Jeopolitik Gereklilik: Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi

featured

Vusal Hasanzadeh yazdı…

Günümüz dünyası artık gittikçe çok kutupluluğa evrilmektedir. ABD her ne kadar en büyük küresel güç olsa da, küresel hegemonyası gerilemekte ve karşısına özellikle Avrasya kıtasında büyük rakipler çıkmaktadır. Bu gerileyen hegemonya ve değişen dünya düzeni kendisi ile birlikte savaşları, yıkımları da beraberinde getirebilir. Her ne kadar günümüzde insanlığı defalarca yok etmek gücüne sahip nükleer silahlar bir denge yaratsa da, gelecekte askeri tehditler ile karşılaşmayacağımızın garantisi yoktur. Çok kutuplu dünya düzenine giden süreçte eski kuruluşların yerini yeni kurumlara bırakacağı aşikardır. Bu bağlamda Türk Cumhuriyetleri arasında da işbirliğini askeri alana taşımak için yeni bir kuruma ihtiyaç vardır: Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi.

TÜRK DÜNYASI NERESİDİR?

Genel olarak Türk dünyası kavramını ele aldığımız zaman neyin kastedildiğini iyi anlamak gerekmektedir. Altaylardan-Tuna’ya uzanan büyük Türk Dünyası bugün bağımsız 7 Türk Cumhuriyeti ve yakın coğrafyalarda yaşayan milyonlarca Türk’ü kapsamaktadır. 7 bağımsız Türk Devleti; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Avrasya kıtasında 4.721.535 km2’lik alana yayılmaktadır. Türk Cumhuriyetleri ve Avrasya kıtasındaki Türk halklarını beraber ele aldığımızda ortaya çıkan Türk Dünyası (Türk Kuşağı) Avrasya coğrafyasında 11.124.560 km2’lik alanı kapsamaktadır.[1]

TÜRK DEVLETLERİ ASKERİ ALANDA SON DURUM

Genel değerlendirdiğimizde Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci ülkelerinin askeri harcamaları 2021 yılı itibariyle 41.290.000 milyar dolar seviyesindedir. Ek olarak, 1.677.000 aktif askeri personeli mevcuttur. Kurumun en güçlü ordusuna sahip Türkiye Cumhuriyeti burada kurumun asker sayısının 53.3’ünü; Aktif Asker sayısının 49.1’ini; Yedek Personel sayısının 54.2’ini; Askeri Bütçesinin 41.8’ini kapsıyor.[2] Ayrıca Türkiye 40 yıldan fazladır başta terör örgütü PKK olmakla farklı terör örgütleri ile savaşmaktadır. Düşük Yoğunluklu Çatışma diye değerlendire bileceğimiz bu savaşı kazanmak ve bu kadar sürdürebilmeyi dünyada gerçekleştire bilen ordulardan biri Türk ordusudur. Ek olarak, Türk ordusunun Suriye’de terör örgütlerine karşı yaptığı askeri harekatlar, kara orduları ile beraber hava kuvvetlerinin aktif olması, deniz kuvvetlerinin Doğu Akdeniz’de alarmda olması ve farklı coğrafyalardaki devletlerde askeri eğitim vermeleri tecrübelerini daha da artırmıştır. Günümüzde Türkiye Cumhuriyetin askeri alanda önemli adımlar atması, Türk Savunma Sanayi’sinin milli yapımlı araçları, silahları ve motorları askeri alana kazandırması bizim için gurur vericidir. Ek olarak, kurumda Türkiye ile beraber Azerbaycan’ın askeri tecrübesi genel olarak fazladır. 2020’de işgal edilmiş topraklarını kurtarmak için başlattığı askeri harekat sonucu kazandığı Karabağ zaferi ile askeri tarihte önemli adım atan Azerbaycan’ın bu başarısında kendi askeri yapısı olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 30 yıldır Azerbaycan ordusuna verdiği askeri eğitimler ve son teknolojiye sahip Türk SİHA’ları mühim rol oynamıştır. Azerbaycan ile askeri antlaşmalar imzalayan, askeri tatbikatları karada ve havada sık sık gerçekleştiren Türkiye son yıllarda Kazakistan ve Özbekistan ile askeri tatbikatlar gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda Türkiye yakın zamanlarda Kırgızistan’a askeri alanda yardımlarını sürdürmektedir. Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkeler yıllardır Afganistan üzerinden gelebilecek terör sebebiyle sınır birliklerinde güçlendirmeye gitmektedirler.

TÜRK DEVLETLERİ ORTAK SAVUNMA GİRİŞİMİ

Türkiye Türk Cumhuriyetleri ve diğer devletlerdeki Türk nüfusu ile entegrasyon için TİKA, TÜRKSOY, TÜRKPA, Türk Devletleri Teşkilatı gibi kuruluşlar ile hareket etmeyi hedeflemektedir. TDT bu kuruşların en üst bölgesinde yer almaktadır. Ancak küresel çapta gelişmeler incelendiğinde Türk Devletleri arasında ekonomik ilişkileri yükseltmek gerektiği gibi aynı zamanda muhakkak savunma ve güvenlik kapsamlı bir askeri kuruluşun aktif olması gerektiğinin önemini görmekteyiz. Bu bağlamda ilk adımın 2013 yılında Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Moğolistan arasında imzalanan kısa ismi TAKM, genel adı “Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı”, amblemi “at” olan kurum ile atıldığı gözlenmektedir. Herhangi ülke veya kuruluşa karşı olmamasını açıklamasına ve bütün Türk Devletlerinin katılmamasına rağmen Avrupa ve Rus medyasında bu örgüt “Turan Ordusu” olarak algılandı. Ancak bu örgüt açıklamasında belirttiği gibi kolluk hizmeti olarak hareket edeceğini belirtmiştir.[3]

Günümüze geldiğimizde ise Türk Cumhuriyetleri arasında yakınlaşmasının daha da artması Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi’nin kurulması ihtimalini daha da artırmakla beraber günümüz uluslararası ilişkiler düzeni bunu önemli kılmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için Türkiye ve Azerbaycan arasında olduğu gibi Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasında stratejik işbirliğinin artırması gerekmektedir. Askeri alanda Türk Devletleri Birliği’ni gerçekleştirmek için Mavi Vatan’ın fikir babası Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in yıllardır vurguladığı gibi Hazar Denizi çevresinde mevcut olan Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi devletleri Türkiye Cumhuriyeti’nin 2006 yılında başlattığı “Akdeniz Kalkanı Harekatı”na katılmasını sağlamaktır. Türkiye elinde mevcut olan askeri gemilerden Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan’a kiralayarak bu birlikteliği sağlayabilir ve önemli bir mesaj verebilir. Buna ek olarak, Türkiye ve Azerbaycan arasında devam eden “TURAZ KARTALI”, “TURAZ ŞAHİNİ” gibi hava tatbikatları diğer ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilmelidir. Elbette, bu projelerin gerçekleşmesi günümüz şartlarında zor olsa da, imkansız değildir. Realist bir dış politika ile bunu gerçekleştirmek mümkündür. Bu projeler ile önemi daha da artacak Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi projesinin gerçekleşmesi için adımları atmak önemlidir. Son yıllarda Türkiye’ye ABD/Batı tarafından Yunanistan üzerinden artan askeri baskı, güney-doğusunda yine ABD/Batı tarafından kurgulanan sözde “kürt devleti” gibi projeler Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmekle beraber, son zamanlarda Irak’ta Türkmenlere yönelik asimilasyonun artması ve sözde “kürt devleti”nin bölgede kurulması gibi Türkiye’ye tehdit yaratabilecek olaylar, Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan topraklarına karşı sözde “hak” iddia etmesi, KKTC’nin Kıbrıs adasında yok sayılmaya çalışılması, Rusya ve Çin arasında sıkışan Türk Cumhuriyetleri zaman zaman Batı dünyasından “Renkli Devrimler” tehditleri ile RF’nun zaman zaman “SSCB vurgusu”, Çin’in ekonomik yayılması ile endişesi karşısında mevcut olması için Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi’nin kurulması önem taşımaktadır. Kurulacak bu kurum toplumda bilinenin aksine sadece RF veya ÇHC’yi endişelendirmeyecek aynı zamanda ABD/Batı dünyasını da rahatsız edecektir. Türkiye’nin tam bağımsız politika yürüterek askeri bir yapı oluşturması Batı için gerçekte kabul edilemez. Gelecekte kurulacak bu örgütün bir savunma ve güvenlik yapısına sahip olduğu ve kimseye karşı olmadığını belirtmek bir jeopolitik zaruret niteliğindedir, yoksa bu örgütün faaliyeti sıkıntıya girebilir.  Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda hareket etmesi kadar Azerbaycan ve Türkistan Cumhuriyetleri de bu konuda adımlarını sıklıkla artırmalıdır. Yalnızca Türkiye’nin değil bütün Türk Dünyası’nın Ulu Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekçi Türk Dünyası vizyonu ile hareket ederek Türk Devletleri ve Türk Dünyası arasında işbirliğini yükseltmek gerekmektedir.[4] Bunları gerçekleştirmek zor olmakla beraber yazımı Büyük Atatürk’ün bu cümlesi ile bitirmek istiyorum:

“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

[1] Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Türk Dünyası’nın Geleceği.” yay. haz. Mustafa Kahramanyol Muzaffer Özdağ’ın hatırasına Strateji Açısından Türk Dünyasının Meseleleri içinde. ATO Yayını-Türk Ocakları, 2003: s.50.

[2] Detaylı askeri bilgiler için bkz: https://www.globalfirepower.com/countries-listing.php

[3] https://www.stratejikortak.com/2017/12/ortak-turk-ordusu-kuruldu.html, 16 Aralık 2017, erişim tarihi: 15.03.2022

[4] Atatürk’ün Türk Dünyası’na bakışı hakkında geniş bilgi için bkz: Prof. Dr. Mehmet Saray, Atatürk ve Türk Dünyası. İstanbul: Acar Yayınları. 1998; Prof. Dr. Mehmet Saray, Gaspıralı İsmail Bey’den Atatürk’e Türk Dünyası’nda Dil ve Kültür Birliği. 2 Baskı,  İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2017: s.106-204; Prof. Dr. Barış Doster, Atatürk, Türk Dünyası ve Mazlum Milletler. İstanbul: Asikitap Yayınları, 2017: s.134-217

Jeopolitik Gereklilik: Türk Devletleri Ortak Savunma Girişimi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 17 Mart 2022, 08:28

    Turk devletleri acilen birlesmeli ortakliklar kurmali ve gerekli birlesmeler ve politikalar olusturularak turk devletlerinin gelecegini garanti altina almalilar…

  2. 16 Mart 2022, 13:14

    Inşallah o günleri de görürüz. Turan ordusu kurulmalıdır. Atatürk, Oğuz Kağan tümenleri kurulmadır.

  3. bizi bir araya toplayip birilerinin uzerine vekil savascilar olarak gondermesinler yine. aklima turlu turlu sorular geliyor… secilen ak sakallilari da gorunce daha bir kuskulu oluyor insan…

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!