Bediüzzulum Said Dürzi ve tayfası

featured

Nazif Ay yazdı…

Önce şizofren ve narsist seviyede bir ruha ihtiyaç var!

Sonra bu ruha eşlik edecek din eşkıyalarının varlığı olmazsa olmaz!

Daha sonra önce kişisel ardından kitlesel lanetli film hazırlanır.

Geçmiş zamanın mistik hezeyanlarla dolu dehlizlerinde malzeme aranır.

Hadis adı altında yüzyıllarca uydurulmuş metinlere Allah sözü statüsü verilir.

Ayetlerde geçen muğlak/ kapalı ifadeler ile müteşabih, yani yoruma açılmış ibare ve kavramlar devreye sokulur.

Hurufu mukatta (Yasin, Elim Lam Mim vb) denilen ayetler üzerinde Yahudilik ezoterizminin Hurufi aleti Kabala’ya yol verilir, adı da Ebced/ Cifr diye tanıtılır.

Ehli Sünnet veya Şiiliğin önderi olarak lanse edilen kişilerin akla hayale sığmayan ve Ortadoğu’nun eski anlatımlarından edindikleri masallar ısıtılarak servise sunulur.

Ehlullah, Ricalullah, Tarikat ehli, Hak Yolcusu, Hakikat Eri, Gönül İnsanı vb sıfatlarla donattıkları güya gizemli şahıslar, dinci davalarının geçmişten bağıran inşacıları ve şahitleri kılınır.

Artık malzeme hazırdır!

Sırada din adına sunulan herzeleri yiyecek muhataplar kalmıştır!

Nerede ölüm korkusu olan…

Nerede hayatta umduğunu bulamadığı için yılgınlıkla içe kapanan…

Nerede yediği bir sürü melun nanenin hesabını veremeyen…

Nerede Allah ile bağını kendisi kuramayan…

Nerede sosyal varlık gibi gözüken ama tamamen asosyal olan…

Nerede hayal ile gerçeği ayıramayan…

Nerede yaşam ile ölüm arasındaki mesafeye anlam katamayan…

Nerede bir zümreye veya menfaate dayanarak ayakta kalmaya çalışan…

Nerede Allah için ibadet ettiğini söylese de Allahlık tasladığının farkına varmayan…

Nerede hakiki iman yerine, hazır reçetelerle taklidi imana meyyal olan…

Nerede din adına dine iftira etme tıyneti olan…

Varsa hepsi ama hepsi Bediüzzulum Said Dürzi’ye teslim olur!

Allah’a teslim olmanın adı Müslüman olmaktır ama bunlardan anca cemaatçi olur!

Bediüzzulüm’deki zulüm ile karanlıklara gömülürler fakat kendilerini Bedi, yani ışık saçan harikalığın üyesi zannederler.

Dürzilik’e inanç tarafıyla değil, tarihte Türk’e yaptıkları hainlikle benzerler.

Bediüzzulümcülerde kalıplar önemlidir ve özeldir.

Kitaplarında geçen biraz mantığa veya espriye dayalı sözlere erirler.

Kendileri aforizma üretemedikleri ve bağımsız yorum yapamadıkları için cemaat kitaplarının pek çok yerinde kırık plak gibi tekrarlanan lafları ezberleyip uygun gördükleri yerde onları söylerler. Bu çıkışlarıyla, her ne kadar ucb, fahr, gurur duymadıklarını vurgulasalar da aslında basbayağı kınaç olurlar.

Mesela hangi edebiyatlarla zeki ve onurlu insanlara gına getirirler?

Birkaçını sıralayayım…

Sözgelimi, ağlak arabesk olduklarında: “Zalimler için yaşasın cehennem.”

Sözgelimi, boş beleş İslam dünyasına gaz verme moduyla: “İstikbal inkılabatı/ değişimleri içinde yükselen en gür sada, İslamın olacaktır.”

Sözgelimi, siyasetçilere önder olma hevesiyle taktik verme ukalalığında: “Her söylediğin doğru olsun ama her doğruyu her yerde söyleme” derler.

BAZI EYLEMSEL ÖZELLİKLERİ

Kendilerine “Yeri ve Milli” derler ama dış güçlerden beslenirler.

Manevi değerlere meyyal olduklarını iddia ederler ama materyalisttirler.

Nankördürler. Çıkarları kaybolduğunda sizin aleyhinizde lahika (cemaat içi masonik yazışma/ haberleşme metni) düzenlerler.

Biçimsiz peşmurde giyinirler, pahalı giysiye bürünseler de.

Birbirlerine Bediüzzulum’un dandik takılma adetiyle “Keçeli” derler.

Sünnete uyalım diye birbirlerine sarıldıklarında bel kütürtmeye girişirler.

Tanıştıkları yeni kişileri aptalca sorgulamaya alıp “Ne iş yapıyorsun kardeş?” derler.

İnanmadıkları halde şaşırma taklidi yapıp ha bire “Ne acib şey” derler.

Güya tabiatperestlikten uzak durma adına “Doğa” yerine “Sanatı ilahi” diye zorlamalı ve uzatmalı tarif koyarlar.

Tesadüf sözcüğünün yerine “Tevafuk” sözcüğünü kullanırlar.

Ayasofya’nın açılmasını kendi Mehdiliklerinin alameti sayarlar.

Sadece Fetoş değil, tüm Nurcular darbecidir ve darbe özlemcisidir.

Atatürk’e küfrederler. Birçok uyduruk hadis sapkınlığıyla doğrudan doğruya Deccal, Süfyan, Zındık, Mülhid gibi sıfatlar takarak ahlaksızlık ederler.

Daha pek çok şey var ki söylenecek, elbette bir şekilde söylenecek.

Bediüzzulüm Said Dürzi’nin, bekâr yaşadığını söylese de evli olup olmadığı bilinecek!

Twitter hesabım: @NazifAy14

Takibinizi beklerim…

Bediüzzulum Said Dürzi ve tayfası

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. Asrımızın ışığı islamı ve müslümanları siyasal islam üzerinden dış güçlerin maşası olmaktan kurtaran tarikatların ve cemaatların ticarethanesi olmaktan kurtaran müceddit ve mücahit MUSTAFA KEMAL ATATÜRKTÜR.

  2. nurculara gore Ataturk kucuk deccaldir. Ataturkun bir gozunun az gormesini de buna baglarlar. OKuduklari risalelerin de saidin kendisinin yazmadigina ona ilahi olarak yazdirildigina inanirlar. 2070li yillarda kiyametin kopacagina inanirlar…

  3. Bizim gibi düşünmeyenlere, bizim gibi inanmayanlara, bizim gibi yaşamayanlara küfrederek mi hakikate ulaşacağız, ulaştıracağız? Yöntem bu mu?

  4. Malesef insanlar bulundukları gurup dışında ki insanları insan yerine bile koymuyor. İnsan yerine koymak ne demek dersem söz dinlemek olarak tabir ederim.
    Bu da hep kibire neden oluyor. Oysa kibir yasaklanmışken nerdeyse bütün müslümanım diyenler kibirden göklerde geziyor.

  5. 15 sene iclerinde kaldım.aynen doğru.islamın karabulutu emperyal nurcular

  6. Cemaatler ve tarikatlar en buyuk dusman. Degindiginiz icin tesekkurler. “Sizin için, dinden, Nûh’a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Mûsa’ya ve İsa’ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: “Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!” Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir.” Sura-13

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!