Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenecek İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu.
Erdoğan, dün Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki bazı üst düzey görevlilere yapılan operasyon sonrası dikkat çeken mesajlar verdi. Erdoğan, ”Ülkenin selameti yerine belli zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların adalet teşkilatı dahil devlet kurumlarında yuvalanmasına izin vermeyeceğiz’‘ dedi.
Açıklamasında yeni anayasa tartışmalarına da değinen Erdoğan, “Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek, ekonomiden sosyal hayata, ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır” diye konuştu.
‘ÜNİFORMALI VE CÜBBELİ ÖRGÜT MİLİTANLARI’
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Biz adalete büyük önem veren, ama aynı zamanda yakın tarihinde pek çok adaletsizliğe şahitlik etmek zorunda kalan bir milletiz. Adaletsizlik duygusunun insanımızın gönül dünyasında nasıl kırılmaya yol açabileceğini, demokrasi mücadelemiz boyunca bizzat yaşadık, gördük.
27 Mayıs darbecilerinin gerçek bir mahkemeden ziyade kötü bir tiyatroyu andıran Yassıada’da işledikleri hukuk katliamlarını unutmuyoruz. Rahmetli Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı, üzerinden geçen 63 yıla rağmen milletimizin kalbinde bir yara olarak halen kanıyor.
12 Eylül dikta rejiminin güya adaleti tesis maksadıyla bir sağdan bir soldan darağacına gönderdiği gençlerin acısı hiç dinmedi. 28 Şubat döneminde adeta koro halinde darbecilere alkış tutanların hukuk sistemimize verdikleri zararın telafisi yıllar aldı.
17-25 Aralık yargı emniyet girişiminin faillerinin sebep olduğu sıkıntıların hala yükünü çekiyoruz. 15 Temmuz’da ödediğimiz ağır bedeller ise ortadadır. Bir gecede 253 insanımızı şehit verdiğimiz bu ihanetin merkezinde sadece eli silah tutanlar değil, üniformalı ve cübbeli örgüt militanları da vardı. Şayet darbeci alçaklar başarılı olsalardı yeni Yassıada’lar kuracaklar, kan dökecekler, yeni hukuk cinayetleri işleyeceklerdi.
‘MAHKEME KURUP SAĞA SOLA YARGI DAĞITMA BOYUTUNA VARMAMALI’
“Mahkeme kurup, sağa sola yargı dağıtma boyutuna asla varmamalıdır”
Son yıllarda bu mahfillere yazılı, görsel, dijital mecralarıyla medyanın ve sosyal medyanın eklendiği görülüyor.
Medyanın ve sosyal medyanın millet namına denetim vazifesi üstlenmesi demokrasimiz için şüphesiz bir kazançtır ama bu hakim cübbesi giyip, mahkeme kurup, sağa sola yargı dağıtma boyutuna asla varmamalıdır.
Yargıyı yönlendirme, yargı mercilerimizi baskı altına alma, istemedikleri karar çıkmaması halinde hukukçularımızı hedefe koyma her geçen gün daha sık karşılaştığımız tehditlerden biri haline ne yazık ki dönüşüyor.
‘YARGI ELEŞTİRİLEMEZ DEĞİLDİR’
Sosyal medyadaki acımasız linç kültürünün mağdur ettiği kesimlerin en başında yargı organlarımız ve mensuplarımız geliyor. Çok önemli, çok hassas ve mesuliyeti hakikaten ağır bir görevi icra eden yüksek yargı üyelerimiz, savcılarımız, hakimlerimiz ne yazık ki zaman zaman eleştiri sınırlarını aşan haksız ithamlara muhatap oluyor.
Çok net söylemek isterim siyaset kurumu nasıl layüsel değilse, yargı da eleştirilemez değildir. Yargının kararlarını beğenmeyebilir, itiraz edebilir, hoşnutsuzluğumuzu açıkça dile getirebiliriz. Buna kimse engel olamaz, olmamalıdır. Terörü övmediği, şiddeti teşvik etmediği ve hakarete varmadığı sürece insanlar fikirlerini farklı mecralarda özgürce yazabilir, paylaşabilir.
‘YENİ ANAYASA’ MESAJI
Milletin maslahatı ve ülkenin selameti yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların adalet teşkilatımız dahil devletimizin kurumları içinde tekrar yuvalanm
asına izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Bu konuda hepimizin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi şarttır. Adalet terazisini elinde tutan hukukçularımızın da medya, sosyal medya, günlük hayattaki duruşlarıyla bu sürece olumlu katkı sunması önemlidir. Bunu başardığımızda çok daha iyi bir konumda olacağımıza inanıyorum.
Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek, ekonomiden sosyal hayata, ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır.”
bittiniz, son demler. Giderayak bu da ayaginiza dolasacak. Allah buyuk.