Bozkır’ın son dilekçesine ulaştık! Levent Göktaş’ın ismini zorla mı verdi?

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002’de öldürülmesinin kritik isimlerinden olduğu belirtilen eski Özel Kuvvetler mensubu Nuri Gökhan Bozkır’ın, ek ifade vererek ‘kesinlikle Levent Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu’nun ismini vermediğini, bu isimlerin ifadesine zorla eklendiği’ iddiasının doğru olmadığı öğrenildi. Veryansın Tv ve İstanbul Haber Ajansı hem Bozkır’ın dilekçesinin tamamına, hem de yakın çevresine ulaştı. Dilekçede Bozkır, vermiş olduğu ifadelerle kapanması beklenen dosyayı yeniden açtırdığını, cinayetin çözülmesine yardımcı olduğunu iddia ederek daha önceden verdiği ifadeyi destekledi.

featured

ERDEM ATAY / RECEP CANPOLAT / ÖZEL HABER

Gazeteci Müyesser Yıldız, 2 Aralık 2022 tarihinde kendi sitesinde kaleme aldığı ‘Hablemitoğlu cinayetinde dikkat çekici iddia’ başlıklı yazıda, Nuri Gökhan Bozkır’ın 30 Kasım’da savcılığa bir dilekçe verdiğini yazdı. Yıldız, Bozkır’ın dilekçesiyle ilgili, “Dilekçesi ulaştığı takdirde Savcılıkta, aksi halde yargılama süreci başladığında Mahkemede Bozkır’ın, kendisine ait olduğu bildirilen ifadelerin önemli bir bölümünün baskı altında alındığını, özellikle Levent Göktaş adını kesinlikle vermediğini, Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu isimlerinin ifadesine zorla eklendiğini söyleyeceği öğrenildi” ifadeleri kullanıldı.

Bu yazı sonrası iddianamede cinayeti planlamaktan yargılanan Mustafa Levent Göktaş’ın avukatlarından Hüseyin Ersöz de Müyesser Yıldız’ın yazısına atıf yaparak şunları söyledi:

“Hablemitoğlu Cinayeti Davası daha çok tartışma götürür. Çelişkili ve husumet besleyen ifadeleriyle (ben demiyorum iddianamede yazıyor) Etkin Pişmanlıktan faydalanamayan Bozkır’ın, hukuken bir avantaj sağlayamayınca bu beyanlardan dönmesi beklenen bir şeydi.”

Veryansın Tv ve İstanbul Haber Ajansı, Nuri Gökhan Bozkır’ın iddianame ortaya çıktıktan sonra cezaevi müdürüne ilettiği dilekçesine ulaştı. 

Bozkır, 30 Kasım 2022 tarihli tutukluluğuna dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Tutuklu bulunduğum dava dosyasının aydınlatılması maksadıyla 2014 yılından bu yana şahsi gayret göstermekle beraber,

1- İlk olarak 2014 yılı içerisinde İstanbul TEM şubeye giderek kendi hür irademle iddianamede belirtilen sanıkların isimlerini bildirmiş ve soruşturmanın tekrar açılmasını sağlamış ayrıca dönemin İstanbul Başsavcı Vekili Sayın İrfan Fidan’a bilgi verdim, ayrıca 2017 yılında Ukrayna’da bulunmama ve orada yaşamama rağmen soruşturma Sayın Savcısına resmi olarak şikayette bulunmuş kapanmaya yüz tutmuş bu dosyanın aydınlanmasında büyük çabalar göstermeme rağmen, benim verdiğim bilgiler ile sanıklara ulaşılmış ve iddianame tamamen benim verdiğim bilgiler ile hazırlanmasına rağmen, ben bu olaya hiçbir dahilim olmamasına, ayrıca hayatın doğal akışına aykırı bir iddia ile (maktulü şehirlerarası bir seyahatte aramızda 2,5 saat fark ile takip ettiğim şekilde) olaya savcılık makamı tarafından dahil edilmiş bulunmakla beraber bu cinayeti aydınlatan kişi olmama rağmen bu husus gözardı edilmektedir. Kaldı ki, 36. ACM bile benim ihbarıma atıfta bulunarak sanıkları suçlamaktadır.

2- Olay ile hiçbir alakam olmaması ve bu soruşturmayı aydınlatan kişi olmama rağmen, Sayın Savcılık makamının tarafıma istemiş olduğu cezanın infazının olay tarihindeki (2002 yılı) CMK ve infaz yasası göz önünde tutulduğunda, 08/02/2022 tarihinden bu yana tutuklu bulunmam ayrıca bu suç ile ilgili Ukrayna’da iade süreci içerisinde 4 ay kapalı cezaevi, 2 ay ev hapsi, 2 ay elektronik kelepçe ve 6 ay boyunca belirli saatlerde evde bulunma cezaları toplandığında tarafıma istenen cezanın kapalı cezaevindeki kısmının infazının tamamladığı ve açık cezaevi haklarımın doğduğu görülecektir.

3- Ukrayna ve Türkiye’deki tutukluluk sürelerim toplandığında, tarafıma istenilen cezanın kapalı cezaevi sürecini doldurduğu (2002 tarihli infaz kanununa göre) ve yine açık cezaevi hakkımın olduğu ayrıca COVİD-19 tedbirleri nedeniyle açık ceza infaz kurumlarındaki Temmuz 2023 yılına kadar izin durumu da göz önüne alınarak, belirttiğim bu sebeplerden dolayı devam eden bu adaletsizliğin ve haksızlığın siz yüce mahkemeniz tarafından değerlendirilmesini ve mağduriyetimin bir an önce giderilmesini en azından adli kontrol hükümleri uygulayarak bir an önce tahliyeyi arz ve talep ederim. Saygılarımla.”

Nuri Gökhan Bozkır’ın savcılıkta ya da mahkemeye ifadelerinin önemli bir bölümünün baskı altında alındığı, Levent Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu isimlerinin ifadesine zorla eklendiği iddiasını avukatlarına sorduk.

BOZKIR’IN AVUKATI: İDDİA DOĞRU DEĞİL

Veryansın Tv’ye açıklama yapan avukatları, Nuri Gökhan Bozkır’ın hem TEM’de hem de savcılıkta baskı altında ifade vermediğini, ifadesine ‘zorla ekleme yapıldığını söyleyeceği’ iddiasının doğru olmadığını ileri sürdü.

 

Bozkır’ın son dilekçesine ulaştık! Levent Göktaş’ın ismini zorla mı verdi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!