Babacan’dan dikkat çeken SADAT çıkışı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği SADAT'la ilgili açıklamalar yaptı.

featured

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, SADAT’ı “iyi” bilmediğini anlatarak, “kati bir delil olmadan suçlamak açıkçası bilemiyorum.” dedi.

Babacan ayrıca “Uluslararası yatırımcılarla çok yoğun bir görüşme trafiğimiz var. Partimiz kurulur kurulmaz başladı ama artan bir tempoyla devam ediyor. Son bir ay içinde toplantı yaptık, yüzden fazla fon yöneticisi katıldı. Dünyanın en büyük fonları bunlar. ” ifadelerini kullandı.

Karar’da yer alan röportaj şöyle:

Kasımda seçim olabilir dediniz. Peki bu kadar az zaman kalmışken altılı masanın henüz ortak aday noktasında hiçbir renk vermemesi eleştiriliyor.

Babacan: Renk vermemesi derken sanki içeride bir karar var da dışarıya sızmamış gibi oluyor. Altılı masada şu ana kadar tek bir isim dahi telaffuz edilmedi. Şu olabilir ya da şu olamaz diye.

Ama bu normal mi? Bir seçimin arefesinde cumhurbaşkanı adayını şimdiden ilan edersek yıpranır diye kenara ayırmak, pamuklara sarmak, onu bir cam fanusun içine koymak, yani bu tip bir cumhurbaşkanı ortak adayı tasarlanıyor imajı vermek doğru mu?

Babacan: Kendi açımızdan bizim kesinlikle böyle bir niyetimiz yok. Ama şu var, cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinden önce geçiş sürecinin yol haritasında mutabık kalınmasında büyük fayda var bir. İkincisi temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Çünkü cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. O soruların cevabını neye göre verecek? “Ben bilmiyorum partilere sormak lazım” dese bir türlü, kafasına göre konuşsa başka türlü. Dolayısıyla altılı masanın ortak politikaları çerçevesinde o işe inanan, o işe gönül veren, benimseyen bir insan olması lazım. Örnek veriyorum. Mesela göç meselesi. Altı partinin göç meselesinde en azından ilkeler konusunda mutabık kalması lazım. Cumhurbaşkanı adayı altı patinin genel başkanından biriyse zaten sorun yok. Ama dışarıdan biriyse, dışarıdaki kişinin de onu içselleştirmesi lazım, belki onun önereceği şeyler de olabilir, oturulur konuşulur, o zaman altılı mutabakat değil, yedili mutabakat gerekir. Önemli bir iş, kolay değil. Biz herşeyi çalışıyoruz, eylem planlarında. Hepsini altılı masaya koymaya hazırız.

Yazın baskın seçim olabilir mi?

Babacan: Yazın sıcağında yapmazlar. Liderler kendi sağlıklarını da düşünürler, yazın sıcağında miting yapmak istemezler. Baskın seçime hazırlıklıyız. Altılı masa hiç olmasaydı, altı genel başkan öyle bir durumda alelacele toplansaydı uzlaşma zor olabilirdi. Ama biz her toplantıda birbirimizi daha iyi anlıyoruz, diyaloğumuz gelişiyor. Arkadaşlarımız birbirini daha tanıyor. Altılı masa olmasaydı, genel başkan yardımcılarımız birbirlerini çok bilmezdi. Ama şimdi aralarında sosyal ilişkiler gelişiyor, oturup kalkıyorlar, çay içiyorlar. Mecliste birbirlerini ziyaret ediyorlar.

‘SADAT İYİ BİLDİĞİM BİR KURUM DEĞİL’

Kemal Bey’in SADAT ziyareti oldu. Sizin bakışınız nedir?

Babacan: SADAT benim iyi bildiğim bir kurum değil. Kurum yaptığı iş nedeniyle mahrem konuları çalışıyorlar anladığım kadarıyla. Böyle olunca da ister istemez soru işaretleri, şüpheler olabiliyor. Bizim elimizde somut bir bilgi ya da belge yok. Diğer partilerin elinde belki de vardır, bilemiyorum…Yani devlet gerçekten hukuk devleti olsa içeride ve dışarıda da bundan korkmamak lazım. Benzer kuruluşlar başka ülkelerde de var. Ama şu an bir hukuk devleti değil Türkiye. Böyle bir kurum, hukuk tanımayan bir yönetim. Bunları yanyana koyduğunuzda insanlar ürküyor olabilir. Ama kati bir delil olmadan suçlamak açıkçası bilemiyorum. Ama eminim ki sayın Kılıçdaroğlu böyle iddialar ileri sürüyorsa bizde olmayan bilgi ve belgeler elinde olabilir.

Erdoğan seçime gitmeyecek, seçimsizlik ortamı olacak, seçim güvenliğiyle ilgili endişeler var, 7 Haziran- 1 Kasım arası gibi senaryolar konuşuluyor, bunlara bakışınız nedir?

Babacan: Seçim güvenliği altılı masanın ortak konusu. Ama bu şu anlamda değil tabii, altılı masanın kolluk kuvvetleriyle sandığa sahip çıkması değil tabii. Biz tamamen meşru hukuk çerçevesinde, ortak belirlediğimiz sandık müşahitleriyle, ortak belirlediğimiz avukat kadrolarıyla 200 bin sandık var, 50 bin okul var. 50 bin avukat gerekiyor. 200 bin sandıkta beş kişiden 1 milyon görevli gerekiyor. Bunu tek bir parti yapamıyor. Altı parti bir araya gelse bölgesel açıklar kapatılıyor. Bunu önemsiyorum.

‘ULUSLARARASI YATIRIMCILARLA ÇOK YOĞUN GÖRÜŞME TRAFİĞİMİZ VAR’

Ekonomi konusunda da bir mutabakat ihtiyacı görüyor musunuz?

Babacan: İster ekonomi, ister dış politika, eğitim, göç olsun biz bu konuların altı siyasi parti tarafından ortak çalışılması gereken konular olduğunu söyledik. Şubat, Mart ve Nisan toplantılarında söyledik. Mesela Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda farklı düşünen bir parti var mı? Yok. O halde çıkalım “Merkez Bankası bağımsız olmalı” diye bunu söyleyelim. Böyle en az 10 tane 20 tane ana başlık rahat buluruz. Böyle 20 tane ana başlığı söylediğiniz anda da işin yüzde 90’ını bir çerçeve içine koymuş olursunuz. Çok önemli. Uluslararası yatırımcılarla çok yoğun bir görüşme trafiğimiz var. Partimiz kurulur kurulmaz başladı ama artan bir tempoyla devam ediyor. Son bir ay içinde toplantı yaptık, yüzden fazla fon yöneticisi katıldı. Dünyanın en büyük fonları bunlar. Münferiden gelenler var. Dünyanın en büyük bankası, dünyanın en büyük fonu. Son bir ay içinde dünyanın en büyük bankasının risk yönetiminden sorumlu kişi çıkıp geldi. Neler neler soruyorlar. Didik didik ediyorlar. Artık geçen seneden farklı olarak yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyorlar. Mevcut yönetim artık bitiyor bunu görüyorlar. Ben bunu 2001’de yaşamıştım. Üçlü koalisyon eriyor, AK Parti belli ki iktidara yürüyordu. Bizim ekonomi politikamızı çok soruyordu herkes. Hatırlarsanız ben o zamanlar İstanbul’da, Boston’da, Londra’da road showlar yapmıştım. Onlar çok etkili oldu. Bu sayede işe başladığımız anda da sıfırdan başlamadık. Şu anda aynı ortamı ben seziyorum. 2002’de iktidara gelirken ki ortamı yatırımcılardan seziyorum. Biz eğer seçimden sonra nasıl bir ekonomi politikası uygulayacağımız konusunda yeteri güveni oluşturamazsak yazık olur. Başka türlü güven oluşturmakta çok güçlük çekeriz. Ortak cumhurbaşkanı adayı da çok güçlük çeker. Özelleştirmeyi soracaklar, yap işlet devreti soracaklar. Ne diyecek. Diyecek birşeyi yok. “Ben bilmiyorum sormam lazım”, “ben bilmem, partiler bilir” diyecek bir cumhurbaşkanı adayıyla nasıl seçime gideceksiniz? Olmaz yani. Bizim kararlı, güçlü, ortak çalışılmış, brifinglerini almış, altı partiyle kendi düşüncesi örtüşmüş adayla pat diye yürüyüp devam etmemiz lazım.

 

Babacan’dan dikkat çeken SADAT çıkışı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Kemal Kılıçdaroğlu, fetöcülerin sahte delilleriyle gaza gelip tazminat ödemeyi alışkanlık haline getirdi zaten. Fevri hareket etmeyen siyasetçilere muhtacız artık. iktidarı muhalefeti aynı oldu.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!