1. Haberler
  2. Analiz
  3. Esas mesele seçimden sonra

Esas mesele seçimden sonra

featured

Emre Köksal yazdı…

Son yılların yarattığı beklenti yönünden en trajikomik, sonuçları bakımından en kestirilemez seçimine artık günler kaldı. Sokaktaki vatandaş son derece gergin bir ruh haliyle bekleyiş içerisinde. Türk halkı her dönem dünyadaki örneklere nazaran daha politize karakterde olmuştur fakat insanları hiç bu denli kaderlerini siyasetle örtüştürmüş gördüğümü hatırlamıyorum. Herkes, alakalı-alakasız, hayata ilişkin ve kişisel birçok sorununu seçimlerin sonucuna endekslemiş vaziyette ve bunun sorumlusunun tüm aktörleriyle siyaset kurumu olduğu açık. Örselenmiş ve artarak travmatize edilmiş bir milletin canhıraş biçimde gösterdiği hayatta kalma refleksi, hileli zarların atıldığı bir masaya bilinçli olarak kanalize edilmiş vaziyette. Halk, çare yaratmak ve sıkışmış bulunduğu açmazı biraz olsun gevşetmek güdüsüyle hiç inanmadığı siyasi programlara ve kişilere tolerans göstermek durumunda bırakılmış. Hava puslu ve at izi it izine karışmış vaziyetteyken, toplum mühendisleri vatandaşın çaresizliğini yönlendirmek umuduyla ellerini ovuşturuyor. Tarih yanıltmaz, bu tip dönemler her daim milletleri olağan zamanlarda kabul etmeyecekleri “çözümlere” ikna etmek için kullanılmıştır ve kullanılacaktır. Vatandaşın çözümü siyaset kurumunda araması, istisnai durumlar hariç, özellikle devlet aygıtı ve toplumsal huzur açısından sağlıklı kabul edilebilir, fakat önümüzdeki soruyu da görmezden gelemeyiz: Varolan siyasete tüm bu çaresiz bel bağlayışa rağmen; mevcut sorunlar çözülemediğinde ve hatta daha kötüye gittiğinde halkın tepkisi ne olacaktır? Bunun hesabı şimdiden yapılmalıdır.

ERDOĞAN’IN GİTMESİ ZARURİDİR

Bugün Türk milleti, toplumsal ölçekte politik bir akıl tutulmasına uğratılmış ve bilinçli karar verme yetisini yitirmiş görünmektedir. Hiç kuşkusuz ki bunun baş müsebbibi, senelerdir uyguladığı kutuplaştırma politikasıyla siyasi iktidar ve Erdoğan’dır. Bir siyasi figür olarak Recep Tayyip Erdoğan’a halkın hatırı sayılır kesiminde duyulan nefret ve aksi yöndeki hayranlık, milletin önünü görmesini engellemekte ve onu bu sarmalda hipnotize edip zombileştirmektedir. Ülkenin önünde bulunan ve çözümleri fedakarlık gerektiren köklü sorunların, Erdoğan’dan daha büyük olduğunun anlaşılması için Erdoğan artık gitmek zorundadır. Türkiye, Erdoğan’ı aşmalıdır ve Erdoğanizmin tasfiyesi, bu bakış açısıyla, her halükarda ilerici bir adım olarak değerlendirilmek zorundadır. Millet bu aşk-nefret kıskacından azat edilmeli ve Türk siyaseti, Erdoğan ekseninden koparılmalıdır.

ALTILI MASA NE VADEDİYOR?

İçerisinde bulunan Liberal, Avrupa Birlikçi, Milliyetçi, Kürtçü, İslamcı vb. unsurların bir koalisyonu olan masa, 2002 AKP’sinden hiçbir ama hiçbir farklı vaatte bulunmuyor ki zaten bu nedenle Cumhurbaşkanlığı’nı elde etmeye bu ölçüde yakın. Bu nedenle, bu koalisyona “Erdoğan’sız AKP” dedik, bu nedenle 2015’te tasarımı Küresel Sermaye çevrelerince hazırlanan “Grand Coalition”a benzettik. Kılıçdaroğlu aptal değil, birgün Babacan’a, birgün Davutoğluna, birgün İYİ Parti’ye mavi boncuk dağıtarak kendisine koltuğu getirecek -daha evvel AKP’nin de takip ettiği- siyasi konjonktürü yaratmaya çalışıyor. Fakat net olarak tespit etmek mecburiyetindeyiz: Yönetemeyecekler.

Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırırken, kendisine tepki gösterenlere “İki ay dayanamazlar” diyen Deniz Baykal durumuna düşmek istemem, zaten onun da bu görüşünde samimi olduğuna hiç inanmadım. Yönetemeyecekler çünkü 2002 yılında değiliz, yönetemeyecekler çünkü Brexit konjonktüründeyiz, yönetemeyecekler çünkü bir araya kanırtarak getirdikleri aktörlerin küresel uzantıları birbirleriyle savaş halinde, yönetemeyecekler çünkü Siyasal İslam dönemi sona erdi, yönetemeyecekler çünkü neo-liberal ekonomik düzenin sonuna geldik, yönetemeyecekler çünkü yönetebilecek olsalar AKP parçalanmak zorunda kalmazdı. 

Belirtelim, kurulan koalisyon bir konjonktürel harekettir, yanlış olanından, ve tek parça halinde 2 sene bile geçirmesi imkansızdır. Erken Seçim kaçınılmazdır.

TÜRK AYDININA GÖREV DÜŞMEKTEDİR

Seçimi kimin kazanacağından bağımsız, siyaset kurumunun önümüzdeki dönemde politikasının, sanki borcu varmışçasına, yeni bir Çözüm Süreci-Kürt Açılımı olacağının sinyalleri artık gözardı edilemez boyuttadır. Türk siyasetini, hem kumpas davalarının yenilenmesi talepleri ile hem de federatif sisteme geçiş uğraşları ile 2007 yılına döndürmek niyeti, pek çok ağız tarafından açıkça dillendiriliyor. Bu noktada, köhnemiş ve daha da köhneyecek siyasete karşı Türk milletine yeni bir yol yaratmak, Türk aydınını bekleyen en önemli görevdir. Son çare umarak sarıldığı kayığın da su aldığını fark ettiğinde, milletin umutsuzluğa düşmemesi için şimdiden çalışılmalıdır. Bu bağlamda; halkın çaresizliğinden faydalanarak ve aklıyla dalga geçercesine oluşturulan tiyatro sahnesini meşrulaştırmayı reddeden ve başkaldıran kitlelerin; yani “Ne Cumhur ne Millet” diyenlerin, kırmızı çizgisi Atatürk ve Cumhuriyet olanların, popülizmi değil realizmi arzulayanların varlığı, gelecek dönem siyasetinin şekillenmesinde kaçınılmaz olarak belirleyici olacaktır. Ben, bağımsızlıkçı ve kişilikli halk kitlesinin seçimlerin ikinci tura kalmasına yol açacak ölçüde geniş olacağına inanıyorum. Bu ihtimal gerçekleşirse; uzun senelerdir ilk kez Kemalist Hassasiyete sahip kitle, sistem içerisinde anahtar konuma gelme şansı edinecektir ve bu durum, önümüzdeki dönem düşünüldüğünde son derece etkili ve mühimdir.

Son olarak: 14 Mayıs itibariyle art arda seçimler dönemine gireceğimiz bu yol ayrımında, kimsenin kimseyi yok yere kırmamasını ve herkesin özgürce vicdani tercihini gerçekleştirmesini dilerim. Elbette ki, bu son seçim değildir. Eğer “Son Seçim” ise, durum zaten bir seçimle düzeltilemeyecek kadar ciddi demektir.

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 6 Mayıs 2023, 21:41

    Akla, gerçeğe uygun ,umutlu yazınıza teşekkürler.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!