Hafta başından bu yana kurda yaşananlar

featured

Ahmet Müfit yazdı…

Son kırk küsur yıldır uygulanan ve son 20 küsur yılda yani Derviş “reformlarıyla” başlayıp AKP iktidarıyla devam eden süreçte gözü dönmüş bir arsızlığa dönüşen, borç paraya, kazanmadığını harcamaya dayalı tüketim ve savurganlık ekonomisinin doğal/kaçınılmaz sonucu olarak Türk Lirası’nın (TL), yapılan onca müdahaleye, satıp, savmaya, nasıl ödeneceği meçhul swap antlaşmalarına karşın önlenemeyen yükselişi, siyasi alandaki mücadelenin de temel ekseni haline gelmiş durumda.

Nedenleri tartışmayıp, sonuçlar üzerinden yapılan tartışmanın ana eksenini ise doğal olarak, toplumu ve toplum algısını doğrudan etkileyen sonuçlar yani TL’nin değeri, faiz, enflasyon yani fiyat artışları oluşturuyor.

Muhalefet, “merkez bankası bağımsızlığı” ve faiz konusunda izlediği politikaların sonucu olarak küresel sermayenin önünü görememesine, dolayısıyla da ülkemize sermaye girişlerinin aksamasına neden olan iktidarın, kısa sürede yapılacak bir erken seçimle gideceği yönünde bir algı oluşturarak erken seçimi zorluyor. Millet İttifakı iktidarında, sermayenin yeniden ülkeye güven duymaya başlayacağını, bunu sonucu olarak TL’nin üzerindeki baskının kalkacağını ve 2000’li yılların ilk on yılında olduğu gibi, sermaye akışlarının/borç para girişinin yeniden başlayacağını söyleyerek,  Anket firmalarının açıklamalarıyla da uyumlu bir şekilde, yapılacak bir erken seçimde ekonomik sorunları oya tahvil edeceğini varsayıyor.

İktidarın taktiği ise bekleneceği gibi tam tersi. Ekonomik ve siyasi sonuçları ne olursa olsun bu kışı “hafif” sıyrıklarla atlatmak. Yazın gelmesiyle artması beklenen turizm kaynaklı döviz girişi sayesinde TL’deki değer kaybını frenleyip, moral olarak yorulmuş olan kadrolarına yeniden moral kazandırabilmek.

Tartışma içerisinde yerlilik, millilik, bağımsızlık lafları çokça kullanılsa da, konunun ve çare diye yapılanların ne yerlilikle, ne millilikle, ne emperyalizm ya da mandacılık karşıtı olmakla ilgisi var. 20 yıldır iktidar koltuğunda oturmalarını sağlayan sat sav, yabancının parasıyla ödünç refah yaşa/yaşat ekonomisine yönelik herhangi bir eleştirileri söz konusu değil. Bir yandan, piyasa ekonomisine bağlılıklarını, ülkenin bu hale gelmesinin asıl nedeni kontrolsüz sermaye hareketlerine kısıt getirmeyi düşünmediklerini tekrar ederken, diğer yandan yurt dışında faizler düşükken, bizde neden yüksek diye sızlanıyorlar.

Muhalefet de farklı değil.  Arada sırada, ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz diyen Atatürk’ün izinde olduklarını söyleseler de, ekonomik sorunları aşmak için izleyeceklerini söyledikleri yol, Türkiye’ye borç para veren -onlar yatırımcı diyor- yabancı sermayenin yeniden ülkemize güvenmesi konusunda siyasi ve hukuki garantileri vermek.  Bunun için de 1980 den itibaren Özal’dan, Demirel’den, Çiller’den, Derviş’ten, Babacan’dan, Erdoğan’dan dinlediğimiz nakaratı tekrar ediyor, üniter devleti fiilen sonlandıracak Anayasa değişiklikleri ve yeniden koşulsuz NATO çizgisine geri dönüş dahil üzerlerine düşen ne varsa yapacaklarını, laiklik ilkesinden, üniter devlet çizgisinden sapsalar da, piyasa ekonomisi çizgisinden sapmayacaklarını her fırsatta tekrar etmeye özen gösteriyorlar.

Son günlerde faiz döviz-ekseninde yaşanan dalgalanmalarla ilgili olarak sesleri yüksek perdeden çıkmaya başlayan bir diğer kesim, kendilerini “iş dünyası” diye tanımlamaya özen gösteren patronlar.  Bu günlerin yaşanmasında, ulusal ekonominin tasfiye edilip, ekonominin yabancının parasına muhtaç, siyasetinse bağımlı hale gelmesi sürecine 1940’ların sonundan itibaren öncülük eden, bu yolda her tür siyasi işbirliği ve manipülasyonun içerisinde aktif olarak yer alan sermaye kesiminin en büyük korkusu, ulusal varlıklara dayalı, bağımsız ekonomi ve planlı kalkınma dönemine geri dönülmesi ihtimali. Ulusal bayramlarda yayınladıkları reklamlarla tersi bir görüntü vermeye çalışsalar da, Atatürk ticaretinde başarısını kanıtlamış bazı yazarlarında katkısıyla, bağımsız ekonomi olmadan, bağımsız siyaset olmayacağını söylemiş olmasını unutturmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Anlayacağınız, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset alanının doğrudan aktörleri ve siyasetin ardındaki kuklacılar dahil kimsenin ne bağımsızlıkla ne de toplumun geleceğiyle ilgisi var. Konu tamamen kısa vadeli siyasi hesaplarla ilgili ve hangi tarafın hesaplarının tutacağını yani iktidarın bir şekilde erken seçime razı edilip edilemediğini yakında hep birlikte göreceğiz.

Esas anlamadığım ya da anlamakta zorlandığım husus ise sıradan insanların, hele ki her zaman her şeyin en iyisini bildiğini zannedip, her konuda ahkam kesenlerin ekonomide yaşayanlara şaşırması/şaşırmış gibi davranıyor olması.

Sadece AKP dönemini saysak dahi, son 20 yıldır, hem devlet hem de sıradan insanlar olarak kazandığından çok harcıyor ama bu para nereden, ne karşılığı geliyor diye sormuyor, harcanan paraların ülkenin, gelecek kuşakların geleceği ipotek edilerek borçlandığını görmezden geliyoruz. Dışarının teknolojisiyle üretip, dışarıdan borç aldığı parayla tüketen bir ülke olarak parasının nasıl olup da “değerli” kalabildiğini merak etmiyor, yanlış olan bir şey var diye yazıp söyleyenleri komplocu ilan ediyor, ekonomik mucize masallarına inanmayı tercih edip, “bu kadar da olmaz” diyerek söyleniyoruz.

Bunlarla da kalmayıp, şimdilerde, piyasa kanallarının, sermaye kesimi sözcülerinin her şeyin iktidarın faiz ısrarından kaynaklandığını mutlak ve tek doğruymuş gibi tekrar edip, bu günlere yine aynı insanların benzer sözleriyle, hatta şimdi kaçınılmaz sonuçlarına kızdıkları politikalara verdikleri açık destekle gelindiğini görmezden gelmeye, yaşananlara şaşırmaya devam ediyoruz.

Sonuç olarak, acı gerçekleri bir kez daha görmezden gelip, tatlı yalanlara bir kez daha inanmayı tercih ediyor, bu sefer sonucun farklı olmasını umuyoruz.

Hafta başından bu yana kurda yaşananlar

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 18 Aralık 2021, 17:30

    Çok iyi bir yazı olmuş

  2. 18 Aralık 2021, 16:45

    Varolunuz gercegi apacik yazmissiniz .

  3. Müthiş özet. Teşekkürler!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!