Osman Kutlu yazdı…
Büyük Taarruz’a başlamadan önce sözü biraz uzatıyorum ama bu konular o kadar önemli detaylar içeriyor ki, bugünleri bize sağlayan o muhteşem zaferin öncesinde bunlar bilinmezse eğer kesinlikle onun önemi ve büyüklüğü tam olarak anlaşılamaz ve anlatılamaz. Biraz daha sabır…
Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşımız için büyük önem taşır muhakkak. Ancak ondan daha büyük önem taşıyan ve Milli Mücadelenin kalbi, beyni olan, o günlerdeki Atatürk’ün konutu Direksiyon Binasıdır.
Atatürk, tarihin görüp görebileceği en demokrat ve demokrasi aşığı liderdir. Milli Mücadelenin başından sonuna her noktası onun dehasının ürünüdür. Her adımın muhakkak mecliste konuşulup, görüşülüp, karara bağlanarak yapılması konusu üzerinde hassasiyetle durmuştur.
Üstelik bu hassasiyeti, istediği veya önerdiği şekilde kararların pek çok defa alınmaması ve çok sert bir muhalefete rağmen gösterebilmesi onun en büyük dehasıdır.
Milli Mücadelenin ruhunu hissedebilmek için meclisten önce onun konutu olan Direksiyon Binasını görmek ve bilmek gerekir. Fakat konut denince öyle saraylar falan düşünmeyin. Ankara Tren Garında, gar binası yanındaki, tren yolu firmasının mühendisleri için inşa edilmiş 2 katlı 3 küçük odası olan bir yer. Zaten o günlerde Ankara’da başka da kalınacak otel, motel, pansiyon yok. Hatta kiralık ev bile yok…
Burası, öncelikle Büyük Millet Meclisinin açılması kararı ve ilk oluşumun gerçekleştirildiği yerdir.
Bütün gazetecilerle, misafirlerle ve resmi heyetlerle görüşmeler burada yapılmıştır. Hatta Ankara Anlaşmasının müzakereleri bu binada yapılmıştır.
İsyanların bastırılması harekâtları buradan yönetilmiş, İnönü ve Sakarya Muharebeleri bu binada planlanmıştır.
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü burada söylenmiş, 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanması kararı bu binada alınmıştır.
Binaya geldiği gün kabul salonunun kapısını söktürmüş ve bütün konuşmaları, görüşmeleri, tartışmaları herkesin gözü önünde yapmıştır. Kapalı kapılar ardında yaptığı tek bir görüşme ve aldığı karar yoktur. Halen o odanın kapısı yoktur…
Bina günümüzde Ankara Garı içinde müze olarak varlığını sürdürmektedir. Ancak Kurtuluş Savaşı Müzesinden ziyade Demiryolları Müzesi şeklindedir ve Demiryollarının kontrol ve yönetimindedir. Ve maalesef, sadece hafta içi mesai saatleri içinde açıktır…
Yolunuz düşerse Ankara’ya mutlaka gidip görmeniz gereken ilk yerdir. Burayı görmeden o günleri anlayamazsınız.
İbrahim Çallı’nın meşhur “Kağnıyla mermi taşıyan kadınlar” tablosunun aslı buradadır. Ankara Garı için özel yapılmış, dünyada tek olan kampana da buradadır. Atatürk’ün yatağını, çalışma odasını ve hatta Fikriye Hanım’ın çok güzel çaldığı söylenen udunu görebilirsiniz.