Hakan Atilla’dan iktidarı kızdıracak açıklamalar… O fotoğraftan pişman mı?

ABD'deki Halkbank davasında 28 ay hapis yatan ardından Borsa İstanbul'un başına getirilen Hakan Atilla, istifaya giden süreçle ilgili soruları yanıtladı. Atilla, Türkiye'ye dönüşte, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından havalimanında karşılanma görüntüsüyle ilgili rahatsızlığını gizlemedi.

featured

Hakan Atilla 27 Mart 2017’de New York’taki JFK havalimanında tutuklanıp Manhattan’da bir cezaevine konulduğunda Halkbank’ın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’ydı. New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde görülen davanın kalbinde aslında Reza Zarrab vardı. Ancak Zarrab suçunu itiraf edip tanık koltuğuna oturunca davanın adı “ABD Atilla’ya karşı” olarak değiştirildi.

Zarrab’ın itirfaçı olup serbest kaldığı davada Atilla için 105 yıla kadar hapis cezası istendi. Atilla 28 ay yattı ve 19 Temmuz 2019’da tahliye edildi. Türkiye’ye dönüşte havalimanında dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından karşılandı. Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Borsa İstanbul Genel Müdürü olarak atandı. Bu görevlendirme kamuoyunda “sus payı” olarak görüldü. Ancak Hakan Atilla bu görevi ancak bir buçuk yıl sürdürdü. İstifasının ardından pek ortalıkta görülmedi.

Atilla, uzun süren sessizliğinin ardından basına açıklamalarda bulundu. T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Atilla, o dönem çok konuşulan Albayrak’ın havalimanında karşılama görüntüsüyle ilgili yorumlarda bulundu… Atilla’ya sorular ve yanıtları şöyle:

-Türkiye’ye döndüğünüzde sizi havaalanında dönemin hükûmet içindeki en kudretli isimlerinden Berat Albayrak’ın karşılamış olmasını, üzerine de Borsa İstanbul’un genel müdürlüğüne atanmanızı pek çok kimse “Zaten hükûmetin adamıydı. ABD’de hükümeti satmadı. Dönünce de ödüllendirdiler” şeklinde yorumladı. Siz geçen sene yayımlanan kitabınızda ve bazı röportajlarda AKP hükûmetiyle standart bir bürokrat ilişkisi dışında bir ilişkiniz olmadığını anlattınız. Ama benim gördüğüm kadarıyla bahsettiğim algı yıkılabilmiş değil. Bu sizin canınızı acıtıyor mu?

-Tabii, Türkiye’nin içinde bulunduğu kutuplaşmaya bakılınca açık söylemek gerekirse çok anlamsız gelmiyor. Herkes birini bir yere oturtmak istiyor. Beni de öyle oturttular.

-Halkbank’la ilgili ya da sizinle ilgili bir haber çıktığında ekseriyetle hep o karşılama fotoğrafı yeniden gündeme geliyor. Kamuoyu da ister istemez sizi hep o fotoğraf ile hatırlıyor. Keşke o fotoğraf hiç olmasaydı ya da keşke Türkiye’ye dönüşümde beni karşılayan Berat Albayrak olmasaydı diye düşündüğünüz oldu mu?

-Karşılıklı kutuplar arasında böyle bir şeye malzeme olmaktan hoşnut değilim tabii ki. Ben ne Berat Albayrak’ın adamıyım ne o benimle ilgili böyle bir tasarrufun içinde oldu. İkimiz birlikte herhangi bir şeyin parçası hiç olmadık. O görevi nedeniyle karşılamayı uygun bulmuş diye düşünüyorum. Sonuçta ekonomiden sorumlu bakandı o zaman. Bazen de tam tersini düşüyorum. Ben geliyorum, kimse yok. O da tuhaf olmaz mıydı?

-Mevcut iktidarın bürokratı dediğimizde çok bariz bir tipolojiden bahsediyoruz. Görevinden istifa bile edemiyor. Hatta sizi havaalanında karşılayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak dahi istifa edemedi, görevden azledildi. Siz istifayı nasıl göze aldınız? ABD’de cezaevinde geçen yıllardan sonra hazır arkanıza devletin gücünü almışken neden vazgeçtiniz? Borsa’nın başında olmanın getirdiği prestij ve ekonomik imkânlardan vazgeçmek de cabası.

-Kimin iktidarın bürokratı olup olmadığı tartışmaya açık bir konu. Ben kendimi hiçbir iktidarın bürokratı olarak görmedim. Tabii ki hükûmetler icradan sorumlu olduğu için hangi hükûmet gelirse bürokratlar onlarla çalışıyor ama bu siyaseten de aynı görüşü paylaşıyorum ya da politikalarla hemfikirim anlamına gelmez. Bürokratın işi kendi sorumluluk alanıyla sınırlı. Siyaset işi başka taraf. Ama siyasetin içinde olmak isteyen bürokratlar da olabilir- ki var-. Heves edenler de var. Ben onlardan değilim. Hükûmetin o anlamda bana normal bürokratlara olduğunun dışında bir desteği olduğunu düşünmüyorum.

-Görevi bıraktıktan sonra bazı yönetim kurulu üyeleriyle kararlar konusunda ters düştüğünüzü söylemiştiniz. İsmini vermediğiniz o kişiler hükûmet bürokratı gibi davranan kişiler miydi?

– Bana göre öyle. Onlar adına konuşmak doğru olmaz ama benim bakış açımla öyle.

-Onlarla ters düşerek AKP hükûmetinin onayladığı ekonomi politikalarıyla da mı ters düşmüş oldunuz?

– Ben onların hükûmetin herhangi bir politikasını yürüttüğünü zannetmiyorum. Herhangi bir politikayı yürütebileceklerini zannetmiyorum.

-Şöyle bir kaygınız hiç olmadı mı; bana Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilen bu görevi hükûmet yanlısı bürokratlarla ters düştüğüm için bırakırsam kendisinin bütün şiddet ve gazabını üzerine çekerim.

– Yok öyle düşünmedim. Ben konuya daha kişisel yaklaştım. Zamanımı gereksiz tartışmalar ve faydasız işlerle geçirmektense kendime daha fazla zaman ayırayım diye düşündüm. Bir de görüş ayrılıklarımızın ilerlemesin kuruma zarar verebileceğine inanıyordum. Hükûmetin ne düşüneceği açıkçası pek aklıma gelmedi.

-Herhangi bir tepki geldi mi sonrasında?

– Hayır gelmedi. Hükûmetten “Niye istifa ettin” diye olumsuz bir tepki gelmedi.

-Hiçbir tepki mi gelmedi?

Hiçbir tepki gelmedi. O dönemki ekonomiden sorumlu Sayın Bakan…

-Hatırlatalım mı istifanız sırasında bakan kimdi? Arada o kadar çok bakan ve Merkez Bankası Başkanı değişti ki…

-Ben ayrılacağım sırada Sayın Bakan Lütfi Elvan’dı. Ben ona arz etmiştim. Görüş ayrılıklarım olduğunu da belirtmiştim. Kendisi de çalışmaya devam etmemi arzu ettiğini ama kararın bana ait olduğunu, istersem başka bir kurum veya pozisyonda görevlendirebileceğini söyledi. Ben de arzu etmedim çünkü finans dışında bir yerde görev almak istemedim.”

Hakan Atilla’dan iktidarı kızdıracak açıklamalar… O fotoğraftan pişman mı?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!