Davutoğlu’ndan Erdoğan’a hodri meydan: Hepimizin mal varlığı araştırılsın

featured

Erdoğan’ın Halk Bankasını dolandırdığını iddia ettiği Ahmet Davutoğlu yanıt verdi. Davutoğlu, ‘Üniversiteyi oğluma, damadıma, kızıma bırakmayacağım’ dedi.

Ahmet Davutoğlu, Şehir Üniversitesi üzerinden kendisi ve dönemin iki bakanı ile üniversite yönetimini dolandırıcılık ile suçlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert cevap verdi. Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Davutoğlu, ”Oğluma, damadıma, kızıma bırakmayacağım” dedi. Davutoğlu, tüm Cumhurbaşkanları, Başbakan, Özelleştirme İdaresi ve kamu bankaları yöneticileri ile bunların akrabalarının mal varlıklarının artışının araştırılması için de “Meclis komisyonu kuralım” çağrısı yaptı.
Davutoğlu’nun açıklaması şöyle:

“2003’ten 2016’ya kadar çeşitli konumlarda ve üst düzeyde birlikte çalıştığımız Sn. Cumhurbaşkanının, şahsım ve Başbakanlık yaptığım dönemde Hükümetimde birlikte görev yapmaktan onur duyduğum bazı bakan arkadaşlarım hakkında en temel nezaket kurallarına bile uymayan, bu yüksek makama yakışmayan bir üslup ile dile getirdiği ağır ithamlara cevap vermek mecburiyeti doğmuştur. Bilinmelidir ki bu, şahsi bir mesele değil bir devlet ahlakı meselesidir.

Bir süredir İstanbul Şehir Üniversitesi hakkında yürütülen haksız kampanyanın, garezle bir eğitim kurumuna yapılan saldırıların ulaştığı aşama ibretlik bir hale gelmiştir. Her şeyden önce üniversite ile ilgili böyle bir kararın bir siyasi partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulunda alınmış olması hem üniversiteye yönelen husumetin altında yatan gerçek niyeti hem devlet düzenimizin gelmiş olduğu durumu bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Aileleriyle birlikte 7000 öğrenciyi mağdur etme pahasına sergilenen bu öfkeye neyin sebep olduğunu, kimin nereye savrulduğunu, kamu kaynaklarının hangi amaçlarla nasıl kullanıldığını, ekonomik servet oluşturma bakımından kimlerin nasıl statü değiştirdiklerini milletimiz çok iyi bilmektedir.

OĞLUMA, DAMADIMA BIRAKMAYACAĞIM

Başbakanlığım süresince yaptığım uygulamalar konusunda şahsıma yöneltilen tek ithamın, hiç bir şahsi hakkımın ve çıkarımın olmadığı, kızıma, oğluma, damadıma, gelinime bırakmayacağım bir eğitim kurumuna arazi devri olmasından sadece onur duyarım. Sayın Cumhurbaşkanının Başbakanlığı döneminde çıkan 4046 sayılı yasaya istinaden gerçekleşen bu devir ile bahsekonu arazinin rant alanı haline dönüşmesi engellenmiş ve kamuya ait olan bu değerli arazinin doğal ortamı korunarak yine kamunun hizmetinde kalması sağlanmıştır.

Bir arazinin üniversiteye tahsis edilmesi ile devredilmesi arasındaki tek fark zaten rayicin altında belirlenen bir yıllık kira bedelinden ibarettir. Devir işlemi tahsis bedellerinden kaçınmak ya da kamu arazisini mülk edinmek için değil, Danıştay’ın tahsis işlemini iptal etmesinden sonra yukarıda zikredilen yasaya uygun bir şekilde zorunlu olarak yapılmıştır. Devri yapılan arazinin eğitim dışında kullanılması zaten mümkün değildir ve üniversite amacının dışına çıkmamıştır.

Bu süreç içinde farklı kesimlerden herkesin de kabul ettiği gibi Şehir Üniversitesi bir üniversite geleneğinin oluşumu açısından kısa sayılacak bir sürede bu ülkenin iftihar kaynağı olmuştur. Bugün hangi haksızlıklar yapılırsa yapılsın, bunlar da geçecek ve Şehir Üniversitesi de onun düşünce özgürlüğüne dayalı idealleri de yaşamaya devam edecektir. Üniversiteyi üniversite yapan araziler ve binalar değil bilim insanları ve öğrencilerin oluşturduğu sosyal iklimdir. Her gördüğü araziye dolar hesabı ile değer biçenler bunu anlayamazlar.


En temel nezaket kurallarına dahi uymayan bu üsluba rağmen Halk Bankası konusunda açılan tartışmayı anlamlı buluyorum. Bugün bir milat olmalıdır. Çağrım açıktır: Madem ki bu ülkeye hizmetten gayrı hiç bir hedef gütmemiş ve bütün bir ömrünü buna adamış bir başbakana ‘dolandırıcılık’ iftirasında bulunulmuştur, o zaman şu anda görev yapanlar da dahil olmak üzere yaşayan bütün Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, kamu bankalarının bağlı olduğu bakanlar ve özelleştirme yüksek kurulunda görev yapmış yetkililerin ve onların birinci ve ikinci derece hısımlarının ve akrabalarının mal varlıklarını ve bu varlıklardaki değişimi, bu kişilerin siyasete girdikleri/devlet görevi üstlendikleri günden bugüne kadar araştırmak ve soruşturmak üzere TBMM’nde gerekli komisyonlar oluşturulmalı ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği vechile yetimlerin hakları son kuruşuna kadar korunmalıdır. Ben şahsım adına artık üyesi olmadığım yüce TBMM’ne hesap vermekten bir an bile imtina etmem.

Ayrıca bu komisyonlarda kamu bankalarının, Şehir Üniversitesi de dahil olmak üzere hangi vakıflara ve şirketlere nasıl kredi verdikleri, hangi şirketlerin borçlarının yapılandırıldığı, kimlerin hangi yöntemlerle kurtarıldığı, kimlerin ise batmasına seyirci kalındığı şeffaf bir şekilde ortaya konmalıdır.

Bu araştırma ve soruşturma neticesinde objektif hukuki kriterlerle izah edilemeyen varlıklar ve kaynaklar Hazineye intikal ettirilerek bir ‘yetim ve yoksul’ fonu oluşturulmalı ve bu fon yetimlere, öksüzlere, şehit yakınlarına, gazilere ve sayıları her geçen gün artan işsizlere dağıtılmalıdır.

Böylesi bir sürecin işletilmesi her zaman samimi bir şekilde savunduğum şeffaflık ilkesinin de hayata geçirilmesini sağlayacaktır. Telaşa mahal yoktur ve hiç kimse tereddüt etmemelidir. Yaşanan bütün bu süreçler, ne kadar üzücü olursa olsun, gerçek hukuk devletinin, demokratik hakların ve özgürlüklerin, adaletin ve şeffaflığın egemen olacağı günlerin habercisidir.”

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ

“İstanbul’da bir Şehir Üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Özellikle bir siyasi ayağında bizim olduğumuzu, bir siyasi ayağında da malum zatın olduğu söyleniyor. Açık ve net söylemek durumundayım. Her şeyden önce Şehir Üniversitesi’nin tahsisini başbakanlığım dönemimde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre daha sonra malum zat başbakan olunca bu tahsisi Şehir Üniversitesi’ne mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri, mülkiyet devri yoktur, olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyor değil mi? Öksüz, yetimin hakkını kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle Özelleştirme Yüksek Kurumu ile bunu sağlıyor. Yanında kim var? Sayın Babacan, onun da iddiası var. Başka kim var Mehmet Şimşek var… Ben bunu niye anlatıyorum? Kimin ne olduğunu yaptıklarıyla öğrenin. Bunlar Halk Bankası’nı da dolandırmaya çalışıyorlar. Kredi talebinde bulunuyorlar. Halk Bankası bunlara ciddi bir kredi veriyor. Ödeme planlarında ödemelerini yapmıyorlar. Halk Bankası bu defa kendilerini sürekli olarak uyarıyor. Şu anda Halk Bankası’na olan borçları 417 milyon noktasında. Şimdi ‘Yapılandıralım’ diyorlar. Neyi nasıl yapılandıracaksın? ‘Spor kulüplerinin borçları yapılandırılıyor da Şehir Üniversitesi niye yapılandırılmıyor’ diyorlar. Halk Bankası’na teminat dahi vermedin. Futbol kulüplerinin her şeyine el koyuyor. Senin neyine el koyacak? Maltepe’de tekele ait olan yani zamanında benim tahsis ettiğim yeri teminat olarak mı banka kabul edecek? Bunu da geç bir başka alavere dalavere… ‘Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyuldu’… Ya sen zaten mevcut kotanı doldurmadan yeni alacağın öğrencilerle ilgili böyle bir kotayı nasıl oluyor da teminat olarak veriyorsun.

Halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı aradı. ‘Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz’ dedi. ‘Temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Bizim bankalarımızın hiçbiri bizim dönemimizde kasaları boşaltmadı. Biz de kasaları boşaltamayız. İşin başından itibaren Ülker grubu buraya ciddi destekler verdi. Daha sonra çekildi. Ülker grubu orada bizim verdiğimiz desteklerle ilgili de bizim bu noktadaki desteğimizi açık net söyledi. Buranın hamisi Marmara Üniversitesi’dir. Marmara Üniversitesi Türkiye’nin şu anda en büyük üniversitelerinden biridir. ‘Marmara borçları ödesin’ diyorlar şimdi de… YÖK de kendilerine diyor ki, ‘Siz de mütevelliyi bırakın Marmara burayı götürsün’. ‘Yok, bırakmayız’ diyorlar. Tezgah başka… Biz ne öğrencilerin ne de akademisyenlerin düşmanıyız. Hiçbir vakıf üniversitesinde bunların yaptığı uygulama gibi uygulama yok. Burada Halk Bankası’nın dolandırılması söz konusu.”

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a hodri meydan: Hepimizin mal varlığı araştırılsın

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Erdogan adeta panige kapildi deni dana gibi bir oraya bir buraya savrulup duruyor son günlerde. Adam cikmis arastirilsin mal varligimiz diyor. Duruma bakilirsa gemileri yakmis ve bu ates Erdoganin bir tarafini tutusturmusa benziyor.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!