Bahçeli’den Ümit Özdağ’a: Evimizin önüne gecekondu dikmeye kalkanlar…

Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik Özdağ'ın bakanlık önünde yaptığı açıklamalar için “Meydan boş değildir. Kuru gürültüye meydan bırakılmayacaktır” ifadelerini kullandı. "Milliyetçilik" konusunda da “Evimizin önüne gecekondu dikmeye kalkanlara izin vermeyiz” dedi.

featured

MHP lideri Devlet Bahçeli, sığınmacılar meselesiyle ilgili başlayan “milliyetçilik” tartışmasında isim vermeden Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’a göndermede bulunarak, “Evimizin önüne gecekondu dikmeye kalkanlara izin vermeyiz” dedi.

Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik Özdağ’ın bakanlık önünde yaptığı açıklamalar için de “Meydan boş değildir. Kuru gürültüye meydan bırakılmayacaktır” ifadelerini kullandı.

SIĞINMACI SORUNU: UZUN YILLAR TAŞIYAMAZ

Bahçeli, sığınmacı sorunuyla ilgili de “Sığınmacı sorunu, Türkiye’nin uzun yıllar taşıyabileceği bir sorun olmaktan tamamen çıkmıştır. Ancak bu durum ülkemizde misafir halde bulunan sığınmacılara cephe açmak anlamına gelmemelidir” dedi.

‘YOL GEÇEN HANI DEĞİLİZ’

Bahçeli şöyle konuştu:

“Türkiye’de bulunan yabancılarla ilgili duygusal yönü ağırlıklı, provokasyon dozajı yüksek kirli malumatlar, gerçek dışı iddialar, çarpıtılmış videolar ve fotoğraflar sosyal medya kanalı ile servis edilmiştir. Sığınmacı meselesi ülkemizin yumuşak karnı, istismara açık bir yanı haline gelmiştir. Önü arkası hesaplanmadan atılacak her adım toplumun sinir uçlarını tahrip ve tahriş edecek her şey doğrudan uçuruma gidecektir. Bir tezgah artan ölçüde sahnelenmektedir.

Elbette Türkiye yol geçen hanı ve sığınmacı kampı değildir. Demografik özellikler, sosyal doku ve kültürel müktesabat korunmalıdır. Biz gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatan bırakmak konusunda görevliyiz.

Misafir halde bulunan sığınmacılara cephe açmak anlamına gelmemelidir, gelmemelidir. Bugün misafirimiz olanlar yarın komşumuz olacaklardır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Türkiye’nin göçe karşı alacağı önlemler, milli siyaset planlaması ile gerçekçi bir boyut kazanmalıdır.”

İMAMOĞLU VIZIR VIZIR GEZİYOR

MHP lideri Devlet Bahçeli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunu eleştirdi.

İmamoğlu için “Vızır vızır gezmektedir” diyen Bahçeli, “İstanbul İstanbul olalı böyle zillet görmedi” ifadelerini kullandı. “Asıl vız gelip tırıs gidecek olan İmamoğlu’dur” diyen Bahçeli, “İBB Başkanı şayet Cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa karşımıza çıkıp metçe itiraf etsin, etsin ki bizde ona göre muamele edelim” dedi.

İmamoğlu’nun gezisi için MHP lideri, “Kılıçdaroğlu’nun aday olma iştahı, aday gösterilme isteği her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır” ifadesini kullandı.

Bahçeli, CHP yönetiminin bizatihi kendi geçmişiyle, mirasına konduğu tarihi birikimle, Atatürk’ün tam bağımsızlık idealiyle tenakuz halinde olduğunu söyledi.

“Öyle bir zaman aralığındayız ki maalesef dağda çakal, ormanda tilki kalmamış, hepsi siyasetin sağ ve sol kanadına kapılanmıştır.” ifadesini kullanan Bahçeli, “CHP’ye bakınız, bunu görürsünüz. Zillet ittifakının diğer paydaşlarına bakınız, aynısıyla karşılaşırsınız.” diye konuştu.

Aylardır devam edegelen cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusuna henüz kalıcı bir cevap verilemediğini dile getiren Bahçeli, “Zillet ittifakı partileri birbirlerine çalım atmayı, minder dışına itmeyi, birbirlerini faka bastırmayı, zorda bırakmayı adeta meslek edinmişlerdir. CHP yönetiminin, ismi tedavüle sokulan müzmin aday adaylarının itibarı yoktur, iradesi yoktur, inandırıcılığı hiç yoktur. Kılıçdaroğlu’nun aday olma iştahı, aday gösterilme isteği her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

VIZIR VIZIR GEZİYOR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Ramazan Bayramı’nda Karadeniz turuna çıkıp Trabzon ve Rize’de belediye bütçesiyle dar katılımlı mitingler düzenlemesinin “ortamı tekrar kızıştırdığını” dile getiren Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

“Bizim anlayamadığımız, açıklamakta müşkülat çektiğimiz can alıcı husus, bu belediye başkanının hangi şehrimizin siyasi sorumluluğunu üstlenmiş olduğudur. Otobüse doldurduğu gazetecilerle bu belediye başkanı nereye gidiyor? Hangi gizli ve siyasi gündemlerin peşinden sürükleniyor? Doğrusunu isterseniz biz de merak içindeyiz, İstanbul’un şehremini bayram günlerinde Karadeniz’de ne aramıştır? İstanbul’u yüzüstü bırakıp gitmesi siyasi ahlakın neresine sığmıştır? Bir belediye başkanının şehrini terk edip siyasi hesaplar içine girmesi, vızır vızır ortalıkta gezinmesi hangi akla, hangi amaca hizmettir?

İRADESİ İPOTEKLİ

Bu şahıs, cumhurbaşkanı adaylığı için sorulan bir soruya ‘Bu sadece siyasetin işi değil, 6’lı masanın işi değil, milletin işidir’ cevabını vermek suretiyle Genel Başkanı ile açık bir çatışma içine girmekte herhangi bir beis ve sakınca görmemiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı şayet cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa, dış bağlantılı bir talimat veya tembihat almışsa karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin. Etsin ki biz de ona göre muamele, ona göre mukabele edelim.”

Bahçeli, İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zilleti, böylesi bir hezimeti ne gördüğünü ne de yaşadığını ifade ederek, “Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur ve iradesi de ipoteklidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, emanetine tevdi edilen göreve layık olmadığını defalarca ispatlamıştır.” dedi.

‘ERDOĞAN AÇIK ARA YENİDEN KAZANACAK’

İstanbul’un ziyan edildiğini, kaderiyle baş başa bırakıldığını, bu ayıbın kara lekesinin hem belediye başkanının hem de parti yönetiminin alnına kazındığını söyleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kılıçdaroğlu, ‘bayramı karamsar geçirdik. Gülümsemeyi unuttuk.’ diye mesaj yayımlamış. Sayın Kılıçdaroğlu bayramda bol yıldızlı otellerde tatil keyfi sürerken neşeni kaçıran, seni karamsarlığa iten asıl sebep İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında oturan zattan başkası olmadığını artık çocuklar bile duymuştur. CHP’de sular durulmaz, fırtına dinmez, fitne bitmez. Çünkü CHP kulislerin, kuryelerin, hiziplerin, menfaat yarışlarının partisidir.

Zillet ittifakı kimi aday çıkarırsa çıkarsın, 2023 yılının Haziran ayında sandıktan volkan ağzı gibi fışkıracak, sağanak olup yağacak, sel olup taşacak, sevda olup bayraklaşacak irade Cumhur İttifakı’dır, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da yeniden ve açık ara farkla seçilecektir.

Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey söz konusu olamayacaktır. Türk milleti belirsizliğe prim vermez. Türk milleti kuzguna gönül vermez. Türk milleti maceraya heves etmez. Verir oyunu sağlam iradeye, bozar alayını inceden inceye.”

PROVOKASYON İDDİASI

Huzurumuzu kaçırmak, iç barış ortamımızı karıştırmak ve kargaşaya hapsetmek için faal halde bulunan odaklar bayramda iyice su üstüne çıkmışlardır.

Türkiye’de bulunan yabancılarla ilgili duygusal tonu ağırlıklı, tepkisel yönü baskın, provokasyon dozajı yüksek kirli malumatlar, gerçek dışı iddialar, çarpıtılmış haber ve fotoğraflar özellikle sosyal medya kanalıyla yoğun olarak servis edilmiştir. Kabul edilmelidir ki sığınmacı meselesi ülkemizin yumuşak karnı, istismara müsait bir zaafı haline gelmiştir.

“SOSYAL DOKU, KÜLTÜREL MÜKTESEBAT KORUNMALIDIR”

Öncelikle sağduyulu ve soğukkanlı kavrayış ihmal edilemez bir zorunluluktur. Önü arkası hesaplanmadan, sonuçları basiretle öngörülmeden atılacak her adım, toplumun sinir uçlarını tahriş ve tahrip edecek her yaklaşım doğruca uçuruma açılacaktır. Anlaşılan sığınmacılar konusunun kaşınıp kanatılmasıyla ilgili vahim bir tertip ve tezgâh artan ölçekte körüklenmektedir. Dikkatli, tedbirli, temkinli, donanımlı ve gelecek perspektifli politikalar partiler üstü bir anlayışla ele alınıp kademe kademe tatbik edilmelidir. Elbette Türkiye yolgeçen hanı, göçmen ve sığınmacı kampı değildir.

Elbette Anadolu coğrafyasına mühür vuran aziz millet varlığının demografik özellikleri, sosyal dokusu, kültürel müktesebatı korunmalıdır. Bunlara titizlik gösteriyorken, yabancı düşmanlığını ve ırkçılığı teşvik eden boyunduruk altındaki çevrelerin söz, yazı, açıklama ve şedit tuzaklarına da azami derecede uyanık olmak şarttır.

‘İL SAYISI 100, NÜFUS 100 MİLYON’ HEDEFİ

Biz gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatan, bir millet, bir devlet emanet etmekle mesul ve mezunuz. Biz il sayısı 100 olan, nüfusu da 100 milyona ulaşmış bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Şunun da farkındayız ki, sığınmacı sorunu Türkiye’nin uzun yıllar taşıyabileceği, hazmedebileceği ve tahammül edeceği bir sorun olmaktan tamamen çıkmıştır.

BUGÜN MİSAFİRİMİZ YARIN KOMŞUMUZ

Ancak bu çarpıcı gerçek ülkemizde misafir halde bulunan sığınmacılara cephe açmak, sosyal ve ekonomik hayattan tecrit etmek anlamına gelmemelidir, bize göre de gelmeyecektir. Nihayetinde Suriyeli sığınmacılar bugün misafirimizse, yarın komşumuz olacaklardır. Komşu komşunun külüne de her zaman muhtaçtır. Bir defa Türkiye’nin sığınmacı akınına ve düzensiz göçe karşı alacağı etkili önlemler; geniş çaplı, gerekçesi ve gelecek hedefleri isabetle belirlenmiş milli siyaset planlamasıyla gerçekçi bir boyut kazanmalıdır. Çünkü sığınmacı sorunu aynı zamanda kapalı devre faaliyet gösteren örgütlerin, istihbarat kuruluşlarının telkin, tazyik ve yönlendirmesine son derece açık haldedir. Üstelik toplumsal tansiyonu yükseltmek, birkaç münferit asayişsizliği sanki her yerde yaşanıyormuş gibi takdim ve teşhir etmek için pusuda bekleyen sorumsuz ve hastalıklı zihniyetlerin son zamanlarda tehlikeli şekilde yaygınlaştığı da malumlarınızdır.

BAZILARI ÇIKMIŞ SIĞINMACI SAYISI 10 MİLYON DİYOR…

Bu karanlığın içinde Türkiye aleyhtarı ajanların cirit attıklarını ileri sürmek de bir vehim olarak değerlendirilmemelidir. Bazıları çıkmış sığınmacı sayısını 8 milyon, bazıları da 10 milyon olarak iddia ediyor. Bunların hepsi palavradır ve temelsiz iddiadır. Devletin kayıtları ortadadır ve bizi bağlayan da bu kayıtlardaki verilerdir. Yapılan son resmi açıklamalara bakarsak, ülkemizde 5 milyon 500 yüz bin 690 yabancı bulunmaktadır. Türkiye genelinde sığınmacı sayısı 4 milyon 82 bin 693’tür. Bu toplam içinde geçici koruma statülü Suriyeli sığınmacı sayısı da 3 milyon 762 bin 686’dır. 2017 yılından buyana Suriyeli sığınmacılara yeni katılımların olmadığı anlaşılmaktadır. Ülkemizde 1 milyon 417 bin yabancının ise ikamet izni bulunmaktadır. Bunların 300 bini uluslararası koruma kapsamındadır. Bunun yanında düzensiz göçle ülkemize gelenler vardır ve bunların uyrukları da bellidir. Sığınmacılar mülteci değildir, göçmenler de sığınmacı değildir. Evvela kavramların hukuki netliği mutlaka sağlanmalıdır. Türkiye’nin geçici koruma statüsüyle ağırladığı Suriyelileri gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde yurtlarına ve yuvalarına sevk etmeleri önümüzdeki en önemli gündem konularından birisi olmalıdır.

Ayrıca düzensiz göçe kesinlikle müsaade edilmemeli, yakalananlar hemen ülkelerine gönderilmelidir.

ESAD’IN AF İLANI

Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan iç çatışma ortamı geçer geçmez, yanan ateş söner sönmez, kaos ortamı biter bitmez, sükûnet sağlanır sağlanmaz ülkelerine dönüşleri elbirliğiyle, güç birliğiyle, insan haklarına muvafık şekilde ve hepsinin rızasıyla hayata geçirilmelidir.

Suriye devlet başkanının 30 Nisan 2022 tarihinde ilan ettiği genel af kararı mühim ve geri dönüşleri kolaylaştırıcı bir gelişmedir. Bu kapsamda hükümetin uygulayacağı her politikayı sonuna kadar destekleyeceğimiz herkes tarafından bilinmelidir.

‘SIĞINMACILARI CELLADA TESLİM ETMEYİZ’

Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı Hareket Bölgeleri’nde Türkiye güvenliği temin etmiştir. Bugüne kadar Afrin, Azez, El Bab, Cerablus, Mare, Tel Abyad ve Resulayn’a toplamda 490 bin Suriyeli yerleştirilmiştir. Uluslararası finansman imkanlarından istifadeyle, yani külfetin eşit paylaşımıyla, terörden arındırılmış bölgelerde insani yaşam alanlarının kurulması ve Suriyelilerin yurtlarına emniyet içinde kavuşmaları mümkündür. Kaldı ki hükümetin iradesi de bu yöndedir. Ancak hiçbir sığınmacıyı, hiçbir masumu elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz, böylesi bir vahşete ortak olamayız. Bize göre briket evlerin yapımı değerli bir adım, insani ve vicdani bir atılımdır.

DEMOGRAFİK İSTİKBALİMİZ SAĞLANACAK

Geçici koruma statüsü altında bulunan Suriyeli kardeşlerimizi kavganın ve kutuplaşmanın içine çekmek isteyen, bu suretle milletimizi tahrik ve tacize yeltenen kim ya da kimler varsa Türkiye’nin hasmıdır. Bunlar aynı zamanda görevli provokatörlerdir. Türkiye’nin yarınlarında sığınmacı sorunu inşallah olmayacaktır. Bu sorun çözüm iradesiyle buluşturularak demografik istikbalimizin güvenliği sağlanacaktır. Cumhur İttifakı’nın kararlılığı budur. Fakat şunu da unutmayalım ki, Türk milleti kapısını ve gönlünü açtığı hiçbir mazluma sırt dönmemiş, bundan sonra da dönmeyecektir.

Aziz varlığına sığınanlara yüzünü çevirmemiş ve çevirmeyecektir. Yabancı düşmanlığıyla siyaset yaptığını zannedenler Türk milletinin asaletini bilmeyen, ahlakını ve soylu duruşunu tanımayan gafillerdir. Tekraren ifade etmeyi mecburi addediyorum ki, sınır aşan göç konusunu bir proje olarak hazırlayan, nesnel tekliflerini kamuoyuyla paylaşan, mültecilere, sığınmacılara, göçmenlere karşı takip edilecek politikaları sosyolojik, ekonomik, psikolojik ve tarihsel boyutlarıyla analiz edip siyaset oluşturan tek parti Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

KİMSE SIRTIMIZDAN KURBN KESMEYE KALKMASIN

Cumhur İttifakı ne yaptığının farkındadır. Milliyetçi Hareket Partisi ne söylediğinin şuurundadır. Gerginlik çıkararak düşmanlığa yatırım yapanlar art niyetlidir. Bunların lügatinde kardeşlik, hoşgörü ve duyarlılık diye bir şey yoktur. Gitsinler demekten başka bir şey söylemekten aciz olanlar Türkiye’nin imajını ve itibarını karalayan hastalıklı zihniyetlerdir. Her türlü sorunu milli, manevi ve tarihi tecrübeyle çözecek tek irade Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’dır. Gerisi sadece köhne ve küstah sokak dedikoducularıdır. Türk milliyetçiliği ırkçılığı kesin bir dille reddeder. Türk milliyetçiliği yabancı düşmanlığını amasız, fakatsız telin edip elinin tersiyle iter. Hiç kimse sırtımızdan kurban kesmeye heveslenmesin. Hiç kimse rol çalıp bizim değerlerimiz ve fikriyatımız üzerinden ahkâm kesmeye teşebbüs etmesin. Biz evimizin önünde gecekondu dikmeye hazırlanan siyaset simsarlarına izin vermeyiz.

KARA KAPLI DEFTERLER KAPANMADI

Türk milliyetçiliği bir gönül hareketi, bir sevda seferberliği, bir ahlak meziyeti, milletine aşkla ve karşılık beklemeden bağlanmış bir şehadet ve kahramanlık kervanıdır. Kervanımızı taşlayan olursa, yolumuza çıkan bulunursa, tekerimize çomak sokmak için fırsat kollayan görülürse, buradan hepsini uyarıyorum, sanmasınlar kapandı kara kaplı defterler, bir gün mutlaka ödenecek en ağır bedeller.

ÜMİT ÖZDAĞ’A TEPKİ: MARJİNALLEŞMİŞ SİYASETÇİ

Terörle mücadelenin en kilit bakanlıklarından birisi İçişleri Bakanlığı’dır. İçişleri Bakanımız bayramı Hakkari Şemdinli’de kahraman Mehmetlerimizle ve yöre insanımızla karşılamıştır.

Bugüne kadar İçişleri Bakanlığı’nın önünde eylem yapmak, olay çıkarmak sadece ve sadece teröristlerin gayesi olmuş, çok şükür buna da şu ana kadar muvaffak olamamışlardır. Geçtiğimiz hafta nefret ve öfkesine hakim olamayan marjinalleşmiş siyasetçiler tarafından İçişleri Bakanımızın hedef alınması, bunların mezkur bakanlığın önüne yığınak yapmaları milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır.

İÇİŞLERİ ÖNÜNE GELENLER…

Terörle mücadelede büyük başarısı olan bir bakanı ve onun şahsında hükümeti parmak sallayarak tehdit etmek utanç verici bir alçalma halidir. İçişleri Bakanlığı’nın önüne gelenler Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerdir, terörün ömrünü uzatmak için çırpınan zavallılardır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli komutanlarına, kahraman askerlerimize, İçişleri Bakanımızla Milli Savunma Bakanımıza bühtan içinde olanların, sanki komut almışçasına saldırı düzeneğine geçenlerin, bir senaryo dahilinde yıpratmaya kalkışanların tam karşısında Milliyetçi Hareket Partisi vardır ve taviz vermesi imkansızdır. Teröristlerin dahi cesaret edemediği protestolarla İçişleri Bakanı’mıza saldırmak, itibarsızlaştırmaya çabalamak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. Buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır.

‘MEYDAN BOŞ DEĞİL’

Kimin bir meselesi varsa, kimin bir hesabı bulunuyorsa hukuk yolu açıktır. İçişleri Bakanlığı’nın önünde toplanıp tehditler savurmak, sayın bakana ismiyle ve kaba bir şekilde hitap etmek devlet umurunu, devlet vakarını saygısızca ayaklar altına almak demektir. Hiçbir bakanlığımız gelişigüzel nümayiş yeri değildir. Hiçbir bakanlığımız siyasi rant devşirmenin alanı değildir.

Devletin itibarını lekelemeye çalışanlar önce kendi itibarsızlıklarına, kendi izansızlıklarına kafa yormalıdır. İçişleri Bakanı’mıza ismiyle hitap edip erkeklik hatırlatması yapan ve aklınca meydan okumaya kadar işi götürenler öncelikle hangi melanetin ümidi, hangi kumpasın figüranı olduklarını düşünmelidir. Bir kez daha dile getiriyorum, terörle mücadeleyi muazzam bir irade ve inanmışlıkla icra eden devlet ve siyaset adamlarımıza dil uzatanları sonuna kadar kınıyor, akıllarını da başlarına almalarını hassaten tavsiye ediyorum. Meydan boş değildir. Kuru gürültüye pabuç asla bırakılmayacaktır.

MUHALEFETE OSMAN KAVALA TEPKİSİ

Zillet ittifakının terörist Demirtaş ile Soroscu Osman Kavala hayranlıkları, bu Türkiye düşmanlarına methiyeler düzmeleri akılla, mantıkla izah edilemeyecektir. Osman Kavala hakkında verilen mahkumiyet kararından sonra CHP’sinden İP’ine kadar zillet partilerinin hepsi zıvanadan çıkmışlar, hop oturup hop kalkmışlar, maksat ve meşreplerini tamamıyla deşifre etmişlerdir.

Bu şer cephesi hangi milli meselede bu kadar ortalığa dökülmüşlerdir?

Bu Osman Kavala’nın sırrı nedir?

CHP’deki ağırlığı, diğer zillet partilerindeki sempati halkası, hayran kitlesi nasıl yorumlanmalıdır?

BİLDİĞİMİZ TEK OSMAN

Gezi Parkı olaylarında baş aktör olan, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün öncesi ve sonrasında karanlık ilişkiler ağı içinde bulunan bir suçlunun avukatı kesilen siyasetçiler ihanete destek çıktıklarını ne zaman göreceklerdir?

Adliye binalarının önünde nefretlerini kusanlar Soros’un kuklaları, zalimlerin Truva atlarıdır. Bunlar ne adalet bilirler, ne hukuk tanırlar, ne de milli ve manevi değerlere saygı duyarlar. Cumhurbaşkanı’na hakareti normal, bir suçlunun ceza almasını anormal görecek kadar çılgına dönen bu ucubelere Türkiye emanet edilemez, Soros kalıntılarına Türk milleti müstahak olamaz. Sorosçu Osman’la yatıp Sorosçu Osman’la kalkanlara özellikle hatırlatırım ki; Biz Hz. Osman’ı biliriz, Osman Gazi’yi biliriz, Plevne kahramanı Osman Paşa’yı biliriz, dahası Topal Osman’ı biliriz, ancak Soros’a ruhunu satmış Osman Kavala’yı bilmeyiz, bilmeyeceğiz. diğerleriyle aramızdaki fark buradadır. Çok şükür bizim mazimizde pek çok imrenilecek Osman vardır ki, bunlardan birisi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakınında bulunan, cesaretiyle nam salmış Topal Osman’dır.

Ankara’da Papaz’ın Bağı’nda düzenlenen suikastla hayatını kaybeden Topal Osman’ın aziz anıları duruyorken, Osman Kavala’nın peşine düşenler tarihin yanlış tarafına savrulan işgal tortularıdır. Rahmetle ve hürmetle yad ettiğimiz merhum Topal Osman’ın hakkının yendiği, haksızlığa uğradığı sonraki yıllarda tescil edilmiştir. Madem bir hak teslimi zaruridir, o halde Türklüğün bu bıçkın, korkusuz ve aslan parçasına iadei itibarı da yapılmalı, vatan ve millete hizmetleri takdirle ve hürmetle sahiplenilmelidir. Bizim Osmanlarımız bize sonuna kadar yeter. Türk düşmanlarının Osmanlarına, onlara omuz verenlere, onlarla işbirliği yapanlara ruhumuzla karşı durmaya, şuurumuzla karşı çıkmaya, hesaplarını bozmaya muktediriz, hepsinin bileğini Allah’ın izniyle de bükeriz. Bizim Osmanlarımız soyludur, dualıdır, vatanseverdir. Onların Kavalalı Osmanı da Türkiye’nin sabıkalı düşmanıdır.”

 

Bahçeli’den Ümit Özdağ’a: Evimizin önüne gecekondu dikmeye kalkanlar…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. Sayın Bahçeli, siz kendisine ileri geri konuşmanıza rağmen Ümit Özdağ size çok düzgünce cevaplar veriyor. Sizin, “milliyetçiliği ayaklar altına almış” olanlarla birlikteyken söz söyleme hakkınız olduğunu düşünmüyorum. Ancak yaşıtlarınızın ve akranlarınızın oyunu alabilirsiniz. Genç, dinamik, etkin milliyetçilerin oyunun gideceği yer belli.

  2. 10 Mayıs 2022, 12:36

    Çakma Kurtlar, Gerçek Kurtlara dayanamıyor, söyleyen değil söyleten bakacaksın demek ki.

  3. Düne kadar ağzınızı bıçak açmadı, şimdi maşallah 2 günde 1 açıklama geliyor.

  4. gecekondu diyorsunuz ama anketlerde zafer partisi görülmüyor bile..
    baraja ona buna takılmayacağız.
    aklımıza yatan partiye oy vereceğiz.
    baraj vatandaşın sorunu değil !
    ZAFER partisini göreceksiniz !

  5. nüfusun o kadar da bir önemi yok artık, iyi örgütlenmiş, maddi imkanı yüksek, teknolojisi ileri ülkeler 100 değil 200 milyonluk ülkelerden hem ekonomik hem siyaseten üstün.. 100 milyonluk mısır 10 milyonluk isveçten daha mı güçlü
    sahaya gelirsek de 5milyonluk israilin 100milyonluk arap ordusuna yaptıkları daha dün gibi…
    içi boş olduktan sonra trilyon olsa ne yazar. robot çağına gidiyoruz, ne nüfusu, hangi devirde yaşadığından haberi yok
    2. dünya savaşından bu yana devir kaynak devri.. kaynağa para ile erişirsin, paraya teknoloji ile erişirsin

  6. Sanki Türk halkında on paralık kredisi kalmış gibi konuşmuş..

  7. Sadece bir cümle okudum. Ev dediğiniz yer, metruk mekan kapsamında artık. İçinde ırz düşmanları, pudracilar gizleniyor. Once kendinizi temizleyin, ve diğer insanlarin evlerine göz dikmeyin. Zafer partisi gecekondu değil, ümit ozdagin ve diğer vatanseverlerin alın teridir. Teşekkür etmen gerekirken çamura kalkıyorsun.

  8. 10 Mayıs 2022, 19:43

    Tatavayı bırak ümmetcilerle el ele tutuşanlara bu halk şeçimler geldiği zaman cevabını verecek.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!