İmamoğlu ‘ihbar ediyorum’ diyerek isim verdi… ‘Şahıs AK Parti’den aday olmuş’

“İBB'de görevlendirilen bir müfettiş, benim Beylikdüzü dönemimi araştırıyor. Beylikdüzü’ndeki şantiyelerimizle ilgili detaylar istedi... Kendisini deşifre ediyorum, hatta ihbarda bulunuyorum, AK Parti’nin Mersin’den milletvekili adayı olmuş bir isim kendisi. İsmi Arif Yıldırım.”

featured

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisinde yer alan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özlem Gürses, Nagehan Alçı, Akif Beki, Ertuğrul Özkök ve İsmail Saymaz’ın yer aldığı gezide İmamoğlu’na cumhurbaşkanlığı adaylığı, Kemal Kılıçdaroğlu ile ilişkileri ve altılı masa üzerine sorular soruldu. Özlem Gürses, yanıtları kaleme aldı. T24’te yer alan soru-cevapta İmamoğlu, İBB’de görevli bir müfettişin kendisinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemini incelediğini söyledi.

Ekrem İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Ekrem İmamoğlu: Rize il merkezi stratejik olarak da kolay bir iş değil, biz aslında zor bir iş yaptık, Rize’nin merkezinde çık otobüsün üzerinde konuş, orda binlerce insana hitap et… Biz hiç sağa sola bakmadan girdik ve konuştuk… Ve geldi insanlar, cesurca alkışladılar, sesleri de gür çıktı, biz de onlara makul mesajlar vermeye çalıştık.

Ülkemizin önümüzdeki bir yıllık gündeminde 6’lı masanın sorumlulukları ne, benim gibi insanların sorumlulukları ne, vatandaşın sorumlulukları ne, böyle bir tarif yapmaya çalıştık. Çünkü “Bu iş siyasetin işi” diyen, ne yazık ki böyle çok ucuza kaçan bakışlar da var. Bu iş siyasetin işi değil.

Böyle bir ortamda bunu “6 siyasi parti çözsün” biz de seyredelim; böyle bir şey yok!

Özlem Gürses: 6 siyasi partinin bir siyasi mühendisliği ile bir aday belirlenmesi yanlış olur, sokağın sesi kimi talep ederse o masadan o isim çıkmalı, bunu mu söylüyorsunuz?

-Bunu 6’lı masa da söylüyor zaten, mutlaka halkın da nabzı tutulacaktır, sorulacaktır diyorlar, bana düşmez. Benim aslında söylediğim bir mekanizmanın oluşturulması, benim kastım, organize olmak, İstanbul Gönüllüleri yaptık biz, belki şimdi bunun adı Türkiye Gönüllüleri olacak ya da Demokrasi Gönüllüleri olacak, bilemiyorum…

‘ADAY MESELESİNİ SÜRECİN SONUNA OTURTUYORUM’

Özlem Gürses: Aday nasıl belirlenecek peki? Sandığa gelene kadar, asıl bu konu muallak…

-Ben aday meselesini sürecin sonuna oturtuyorum hep. Benim başından beri tariflediğim şey şu: Süreci iyi oturtalım, bu 6’lı masa ülke politikalarını netleştirsin, sandık güvenliği meselesini çözsün, aday son konu olsun. Ancak süreç iyi tanımlanmadığı zaman, aday kim olursa olsun işi çok zor olur. Seçimi kazanmak var ama, bir de seçimden 1 ay sonrası var, 3 ay sonrası var, 1 yıl sonrası var… Yani süreçler iyi oturtulmadığı zaman, böyle bir sıkıntılı dönem de olabilir. Bu bağlamda ben sürecin olgunlaşmasında, toplumun dinamiklerinin de etkisini baştan beri savunuyorum.

Özlem Gürses: Toplumun dinamiklerinden kastınız ne?

-Hep aklımıza önce iş dünyası geliyor, sonra sivil toplum kuruluşları diyoruz, meslek odaları diyoruz… İsmi olmadan gönüllü yapıların kurulması gerçeğini de ben İstanbul ikinci seçiminde yaşadım. İsmi yok, ama olağanüstü masalar kuruldu. Öyle bir güç kuvvet oluştu ki bu gönüllü masalardan… Bazen bilgi, bazen insanların deneyimi, bazen kadro, inanılmaz büyüdü mesele. En iyi yapacaklardan biri benim diye düşünüyorum, ben büyükşehir belediye başkanıyım, 16 milyonluk bir İstanbul’un yöneticisiyim… Ve insan kaynağı konusunda, her konuda, birinci sınıf insanların mekânı İstanbul.

EN ÜST DÜZEYDEKİ NEFER

Gülşah İnce ( FOX Haber): Afişleriniz indirildi… Yaptığınız her konuşma, her sohbet tek tek inceleniyor. Birçok eleştiri de gelecektir, hem Millet İttifakı’ndan hem de bugün en çok sorulan soru şuydu: CHP’nin ve Genel Başkanınızın bu ziyaretlerden bilgisi ve onayı var mı ?

Özlem Gürses: Ben de bir ek yapayım, Rize’de dediniz ki “Millet İttifakının ve 6’lı masanın en üst düzeydeki neferi olacağım…” En üst vurgusu çok konuşuldu…

-En çalışkan, en önde neferi olacağım… Nefer en önde koşup, emek sağlayandır, rütbesi yoktur neferin. Ben kendimi öyle tarifliyorum… Çünkü var olan rütbem de bunu gerektirir, sorumluluk almak zorundayım ben.. Ben partimle her şeyi konuşurum, buraya geleceğimi 3 kez Genel Başkanımla konuştum. Hatta detayları ile konuştuk…

OTEL ODASINDA 1 SAATLİK GÖRÜŞME

Nagehan Alçı: O çok speküle edilen “otel odasında bir saat”lik buluşmada da konuştunuz mu?

-Adam ne yazıyor ya! ( Mahmut Övür’ün ilgili yazısını kastederek) Ramazan sabahıydı, dolayısıyla 1 buçuk saat yemeden içmeden sohbet ettik… Orada bu seyahati de hatta Saraybosna ve Varşova’yı konuştuk… Bu süreçte 6’lı masa ile ilgili bize düşen bir görev var mı ? Bunu da konuştuk. Kavgaya ayıracak bir dakika vaktimiz yok! Bir de Genel Başkanla kavga, ne demek yani, çok hadsiz bir tarif!

Herhalde başkalarının odasında kavga, gürültü, yumruk çok duydular. Biz de duyuyoruz sağdan soldan, yumruk atanlar, içeri girip dayak yiyenler filan… Biz de öyle bir şey yok, biz medeni insanlar gibi konuşuyoruz.

Yani, birincisi CHP’nin haberi var. İkincisi hem bu Karadeniz gezisi, hem de Yomra’da yapımına katkı sağladığımız parkın açılışı, bir de Trabzonspor’un şampiyonluğu tüm bunlar üst üste geldi.

Gülşah İnce: Şimdi bu miting havasında geçen ziyaretlere CHP sinirlenecek deniyor…

-Ama Gülşah Hanım, ben Gaziantep’e gittim, Kayseri’ye gittim parti görevi ile, orada da benzer şeyler yaşadık…

İMAMOĞLU OTOBÜSÜ

Nagehan Alçı: Bu seyahatte sizin isminiz öne çıkıyor, afişlerde otobüste… Bu CHP’nin mi, İBB’nin mi yoksa sizin şahsınızın mı bir gezisi?

Bir kere otobüsümüzde “16 milyon için çalışıyoruz” yazıyor. Dolayısıyla o İBB’nin otobüsü.  Ekrem İmamoğlu nereye giderse gitsin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kimliği ile gider. CHP’li kimliği illa ki vardır arka planda, ama bizim parti kültürümüz ve ahlakımız ile “bir yere CHP kimliği ile gideyim, biz CHP şehriyiz, biz CHP projesi yapıyoruz” demeyiz…

Dememeliyiz zaten, bu ülkeyi de bölen bir kavram. Ben buraya İBB Başkanı kimliğimle geldim, doğaldır ki insanlar da afişlere İBB Başkanı şehrimizi ziyaret edecek yazmış. Otobüsümüz de zaten İBB’nin başkana tahsisli otobüsü.

‘PROVOKASYON YAPACAK İNSANI GÖZÜNDEN TANIRIM’

İsmail Saymaz: Rize’ye gelişinizde bir süredir hem Cumhurbaşkanı hem de bakanlar tarafından hedef alınmanızın hiç mi etkisi yok ? Onların deyimi ile “HDP’lilik” ile suçlanıyorsunuz, Karadenizli kimliğiniz hedef alınıyor. Tam da buna yanıt vermek için mi Doğu Karadeniz’desiniz? “Cumhurbaşkanı’nın şehrine ben gider, mitingimi de yaparım” demek değil mi bu?

-Siz sebep-sonuç ilişkisi gibi tariflediniz, ben tersine çeviriyorum, bu sonuç-sebep… Çünkü benim zaten gideceğim 30-35 gündür belliydi. Ne hikmetse bu dediğiniz şeyler ben buraya geleceğim için ortaya döküldü.

-Muhtemelen gelmemi engellemek istediler… Çocukça ama zaten çocukça işler yapıyor. Hatta şunu söyleyeyim, şu son iki haftada sataşmanın nirvanasını yaşadım! Her gün aynı şekilde sosyal medyada ya adım, ya soyadım, ya ikisi birden, ya illaki benle ilgili bir kelime, sürekli Trend Topic’teydi! Her gün olur mu?

Nagehan Alçı: Provokasyon olacak deniyordu…

-E kolay değil, ben buranın çocuğuyum. Biz biliriz buraları, bizi oyuna getiremezler, o cesaret ister.  Biz buranın insanını da biliriz, provokasyon yapacak insanın gözünden anlarım ben onu! Bu kadar iddialı konuşuyorum. Buranın sokağını, mahallesini, köyünü, provokasyon tasarlamak isteyenler bilmez, ben bilirim… Tasarlamak isteyenler aracı kullanır, ama ben o insanları tanırım yani… O kadar iddialı konuşuyorum.

PKK AFİŞİNE NE DEDİ?

Özlem Gürses: Rize Meydan’da sizin otobüsün hemen karşısındaki binaya bir pankart asıldı, gördünüz mü, haberdar oldunuz mu ? PKK ve işbirlikçileri kahrolsun yazıyor…

-Yok, görmedim. ( pankart fotoğrafını göstererek anlatıyoruz) PKK ve işbirlikçileri bence de kahrolsun zaten, güzel bir afiş olmuş.

Özlem Gürses: Vatansever Rize Gençliği…

– İyi, ne güzel, vatansever gençler her yerde olsun, Rize’de de olsun. Yalnız bu renkler nedir, vatansever kardeşlerime üzülüyorum, PKK reklamı yapıyorlar bu afişlerle, çok cahiller… Daha önce de yaptılar benzer şeyleri, başka bir partili yapsa bunu muhtemelen soruşturma açılır, PKK bayrağı renklerini kullandın diye…

BABACAN’IN ADAY ŞARTI

Ali Babacan’ın anlattığı, “Adayın seçim beyannamesini 6’lı masa önceden tüm ayrıntılarıyla yazacak, bu metni kabul eden aday olacak, doğrusu budur” çıkışına ne diyor? CHP Genel Başkanlığı’na aday mı?

-Genel Başkanımızın bana bu yönde verdiği bir bilgi yok. İkincisi, yazılı mutabakat metninde de yok, üçüncüsü yazılı metinde olmayan ve bilgim olmayan bir konuda yorum yapmam yakışık almaz…

Özlem Gürses: Geçmişte kamuoyu araştırmalarından isimleriniz çıkartıldı, Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun sitemleriyle… Ama son dönemle sizin ve Yavaş’ın isimleri araştırmalara geri geldi. Merak ediyorum, neden oldu da bu gelişme yaşandı? Bir diğer soru, CHP Genel Başkanlığı’na aday mısınız?

-Sondan başlarsak, benim böyle bir soruya cevabım yok zaten. Hatta, yanlış anlamayın lütfen ama, bu soruya kendimi muhatap bile kabul etmiyorum. Çok defalar söyledim… İlk sorunuza gelince, Genel Başkanımızın katıldığı ortamlarda bu soru sorulmasa o da bizden söz etmez. Anketlerde gitti diyorsunuz ama bazı kanallarda ismimiz hiç gitmedi ki!

‘ÜLKENİN BU İKTİDARDAN KURTULMASI HAYAT MEMAT MESELESİ’

– İddiayla söylüyorum, bir isim 2 yıl her gün aday mı değil mi diye konuşulur mu? Ben burada kendimi ayırıyorum çünkü Ekrem İmamoğlu ismi özel olarak ele alınıyor bu kanallarda… Hatta çoğu zaman Kılıçdaroğlu mu İmamoğlu mu diye çok da kırıcı bir klişeye oturuyor bu tartışmalar. Bu kadar çok konuşulunca araştırma şirketleri de tekrar gündemine almış olabilir ister istemez… ama ben gerçek dünyayı seviyorum, bu sanal bir dünya. Gerçek dünyada ben meseleyi bugün ülkenin sorunlarına çözüm bulması gereken “süreç” diye tanımladığım kolona oturtuyorum.

Ülke niye duruma geldi, çünkü bu kaosu yaratan bir iktidar var. Bu iktidardan ülkenin kurtulması artık bir hayat memat meselesi… o bakımdan birinci aşaması seçim kazanmak, ikinci aşaması da parlamenter sistem ya da demokratik sistem dediğimiz yenir bir düzeni hatasız bir şekilde kurmak.

BENİM BEYLÜKDÜZÜ DÖNEMİMİ ARAŞTIRIYOR

Özlem Gürses: Geçen gün iş hayatınızın dahi incelemeye ve mercek altına alındığını söylediniz…

-Evet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görevlendirilen bir müfettiş, benim Beylikdüzü dönemimi araştırıyor. Şu anda İBB’de görevli olan bir müfettiş bu, Beylikdüzü’ndeki şantiyelerimizle ilgili detaylar istedi…

İHBARDA BULUNUYORUM, AK PARTİ’DEN ADAY OLMUŞ BİRİSİ…

– Bu arada kendisini deşifre ediyorum, hatta ihbarda bulunuyorum, AK Parti’nin Mersin’den milletvekili adayı olmuş bir isim kendisi. Büyükşehirlere gelen İçişleri Bakanlığı’nın müfettişleri nezaketen Büyükşehir Başkanını ziyaret eder. Bugüne kadar da böyle oldu, hepsi beni ziyaret ettiler.

Bu şahıs hariç! Ne hikmetse bu şahıs, ismi Arif Yıldırım, bu tür agresif konularda daha etkili.

“Terör iltisaklı” denilen soruşturmayı yapan bu kişi. İhbar ediyorum kendisini, benimle yüzleşemediği, korktuğu için gelemiyor. Ben onun müfettişlik mesleğinde atacağı adımlara kaygıyla bakıyorum. Her adımının takipçisi olacağım!”

İmamoğlu ‘ihbar ediyorum’ diyerek isim verdi… ‘Şahıs AK Parti’den aday olmuş’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Bu fotoğraflar ve bu soru-cevaplar içler acısı. Neresinden tutsan elinde kalıyor.
    Bir belediye başkanı ne diye Karadeniz gezisine çıkar. Ne diye gazetecileri toplar. Ne diye otobüsün tepesinden vatandaşa konuşma yapar. Mansur Yavaş’ı yavaşlatanlar, imamın gazına basıyor. Türk gençleri uyanık olun…

    • mansur konusunda artik net dusunmuyorum, adam rahatsiz oldu. bence rahatsiz etmeyelim artik kendisini.

  2. Nagehan Alçı bu gazetecinin bu uçakta ne işi var. Onun resmini uçakta görünce haberin içeriğini okumadım.

    • 5 Mayıs 2022, 12:01

      Nagehan denen kişi bu uluslararası projenin postacısıdır. O nedenle orada. Çal çal oyna, kendin pişir kendin ye…

  3. 4 Mayıs 2022, 18:27

    tencere dibin kara gb

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!