Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye- Yunanistan gerilimine değindi. Erdoğan’a “Sen egemenliği bize ait olan adaların işgaline göz yumacaksın ve ‘Bizi bağlamaz’ diyeceksin. Bak Erdoğan bu iş seni çok iyi bağlıyor” diye seslenen Özdağ, iktidarın adaları “kaya parçası” olarak gördüğünü kaydetti.
Özdağ, Yunanistan’ın 31 Aralık 2008 yılında Türk hava sahasını ihlal ettiğine ilişkin haberin Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesinden “bir el tarafından kaldırıldığını” ileri sürerek, “Türk Genel Kurmay Başkanlığı hava sahası ihlali diye önce sitesinde duyuruyor sonra bir el müdahale ediyor ve bunu Genelkurmay’a kaldırtıyor. Peki, bu siteden haberi kaldırtan kim? O dönem tümgeneral olan Şirin Ünal. 3 dönem AKP milletvekili. Ödüllendirildi yani. Yunan işgalini Türk halkından gizlediği için 3 dönem AKP milletvekilliği ile ödüllendirildi” dedi.
‘YUNAN BAYRAĞI DALGALANMASINDAN SORUMLULAR’
Özdağ, geçmiş yıllarda adalarla ilgili iktidarı defalarca uyardığını belirterek şunları söyledi:
“AKP hükümetleri ve bu hükümetlerin başı Recep Tayyip Erdoğan, Ege’de egemenliğimiz altındaki adaların Yunanistan tarafından işgaline alenen sessiz kalmıştır. Bugün bu adalarda Yunan bayrağının dalgalanmasından Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlar birinci derecede sorumludur. ‘Bizi bağlamaz’ diyemezsiniz, sizi bağlıyor. İşgali siz mümkün kıldınız. Türk ordusunun görevini yapmasını ve işgali engellemesini siz durdurdunuz. Siyasi karar ile bu işgalleri gerçekleştirdiniz. 2002 yılından beri devam eden AKP hükümetlerinde vuku bulan bu işgaller karşısında önce Başbakan ve sonra da icra sorumluluğu olan Cumhurbaşkanı sıfatıyla Recep Tayyip Erdoğan birinci dereceden, tabi Abdullah Gül de hem cumhurbaşkanı hem dışişleri bakanı hem de başbakan olarak sorumludur, birlikte yargılanmalıdırlar.
TCK 302’YE GÖRE…
Hukukçu arkadaşlarımız ile yaptığımız incelemede 20 yıllık AKP iktidarında egemenliğimiz altındaki adaların aleni işgaline sessizce göz yummak, Türk Ceza Kanunu’nun dördüncü bölümünde yer alan ‘Devletin güvenliğine karşı suçlar’ kapsamında değerlendiriliyor. Bu kapsamda Zafer Partisi olarak, adalarımızın sorumsuzca işgaline göz yummak, Türk Ceza Kanunu’nun 302’nci madde birinci fırkasına göre devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya, birliğini bozmaya, devletin egemenliği altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil olarak veya kısaca devletin birliğine ve ülke bütünlüğünü bozmak kapsamında değerlendirilerek, suç duyurusunda bulunmaya karar verilmiştir.
‘MASALLAR SÖYLÜYOR’
Şimdi Erdoğan görüyoruz ki Türk halkına seçimlere yaklaşırken bir gelecek vaadi bulunabilecek durumda değil. Ekonomik düzelmeyi gerçekleştirebilecek durumda değil. 13 milyon sığınmacı ve kaçağın ülkesine dönmesini sağlayabilecek durumda değil… Tekrar dış tahrik üzerinden kamuoyunu manipüle etme çabaları içerisinde. ‘Bir gece ansızın gelebilirim masalları’ söylüyor.
Adaları verdin, sessiz kaldın. Bunun üstünü örttün. Seçim öncesi adaların birkaç tanesini alıp başarı hikâyesi yazmak istiyorsun. Onu da anlıyoruz. Ama bunu duyurup, düşmanı uyarıp, yeni Türk çocuklarının şehit olmasının önünü açma. Devlet yönetimi sorumluluk ister. 20 yıldan beri bu sorumluluğun zerresini kazanamadın.”
o kadar cok suc var ki, neyse ama bir yerden baslanmasi gerek. Diger siyasi partilerinde, eger temizlik yapmak ve sucu devam ettirmemek gibi bir niyetleri varsa, suc duyularinda bulunmasi gerekir. Secimden once herkes rengini belli edecek.
Tarihe, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en cesur savcısı olarak geçecek bir yiğit aranıyor.
suç duyurusunda bulun blulun bitmez bir değil üç değil beş değil 20 yılda yapılanlar burdan fizana yol olur.