Hikmet Çiçek’ten 48 imzalı bildiriye yanıt: Sizin yatacak yeriniz yok!

featured

‘FETÖ’nün Solcuları’ kitabıyla bir dönem FETÖ kumpasını savunan liberal solcuların tepkisini çeken Hikmet Çiçek, 48 kişinin kitaptan adlarının çıkarılması ve özür dilenmesi talebine tepki gösterdi.

Hikmet Çiçek’in yazdığı “FETÖ’nün Solcuları” isimli kitapta, “Abant Müdavimleri” olarak adı geçirilen 48 kişi, ortak bir açıklama yaptı.

Abant Toplantıları’yla hiçbir ilgileri olmadığını savunan isimler, ilgili bölümlerin yayından kaldırılmasını talep etti. Açıklamada ayrıca, yazar Hikmet Çiçek ile kitabı basan Kırmızı Kedi Yayınevi’ne özür dilemesi çağrısı yapıldı.

Bu 48 kişinin yaptığı açıklamayı ustan gazeteci Hikmet Çiçek’e sorduk. Çiçek, ‘Abant müdavimleri’ diyerek FETÖ kumpaslarına alet olanları kastettiğini belirterek “Abant toplantılarına hiç katılmadınız ama ‘Ergenekon karartılmasın’ diyen o rezil bildiriyi utanmadan imzaladınız!” diyerek kitabındaki iddiaları savundu.

İşte Hikmet Çiçek’in Veryansın TV’ye açıklaması:

‘BEN ABANT’A GİTMEDİM’ NAKARATI BAŞLADI

FETÖ’nün ‘Solcuları” isimli son kitabım, soldan gelip nasıl Fethullah Cemaatiyle buluşanları anlatıyor. Bu kişilerin portreleri çiziliyor. Bu özel portreler dışında, o dönemde cemaatin çeşitli etkinliklerinde boy gösterenler isim isim veriliyor. Tümü, “Abant müdavimleri” adı altında sıralanıyor.

Kıyamet de buradan koptu. “Ben Abant’a hiç gitmedim” nakaratı başladı.

Tamam sen Abant’a gitmedin ama Erbil’deki, Washington’daki, Brüksel’deki toplantısına katıldın.

Tamam sen Abant’a gitmedin ama FETÖ’nün Türkçe Olimpiyatları’na katıldın. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın ve cemaatin pek çok derneğinin etkinliklerinde boy gösterdin.

Şimdi çığlık atan o 48 isim, “Ergenekon karartılmasın, çetelerin üzerine gidilsin” diye utanmadan imza verdiler. FETÖ’nün yargıyı ele geçirmesi hedefiyle yapılan referanduma “yetmez ama evet” diyerek destek verdiler.

Kuşkusuz listedeki tüm isimlerin hepsi aynı ağırlıkta değildir; biri daha az, biri daha çok ama toplamda cemaate bir şekilde hizmet ettiler. Hatta cemaate sıradan bir cemaat müridinden çok daha değerli hizmet sundular.

Peki bu tarihi vesikanın ismi ne olacaktı? Bu listeye bir isim verirken, listede yer alan isimleri hukuken bir sıkıntıya sokmayacak sembolik bir isim olsun istedim. Çünkü, tamam, yaptıklarıyla cemaate hizmet etmişlerdi, cemaatin kumpaslarının yapılabilmesini sağlayan siyasal iklime çok önemli katkı vermişlerdi ama içlerinde yanlış yaptığını kabul ederek sonradan kamuoyundan özür dileyen değerli aydınlar da vardı…

Dolayısıyla bu listedeki isimleri hukuki bir sıkıntıya sokmayacak şekilde, hukukçulara da danışarak, “Abant müdavimleri” gibi hiç kimsenin bu sıfattan hareketle suç yüklemeye kalkamayacağı bir sembolü kullandım.

Ama onların bazıları, yine liberal kurnazlık yaparak, kendilerini koruyan bu sembol üzerinden kitabı hedef aldılar. Kendilerini korumak için listeye başlık yaptığım bir sembolü kullanarak, geçmişlerindeki cemaate hizmet ettikleri imzaları gizlemeye çalışıyorlar.

‘ATTIĞIN İMZAYI PERDELEMEYE ÇALIŞIYORSUN’

FETÖ’nün bildirisine imza atmışsın, bugünkü rejimin oluşmasına katkı yapmışsın, çıkıp kamuoyundan özür de dilemiyorsun, ama “Abant’a gitmedim” diyerek attığın imzaları perdelemeye çalışıyorsun!

Tarih: 12 Ağustos 2008. Yandaş basının ve televizyonların birinci haberi, 300 “aydının” imzaladığı bir bildiri. Bildiride Ergenekon Davası’nın karartılmaması, aksine derinleştirilmesi isteniyor.

68’i profesör 100 akademisyen, 14 baro başkanı, hukukçular, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, insan hakları kuruluşlarının eski ve yeni başkanları, sanatçı, yazar ve gazetecilerin bulunduğu 300 kişi, FETÖ mahkemelerine çağrı yapıyor: “Ergenekon soruşturmasını bütün boyutları ve uzantılarıyla ele alın, silahlı kuvvetler başta olmak üzere bütün devlet kurumları ellerindeki bilgi ve belgeleri konunun aydınlığa kavuşturulması yönünde değerlendirin” diyorlar.

O 300 “aydın”, Ergenekon ve benzeri tertipleri “demokrasi güçlerinin önünde bir fırsat olarak değerlendirdiklerini, konunun takipçisi olacaklarını” söylüyorlar.  

“Ergenekon karartılmasın, derinleştirilsin” ne demek? Silivri zindanına tıktığınız aydınlar oradan çıkamasınlar, orada ölsünler demek!

Bildirinin tam metnini ve imzacıların listesini internetten bulabilirsiniz.

Abant toplantılarına hiç katılmadınız ama “Ergenekon karartılmasın” diyen o rezil bildiriyi utanmadan imzaladınız!

Sizin yatacak yeriniz yok!

Sizin gibilere “solcu” diyenlere ifrit oluyorum!

___________

İmzacı isimler:

Adalet Dinamit, Ahmet Aykaç, Ahmet Çakmak, Ahmet Dindar, Ali Uçansu, Ayşe Erzan, Ayşegül Devecioğlu, Betül Tanbay, Burhan Şenatalar, Celal Korkut Yıldırım, Çiğdem Yalçın Pamukçu, Emel Ataktürk, Ergin Cinmen, Esra Koç, Esra Mungan, Ferdan Ergut, Fikret Adaman, Filiz Kutlar, Gençay Gürsoy, Gülay Günlük Şenesen, Hacer Ansal, Hasan Yazıcı, Huri Özdoğan, Jale Parla, Kuvvet Lordoğlu, Lale Mansur, Lale Tayla, Melek Ulagay, Murat Çelikkan, Necmiye Alpay, Nesrin Sungur Çakmak, Neşe Erdilek, Nuray Uzunören, Nurhan Yentürk, Oya Baydar, Ozan Erözden, Öget Öktem Tanör, Reşit Canbeyli, Rezzan Tunçay, Semra Somersan, Şahika Yüksel, Tahsin Yeşildere, Tatyos Bebek, Teoman Pamukçu, Tuğrul Eryılmaz, Ümit Şenesen, Vecdi Sayar, Viki Çiprut.

Hikmet Çiçek’ten 48 imzalı bildiriye yanıt: Sizin yatacak yeriniz yok!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 22 Ekim 2020, 12:27

    Öncelikle şunu kesinkes belirleyelim : “Liberal Sol” diye bir şey olmaz. Çünkü liberalizm sağ bir ideolojidir, hatta sağ ideolojinin temelidir. bu cümleyi kurduğunuzda “sağcı sol” gibi ucube anlamsız bir cümle çıkar ki, gerçek hayatta karşılığı yoktur. Gene “Türk solu” olmaz, … Türkiye Solu olur. Liberalizm, gerçekte Kapitalizmin sömürüsünü, vahşetini gizlemek, yumuşatmak için paravan görevi görür. Özgürlük, eşitlik, demokrasi, insan hakları ve buna benzer 19. Yüzyıl sonu 20. Yüzyıl başlarında çoğunluğunu Marksist çabaların bulduğu geliştirdiği, bedeli insan canı ve kanı ile ödenmiş, insani, evrensel kavramlar ve uygulamalardır. Bu kutsal kavramlar, bir kesimin, gençliğin coşkusu ve temizliği ile geçici bir dönem sol sosyalist yapılar içinde olan, ancak daha sonra konformizm’in yumuşak yatağında yavşayan satmışların sarıldığı, pisliklerini örtmek için kullandığı kavramlardır.
    Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, Wikileaks – Sızıntı kitabında yazmışlardı; Abd büyükelçiliğinden kendi dış işlerine çekilen kriptolu mesajda, Türkiye’de bazı yüksek subayların, bürokratların, aydınların, akademisyenlerin atlantik cephesine karşı “tehlikelerinden” bahsediliyor, bunlar ile geç olmadan mücadele edilmesi, bunun için güçlü bir medya yapılanması talep ediliyordu. O dönem L.Kemal, İ.Dağı, F.Koru,Y.Çongar vs. vs. diğer benzerleri, nsa, pentagon’daki yüksek subay ve bürokratların, Türkiye’deki anti-atlantikçi’lerin açıklamalarından “tüylerinin diken diken” olduğunu, çok kaygılı olduklarını yazıyorlar, abd’nin borazanlığını yerine getiriyorlardı. O dönem anımsayalım lütfen, genç siviller, Türk solu, demokratik hukukçular, sosyalist işçi partisi ve benzeri gibi bir sürü psikolojik harp yapısı olduğu apaçık belli olan (bugün ortalarda pek görünmeyen) örgütler türetildi, medya organları oluşturuldu, dışı camlı plazalarda ki tv’ lerde, bedava dağıtılan gazetelerde her gün her saat bu alçaklar vardı.
    Artık emperyalizmin bu tür yapılanmaları, (en az 70-80 yıldır) oluşturduğu, kullandığı bir sır değil, bu konuda bir çok kitap, kaynak var. Zamanında bu kirli işlerin içinde olupta pişman olan, vicdan sahibi insanların yazdıkları kitaplar, namuslu, cesaretli gazetecilerin yazdıkları ortada. Bakın nerede Ülkemizin aleyhinde bir durum var, her renge boyanmış, 50-100 adet, hadi en fazla 200 alçak, “sen, ben, bizim oğlan” bir aradalar. Bu Abantçı taife hiç gizlenemeyecekleri kadar kabak gibi ortadadır. Bu anlamda, ben şurada yoktum, burada göründüm ama şu pozisyondaydım, lafları yemez artık. Ülkemizde Abantçılık terimi, psikolojik harp savaşçılarının, küresel faşizmin kapı köpeklerinin ortak adıdır. Kişisel çıkarları, hırsları için, kişiliğini, kimliğini satmışları tanımlamak için kullanılır. Bu kadar.

  2. Güzel kardeşlerim yıllarca size anlatmaya çalıştık anlatamadık. Son 5 yılda yaşayarak görüyorsunuz. Bu liboş solcularının ipleri masonların elinde.

    Abdülhamiti indirenlerde bunlardı.

    https://www.aydinlik.com.tr/ittihad-i-osmani-nasil-kuruldu-hikmet-cicek-kose-yazilari-mayis-2019

    Kurucuları Türk düşmanı İbrahim Temodur. Fetö gibi Masonik yapılanmayla kuruldu.

    Türke fırsat verme ya Rab şiirinin yazarıdır.

    https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/834159-berbat-bir-siir-bozuntusunun-gecmisi-ve-asli

  3. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Fetö küreselcilerin bir aparatı ve bu aparatın tek kolu müslüman görünen süslümanlar değil elbet. Soldan da her türlü hıyanet içerisinde olanlar bu yapıya destek vermiştir.
    Ortak payda Türk düşmanlığı olunca kimi din kisvesinde kimi insan hakları,barış,özgürlük kisvesinde kavramları eğip büküp murdarlaştırıp Türk’e ve gerçekleri açıklayan yazarlara saldırıyorlar.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!