İç güçler şeker krizi çıkardılar!

featured

Yusuf Karaca yazdı…

Malatya’ya gittim bir haftalığına. Her gittiğimde, uğradığım gıda dükkanına uğradım yine. Bu sefer bir fark vardı.

Daha önce çuval çuval şeker satılan dükkanda, bu defa şeker çuvallarının duvarda bıraktığı iz vardı sadece.

Cama “şeker yoktur” yazısı yazmak zorunda kalan esnafa, “hiç mi yok” diye tekrar sorma gereği duyan müşteriye “yok” cevabı veriliyor sabırla.

Elleri koynunda sadece dışarıyı izleyen işyeri sahibi, hal hatırdan sonra çay söyledi. Çayla birlikte, dert içtim resmen.

Oysa burası Malatya, pancar şehri. Dünyanın en iyi şeker pancarı, burada yetişir. Sonbahar aylarında pancar yüklü traktörler, şeker fabrikası önünde çok uzun kuyruklar oluştururdu. İnsan bakmaya doyamazdı.

Şeker pancarı demek, büyükbaş hayvan besiciliği demek aynı zamanda. Pancardan elde edilen küspe, yem ihtiyacını karşılıyordu.

Ne oldu şeker fabrikalarına diyorsunuz?

Şeker fabrikaları özelleşti. Kasasında para unutularak mı özelleşti, bunu bilmiyoruz ama çok geniş arsaları veya gayrimenkulleri olduğu kuvvetle muhtemel.

Atatürk’ün emeği vardı hemen hepsinin açılışlarında . Şeker pancarı üreticileri, artık pancar üretmeyi unuttular.

Şeker pancarı öyle mucizevi bir bitkidir ki, havayı temizleme özelliğine de sahip.

Derviş Yasaları’yla üretimi “tahdit” yemişti zaten. Ancak AKP iktidarıyla, ABD‘nin gönderdiği Derviş izinden bir milim sapmadan, köküne kibrit suyu döküldü şeker pancarının.

Şeker fabrikalarının satılması, kapatılması ile kalınmadı Şeker Kurumu dahi kapatıldı.

Bugün sadece Malatya esnafı mı kıvranıyor. ABD’nin Cargill’i kazansın diye neler yapılmadı bu ülkede.

Okurlarım bilirler şeker konusunu çok yazdım. Uyarı ve ihtarlar aldım Cargill’in yerli ortağından.

ABD sigara firmaları kazansın diye tütüne konan kota ne ise şeker konusunda AKP’nin vukuatları onla çarpılsa azdır.

AKP’nin en çok oyu, tütün ve şeker kotaları mağduru Malatya ve Adıyaman gibi illerden alması da ayrıca trajikomik bir durum.

Cargill’in ürettiği “şeker tadında zehir” olan NBŞ (Nişasta bazlı şeker) şeker pancarından üretilen şekerin, yerini aldı.

Oğul Bush, 28 Ocak 2004’te Erdoğan ile Cargill’in Bursa’da kaybettiği dava konusunu konuştuktan 5 ay sonra, mahkeme temyiz sonucu bekleneceği gibi Cargill lehine sonuçlandı.

AKP iktidarı döneminde Cargill ne isterse o olur. Erdoğan, 29 Haziran 2022 tarihli son NATO toplantısına, NBŞ kotasını yine artırarak Biden ile buluşmaya gitti.

Cargill, dünyanın 12’ci büyük şirketi ve ABD başkanları üzerinde önemli bir etkiye sahip. Ülkemiz yöneticileri üzerindeki etkiyi ise taktirlerinize bırakıyorum.

Birçok Avrupa ülkesinde yasaklanan ve kansere yol açtığı ifade edilen NBŞ, Türkiye’de su gibi tüketilmekte.

Cargill’in kazanması için sadece Şeker Kurumu kapatılmadı veya şeker fabrikaları satılmadı, ülkemiz insanlarının sağlıkları da tehlikeye atıldı.

Torbası, zam yağmurları öncesinde 250 lira olan şekerin fiyatı, bulursanız eğer 1000 lira şu anda.

Bir kilo NBŞ ile elde edeceğiniz şeker tadını, bir torba şekerle elde edebiliyorsunuz. Tatlı ve pastane sektörü, şeker fiyatının onda biri maliyetine, NBŞ ile aynı sonucu elde ediyor.

Pastane önlerine günün erken saatlerinde bırakılan NBŞ bidonlarını bir kez görseniz, bir daha asla ağzınıza tatlı almazsınız.

Şeker yok buna mı üzülelim, yoksa NBŞ ile insanımızı zehirliyorlar, yavaş yavaş bizleri öldürüyorlar bunu mu dert edelim.

Kim ne derse desin, AKP bu ülkede sadece bir parti değil.

AKP bir projedir!

Öyle ki tarımla savaşan bir proje. AB’ye girme kılıfıyla tarımı bitirdiler. Ülkenin tarım bakanı tarımı bitirdiği için ödül aldı resmen.

(Mehdi Eker, Fransa’dan “Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı” aldı. Yüzyılda bir verilen ödül…)

Mersin’de Erdoğan’a “anamızı ağlattın” diyen çiftçi aslında bir durum tespiti yapmıştı. O çiftçiye verilen cevap ise bugün yaşanan sonuçtur.

Sadece tarımla mı savaştılar, elbette hayır. Konumuz olmadığı için girmeyelim.

Atatürk’le, rejimle, açtığı fabrikalarla, ülke tapusu Lozan’la hemen her şeyle savaş halinde oldular. “Din” diye geldiler, Allah’ın dini ile dahi savaştılar. CIA’sal İslam’ı temsil uğruna.

Tarımla savaşları açlık ve kıtlık getirdi sonunda.

Tarımın stratejik olduğunu, son on yıldır onlarca defa yazdım.

Tohum üzerinde oynanan oyunlara dikkat çektim.

İktidar sahipleri bugün dağı taşı ekin diyor. Aklımızla dalga geçiyorlar. Vatandaşın ekmeğe biçmeye mecali mi kaldı!

Tarımda seferberlik ilanından önce, Ukrayna şekerine “yerli” damgası vuran, düzenbazlardan kurtulmak gerekir.

“Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit” etmiş adresler, her alanda beka sorunudur.

ABD’nin bir Cargill’i için ülkeyi şeker kıtlığına sokanlar, ülkemizi hangi yokluğa mahkum etmezler.

Anlayacağınız:

İç Güçler şeker krizi çıkardılar.

İç güçler şeker krizi çıkardılar!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Çok güzel anlatım ülkemizin gerçeklerini net olarak dile getirmişsiniz,Tarım,toprak,bağ,bahçe,ekim,dikim,üretim kendi ülkemizde yapılırdı, şimdi dışa bağımlı olduk bu da ülkemizi ve vatandaş olarak hepimizi darda bıraktı, yazılarınızın devamını bekleriz hocam öngörüleriniz her zaman ki gibi tutarlı
    Saygılar 🙏

  2. Evet gıda güvenliği Türkiye’nin en önemli sorunlardan bir tanesi. Erdoğan iktidarının 20 yıllık Amerikancı politikalarının ülkemizi getirdiği nokta maalesef can yakıcı.

  3. Her vakit olguğu gibi yine kendine özgü ve okur için bilinç sıçraması yaptıran cinsten bir yazı olmuş.Daha fazlası da yazılamazdı zaten…

  4. Yazı harika, içimizdeki hainler malesef cooook.feto,PKK,YPG, emperyalist usakligi yapanlar,para ve makam şöhret için kendini,fikirleri,düşünceleri,hayalleri satanlar malesef hepsi bu toprağın insanı..acı,üzücü ancak gerçek bu😢

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!