Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güvenli bölge olmazsa kapıları açarız

featured

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, ”Güvenli bölge olmazsa kapıları açmak zorunda kalırız’ dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Partimizin 18. kuruluş yıl dönümünde geçmişten bugüne bir muhasebe yapma fırsatı bulduk.

İstisnasız her birimiz, önce ülkem, önce milletime hizmet, önce partim diyerek işlerimize dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz. Aksi halde hizmetkarı olduğumuz kutlu davaya da zarar veririz. Hiç kimsenin böyle bir vebalin altına bilerek ve isteyerek gireceğine ihtimal vermiyorum. AK Parti milletimiz tarafından kurulmuş, milletimizin duası sayesinde ayakta kalmış bir partidir.

Ülke genelinde hizmet eden dava adamlarının emeğini, kibirleri boylarını aşanların kaprislerine feda etmeyeceğiz. Biz dedikodulara asla kulak asmadan kendi işimize bakacağız. Yeni üye kazandırma çalışması AK Parti teşkilatları için daimi bir görevdir. İl ilçe ve belde başkanlarımızın yeni üye ve kayıt işlemlerini aksatmadan sürdürmeleri önemlidir. Şu an 10 milyonun üzerinde üyesi var.

Böyle bir üye kaydına mensup bir başka parti söz konusu değil. Tüm bu çalışmaların önümüzdeki Temmuz ayına kadar bitirilmesini hedefliyoruz.

Yeni isimlerle kadrolarımızı tahkim edeceğiz. Her şehrimizde en itibarlı, en azimli insanlarını partimizin yönetim kademelerine kazandıracağız. Ana kademe kadın ve gençlik kolları olarak şehirleirmizde ne kadar güçlü olursak seçim dönemlerinden o kadar başarılı oluruz. Vekillerimize seçim bölgelerine gitmeleri konusunda gerekli talimatları verdik.

Teşkilatlarımız en önde olacak ki diğer kademedeki arkadaşlarımız onları takip edebilsin.

Teşkilatlarımızda göreve getirilen Ömerlere, Haticelere ihtiyacımız var. Partimizi ve davamızın bayrağını en yukarıya taşıyacak isimlerle kongrelerimizi yeniden diriliş törenlerine çevirmenizi istiyorum

15 Temmuz üzerinde önemle durmamız gereken bir milattır. Darbeye direnen tüm kesimleri Türkiye ortak paydasında bir raya getirmek için çalıştık.

Şiddetle arasına mesafe koyan herkesle işbirliği zeminimizi güçlendirmek istedik. Tankların arasından kaçan CHP yönetimine bile el uzattık.

Yenikapı’da Türkiye olarak tarihi bir dayanışma tablosu sergiledik.

Biz ülkemizin birliği için elimizden geleni yapıyoruz.

Bizim iyi niyetli çabalarımıza rağmen o tabloyu devam ettirmek kolay olmadı. İlk darbe kontrollü darbe diyen CHP tarafından vuruldu. CHP kısa sürede fabrika ayarlarına geri döndü.

OHAL uygulamasına saldırdı.

Bu parti FETÖ ile mücadeleyi zaafa uğratmaya çalıştı. CHP ve şurekasına terörle mücadelenin siyaset üstü Bir konu olduğunu anlatamadık.

Milletin safında yer almak varken artık diyet borçlarından mı bilmiyoruz CHP ekibi hep milli irade düşmanlarıyla yol yürümeyi tercih etti. Bugün de aynı tavırlarını sürdürüyorlar.

CHP’nin ilkesizliği karşısında AK Parti olarak MHP ile Yenikapı’da başlattığımız işbirliğini yeni bir safhaya taşıdık.

16 Nisan halkoylamasında aziz milletimizin onayından geçen 24 Haziran’dan sonra da devreye giren cumhurbaşklanlığı hükümet sistemi bu adımlardan sadece bir tanesidir. Siyasetin vesayet karşısında gücü arttırmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 1961 ve 82 darbe anayasalarıyla daraltılan siyasi alanı da genişletmiştir.

Milletimizi beklentilerine maziden atiye giden yürüyüşüne en uygun yönetim modelini kazandırdığımıza inanıyoruz.

CHP imtiyazlarını kaybettiği için bu kadar rahatsız oluyorlar.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDEN GERİ DÖNÜŞ YOK’

Artık cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden geriye dönüş yoktur.

Her yenilikte olduğu gibi bu sistemde de bazı eksiklikler olabilir. Tüm eksiklikleri belirledik. Sorun alanlarının çoğunun sistemden değil uygulamadan olduğunu tespit ettiğimiz için işimizin kolay olduğunu düşünüyoruz.

Bunu da yakında milletimizle paylaşacağız.

Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle ülkemize uygulanan askeri ambargolar bizi savunma sanayi ile ilgili ilk adımları atmaya yöneltmişti. Ülkemiz bu çerçevedeki en büyük atılımları AK Parti döneminde yaşamıştır.

Ülkemize gizli açık ambargolarla köşeye sıkıştırmak isteyenleri bizi her alanda kendi potansiyelimizi en üst seviyede değerlendirmeye yöneltti.

Ülkemizi terör örgütleri karşısında çaresiz bırakma çabalarını dünyanın en ileri ürünlerini geliştirerek boşa çıkardık.

‘ÜÇÜNCÜ SONDAJ GEMİSİ’ MESAJI

Bugün Doğu Akdeniz’deki hidro karbon arama faaliyetlerinde söz sahibi olmuşsak bunu vakitlice edindiğimiz sondaj ve sismik araştırma gemilerimize borçluyuz. Artık kendimize ait 2 adet sondaj, 2 adet de sismik araştırma gemimiz var. Üçüncü bir sondaj gemimizin gelme durumu da söz konusu olabilir

Doğu Akdeniz’de şu bu değil biz ne diyoruz biz buna bakıyoruz.

GEMİLERİMİZ BÖLGEDE

Bütün fırkateynlerimiz yanlarında. Kimse burada bizim hakkımız olan konulardan bizi mahrum etmeye kalkamaz.

Bizim garantör ülke olarak söz söyleme haklarımız var.

Elbette ciddi sıkıntı yaşadığımız konular var. Yeni nesil savaş uçakları konusunda sürekli engeller çıkartılıyor.

Önümüze çıkartılan her engel bir süre sonra aynı ürünü kendimizin geliştirmesiyle anlamsız hale gelecektir. Yaptırım tehditleri geri adım attırmaz, yürüdüğümüz yoldaki kararlılığımızı perçinler.

Biz sürekli birilerinden korkar halde yaşarsak bilesiniz ki yaşama hakkımız olmaz.

‘ORTADOĞU’DA NE İŞİNİZ VAR DİYENLERE GÖSTERECEĞİZ’

Bu yolda yürürken bir çok korkakları da tanıdık. Bugün parlamentoda olan siyasi partilerin içinde olanların korkakların da boyunu posunu iyi biliriz.

Ortadoğu’da ne işiniz var diyenlerin niye söyledikleri belli, ne işimiz olduğunu onlara da göstereceğiz.

Bizimle Sivas’ta olanların manda kabule dip etmediğini orada gördük. Bunlar mandacı. Bunlarda o noktada yürek yok. Cudi’de olan kahramanların bunlar aynen savunucusu değil, tam aksine onların önünü kesmeye çalışanlardır. Geri planda bunların ne olduğunu iyi biliyoruz.

Bunlar hiçbir zaman onurla, gururla bu milletin şahsiyetini koruyamadılar. Ürkeklik, korkaklık gösterdiler.

AK Parti’niN güçlü olması Türkiye’nin verdiği mücadelenin istikrar içinde yürümesi bakımından da önemli.

SURİYE’DEKİ GELİŞMELER

Ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacılara 8 yıldır ev sahipliği yapıyoruz. Muhalefet ne diyor geldiğimizde bunları kovacağız. Bunlar mandacı zihniyet. Biz ensar olmaya talip olduk.

Varil bombalarından kaçıp da bize sığınanlara kucak açtık.

Bize şimdi bazı yerlerde bunlar teşekkür ediyorlar. Teşekkür edilen olmak da hiçbir destek vermeseler de bizim için onurdur. Yaptığımız harcamalar 40 milyar doları buldu. AB’den bizim bütçemize gelmiyor. Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla AFAD’a gidiyor. 3 milyar avro gibi bir destek geldiği ifade ediliyor. Verilen sözlerini tutmadılar.

Biz öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki Putin, Trump, Merkel ile konuştuk gelin böyle bir bölgede Türkiye’de çadır kentler var, ve biz burada adeta konut yapalım. Bu konutlara da güvenli bölgede taşıyalım. Biz de Türkiye olarak rahatlamış oluruz

İnsanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz güvenli bölge teklifimize gelin konutların yapımını sağlayalım, siz de destek verin Suriye bölgesinde, kuzeyinde Trump’ın 20 mil dediği 30 km derinlik ve sınır boyunca buralara bu konutları yapalım. Böylece insanca yaşama imkanını sağlayalım

Bu insanlar hiç olmazsa hazır balık değil balık tutmayı da orada öğrenmiş olur. Başlayalım bu işe ama yok. Biz yine kovalamaya devam edeceğiz. Ülkemizde artık 3 milyon 650 bin şimdi İdlib tehdidi de var. Afganistan’dan gelenler var. Bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Böyle oldu oldu olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Ya destek verecekseniz verin vermeyecekseniz kusura bakmayın bir yere kadar katlanıyoruz. Bu yüklü sadece biz mi çekeceğiz,

Siz de bakalım nasıl taşınırmış bunu bir görün.

AB başta olmak üzere dünyadan olması gereken desteği alamadık almak içinde bunu yapmak zorunda kalabiliriz.

Güvenli bölge olmazsa kapıları açmak zorunda kalırız.

İdlib’deki gelişmeler sayıları milyonları bulacak bir tehdidi öne çıkardı.

Fırat’ın doğusu ile Suriye topraklarını da güvenli hale getirmeye çalışıyoruz.

Tüm gelişmeler bizim istediğimiz güvenli bölge ile muhataplarımızın arasındaki güvenli bölge arasında ciddi farklar olduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki duruma daha fazla seyirci kalma durumu yoktur.

Eylül’ün sonuna kadar fiilen başlatmakta kararlıyız.

Bunu ABD’li, dostlarımızla yapmak en idealidir ama bu olmazsa hazırlıklarımız tamam kendi imkanlarımızla bu işe başlayacağız.

Hedefimiz ülkemizdekilerden en az bir milyon Suriyeliyi bu güvenli bölgede iskan etmektir.

4-6 Ekim’de Kızılcahamam’da tüm vekillerimizle bir araya geleceğiz.

Türkiye’yi güvenli bölgeyle oyalayan ABD’den teröristlere yeni sevkiyat

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güvenli bölge olmazsa kapıları açarız

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. NİYE KAPILARI AÇIYORSUN SEN AFRİN ELBAB MÜNBİÇE KADAR BÖLGEYİ KONTROL ETMİYORMUSUN ORAYA GİTSİNLER ORASIDA SURİYE NEDEN TÜRKİYEYE ALIYORSUN YADA TÜRKİYEDEKİ SURİYELİLERİN NEDEN AVRUPAYA GİTMELERİNE GÖZ YUMMUYORSUN NEDEN BU TÜRK DÜŞMANLIĞI! TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!