1. Haberler
  2. Analiz
  3. Büyük Taarruz Yazı Dizisi-40: Çerkes Ethem

Büyük Taarruz Yazı Dizisi-40: Çerkes Ethem

featured

Osman Kutlu yazdı…

Son zamanlarda Çerkes Ethem konusunda “Hain mi? Kahraman mı?” türünde algı yönetimleri yapılmaktadır. Yeri gelmişken konuyla ilgili birkaç satır eklemekte fayda olacaktır sanırım.

Öncelikle bilinmelidir ki, Çerkes Ethem, halkı katleden ve soyan bir eşkıyadır. İzmir Valisinin oğlunu kaçırıp fidye almıştır. O’nu Kuvay-i Seyyare Komutanı olarak atayıp, Milli Mücadeleye katılmak isteyenleri emrine vererek büyüten, destekleyen bizzat Atatürk’tür. Eğer bu görevlendirme olmasaydı sonraki günlerde ilerleyen düşman karşısında ne halde olacağı malumdur. Düşmanla çarpışacak mı yoksa bu kargaşayı fırsat bilip eşkıyalığa devam mı edecekti yorumu size ait. Yanındaki kızanları onu Milli Mücadelede yetkilendirilmemiş olmasa nereye ve ne kadar takip edeceklerdi?

İkincisi, Çerkes dostlarımızın kafası karışıyor bu konuda ve en ufak bir sözü bile kendi üzerlerine alınıyorlar ama buna gerek yok. Ethem’in Çerkes olması ne onların suçu, ne de düşmanla işbirliği yapmasının Çerkeslikle ilgisi var. Hayatım boyunca en sağlam, en düzgün arkadaşlarım Çerkesler oldu. Bunda alınacak, gocunacak bir şey yok. Hatta bence Çerkesler kendi adlarını lekelediği için daha fazla tepki göstermeliler Ethem’e.

Üçüncüsü, eğer Ethem, sadece Atatürk’e karşı gelseydi hiç sözüm olmazdı ama Ethem’in esas karşı geldiği yer Büyük Millet Meclisi’dir. Hiç kimsenin halkın meclisinin üstünde olması kabul edilemez. Atatürk’ün bile çok istediği, çok mücadele ettiği halde mecliste kabul ettiremediği için yaptıramadığı bir sürü kararı ve fikri vardır. Yani Atatürk bile elinde imkân olduğu halde meclisin üstüne çıkmadığı yerde Ethem kim oluyor?

Dördüncüsü, Ethem’in esas gücü, askeri deha olması veya çok iyi birlik yönetmesinde değil, ganimettedir. Her gidilen yerde halka yaptığı zulümler, gasp ve el koymalar, soygunlar, hırsızlıklar, bu tarz yapıya sahip herkesi onun yanına çekmiştir. Çünkü diğer gruplarda bu tür davranışlara, halka kötü davranmaya ve zulme izin verilmiyordu. Meclis kayıtlarında bu konuda Ethem hakkında binlerce şikayet vardır.

Beşincisi, özellikle iç isyanlardaki başarısı tamamen dördüncü maddedeki barbarlığından kaynaklanır. Meclis tarafından bizzat talimatlar verilmesine rağmen kendi başına yargılama ve cezalandırmalar yapmasıdır. Elbette en büyük vurgunlarını bu isyanların bastırılması sırasında elde etmişlerdir. Bu arada idam edilen, cezalandırılanlardan hepsinin gerçekten suçlu olduğu konusunda ciddi endişeler vardır. Çünkü hakkında binlere varan şikâyetler söz konusudur ki şikâyet edilmeyenleri siz düşünün.

Son olarak, elbette güç pastası arttıkça insanoğlunun açlığı da aynı oranda artar. Haliyle kişisel husumetler, sürtüşmeler, anlaşmazlıklar olabilir ve olması da çok doğaldır. Herkes Mustafa Kemal değil ki Atatürk olabilsin? Ancak,

Hiçbir şey bir insanın kendi halkına, kendi devletine, kendi meclisine, en önemlisi kendi askerine silah çekmesine gerekçe olamaz. Bu “Hainlik”tir. Bunu yapan babamın oğlu olsa “Hain” derim.

Bugün, topluma, devlete ve millete ne fayda sağlarsa sağlasın dağa çıkıp, askerimize, polisimize kurşun sıkan teröriste nasıl “Hain” diyorsak, 100 yıl öncekine de demek zorundayız. Bir kişinin hain olması için kurşun sıkmasına da gerek yoktur aslında. Yardım ve yataklık yapması da kişiyi hain yapar.

Bugün nasıl yıllarca devlete hizmet eden bir takım askerlerin ki aralarında devre arkadaşlarım da var, 15 Temmuz gecesi halkına silah sıkması ne kadar “Hainlik”se, 100 yıl öncekinin yaptığı da “Hainlik”tir. Öyle yok efendim Ethem kendisi kurşun sıkmamış da, yok efendim düşmana yardım etmemiş de, yok bilmem ne. Durduğun yer, olduğun yerdir. Adam olan, adam gibi yerinde kalır, ölecekse burada ölürdü. Düşmana sığınan herkes sebep ne olursa olsun, ne yapmış veya yapmamış olursa olsun “Hain”dir. 

Aksini iddia etmek, özellikle Eşme, Alaşehir, Salihli bölgesinde katledilen halkımıza haksızlık etmek demektir. Çerkes Ethem, yanında kalan 200 kadar kızanıyla birlikte Yunan Kuvvetlerine iltihak etti. Büyük Taarruzda da düşmanın çekilmesi sırasında düşmanla birlikte onlar da geri çekildiler. Eşme halkının zenginliğinden ilgili bölümde bahsettik. Milli Mücadele döneminde bölgeyi, halkını, saklanma yerlerini ve malzeme depolarının yerlerini en iyi bilenler Çerkes Ethem’in adamlarıydı. Eşme’de yaşanan büyük katliamların sebebi de onlardır. Halkın saklandıkları yerleri bildikleri için oralara baskın yapıp sivil halkı katletmiş, gasp ve soygunlar yapmışlardır. İtiraz edeceklerin önce gidip buraları görmeleri şarttır. Öyle işkembe-i kübradan atarak tarihçilik, gazetecilik, araştırmacılık olmaz. 

Bu tür konularda uyanık olmak zorundayız. Bu tür algılara izin vermemek durumundayız. Yoksa yakın gelecekte dağdaki teröristlerle, FETÖ’cü hainler yeniden(!) “Kahraman” diye önümüze konmaya kalkılabilir…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!