Cengiz Özakıncı, Alman Devlet Televizyonunun Atatürk’e yönelik Dersim iftiralarını belgelerle çürütüyor

featured

1 Aralık 2019 Pazar gecesi Almanya’da Devlet Televizyonu ARD’de yayımlanan “Unutulan Katliam / Atatürk Alevileri Nasıl Öldürdü” başlıklı belgesel süsü verilmiş propaganda yayınında, 1937-38 Tunceli Harekatı sırasında Türk ordusunun, Atatürk’ün emriyle Hitler Almanyası’ndan satın alınan zehirli gazı kullanarak soykırım yaptığı iftirası yayıldı. Bir takım yerli televizyon kanallarında tartışma programlarında da bu yalanlar yinelendi. Bu iftira Alman ARD televizyonundan 8 ay önce ilkin Tunceli’de yerel Dersim Gazetesi’nin Mayıs 2019 sayısında yer almıştı. Cengiz Özakıncı’nın 29 Ekim 2019 günü piyasaya çıkan tüm sayfaları renkli, 1170 fotoğraf, resim ve ilk kez yayımlanan yüzlerce özgün belge içeren “Kalemin Namusu 1 – Türk Savun Kendini” başlıklı 960 sayfalık kitabının 64 sayfası, bu gibi Dersim propaganda yalanlarını çökerten özgün belge ve bilgilerden oluşuyor. Cengiz Özakıncı’nın bu kitabından, Alman ARD televizyonun Atatürk’ü Hitler Almanyası’ndan zehirli gaz alarak Dersim’de kullanmakla suçlayan iftirasını çürüten sayfaları, kendisinin veryansıntv.com’a verdiği özel izne teşekkür ederek paylaşıyoruz:

Atatürk’e Yöneltilen

“Nazi Zehirli Gazıyla Kürt Soykırımı”

İftirası ve Gerçekler

Kaynak: Cengiz Özakıncı, “Kalemin Namusu 1 / Türk Savun Kendini”,

Otopsi Yayınları, 1. Basım, Ekim 2019, s. 151-157.

Tunceli’de yayımlanan Dersim Gazetesi; “Zehirli Gaz Belgelerini Açıklıyoruz”, “Gazlar Almanya’dan, Uçaklar Amerika’dan” başlığıyla yayımlanan Mayıs-Haziran 2019 tarihli 83. sayısında “Dersim’de Kullanılan Zehirli Gazlar Nazi Almanya’sından Satın Alındı” diyerek, okuyucuya Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi damgalı belgelerin görüntülerini tarih sırasına göre sunuyordu.

1)- 31.03.1937 tarihli belge görüntüsünde; Dördüncü Umumi Müfettiş Alpdoğan, Başbakanlığa gönderdiği telgrafta, “Tayyare Alay Kumandanından yangın ve Milli Müdafaa’dan yakıcı ve boğucu gaz bombaları istedim.” diyor.

[1]- 31.03.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

2)- 26.07.1937 tarihli belge görüntüsünde; Milli Savunma Bakanlığı, Almanya’dan (20) ton Chloracetophenon ve İperit vs. zehirli gazlar ile bunların uçak bombalarına konulmasına özgü bir tam otomatik doldurma aygıtı satın alınması konusunun Bakanlar Kurulu’nca karara bağlanmasını istiyor.

[2]- 26.07.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

3)- 05.08.1937 tarihli belge görüntüsünde; Maliye Bakanlığı, Başbakanlığa, bu satın alma için mali yönden bir sakınca bulunmadığını bildiriyor.

[3]- 05.08.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

4)- 07.08.1937 tarihli belge görüntüsünde; Bakanlar Kurulu, adı geçen zehirli gazların ve bunları uçak bombalarına doldurma aygıtının Alman şirketlerinden satın alınmasına karar veriyor.  Kararda Cumhurbaşkanı Atatürk’ün onayı, imzası bulunuyor.

[4]- 07.08.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

5)- 18.08.1937 tarihli belge görüntüsünde; Bakanlar Kurulu’nun bu kararı Milli Savunma Bakanlığı’na ve Maliye Bakanlığı’na bildiriliyor.

[5]- 18.08.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

Gazete, zehirli gazların satın alınması konulu bu son belge görüntüsünü yayımladıktan sonra: “Tabii bu gazı kullanacak uçaklara da ihtiyaç duyulacaktı. İlk uçaklar Marten cinsi olup ABD’den 1937 yılında 200.000 dolara satın alınacaktır” diyerek, buna ilişkin iki belge görüntüsü yayınlıyor:

6)- 20.10.1937 tarihli belge görüntüsünde; Milli Savunma Bakanlığı, Başbakanlığa, Amerika’dan satın alınan Marten bombardıman uçaklarının yakında uçuşlara başlayacağını, bunun için gerekli malzemelerin Washington büyükelçimizce satın alınması için Bakanlar Kurulu kararı alınmasını istiyor.

[6]- 20.10.1937 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

7)- 12.05.1938 tarihli belge görüntüsünde; Bakanlar Kurulu, Heinkel bombardıman uçakları için gerekli bombaların Nuri Killioğlu fabrikasından satın alınmasına karar veriyor.

[7]- 12.05.1938 tarihli belge görüntüsü. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi

Gazete, aktardığı bu belge görüntülerinden sonra, yargısını şu sözlerle belirtiyor:

 “Dersim’de onbinlerce masum insan katledildi. Toplu katliamlara girişildi. “Bir insanı mermiyle öldürmek pahalıya malolacağı için daha az maliyetle daha çok insanı nasıl öldürebiliriz” diye toplu katliama yöneldiler. Nazilerden alınan Chloracetophenon ve İperit vs. gazları kendi yurttaşına karşı acımasızca kullanarak toplu katliamlar gerçekleştirdiler.”

Türkiye Cumhuriyeti Dersim’de Soykırım suçu işlemiştir, yapması gereken birilerini koruyup inkar etmek değil, işlenen suçu kabul etmek, Kürt ve Dersim halkından özür dilemektir.”

1937, 1938 Tunceli Harekatlarında halka zehirli gaz kullanılarak soykırım yapıldığı suçlaması, Dersim Gazetesi’nin Mayıs-Haziran 2019 sayısında özetle böyle yinelenmektedir.

Oysa, Bütün Dünya dergisinin Ocak 2010 sayısında “Dersim Dersi-1 / “Der-Sim”den “Tunç-Eli”ye Yurttaş Hakları Devrimi” (derginin Ocak 2012 sayısında tıpkı basım olarak ikinci kez yayımlandı), Eylül 2010 sayısında “Dersim Dersi-2”, Şubat 2012 sayısında “Dersim Dersi-3 / Sivas’lı Misyoner Henry H. Riggs’in 1911 Dersim Raporu” ve Haziran 2012 sayısında “Dersim Dersi-4 / Dünyada ve Türkiye’de İlk Kez, İngiliz Devlet Arşivlerinden Belgelerle Kanıtlıyoruz: Dersimde Zehirli Gaz Kullanılmadı” başlıklarıyla yayımlanan dizi yazılarımızda, 1937, 1938’de Tunçeli’de yaşanan üzücü olayları, tarihsel kökenleriyle ele alıp irdelemiş; zehirli gaz kullanıldığı savının gerçeğe aykırı olduğunu göstermiştik.

[8, 9, 10, 11] – Bütün Dünya dergisi, Dersim Dersi 1, 2, 3, 4 yazı dizisi kapakları.

 

Aynı suçlamayı bu yıl yineleyen gazetenin kanıt olarak yayınladığı belge görüntülerinde adı geçen gazlar: Chloracetophenon, kamuoyunda “göz yaşartıcı gaz” olarak biliniyor; güvenlik güçlerince toplumsal olaylarda kalabalıkları dağıtmak amacıyla kullanılıyor. İperit (Yperit), kamuoyunda “hardal gazı” olarak biliniyor; kullanıldığı ortamda 12-24 saat kalabiliyor. Nazilerin soykırımda kullandıkları gaz ise Zyklon B‘dir.

Belge görüntülerindeki tarihler 20.10.1937’den önce Türkiye’de zehirli gaz bombası olmadığını göstermektedir. 1937 yılı Tunceli Harekatı 12.10.1937’de sona erdiğine göre, anılan gazetenin zehirli gaz suçlaması, anlaşılan 1937 harekatına değil, 1938 harekatına yöneliktir. Gelgelelim 1938’de zehirli gaz kullanıldığı savı da gerçek olamaz. Şöyle ki:

1935 yılında İtalya Habeşistan’a saldırmış ve Habeşistan’a karşı zehirli gaz kulanması tüm dünyayı ayağa kaldırmıştır. Bunun üzerine bütün ülkeler zehirli gaz savaşına karşı savunma önlemleri almaya başlamış, Türkiye’de de bütün il ve ilçelerde halk toplanarak zehirli gazlara karşı korunma önlemleri konusunda eğitilmeye başlanmış ve gaz maskesi fabrikaları kurulmaya başlanmıştır. 1935-1939 arası gazeteler zehirli gazlara karşı valilikler, kaymakamlıklar ve belediyelerce düzenlenen halk eğitim toplantısı duyurularıyla doluludur. Halkı zehirli gazlara karşı korunma eğitimi veren bu etkinliklerden biri de 1936’da Dördüncü Umumi Müfettiş Tunceli valisi Korgeneral Abdullah Alpdoğan tarafından Elaziz’de gerçekleştirilmiştir.

[12]- “Elaziz’de Hava Hücumu Tecrübesi”, Cumhuriyet, 28.06.1936

.

İşte Türkiye’nin gaz savaşı konusunda girişimlerde bulunduğu yıllar, Habeşistan’ı zehirli gaz kullanarak işgal eden faşist Mussolini İtalyasının Türkiye’yi de tehdit ettiği o yıllardır. Belge görsellerinde Bakanlar Kurulu, işte bu yıllarda, 07.08.1937‘de Alman şirketlerinden göz yaşartıcı gaz, hardal gazı vs. ve tam otomatik bir doldurma aygıtı satın alınması için karar vermiş ve Milli Savunma Bakanlığı, bu Bakanlar Kurulu kararının kendisine iletildiği 18.08.1937 tarihinden başlayarak gaz üreticisi Alman şirketleriyle görüşmeler yapmaya başlayabilir olmuşsa da, aşağıda göstereceğimiz gibi, Alman şirketlerinden gaz alımı gerçekleşmemiş olmalı ki, Türkiye, 20 Mart 1938‘den başlayarak, gaz satın almak ve gaz savaşı konusunda eğitim verecek bir uzman danışman istemiyle İngiltere‘ye başvurmuştur.

***

Tıpkıbasım görüntülerini ilk kez Bütün Dünya dergisinin Haziran 2012 sayısında yayımladığımız 20/24 Mayıs 1938 tarihli Türk Askeri Otoritelerinin Gaz Savaşı Konusunda Uzman Bir Danışman İsteği” başlıklı İngiliz arşiv belgesinde:

Türk askeri otoriteleri gaz savaşı üzerine bir İngiliz danışmanı hizmete almak istiyorlar. Ankara’da Mamak’ta gaz savaşı, gazın etkilerine karşı savunma ve bunlarla ilgili sorunlar konusunda eğitim vermek, danışmanın görevleri arasında olacaktır. Gerekli koşulları yerine getirebilecek olan adayların kendisine yapılacak ödeme konusundaki isteklerinin kendilerine bildirilmesini ve de sözleşmenin sona erme süresinin Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili bölümüyle birlikte belirlenmesini istediler.” denmektedir.

Dışişleri yetkilisi Baxter, belgede karşı görüş belirterek:

“Bu istek konusunda epeyce kuşkuluyum. Türk ordusunun gaz savaşında yüksek düzeyde etkin bir konuma erişmesinin bizim yararımıza  olacağını düşünmüyorum. Türk hükümeti de bizim gibi boğucu, zehirli vs. gazların savaşlarda kullanımını yasaklayan 1925 Cenevre Gaz Protokolü’ne imza koymuştur, ancak bugünlerde bir ordunun özellikle de savunma niteliğinde bir parça gaz eğitimi yapması gereklidir. Türk ordusuna gaz savaşı üzerine kurs vermek için bir ordu gaz uzmanı sağlarsak, eleştiri oklarını kendi üzerimize çekmez miyiz? İlk olarak Türklere vereceğimiz bu gaz savaşı bilgisi, daha sonra Irak’a ya da Suriye’ye karşı, (yani dolaylı olarak bize ve Fransızlar’a karşı) kullanılabilir.  Dahası, eğer bizim ordu gaz uzmanımız, Cenevre Gaz Protokolü hükümlerine rağmen Türklerin gaz savaşıyla savunmadan çok saldırı amaçlı olarak ilgilendiklerini saptarsa, kendisini çok kötü bir durumda bulabilir. Bu nedenlerle, ben, Savaş Bakanlığı’na yazarken, Türk Büyükelçisi’nin isteğini destekleyip desteklememek konusunda kuşkuya düştüm. Onların İngiliz uzman istemine karşıt olarak, Türk hükümetine bir Türk subayını İngiltere’de bir kursta eğitme olanağını önerebilirim.” demektedir.

 

[13, 14] – 20/24 Mayıs 1938 tarihli İngiliz arşiv belgesi.

 

 

Görüleceği üzere, zehirli gaz, zehirli gazı bombaya dolduracak aygıt ve zehirli gaz bombalarını atacak uçakları satın almak yetmiyor; özel eğitimlerle gaz savaşı uzmanlık bilgi ve becerisi kazanmaksızın, bir ordunun zehirli gaz kullanması olanaksızdır.

16 Haziran 1938 tarihli İngiliz belgesine göre, Türkiye askeri yetkilileri bir İngiliz şirketinden İperit, fosgen ve Klorsetofomen gazları satın almak üzere girişimde bulunmuş, İngiliz şirketi, bu gazları Türkiye’ye satmak için İngiliz hükümetinden onay istemiştir.

16 Temmuz 1938 tarihli İngiliz belgesine göreyse, Türk hükümetinin bir Alman şirketiyle top vs. üretecek bir silah fabrikası kurmak üzere olduğu; ayrıca hardal gazı, DM (chlorodihydrophenarsazine), CN (chloroacetophenone), Phosgene (boğucu gaz) ve chloropicrine gazları üretecek bir fabrika kurma tasarısının bulunduğu; İngiltere’nin askeri ataşesi Albay Woods tarafından öğrenilip Ankara’daki İngiliz Büyükelçiliği üzerinden İngiltere Dışişleri’ne bildirilmiştir.

Buna göre, Türk Milli Savunma Bakanlığı’nın Alman şirketlerinden gaz satın almak üzere 18.08.1937 tarihinden sonra başlattığı görüşmeler, anılan gazların Almanya’dan satın alınmak yerine Türkiye’de üretilmesine dönüşmüş; ve 16 Temmuz 1938 tarihi itibariyle bu da gerçekleşmemiş olup henüz tasarı aşamasındadır. (Nitekim Türkiye ilk Kimya Sanayi fabrikasının temelini İzmit’te 10 Temmuz 1938 günü atmış, ancak bu Klor Fabrikası, 1944′te tamamlanarak üretime geçebilmiştir.)

Türk Milli Savunma Bakanlığı, silah satın alma önerilerini yalnız Alman şirketlerine değil İngiliz şirketlerine de götürmekte; ülkeler arasında rekabet yaratarak, Türkiye’nin, gereksindiği silahları olabilecek en iyi koşullarla satın almasına çalışmaktadır.

9-11 Ocak 1939 tarihli bir diğer İngiliz belgesinde; İngiltere, Türkiye’nin istemiş olduğu gaz savaşı uzmanını en erken 1939 Nisan ayı sonunda Türkiye’ye gönderebileceğini bildirmektedir.

 

[15, 16]- 9/11 Ocak 1939 tarihli İngiliz arşiv belgesi.

 

Sonuç olarak:

1938 yılı Tunceli Harekatı, Eylül 1938‘de sona ermiştir. Belgeler, Türkiye’nin elinde Nisan 1939‘a dek zehirli gaz bulunmadığı gibi, ordu gaz uzmanı da bulunmadığını, dolayısıyla Türkiye’nin gerek 1937 gerekse 1938 Tunceli Harekatlarında zehirli gaz kullanmış olamayacağını göstermektedir.

“Zehirli Gaz Belgelerini Açıklıyoruz” “Gazlar Almanya’dan, Uçaklar Amerika’dan”, “Dersim’de Kullanılan Zehirli Gazlar Nazi Almanya’sından Satın Alındı” vs. haberler, eksik belge ve yanlış yorumlara dayanmakta olup Atatürk dönemini karalamaya yönelik propaganda amaçlı olarak yayılmaktadır.

Cengiz Özakıncı, Alman Devlet Televizyonunun Atatürk’e yönelik Dersim iftiralarını belgelerle çürütüyor

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 9 Aralık 2019, 11:25

    sn ozakıncı sızden rıcam bu kıtaptan bırını chp gn bsk dersım lı kemal lakaplı kemal kılıcdarogluna hedıye edınız. saygılar
    not, kemal beyın ısmınden evvelkı lakap(dersımlı)tamamen kendı sahsının bır urunudur.
    not2 bır tanede canan hanıma

  2. Mukemmel bir tarihce. Hem de belgeleriyle..Avrupadaki sirtlan suruleri ikinci dunya savasina hazirlik yaparlarken kendileri bu zehirli gazlari kullanirlarken, uretirken, stoklarken, birakin bize zehirli gaz vermeyi, zehirli gazdan nasil korunabiliriz konusunda bize egitim verecek bir uzman bile gondermemisler. Ne olur ne olmaz bize karsi da kullanma planlari var oldugu icin tabii ki..Hem de birbiriyle savasan(savasa hazirlanan) karsit iki ulke birden…Vay anam vay…Sasirdik mi, HAYIR…Ayni ermenilerin soykirim yalaninda oldugu gibi, rus uniformasi ile bizi coluk cocuk demeden katledip sonra bizi suclamalari gibi…Bunlarda zehiri kendileri kullanip yine bizim uzerimize atmislar..Hayasizlar..Cok tesekkurler sayin yazar..

  3. Bizde bu kadar hain oldugu sürece bu iftiralar bitmez.

  4. Bu dersim olayını Binali yıldırım ve Kemal kılıçdaroğlu hep ileri sürüyor..Öyleki internette bazı saldırganlar var,sürekli karalamak istedikleri kişiler hakkında yazıyorlar, ilgisiz biçimde Seyit Rızanın fotoğrafını koyup, kime saldıracaklarsa bu fotoğrafın altına yazı yazıp saldırıyorlar..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!