Deniz Kutluk: Oruç Reis’e yapılacak müdahale savaş çıkarır

Ali Deniz Kutluk: Fransa ve Yanındakiler NATO’ya Savaş Açarak Türkiye’ye Karşı Rumları mı Savunacaklar?

VERYANSIN TV

Türkiye’nin Oruç Reis’in sismik araştırmaları için Navtex ilanı ile yeniden yükselen Türkiye – Yunanistan gerilimine Fransa da dahil oldu. Doğu Akdeniz’e savaş gemisi ve uçağı yollayan Macron yönetimi gerilimi yükseltti.

Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmeleri Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, iki ülkenin deniz gücünü Haber Global’de değerlendirdi:

Kutluk, “Başkasının getirdiği gemi ile pek bir şey yapamazsınız. Gemilerin sayısal durumu da gerçeği yansıtmaz. Türkiye donanmasının gemileri moderndir. Korvetlerimiz diye baktığımız gemiler dünyanın en iyi silahlandırılmış gemileri ve fırkateynlerle kolaylıkla mücadele edebilirler.

Hücumbotlarımız Türkiye’de imal ediliyor. Hücumbotlar fırkateynlerle başa baş aynı güce sahiptirler. Denizaltılarımız sayıca denk gözüküyor. Denizaltılarımızın envanterine çok önemli bir vurucu güç giriyor. Dolayısıyla bu nükleer denizaltılarla mücadele edebilecek kadar kapasite kazandıracak Türkiye’ye.

Ege’de Yunanistan’ın birkaç avantajı var ama Doğu Akdeniz’de avantajı yoktur. Orada yapılabilecek bir çatışmada sonuçları Yunanlar için kötü olur.” dedi.

İşte Kutluk’un açıklamalarından satır başları:

Oruç Reis’in çalışmalarını yasal görüyorum. Her şeyden önce çok yasal zamanında yerinde tahrik yaratmayan haklarınızı korumamızı sağlayan yapılmadığı takdirde hak kaybına yol açacağımızı düşündüğümüz bir eylemi gerçekleştiriyoruz. Bu eyleme kimsenin mani olabileceğini ben düşünmüyorum ve Oruç Reis’e yapılacak herhangi bir müdahalenin Türk-Yunan barışını bozacağını, genel bir çatışmaya dönüşeceğini anlamış olduklarını değerlendiriyorum.  Buna rağmen bir çılgınlık yapabilirler mi yapabilirler çünkü bu Yunan tarafı fanatizmle tanınan  bir şeydir. İngiliz atasözü var ‘Yunanlı patriğin elini sıkıyorsanız parmaklarınızı kontrol edin birini çalmış olabilirler’… Dolayısıyla burada dikkatli olmak gerekiyor ama öte yandan donanmada dikkatini vermiş durumda. Zamanında deniz harbinde çok önemli bir şey doğru zamanda  yığınaklanma diyeceğimiz stratejik konuşlanmanın yapılmış olması, karada buna ‘yığınaklanma’ derler deniz harbinde buna stratejik konuşlanma derler. Şimdi bu yapılmış durumda. Her Yunan ünitesi birden çok onu öldürecek ünite tarafından izleniyor, dolayısıyla herhangi bir yanlışlık bunların tamamen ateş altına alınması ve yok edilmesi sonucunu verir.

Burada Türk Hava Kuvvetleri devreye girecektir Deniz Hava Kuvvetleri devreye girecektir. Oruç Reis’e yapılacak bir müdahale Türk-Yunan yerel harbinin başlama noktasına yol açacaktır. Bunu  açıklıkta söyleyebilirim ne Yunan tarafının fanatizmi orada dizginlenebilir bu noktada ne Türk tarafının kararlılığı durdurulabilir. Şimdi barışı koruyan nedir biliyor musunuz caydırıcılıktır… Nedir bu caydırıcılık; kullanacağınız bir kuvvetin olması bu kuvveti kullanma siyasi iradeniz olması. Şimdi bu ikiside Türkiye’de var buna rağmen caydırıcılığa meydan okunuyorsa barışın korunamayacağı durumu ortaya çıkmıştır.  Ondan sonrası zaten savaştan sonra tartışılacak konular olur. Yunan tarafında aklı selim eksikliği burada başlıyor. Sanıyor ki Fransız mistral gemisi ile Yunan kuvvetleri desteklenebilir… Desteklenemez. Fransız lafeyette gemisi ile Türk uçakları düşürülebilir mi düşürülemez. Çünkü Fransa bir NATO üyesi olarak Türkiye’yi hasım haline alamaz, arasında bir çıkar çatışması yoktur.

Bu noktada ‘ben Kıbrıs’ta Fransızlara üs vererek adanın Türkler tarafından kontrolünü engelleyebilirim’ bu düşünce çok safiyanedir. Yetmedi ‘Amerikalılara veririm Ruslara zaten verdim’ böyle böyle Türkiye’nin  o bölgede yaratacağı gücü dengelemek mümkün değildir.

Türkiye o bölgede binlerce sorti hava gücü yaratabilir,  bir gün içinde binlerce sorti. Bir Fransız uçak gemisine taşınan 25 uçakla bunların hiçbiri yapılamaz veya bölgeye getirilecek Yunan hava gücü olamaz… Havada durdurulur, durdurulmazsa yakıt bitip öyle düşerler aşağıya…

Türkiye’nin Kıbrıs’ta çok üstünlüğü vardır. Doğu Akdeniz’e oradan hükmeder Ege’deki sorunda çözülmeden Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de bir hak iddia etmesini tabii ki önler… Bu arada kendi 18 yıldır iddia ettiği hukuki sahasını kullanmaktan AB-Amerika, Yunanistan, Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ayrı ayrı veya yan yana  gelip itirazlarda bulunsa Türkiye devlet olma vasfını kaybeder bu itirazları dikkate almakla devletseniz söylediğiniz sözün arkasında eyleminizi yapmak zorundasınız hakkınızı korumak zorundasınız. Bu hak bize ait değil bizden sonraki nesillerin hakkıdır gelecek 50- 100 yıl bu hakları ıslah edeceğiz.