını söyledi.
Sözcü’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, 28 Temmuz’da Azra’nın corona olduğunu öğrenince mesaj yazdığını kaydeden Ayhan, kızın “Bakanım yok, beş gün oldu bir şey yemedim, ilaçlarımı alamadım, ölmek istiyorum. Her yerim çok ağrıyor” dediğini söyledi.
Azra’yı evden aldığını ve lokantaya gittiklerini belirten Ayhan, kızın ilacını alıp eve dönmek üzere yola çıktıklarını söyledi. Ayhan, şöyle devam etti:
“Azra, arkadaşına telefon açtı. Arkadaşı cevap vermedi. ‘Uyumuş, telefonu duymuyor’ dedi. ‘Evine bırakayım mı?’ diye sordum. ‘Ablam ile kalmak istemiyorum’ demesi üzerine ‘Bende kalabilirsin’ dedim. Azra, ablası aradığında ‘Eve dönmeyeceğim, sana bahsettiğim arkadaşımda kalacağım, beni merak etme’ dedi.”
BOĞARAK ÖLDÜRDÜ
Saat 01.30’da eve geldiklerini kaydeden Ayhan, Azra salonda uyurken, kendisinin ise odaya geçtiğini ifade etti. Saatlerce alkol kullanıp uyuşturucu hapı aldığını anlatan Ayhan, saat 13’te odadan çıktığında Azra’nın üzeri açık şekilde uyuyor olduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:
“Üzerini örttüğüm sırada elim kalçasına değdi. Panikle uyanıp ‘Ne yapıyorsun’ diyerek, bağırıp yüzümün sol tarafını tırmaladı. Panikledim ve ‘Sus ne bağırıyorsun’ diyerek, iki elimle Azra’nın boğazını hareketsiz kaldığı ana kadar sıktım. Nefes almadığını, nabzının atmadığını fark edince öldüğünü anladım.”
AĞAÇ TESTERESİ VE BIÇAK
Azra’nın telefonu ve terliğini el valizine doldurup evden çıktığını anlatan Ayhan, cep telefonunu Boğaçay’a, terliği çöpe attığını söyledi. Sitede kamera olduğu için Azra’nın cesedini parçalayarak çıkarmaya karar verdiğini belirten Ayhan, dönüşte marketten ağaç testeresi aldığını söyledi.
Ayhan, cesedi banyoya taşıdığını, et bıçağı ile kızın kafasını gövdesinden ayırdığını, kafayı poşete, poşeti spor çantasına koyarak evden çıktığını anlattı. Seyir Terası mevkisindeki ormana girdiğini kaydeden Ayhan, Azra’nın başını uçurumdan attığını söyledi.
ÇALILARIN ARASINA BIRAKTI
Eve döndüğünü, gece alkol alıp ne yapacağını düşündüğünü anlatan Ayhan, sızdığını ve ertesi gün hava aydınlanırken uyandığını ifade etti. Küvetteki cesedin kol ve bacaklarını parçalara ayırıp çöp poşetlerine koyduğunu, poşetleri spor çantaya koyup boynuna asarak arabaya taşıdığını ifade eden Ayhan, Kirişçiler Köyü’ne yakın ormanlık alana giderek, her parçayı bir çalının içine attığını söyledi.
Eve dönünce Azra’nın gövdesini iki parçaya ayırdığını, bu parçaları da Kirişçiler’deki ormanda çalılara koyduğunu söyledi.
AZRA’NIN BAŞI KAYIP
Ayhan, kanı temizlemek için banyoda kova içerisinde çamaşır suyuna bastığı Azra’nın eşyaları ile bıçak ve testereyi spor çantaya doldurduğunu söyledi. Bıçak ve testereyi Boğaçay’a attığını anlatan Ayhan, eşyaları çöpe bıraktığını anlattı.
Azra’ya cinsel istismarda bulunmadığını savunan Ayhan, “Bağırıp yüzümü tırmalaması üzerine paniğe kapıldım. Polise şikayet eder korkusu ile boğazını sıktım ve öldürdüm” dedi. Ayhan, savcılıkta, Azra’nın kafasını attığı noktayı hatırlayamadığını anlatarak, şunları söyledi:
“Başını attığım yer uçurumdur. Yabani hayvanların bulunduğu yerdir. Herhangi bir hayvanın götürme ihtimali vardır. Azra’nın baş kısmını saklamadım.”
Ayhan, Antalya 6. Sulh Ceza Hakimliği’nde ise “Çok pişmanım. Böyle bir şeyin yaşanmasını istemezdim. Olayı planlamadım” dedi.
BABASI DNA ÖRNEĞİ VERDİ
Öte yandan, Azra Gülendam Haytaoğlu’nun babası Mustafa Haytaoğlu bugün Antalya Adli Tıp Kurumu morguna geldi.
Cesedin kime ait olduğunun tam tespiti için baba Haytaoğlu DNA örneği verdi.
EMLAK ŞİRKETİNDEN AÇIKLAMA
Cinayetin ardından bir diğer gelişme de Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde emlakçılık yapan Mustafa Murat Ayhan’ın çalıştığı emlak şirketinden gelen açıklama oldu. Yapılan açıklamada, “Canice işlenen bu cinayetin katil zanlısı Mustafa Murat Ayhan’ın, RE/MAX franchise ofisi sahibi olması bizlerde büyük bir üzüntü yaratmıştır. Katil zanlısı Mustafa Murat Ayhan, RE/MAX sisteminden derhal ihraç edilmiş, franchise sözleşmesi tek taraflı olarak feshedilmiştir” denildi.
SORUMLULARIN EN AĞIR CEZAYI ALACAKLARINA İNANIYORUZ
Açıklamanın devamında, “Gencecik bir kadının daha vahşice katledildiğini öğrenmekten tarifi imkansız bir acı duyuyoruz. Bugüne kadar kadının toplumsal rolünün güçlendirilmesinin öncelikli sorumluluğumuz olduğu bilinciyle hareket ettik. Aynı sorumluluğu birlikte çalışacağımız ve yan yana geleceğimiz insanları seçerken de taşıdık. RE/MAX sistemine dahil olacak tüm bağımsız franchise ofis sahiplerinin (brokerlerın) adli sicil kayıtlarını, referanslarını ve mesleki geçmişini titizlikle değerlendirdik. Bu denli özenli bir süreç yürütmemize rağmen Azra’yı canice hayattan koparan katil zanlısının adımızla anılmasından camiamız adına üzüntü duyuyoruz. Bu vahim olaydan sonra da tüm gücümüzle bu konuda farkındalık ve toplumda anlamlı bir etki yaratmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu elim olayın tüm yönleri ile aydınlatılacağına ve sorumluların en ağır cezayı alacaklarına inanıyoruz. Azra’ya Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verildi.
‘SONRA KIYMETLİ OLACAĞIZ HERKES GİBİ’
21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu’nun 17 Nisan’da sosyal medyadan yaptığı paylaşım şöyle:
Adına sevgi dediğin bağnazlığın bir gün evimizden bir can alacak ve herkes gibi bizi de sonradan koruyacaklar. Her şey bittikten sonra kıymetli olacağız herkes gibi..
Azra Gülendam Haytaoğlu’ndan 28 Temmuz’dan bu yana haber alamayan yakınları durumu polise bildirmiş, yapılan çalışmada genç kızın cesedi, Varsak ormanlık alanında gömülmüş halde bulunmuştu.
Gözaltına alınan şüpheli Mustafa Murat Ayhan nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Geçenlerde bir milletvekili cıktı ve türkiyeyi uyuşturucu merkezi olarak görmeye başladı bu işin içinde olanlar demişti yalanmı degil üllkede uyuşturucu kulananların sayılarına bakın bunlar çevreyede büyük bela ve tehtittir ama yabi ülkede ne dogruki o olsun ülkemiz ne yazikki iyiden iyiye bitti tükendi artık her şeyiyle kötüye gidiyor bu ülke
İstismar etmediğini söylemesi bana inandırıcı gelmedi, kabul etmemesi normal. Neden adını kazıdığını anlatmamış, istismar etmiyorsa bu fantaziyi nasıl yapıyor. Böyle bir şeyi zevk alarak yapmış. Polislerin böyle bir şeyi kaçırması üzücü
Uyuşturucu kullanan o kadar çok kişi varki ..apartmanın kapısına oturup alenen içiyorlar, dışardan bakınca adam zannedersin..içince külçe gibi oluyorlar, elleri ayakları tutmuyor..zor yürüyorlar..bağırıyorsun duymuyorlar..
Haberi okuduğumuzdan beri epeyce gözyaşı döktük. Genç kız kardeşimize Allah rahmet eylesin, bu dünyada aydınlık yüzü göremedi öbür dünyada görsün. Belki hiç yeri ve zamanı değil ama içimizden geçenleri de gizleye gizleye bu tür katliamlara bazen hepimiz neden oluyoruz. Bundan önceki katliamlar da da hepimizin gördüğü ama dillendirenmediği bir gerçek vardı bunu belki de söylemenin, Şu an yeri ve zamanı değil ama ne zamanı?
Üniversitede okuyan gencecik bir kız kendisinden on 20:30 yaş büyük erkeklerle her ne olursa olsun iyi niyetli olsun kötü niyetli olsun ne diye arkadaşlık kurma gereği duyar? Bar işleten bir erkekle ne diye arkadaşlık kurma gereği duyar? Ellerini açmış bir insan olarak ben dahi evimdeki kitaplara gazetelere dergilere yetişemiyorum. Bir üniversite öğrencisi özellikle de sosyal dalda okuyan öğrenciler derslerinden kitaplardan gazetelerden dergilerden sınavlardan sözlü sınavlarından nasıl vakit bulup kendilerinden epeyce yaşlı evli barklı erkeklerle arkadaşlık etme durumunda olurlar? Sosyal medyaların pompaladığı televizyon dizilerinin pompaladığı o sahte görüntüler sahte zenginlikler sahte yaşamlar bu gençlerimizi biraz daha hızla zengin olma o hayatı yaşama isteğiyle bu tür sonların kucağına atmıyor mu? Tekrar Allah’tan rahmet diliyorum bütün genç kızlarımıza genç erkeklerimizi özellikle üniversitede okuyanları öğrenci gibi yaşamaya davet ediyorrum.