Balyoz davası yeniden… İşte Çetin Doğan’ın yapacağı savunma

Yargıtay’ın Balyoz kumpasında aralarında Çetin Doğan’ın da bulunduğu 7 sanık hakkındaki beraat kararını bozmasının ardından, davada 'son perde' pazartesi günü açılacak. E. Org. Doğan'ın savunmasını "Bu dava ile yargı erki ‘Bal gibi Balyoz vardı’ diyen siyasilerin amaçlarına hizmet etmek suretiyle de bir bakıma Türk Ordusuna, Mustafa Kemal'in Askerlerine kumpas kuranları aklamak için alet edinilmiştir" diyerek noktalayacağı öğrenildi.

featured

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, FETÖ’nün Balyoz kumpasına ilişkin davada beraat eden emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Tümgeneral Behzat Balta, emekli Tümgeneral İhsan Balabanlı, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Kurmay Albay Emin Küçükkılıç ve emekli Albay Erdal Akyazan hakkındaki beraat kararını 14 Haziran 2021’de oy birliğiyle bozmuştu. Yeniden görülen Balyoz davasında, 5 Eylül’de görülecek karar duruşması öncesinde davaya bakacak olan İstanbul Anadolu 4. Ceza Mahkemesi Başkanı ve mahkemeye üye hakimlerin değişmesi dikkat çekmişti. “Suç için anlaşma” suçundan 3 aydan 12 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istenen komutanlar, pazartesi günü hakim karşısına çıkacak.

İŞTE O SAVUNMA

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, davada yargılanan E. Org. Çetin Doğan’ın yolladığı mektubu köşesine taşıdı. Doğan’ın, davada yapacağı savunma şöyle:

“Yargıtay 16. Ceza dairesinin dava konusu bozma ilamında atılı suça ilişkin bütün iddialar irdelenmiş; tamamının hiçbir yasal dayanağı olmadığı ortaya konmuştur. Savunmanın başlangıcında Sayın Mahkeme Başkanından söz konusu Yargıtay ilamında yer alan ‘Atılı Suça İlişkin İddiaların’ mesnetsiz olduğunu ortaya koyan kanıtlarımıza karşı, Sayın Duruşma Savcısının huzurda her bir yanıta karşı varsa diyeceklerinin sorularak alınması talep edilecektir. Savunmada dile getirilecek Yargıtay İlamında yer alan mesnetsiz iddiaların konu başlıkları ve içeriklerine ilişkin yanıtlarımız aşağıda özetlenmiştir.

‘BALYOZ KUMPAS DAVASININ’

Yargıtay İlamı Kaleme Alanlar Balyoz Kumpas Davasının Yeniden Görülmesi

Sonucunda Beraat Kararı Veren Mahkemenin ‘Gerekçeli Kararını’ Okumamışlardır.
Yargıtay bozma İlamının iddia ettiği eksikliklerin başında aşağıda gerçeği yansıtmayan ifadeler yer almaktadır:
‘Anılan dijital delillerin hiçbirinin güvenilir ve hükme esas alınabilir olmadığı değerlendirildiği, tanık dinleme gereğine ise hiç tevessül etmediği, AYM’nin kararı çerçevesinde denetlenmesi cihetine gidilmeden kategorik olarak delil değeri taşımadıkları yönündeki kabulde isabet bulunmadığı.’
Oysa yeniden yargılama safhasında dönemin Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ının 03.11.2014 tarihinde mahkeme huzurunda tanık olarak beyanları alınmıştır. Yargıtay İlamında yer alan iddianın aksine, davanın yeniden görülmesi sürecinde İstanbul Teknik Üniversitesinden tayin edilen yeni bilirkişi heyetince dijital deliller denetlenmiş, bütün bilirkişi raporlarının ayrıntılı irdelenmesi yapılmış; varılan sonuç ‘Gerekçeli Kararda’ aşağıdaki fotoğraf alıntısında olduğu gibi yer almıştır:
Yargıtay Bozma İlamında (Sayfa: 36, birinci paragraf son cümle), ‘İttifakın farkına varılması üzerine, bir kısmının emekliliği istemesi, bir kısmının Askeri Şura’da Emekli edilmesi’ iddiası yer almaktadır. Oysa Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanının tanık olarak huzurda verdikleri beyanlara atıfta bulunan Anadolu 4.ACM’nin gerekçeli kararında söz konusu komutanların ‘darbeye karşı çıkılması ve bunun engellenmesi için çaba gösterilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır’ şeklindedir.
Ayrıca dava konusu bozma ilamında sanıklar hakkında verilen beraat kararının mahiyeti de gözden kaçmıştır. Söz konusu gerekçeli karardan aşağıda yaptığımız fotoğraf alıntısı, sanıkların sadece ‘T.C. İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Men Etmeye’ teşebbüs kararının bozulmasından ibaret olmadığı, ‘Suç İçin Anlaşma suçlarını işledikleri yönünde mahkûmiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı’ açıkça belirtilmektedir.

‘GERÇEK DIŞI İDDİALAR…’

Yargıtay İlamında 1. Ordu Plan Seminerinde Yapılmamış Konuşmalar, Gerçek Dışı İddialar Hükme Esas Alınmıştır.
Ordu Plan Seminerinde yapılan bütün konuşmalar aşağıda alıntısını yaptığımız yerel Mahkemenin Gerekçeli Kararında yer aldığı gibi Ordu komutanının emriyle baştan sona kadar kesintisiz olarak kayda alınmıştır.
Ses kayıtlarının çözümü İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesince yapılmıştır. Çözümlerde bazı eksiklikler ve yanlış ifadeler olmasına rağmen özü itibariyle çarpıtılamadığı için tarafımızdan kabul görmüştür. Yargıtay İlamında yer alan aşağıdaki ifadeler Seminer ses Kayıt çözümlerinde bulunamamaktadır.
‘Plan Seminerinde Hükümeti cebren ıskata yönelik konuşma yaptıkları, Hükümeti cebren devirmeye yönelik kasıtla hareket ettikleri, bunu açıkça ifade ettikleri, Hükümeti cebren ıskata yönelik planların hazırlandığına ilişkin beyanların varlığı.’
Bu ifadeler ‘Milli Orduya Kumpas’ kurulduğu dönemdeki adıyla ‘Hizmet Erbabının’ basın yayın kuruluşlarının medyasında yer almıştır. Atılı suça kanıt olarak seminerde yapılan konuşmalar gösterilmiş olmasına rağmen, seminer ses kayıt çözümlerinden özenle seçilerek kopyala-yapıştır suretiyle söz konusu bozma ilamına yapıştırılan metinlerde yukarıdaki ifadeleri destekleyecek bir ima dahi bulunmamaktadır. AK Parti ismi seminerde hiç telaffuz edilmemiştir.

‘SIRALI KOMUTANLIKLARIN ONAYINI ALMIŞ…’

Seminerinde Yapılan Konuşmalardan Yargıtay İlamında Yer Alan Alıntılar
Seminerde 42 sunum yapılmış olup, bunlardan yedi adedi sıkıyönetim planlarına ilişkindir.
Yargıtay ilamında seminerde yapılan sunumlardan sadece üçünden alıntı yapılarak atılı suç fiiline kanıt olarak gösterilmiştir. Oysa Sıkıyönetim planlarına ilişkin bütün sunumlar sıralı komutanlıkların onayını almış, format ve içerik olarak tamamen sıkıyönetim konularını içermektedir.

Söz konusu sunumların Yargıtay İlamında atılı suçla itham edilmeyen diğer sıkıyönetim sunumları mukayesesinde görüleceği üzere; birbirinden mekân, birlik ve kişi isimleri dışında pek farklı olmayan ayni formattaki sıkıyönetim planlarıdır. Sunumlarda ayırt edici bir özelliğin bulunmaması, Yargıtay ilamında suçlamaların metin içeriğine göre olmadığını, daha çok sunum yapanlara atfedilen kişilik özelliğine dayandırıldığını kanıtlamaktadır.

Yargıtay İlamında yer alan seminer konuşmalarından yapılan diğer alıntılar ise tamamen seminerde yapılan takdimlerden sonra konunun tartışılmasında sanıkların seminere katkı amacıyla irticalen yaptıkları konuşmalardan derlenmiştir. Bu alıntıların da atılı suçla hiçbir şekilde bağlantı kurulamayacağını da göstermek amacıyla dava konusu ilamda en başta yer alan Sayın E. Kur. Alb. Erdal Akyazan’ın irticalen yaptığı konuşmadan yapılan alıntı aşağıya çıkartılmıştır:

‘Komutanım Türk Silahlı Kuvvetleri en tehlikeli senaryo olarak belirlenen bu senaryo ki, bana göre hafif bir senaryo, bunun daha ağır veçheleri de var. Bu senaryonun iç müdahale etmek için, iç tehdidi bertaraf etmeyi, behemehâl bertaraf etmeyi takiben iç hat manevrasında olan bir ülkenin yapması gereken şeyi son derece tereddütsüz, sert ve seri bir biçimde yapması lazım, demokratik olmayan unsurların demokrasiyi yıkmak için demokratik haklardan yararlanmasına müsaade etmek akıllı devletlerin çözüm tarzı olmamalıdır.’

Yukarıdaki alıntı Plan Seminerinde Olasılığı En Tehlikeli Senaryo (OYTS) çerçevesinde Türkiye genelinde durum değerlendirmelerinin ardından konunun tartışılmasına ilişkin yapılan konuşmadan alınmıştır. Kur. Alb. Erdal Akyazan’ın konuşması 10 dakika sürmüştür. Aşağıdaki Yargıtay İlamındaki alıntı konuşmasının son dakikası içerisinde sarf ettiği iki cümledir. Erdal Akyazan’a ilişkin dava konusu ilamda ‘Suç İçin İttifak’ fiiline başkaca bu kanıt (!) yer almamaktadır.

Çetin Doğan’ın konuşmalarından yapılan alıntılar ise, dönemin Birinci Ordu Komutanı olarak seminerin yöneticisi olması nedeniyle, seminerin akışı içerisinde yaptığı konuşmalardan alıntılardır. Yargıtay ilamında Ordu Plan Seminerinde Yapılan Konuşmaların ‘TSK’nin Görev Yetki ve Sorumluluğu İle Bağdaşmadığı’ İddia edilmektedir.

Ordu Plan Seminerinde Egemen Harekât Planı irdelenmiştir. Harekât Planları, ana plana bağlı birçok eklerden meydana gelir. Sıkıyönetim Planı da Egemen Harekât Planının (EK-O) ekidir. Yargıtay İlamında Plan seminerinden yapılan alıntılar sadece sıkıyönetim planlarının takdimleri ile konuya ilişkin yapılan takdim ve müzakerelerden alınmıştır. Sıkıyönetim planlarının gündeme gelmesi ise senaryoda hükümetçe sıkıyönetimin ilan edildiği farz ve kabul edilmiş olmasındandır.

Sıkıyönetime ilişkin sunum ve müzakereler Plan Seminerinin icra edildiği tarihte yürürlükte olan yasa ve yönergelerin oluşturduğu yasal zeminde icra edilmiştir. Bu bağlamda yerel mahkemenin ‘Gerekçeli Kararında ayrıntılı olarak da yer aldığı gibi 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu’nun Ordu Plan Seminerinin icra edildiği dönemde yürürlükte olan 2’inci maddesi ‘a’ fıkrasında aşağıdaki hükümleri sıkıyönetim komutanlarına verilen yetkinin kapsamını açıklıkla ortaya koymaktadır.

‘Sıkıyönetim altına alınan yerlerde genel güvenlik ve asayişe ilişkin zabıta kuvvetlerine ait görev ve yetkiler Sıkıyönetim Komutanlığına geçer. Zabıta Kuvvetleri bütün teşkilatı ile Sıkıyönetim Komutanının emrine girer’ hükmü yer almaktadır. Esasen bu bağlamda, ‘Sıkıyönetim Komutanı ve yardımcılarının 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile diğer kanunlarla kolluğa verilen yetki ve sorumluluklara da sahip olacağı’ açıkça belirtilmiştir.

Kapatılan İstanbul 10. Ağır ceza Mahkemesinde seminere gözlemci sıfatı ile katılan 15
general/subay tanık olarak dinlemiş ve kendilerine aşağıdaki soru yöneltilmiştir:
‘Seminerde bir darbe planı görüşülüp, görüşülmediği, rutin dışına çıkılıp çıkılmadığı; Seminerde 1. Ordu Egemen Harekât Planının Geri Bölge Emniyeti ile Sıkıyönetim planlarının görüşülmesi bir darbe planlaması olarak gösterilebilir mi?’

Yöneltilen bu soruya karşılık tanıkların her biri ‘Seminerin cereyanı esnasında, ‘Cereyan Tarzı Planına’ uygun olarak yapılan konuşma ve tartışmaların rutin dışına çıkılmasının söz konusu olmadığı, aradan uzun zaman geçmiş olduğu için tartışmaların ayrıntılarını hatırlamamakla birlikte bir darbe planı görüşülmüş olsaydı bunu mutlaka hatırlayacakları’ yolunda beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlar üzerine, FETÖ mensuplarının oluşturduğu kapatılan İstanbul 10. ACM heyeti seminerin icrası ve yönetiminde bir suç unsuru olmadığına karar vermiştir.

Esasen Genelkurmay ve Kuvvet Karargahlarından katılan 15 gözlemci general/subay dahil 162 kişinin hazır bulunduğu seminer salonunda yedi kişinin Yargıtay İlamında yer alan ‘atılı suçu işlemek için aralarında anlaşma yaptıkları’ iddiasının akıl, mantık ve izan dışı olduğu izahtan varestedir.

SONUÇ

Yukarıda da belirtildiği gibi Ordu Seminerde yapılan bütün takdimler ve plan üzerindeki
müzakereler kesintisiz olarak Ordu Komutanının emri ile kayda alınmıştır. Ordu Plan Seminerinde dayanağını Milli Siyaset Belgesi ve Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi dokümanlarından alan bir senaryoya dayalı olarak, Yunanistan’ının karasularını 12 mile çıkarması halinde uygulanacak Egemen Harekât Planı irdelenmiştir.

Seminer tam bir beyin fırtınası şeklinde icra edilmiş, seminer sözcüleri tarafından önceden belirlenen konular hakkında takdimler yapılmış, yapılan takdimler konusunda katılımcılar görüş ve önerilerini tam bir serbestlik içerisinde ifade etmişlerdir. Semineri yöneten Ordu Komutanı katılımcılara sorular yöneltmiş, zaman zaman da tartışmalarda öne çıkan hususları vurgulamıştır. Ordu Komutanı dâhil bütün seminer katılımcıların yaptığı konuşmalardan ‘Suç için ittifak’ fiilinin Yargıtay ilamında yer alan 7 sanık tarafından işlendiği iddiasını destekleyecek en küçük bir ima dahi bulunmamaktadır.

Yerel mahkemenin 31 Mart 2015 tarihli gerekçeli kararında aşağıdaki hüküm yer almaktadır: ‘Plan seminerinde OYTS oynandığından, yukarıda belirtilen yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda seminerde yapılan konuşmalar bir bütün olarak ele alınıp suç tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirme yapıldığında sanıkların atılı suçları isledikleri yönünde bir sonuç ve kanaate varılamamıştır.’ Bu hükmünün geçersizliğini ortaya koyan hiçbir somut olgu dava konusu Yargıtay ilamında yer almamaktadır.

‘MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİNE KUMPAS’

Sonuç olarak; bu dava ile yargı erki ‘Bal gibi Balyoz vardı’ diyen siyasilerin amaçlarına hizmet etmek suretiyle de bir bakıma Türk Ordusuna, Mustafa Kemal’in Askerlerine kumpas kuranları aklamak için alet edinilmiştir.”

Balyoz davası yeniden… İşte Çetin Doğan’ın yapacağı savunma

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!