VERYANSIN TV
1915 Çanakkale Köprüsü, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümünde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle hizmete girdi.
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu köprüyü “Türk mühendislerinin yaptığı ve Türk mühendislik çözümleri ile üretilmiş, dünyanın en büyük asma köprüsü, 2.023 metre geniş açıklığı ile 318 metre ayak yüksekliği ile dünyanın en büyük mühendisliğinin olduğu, üzerinde binlerce matematik formülün olduğu bir proje.” olarak tanımladı.
Ancak köprünün ayaklarının yarattığı risk büyük…
Emekli Kılavuz Kaptan Sedat Tenker, konuyla ilgili Pankuş Yayınları’ndan çıkan Deniz Mecmuası’nın 25. sayısında detaylı bir yazı kaleme aldı.
Tenker, bölgede arıza yapabilecek gemilerin çelik ayaklara çarparak büyük çevre felaketleri yaratabileceğini belirtti:
‘ARIZA YAPABİLECEK GEMİLER ÇELİK AYAKLARA ÇARPARAK…’
“Gerçekten dev bir eser olmasına rağmen, köprü ayaklarının seyir yolu üzerinde derin suda inşa edilmesi nedeni ile Çanakkale Boğazı’ndan geçen gemiler için yapay bir risk yaratılmış durumda. Çelik ayakların seyir yolu üzerinde olması ve seyir yolunu daraltması nedeni ile bu bölgede arıza yapabilecek gemilerin bu çelik ayaklara çarparak büyük çevre felaketleri yaratma riski insan eliyle ortaya çıkarıldı. Derin suda inşa edilen çelik ayaklara çarpmayı engelleyecek, çarpma durumunda gemilerin ve ayakların en az hasar görmesi için bir düzenek, sistem bulunmamaktadır.”
Benzer bir sorunun köprü açılışından önce yaşandığını kaydeden Tenker şu ifadeleri kullandı:
‘SON ANDA ÖNLENDİ…’
“Böyle ayaklara çarpma riskini köprü açılışından birkaç ay önce ucuz atlatılmış bir ders olarak yaşadık. 225 metre boyunda dökme yük gemisi arıza yaparak köprü ayaklarına doğru sürüklendi. Gemi, ayaklara çarpmadan römorkörler yetişti ve kılavuz kaptan nezaretinde gemi köprü ayaklarından uzaklaştırabilindi. Kazaya yakın Ramak Kala Durum son anda önlendi. Şanslı bir andı.
‘GEMİ ÇARPMA RİSKİ ORTADA KALDIRILABİLİRDİ’
Bu dev eser yaratılırken gemilerin çelik köprü ayaklarına çarpmasına izin veren böyle bir sistem, risk tercih edilmemeliydi. Yılda 43 bin geminin çift yönlü sistemle geçiş yaptığı Çanakkale Boğazı’nda seyir yolu üzerinde inşa edilen bu dev eser, gemi çarpma riskini de ortadan kaldıracak şekilde düşünülüp yapılabilirdi. Çanakkale Boğazı’nın gemi geçişleri ile ilgili doğal risklerine ilave olarak bu görkemli, simge yapı ile yapay bir risk yaratıldı ne yazık ki.”
NE YAPILMALI?
Tenker, riskleri önlemek amacıyla yapılması gerekenleri anlattı:
“Bu aşamadan sonra neler yapılabilir? Öncelikle idare, böyle bir riskin varlığını, yanlışlığını fark etmeli ve kabullenmelidir. Bu riski en aza indirmek üzere alınabilecek önlemleri uzman mühendislerimizin yardımı ile belirlemelidir.
Mühendislik çalışmaları yapılarak köprü ayaklarına gemilerin çarpması durumunda riskleri en aza indirebilecek usturmaça sistemleri kurulabilir, her iki ayakta acil durum römorkörleri hazır olarak bekletilebilir, sadece köprü bölgesine hizmet verecek GTH sektörü oluşturulabilir, erken uyarı sistemi modeli oluşturulabilir. Çarpışma durumunda potansiyel çevresel zararlara karşı devlet ve tüm bileşenler fikir alışverişinde bulunarak yapılabilecekler saptanabilir.”
Emekli Kılavuz Kaptan Sedat Tenker yazınının tamamı Deniz Mecmuası’nın 25. sayısında…
Zaten Avrupa’daki köprüler yollar çevreye zarar vermiyor ne hikmetse Türkiye deki köprüler çevreye zarar veriyor.
Rahat olun 225 değil on katı çarpsa yine birşey olmaz onun içine pirinç serseniz düşmez o kadar içi dolu. gördüğünüz kırmızı yerler tam 7 cm demir içi 6 cmlik kalın demirlerle desteklenmiştir hepsi kalite kontrol testlerinden geçmiştir. O ayaklar ancak yer yarılırsa yıkılır