Değerli dostum Hülya Nutku, çok erkendi…

featured

Hayati Asılyazıcı yazdı

“İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi ve tiyatro araştırmacısı Prof. Dr. Hülya Nutku, pankreas kanseri tedavisi gördüğü hastanede 68 yaşında hayatını kaybetti.”

İnsan yaşamında gerçekten kara günler, kara haber getiren kara günler vardır. Son zamanlarda bunu sıkça yaşar oldum. Ne zaman telefon alışılmışın dışındaki saatlerde çalsa “Eyvah! Yine değerli bir dostu mu yitirdik,” diye irkiliyorum.

Bu kez darbe beklenmedik bir yerden geldi. Sevgili Hülya Nutku hâlen bu dünyaya armağan edeceği çok değerli çalışmaları olduğu hâlde bizi apansız terk etti. İzmir’deyken yaptığımız son iki konuşmamızda; “Yorgunum, ama yine de yapılacak şeyler var. Özdemir Nutku’nun tüm eserlerini toplayıp düzenliyorum. Tamamlayınca sana da tamamını göndereyim,” demişti. Ben onun yorgunluğunu çok çalışmasına ve tüm Kültür-Sanat camiasının yaşadığı zorluklar yüzünden oluşan ruhsal yorgunluktur ve biraz dinlenince atlatır diye düşünmüştüm. Yanılmışım…  Atlatamadı…

Hülya Nutku’yu anlatırken Özdemir Nutku’dan ve onu tanıdığım gençlik günlerimizden ayrı düşünmek imkânsız. Önce değerli eşi Özdemir Nutku’yu tanımıştım.  Özdemir Nutku, Sermet Çağan ve ben çok iyi dost, adeta bir sacayağı gibiydik. Onlar Robert Kolej’de okurken ben de genç bir gazeteci olarak “Kim” Dergisinde eleştirmen olarak çalışıyordum. Benim basın kartım olduğu için Kültür-Sanat etkinliklerine katılıyor ve onları da yanımda götürebiliyordum. Muammer Sun da çoğu kez bizimle beraberdi. Bu dostları da anmadan geçmeyelim.

5 Ağustos 1970’de aramızdan ilk ayrılan sevgili dostumuz Sermet Çağan, bazı tiyatro topluluklarında oyuncu ve dekor sorumlusu olarak görev yaptı. Tiyatro tutkusu nedeniyle mühendislik eğitimini son sınıfta bıraktı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda ve “Sahne Z” topluluğunda, Arena Tiyatrosu’nda ve Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sahne tasarımı ve oyunculuk yaptı. 1966 yılında Fakir Baykurt’la birlikte Türkiye’de ilk kez bir sendika tiyatrosu (TÖS) kurdu. İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu, Ankara Yenişehir Tiyatrosu gibi topluluklarda yönetmenlik yaptı. Türkiye Öğretmenler Sendikası Tiyatrosu’yla bütün Türkiye illerini kapsayan turne yaptı. Tiyatro dergisi ile bazı dergi ve gazetelerde tiyatro üzerine yazıları yayımlandı. Bazı oyunları Fransızca ve İngilizceye çevrilen Sermet Çağan, Alman edebiyatı üzerine araştırmalarından ötürü 1957’de AFC hükümetince Schiller Ödülü kazandı. İstanbul Sanat Tiyatrosu’nda yazdığı ödüllü oyun olan Ayak Bacak Fabrikası’nın provaları sırasında geçirdiği bir kalp krizi sonucunda yaşamını yitirdi. Sanat göklerinden ve üçlü sanat dayanışmasından çok parlak bir yıldız kalbimizi kırarak kaydı gitti.

Sevgili dostum Muammer Sun’u da yakın zamanda 6 Ocak 2021’de Ankara’da kaybettik.  Muammer Sun Türkiye’nin üçüncü kuşak bestecilerindendir ve müzik politikasında 60’lı ve 70’li yıllarda etkili olmuş bir isimdir. “TRT Müzik Dairesi’nin ve “TRT Ankara Çok sesli Korosu”nun kurucusudur. Onun kaybı, tüm o başlangıç günlerinin anıları çok derin bir hüzün veriyor. Keşke üreten insanlar hiç yok olmasa.

8 Kasım 2019’da İzmir’de 88 yaşında bizlere veda eden Özdemir Nutku hastaydı… Bir süre İzmir’de yoğun bakımda kaldıktan sonra, 8 Kasım 2019 günü sabah saat 6.30 sıralarında kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi. Onun vedasıyla üçlüden bir yıldız daha kaymış oldu.

Özdemir Nutku, 1950’de Robert Kolej’den başarı derecesi ile mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi Bölümü (1956), Georg-August Üniversität (Göttingen / Almanya, 1959) mezun oldu “The Stagnation and Revival of Verse Drama in England” (1961) adlı tezi ile doktora yaptı, “Darülbedayi’nin Elli Yılı” (1967) çalışmasıyla doçent, “Tiyatro Yönetmeninin Çalışmanı” (1974) araştırmasıyla profesör oldu.

Prof. Dr. Özdemir Nutku olarak 1976’da “Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi” bünyesinde Tiyatro Bölümü’nü kurdu. Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağlanan, “Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü” adını alan bölümün başkanı olarak uzun yıllar çalıştı. Aynı zamanda “Sahneleme” dersi hocası olarak altmıştan fazla oyun sahneye koydu. Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümünde ders verirken çok başarılı bir doktora öğrencisi ve asistanı olan Hülya Nutku ile evlendi.

1953 yılında dünyaya gelen Prof. Dr. Hülya Nutku, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni “İşçi Tiyatroları ve İsmet Küntay’ın 403. Kilometre Oyunu” (1974) adlı lisans tezi ile bitirdi. “Ankara Devlet Konservatuvarında Tiyatro Eğitimi” (1976) adlı tezi ile yüksek lisans, “Tarihsel Dram ve Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosunda Tarihsel Dram Modelleri” (1983) adlı tezi ile doktora yaptı.

Önce Ankara’da kaldılar. Oyunlarıyla gündeme gelen parlak bir oyun yazarı olan İsmet Küntay ile tanışıyorlardı. Hülya onun yazdığı ve AST da oynayan oyunların 3 tanesini hakkında çok başarılı inceleme yazıları yazdı. İsmet Küntay İlk oyunu “403. Km” ile sendikacılığı sahneye taşıyan ilk oyun yazarıdır. İsmet Küntay, ondan bir yazı daha yazmasını istedi. Hülya Nutku İzmir’den bu yazıyı yazdı ve yazıyı telefonda okumak için randevulaştılar. İsmet Küntay İstanbul’a geldi fakat bu telefon randevusu ne yazık ki gerçekleşemedi. İsmet Küntay randevudan bir gün önce vefat etti ve o yazıyı hiç dinleyemedi. Tarih 25 Temmuz 1974’dü.  O yazıyı sonra ben okudum ve diyorum ki, keşke İsmet Küntay o yazıyı duyabilseydi.

Hülya Nutku, İsmet Küntay’ın ölümünden sonra acılı eşi Nadide Küntay’a onun tüm eserlerinin kitap olarak yayınlanması için yardımcı oldu. Bu kitap için çok başarılı bir önsöz yazdı.

Hülya Nutku’nun daha yapmak istediği çok şeyler vardı. Atatürk hakkında yazmayı planlıyordu. Diyorum ki, “Değerli Dostum Hülya, çok erkendi…”

Değerli dostum Hülya Nutku, çok erkendi…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!