Eski CIA danışmanı Henri Barkey, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sırf muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemek için düzmece bir davada suçlu bulundu. Erdoğan bu kararından pişman olacak” dedi. Erdoğan için “Kendi tarihini unutmuş görünüyor; kendi yükselişini 1999’daki mahkûmiyetine borçludur” diyen Barkey, şöyle devam etti:
‘İKİ BÜYÜK KAYBEDEN’
“İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu’nun bugünkü mahkumiyeti, tek adam popülist rejimlerin nasıl kendi kendilerinin en büyük düşmanları olduğunu gösteriyor. Bu tür liderler korkunç hatalar yapmaya meyillidir. Erdoğan son İstanbul belediye başkanlığı seçimlerine müdahale etti ve partisinin daha büyük bir çoğunlukla kaybettiği seçimlerin yeniden yapılmasını emretti.”
İmamoğlu’nun mahkum edilmesinden sonra iki büyük kaybedenden birinin Erdoğan olduğunu ifade eden Barkey, “Çünkü insanlar gerçekten onun bir otokrat haline geldiğini görecekler. İkinci kaybeden, cumhurbaşkanlığı için ortak aday olacağını sanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu” yorumunda bulundu.
Barkey, mesajlarını şöyle sürdürdü:
‘ŞOK DALGALARI HER KÖŞEYE ULAŞACAK’
“İmamoğlu’nun çizginin önüne itilmesi muhtemeldir. Erdoğan üzerindeki baskı artacak. . .partisi ve basını gayrimeşrulaştırılacak. İstanbul sadece en büyük şehir değil, Türkiye’nin her köşesi İstanbul’a bağlı. Şok dalgaları her köşeye ulaşacak.
Erdoğan üzerindeki baskı arttıkça, giderek daha kararsız hale geleceğini ve muhtemelen dış politikada daha tehlikeli ve daha riskli girişimleri tercih edeceğini bekleyin.”
Henri Barkey, İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararının Osman Kavala ve arkadaşlarının da işine yaramasını dilediğini belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamu görevlisine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada dün mahkeme İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak getirmişti. Karar İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’da kesinleşirse İmamoğlu’nun belediye başkanlığı düşecek, hiçbir seçimde aday olamayacak.
Bırakın bu uyuz köpekler istedikleri kadar havlasınlar, Türkiye’nin muz cumhuriyeti günleri geride kaldı. İstedikleri adamı, istedikleri zaman, istedikleri yere getiremezler bundan sonra. Ambargoları sâdece daha güçlü yapar bizi.
Sanki kararı Erdoğan vermiş gibi!.. Hem destekçiler hem de itirazcılar cenahında bu varsayım neden doğal kabul ediliyor? Bu kararın önemli bir boyutu da İ.oğlu hakkındaki “başka” bir soruşturmanın üzerine astar çekmesi değil mi? Neydi o soruşturma? Hani şu belediyede istihdam edilen sicili şaibeli elemanlar hakkındaki? Nereden nereye sürüklediler söylem alanını parmaklarını bir şıklatmayla… Ve nasıl akladılar İ.oğlu’nu… En saydam varsayım–kararın müellifinin Erdoğan olduğuna dair sorgusuz sualsiz geçirilen varsayım–en ağır müdahalenin gizlendiği yer olabilir mi?
Bunun dediğini herkes görüyor.
Kazandırılacak aday!
Herkesin Bütün umutları keloğlanda, enterasan