FETÖ’nün Balyoz kumpasına ilişkin davada beraat eden 6 emekli komutan bugün Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmaya ‘pandemi’ gerekçe gösterilerek tek bir basın mensubu bile alınmadı. Sanıklar, mahkemenin ‘direnme kararı’ vermesini talep etti. Mahkeme heyeti ara kararında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan itiraz başvurusununu sonucunun bekleneceğini bildirerek, duruşmayı erteledi.
VERYANSIN TV
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nce haklarındaki beraat kararı bozulan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tümgeneral Behzat Balta, emekli Tümgeneral İhsan Balabanlı, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Kurmay Albay Emin Küçükkılıç ve emekli Albay Erdal Akyazan yıllar sonra FETÖ’nün Balyoz kumpası nedeniyle yeniden hakim karşısında.
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 28 Şubat davası nedeniyle cezaevinde bulunan Çetin Doğan SEGBİS’le katıldı. Duruşmada Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, İhsan Balabanlı, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç yer aldı.
GAZETECİLER DURUŞMAYA ALINMADI
Adliye muhabirleri ‘pandemi’ gerekçesiyle duruşmaya alınmadı. Duruşmanın başında salona bulunan bir ajans muhabirine mahkeme başkanı “Seyirci almıyorum sadece sanık yakınlarını alıyorum” dedi. Muhabirin “Yayın yasağı mı var?” diye sorması üzerine başkan diğer gazetecileri kastederek “Onları almadım eşitlik ilkesi gereği seni alamam” yanıtını verdi.
Duruşma salonunda sanık yakınlarına yer verilirken, tek bir gazetecinin bile haber yapmasına izin verilmemesi tepki çekti.
‘DİRENME KARARI’ TALEBİ
Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, mahkemeye sunduğu 43 sayfalık dilekçesinde, Balyoz davasının bir FETÖ kumpası olduğunu vurguladı, daha önce yerel mahkemenin beraat kararındaki gerekçeleri sıraladı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 14 Haziran 2021 tarihli kararının hatalı hukuki değerlendirmelere dayandığını ve gerçekleştiği kabul edilen suçun unsurlarına dair yapılan değerlendirme ve varılan kanaatlerin ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunu belirten Ersöz, mahkemenin ‘direnme kararı’ vermesini talep etti.
Dilekçede direnme kararı verilmesine gerekçe olarak şu maddeler sıralandı:
“14 Haziran 2021 tarihli Bozma Kararda değinilen hususlar, 765 Sayılı Mülga TCK’nın 147 ve 171. Maddeleri çerçevesinde ele alındığında suçun unsurlarının oluşmadığı ve cezalandırılabilecek bir fiilin bulunmadığı açık olduğundan,
-Sanıklara isnat edilen suçun mağduru konumundaki Hükümet Üyeleri, cebir veya zorlayıcı bir eylem hissetmediklerinden ve yargılamanın hiçbir aşamasında davaya katılma talebinde bulunmadıklarından,
-Sahte Dijital Dokümanlar değerlendirme dışı bırakıldığında, isnat edilen suçun hazırlık hareketlerine yönelik bir delil kalmadığından ve Balyoz Harekat Planı isimli dijital dokümanın sahte olduğu İTÜ Bilirkişi Heyeti Raporu ve Prof. Dr. Salih Cengiz’in El Yazısı İnceleme Raporlarıyla sabit olduğundan,
-1. Ordu Askeri Savcılığı tarafından Tümgeneral Mehmet Daysal Başkanlığındaki Bilirkişi Heyetine yaptırılan incelemede, Plan Seminerinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın emir ve talimatları dışında yapıldığına dair bir kanaate ulaşılamadığından ve bu hususta Askeri Savcılık tarafından yürütülen soruşturma neticesinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş olduğundan,
-İstanbul Kapatılan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/283 E sayılı dosyasında Kamu Tanığı olarak dinlenen seminer gözlemcileri İlker Başbuğ, Yaşar Büyükanıt, Köksal Karabay, Bekir Kalyoncu, Mehmet Pınar, Ömer Şevki Gençtürk, Ahmet Nevres Erkin, Hasan Durak ve Vahit Aydoğan’ın beyanlarında bir darbe planından haberdar olmadıklarını, seminerde bu hususta bir konuşmanın yapılmadığını ifade ettiklerinden,
-İddianamede, İstanbul Kapatılan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Mahkumiyet Kararında ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Onama Kararında, 1. Ordu Plan Seminerine doğrudan bir suç atfı söz konusu olmadığından,
-Cumhuriyet Savcısının Esasa İlişkin Mütalaasında ve İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31 Mart 2015 tarihli Beraat Kararında, seminerde yapılmış olan konuşmaların tek başına atılı suça vücut vermeyeceği “maddi gerçeğe uygun olarak” açıkça ifade edildiğinden,
-Müvekkil ile diğer 6 Sanığın elverişli araç ve vasıtalara sahip olduğu hususundaki değerlendirme siyasi ve askeri koşullar göz önüne alındığında hatalı olduğundan,
-Aynı delillerle suçlanan, aynı delillerle cezalandırılmalarına karar verilen ve aynı delillerle haklarında beraat kararı verilen tüm Sanıklardan sadece 7 kişi yönünden kararın temyiz edilmesi objektif hukuka uygun bir yaklaşım olmayıp, Eşitlik İlkesine aykırı olduğundan,
-“Suç İçin Anlaşma” Suçunun unsurları oluşmamış olup, HTS tespiti de dahil olmak üzere bu suçun işlendiğini gösteren bir delil dosyada mevcut olmadığından,
-Söz konusu hükümler çerçevesinde, gerek “maddi unsur” (gizli ittifak) gerekse de zamanaşımını düzenleyen Kanun hükümleri çerçevesinde lehe olan Mülga 765 sayılı Kanun’un 171. maddesi kapsamında zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan,
-Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 07 Eylül 2010 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı’nda suçun unsurları ve zamanaşımı süresi yönüyle yapılan tespitlerin dilekçemizdeki değerlendirmelerimizle uyumlu olması ve bu kararın atılı fiile dair 2010 senesine ait bir yargı kararı mahiyetinde olması,
-İddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcıları ile mahkumiyet ve onama kararı veren eski Hakimler ve ihbarcı Mehmet Baransu FETÖ/PDY üyesi olmak suçlamasıyla hüküm giymiş olduğundan…”
Duruşmada savunma yapan sanıklar da yerel mahkemenin verdiği beraat kararında direnmesini talep etti.
SAVCI GÖRÜŞ BİLDİRMEDİ
Duruşma savcısı, bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na sanık avukatlarının itiraz yoluna başvurduğunu, itirazın sonucunun henüz gelmediğini ve bu durumun davanın esasına etkili olacağına kanaat getirerek itirazın sonuçlanmasının beklenmesini istedi. Savcı, söz konusu itirazın değerlendirilmesinin ardından bozma kararına görüş bildireceğini kaydetti.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA YAPILAN İTİRAZIN AKIBETİ SORULACAK
Avukat beyanlarının alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sanık avukatlarının itirazı yönünde herhangi bir olumlu veya olumsuz değerlendirme yapmadığını, duruşma savcısının da bu değerlendirmeden sonra görüş bildireceğini kararında belirtti. Heyet, söz konusu itiraz dilekçesiyle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe gönderilerek akıbetinin sorulmasına karar verdi.
Avukatların tevsi tahkikat talebini reddeden heyet, duruşmayı erteledi.
1 SANIK YARGILAMA SÜRECİNDE HAYATINI KAYBETTİ
Duruşmanın ardından açıklama yapan Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın’ın yargılama sürecinde hayatını kaybettiğini, pandemi nedeniyle duruşmaya basın mensuplarının alınmadığını söyledi.
Avukat Ersöz, “Biz de Yargıtay’ın bozma kararının hukuka aykırı olduğunu ve daha önce Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan beraat kararında direnilmesi gerektiğini ifade ettik ve mahkemede bununla ilgili ayrıntılı beyanlarımızı ve değerlendirmelerimizi paylaştık. Özellikle Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında bu kararı karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. Maddesinde düzenlenmiş olan bir itiraz başvurumuz da vardı. Yani bu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da itiraz etmesini istemiştik. Bu konudaki başvurumuz haziran ayında yapılmıştı, temmuz ayı başında da mahkeme tarafından dosyanın bir kısmı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Fakat henüz o dosya geri gelmediğinden dolayı duruşma savcısı, bozma konusunda herhangi bir görüş bildiremeyeceğini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eğer bir itiraz gerçekleştirilirse bunun davanın esasına etkisinin olacağını bu sebepten dolayı da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dosyanın dönmesini beklediğini ifade etti. Biz tabii bu konudaki düşüncelerimizi açıkladık, kesinlikle mahkemenin bozma kararı sonrasında daha önceki beraat kararında direnmesi gerektiğini ifade ettik” şeklinde konuştu.
’11 YIL SONRA KUMPASI SÜRDÜRMEK İÇİN SAHTE BELGE ÜRETMEYE BİLE GEREK DUYULMUYOR’
Balyoz davasında yargılanıp beraat eden emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, davanın yeniden görülmesine tepki gösterdi.
Yavuz, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:
“Balyoz Davası sahte belgelere dayalı olduğu için çökmüştü. 2021’de Yargıtay, 7 kişinin beraat kararını bozdu. Bugün yeni kumpasın ilk duruşması.
İlk açıldığında sahte belge üretmişlerdi. 11 yıl sonra kumpası sürdürmek için sahte belge üretmeye bile gerek duyulmuyor! Utanç verici!”
‘REZİL BİR DURUM’
Davada yargılanıp beraat eden emekli Tümamiral Cem Gürdeniz de Twitter hesabından “1000 yıllık Anadolu Türk tarihimizin en alçak ihanet davası olan Balyoz 7 kişi için devam ediyor. Hukuken ve maddeten çökmüş bir dava için rezil bir durum . Bugün ve gelecek için utanç duyuyorum. Bu güzel ülke bu kadar haksızlığı hak ve kabul etmiyor” diye yazdı.
NE OLMUŞTU?
Anayasa Mahkemesi’nin ‘Hak ihlali’ kararı vermesinin ardından yeniden görülen Balyoz Davası’nda 237 sanık beraat etmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı verilen beraat kararına 7 sanık yönünden itiraz etmişti. Başsavcılığın itirazında Çetin Doğan’ın plan seminerinde yaptığı konuşma içeriğinin mahiyeti itibariyle darbe yapmaya yönelik olduğunu, diğer 6 sanığın konuşmalarının da içerik itibariyle sanık Doğan’ın konuşmasıyla benzer içerikte olduğu iddia edildi.
İtiraz üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 7 sanık hakkındaki beraat kararını bozarak dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. Yargıtay bozma gerekçesi olarak ise sanık eylemlerinin ‘Teşebbüs aşamasına ulaşmayan hazırlık hareketleri kapsamında değerlendirileceğini’ gösterdi. Seminer çalışmasındaki konuşma içerikleri, plan seminerinin hukuki dayanağı ile icra şekline ilişkin kurumsal belgeleri dikkate alan Yargıtay, sanıkların fikir birliği içerisinde gerçekleşen eylemlerinin “Suç için anlaşma” suçunu oluşturduğuna kanaat getirmişti.
neler oluyor orada.