Diyanet’in hutbesinden ‘Mahir Ünal’ çıktı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesinde, Cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk anılmadı. Tarihçi Prof. Dr. Ergun Türkcan ve ilahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz'den Diyanet'e tepki geldi. Şahin Filiz, Diyanet'in Cuma hutbesinde cumhuriyeti kutlamamasının Mahir Ünal'ın tepki çeken açıklamasıyla çok benzediğini söyledi ve "Atatürk'e vefasızlığın çok daha ilerisinde değerlendirilebilecek bir davranıştır." değerlendirmesinde bulundu. Ergun Türkcan ise bu durumun çok olağanüstü ve beklenmedik bir şey olmadığını dile getirdi ve "Bunda esas karşı tarafa fatura etmek değil, cumhuriyeti savunması gereken partilerin ve insanların gevşekliği daha büyük rol oylamıştır." dedi.

featured

MERVE DUMAN/ VERYANSIN TV

Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün camilerde okunacak cuma hutbesini yayınladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce Diyanet’e bağlı tüm okunacak olan hutbede Cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi.

Diyanet, geçen yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, cuma gününe denk gelince hutbede Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamış, ancak Atatürk’ü anmamıştı. Daha sonra yayımlanan kutlama mesajında ise “Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle yad ediyoruz” denilmişti.

Tarihçi Prof. Dr. Ergun Türkcan ve ilahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz, Diyanet’in Atatürk’ü ve cumhuriyeti ‘unutmasını’ Veryansın Tv’ye değerlendirdi.

‘CUMHURİYETÇİLERİN ÇOĞU İŞİN FARKINDA DEĞİL’

Sözlerine “Bir cumhuriyet çocuğu olarak binlerce yıl yaşasın derim. Temelleri iyice sarsıldı, inşallah toparlarız.” diyerek başlayan Prof. Dr. Ergun Türkcan, bu durumun çok olağanüstü ve beklenmedik bir şey olmadığını dile getirdi.

Türkcan, sözlerine şöyle devam etti:

“Çok olağanüstü, beklenmedik bir şey değil. Dinci tarafın cumhuriyete olan tutumu belli. Cumhuriyetçilerin yalnız dine karşı olan tutumları belli değil. Onlarınki normal, onlar hiçbir zaman cumhuriyeti kabul etmedi zaten. Kendilerine karşı, dil devrimine de karşı çıkıyorlar, hepsine karşı çıkıyorlar. O Arap sürüsünden ayrılmak istemiyorlar. Ama cumhuriyetçilerin çoğu da işin farkında değil. O normal değil.”

Prof. Dr. Ergun Türkcan

‘ONLARIN 100’ÜNCÜ YILI BAŞKA BİR YERE DÖNÜŞTÜRME PROJELERİ OLDUĞUNU ZANNEDİYORUM’

Türkcan, “Cumhuriyetin yüzüncü yıla girerken devlet ve hükümette o heyecanı görüyor musunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“Sıradan bir bayram olarak kutluyorlar. Ama onlar 2023’te klasik cumhuriyetçilerden farklı olarak başka bir cumhuriyet inşasını düşündükleri için biraz heyecanlanıp farklı bir şey yapmaya çalışıyorlar. Cumhuriyetin bir sürü tanımı var; İslam Cumhuriyeti de kurabilirsiniz, Laik Cumhuriyet de kurabilirsiniz. Onlar 100’üncü yılı başka bir şekilde bir yere dönüştürme projeleri olduğunu zannediyorum. 100’üncü yılda ona göre kutlamalar yapacaklar. İki tarafında kendisine göre kutlamalar yapması lazım. Halbuki hep beraber olsa daha iyi. Şimdi iki tane yaklaşım oldu. Bu da tabii yalnız son iktidarla ilgili değil. Çok daha önce bu ayrım başladı.”

‘İNSANLAR KENDİ KURDUKLARINI YAŞATMAYI BİLMİYORLARSA ELLERİNDEN ALIRLAR’

Türkcan, sözlerini “Bunda esas karşı tarafa fatura etmek değil, cumhuriyeti savunması gereken partilerin ve insanların gevşekliği daha büyük rol oylamıştır. İnsanlar kendi kurduklarını yaşatmayı bilmiyorlarsa ellerinden alırlar. Dünya tarihi onu gösteriyor.” diyerek noktaladı.

ŞAHİN FİLİZ: MAHİR ÜNAL’IN SÖZÜNÜN BİR YANSIMASI

İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz ise Diyanet’in Cuma hutbesinde cumhuriyeti kutlamamasının Mahir Ünal’ın tepki çeken açıklamasıyla çok benzediğini dile getirdi. Filiz, “Mahir Ünal’ın ‘Cumhuriyet; bizim lügatımızı, dilimizi, kültürümüzü yok etmiştir.’ sözünün bir yansıması. Diyanet’in Cuma hutbesinde Atatürk’ün adını anmaması ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlamamasıdır. Bunlar birbirine çok bağlı. Ve buna benzer cemaat ve tarikatların bölücü, etnik ırkçı örgütlerin sözlemleriyle ne yazık ki Diyanet’in Cumhuriyet Bayramını hutbede kutlamaması bir yerde buluşuyor. Bunun buluştuğunun farkında değiller mi?” dedi.

Prof. Dr. Şahin Filiz

‘TÜRK MİLLETİNİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ YOK SAYMAKTIR’

Filiz, sözlerine şöyle devam etti:

“Diyanet İşleri Teşkilatı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, özerk bir kurumudur. Çünkü İslam, laik bir dindir. Yahudilik ve Hristiyanlıktan söz ediyorlarsa eğer İslam dinini onunla karıştırmasınlar. İslam dini; laik bir dindir, sosyal devletin ideolojisini destekler. Atatürk ve İslam dinin hiçbir alıp vereceği yoktur. Atatürk’ün de İslam diniyle herhangi bir hesabı olmamıştır. Tam tersine eğer isteseydi Atatürk zaten bu topraklarda düşmanları kovduğu gibi, emperyalizmin kökünü kazıdığı gibi dinin de kökünü kazıyabilirdi. Ama tam tersini yapmış. İslam dini onun sayesinde var olmuş, Diyanet elleriyle kurulmuş. Bütün bunlar varken Diyanet İşleri Teşkilatı’nın kendisini borçlu olduğu kurucusuna vefasızlık yapması, sürekli bu vefasızlığı tekrar etmesi, diğer Atatürk düşmanı çevrelerle ve cumhuriyet düşmanı söylemlerle paralel bir konuma düştüğünü gösteriyor. Bu bir haksızlıktır. Türk milletine, İslam dinine ve cumhuriyete yapılan bir haksızlıktır. Yani Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini yok saymaktır.”

‘CUMHURİYET VE ATATÜRK DÜŞMANI OLMADIKLARINI DEKLARE ETMELERİNİ BEKLİYORUM’

“Hutbelerin verilmesi demek; o ülkenin özgür olduğunu, bağımsız olduğunu gösterir. Tarihten beri bu böyledir. Eğer bir ülkede hutbe okunabiliyorsa o ülke iç ve dış düşmanlardan bağımsızlığını kazanmış, özgür olduğunu hutbe vererek ilan etmiş olur. Zaten mahkum bir ülkede, işgal edilmiş bir ülkede hutbe veremezsiniz.” diyen Filiz, “Eğer hutbe veriyorsanız sizi işgalden kurtaran kurucunuza, liderinize, ekibinize ve cumhuriyetin ilke ve esaslarına sıkı sıkıya sarılmanız lazım. Diyanet İşleri Teşkilatı’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlamamasını kınıyorum ve cumhuriyet düşmanı olmadıklarını, Atatürk’e düşman olmadıklarını bir an önce deklare etmelerini bekliyorum.” ifadelerini kullandı.

‘ATATÜRK’E VEFASIZLIĞIN ÇOK DAHA İLERİSİNDE…’

Filiz, “Bunları unutturmak demek Türk milletini unutturmak demektir ve vatana kast etmek demektir. Diyanet’in bunu dini kullanarak yapması ya da umursamaması Atatürk’e vefasızlığın çok daha ilerisinde değerlendirilebilecek bir davranıştır. Bu davranıştan bir an önce dönmesi, vefayı göstermesi ve Türk halkından, Atatürk’ten ve cumhuriyetten özür dilemesini gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

thumbnail
İlişkili Haber

Cumhuriyet bayramı arifesi, Diyanet hutbesinde ne Cumhuriyet var ne Atatürk

Diyanet’in hutbesinden ‘Mahir Ünal’ çıktı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 29 Ekim 2022, 10:33

    Bu diyanet vakfı artık kuruluş amacının dışına çıktı.Ve günümüzde inandırıcılığını kaybetti.Bu yüzden camiye giden nüfus ülke nüfusunun dörtte birinden bile az.Gitmeyen camiyi kullanmayan insanlara diyanet için bütçede aşırı ödeme yapmak zulüm.Öncelikle diyanete ödenen ödenekler kesilsin,camilerde görevli imamlara camiye giden müslümanlar ödeme yapsın.Diyanete ayrılan bütçe ise yüksek teknoloji cihazlarla donatılmış endüstri meslek liseleri yapılsın,gençler sadece yetenek testleri yapılarak sınavsız,ücretsiz meslek sahibi edilsin.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!