Kan grubu AB olanlar bunu anlamıyor ama… NATO’nun cenaze töreni düzenleniyor!

featured

Türkiye’nin Polonya ve Baltık ülkelerine yönelik planını, PYD/YPG’yi gerekçe göstererek engellemesi, Türkiye’nin NATO’da geleceğini de tartışmaya açtı.

Türkiye’nin PKK/YPG terörüne karşı sunduğu planın ABD tarafından engellenmesine, Ankara Polonya ve Baltık ülkelerine ilişkin NATO planını engelleyerek karşılık verdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Türkiye’yi hedef alan sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce kendi beyin ölümünü kontrol ettir” diye yanıt verdi. Kritik NATO zirvesine günler kala, yaşanan kriz Türkiye-NATO ilişkisini de yeniden tartışmaya açtı.

NATO NE ZAMAN ÖLDÜ?

Cumhuriyet yazarı Barış Doster, bugünkü köşesinde NATO krizini şu satırlarla ele aldı:

Birkaç hafta önce, NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, önceki gün de Türkiye’yi eleştirdi. Türkiye, hem Suriye operasyonunu oldubittiye getirip hem NATO müttefiklerinden dayanışma bekleyemez” dedi. Türkiye ise PKK- PYD-YPG terör örgütüne karşı mücadelesinde müttefiklerinden destek görmediği için, NATO’nun Rusya’yı çevrelemeye yönelik Polonya ve Baltık ülkelerine ilişkin planını engelleyeceğini açıkladı. Bu tartışmalar, aslında Soğuk Savaş bittiğinde ölen NATO’nun cenazesinin, o günden beri kaldırılamadığını gösteriyor. 70. yılını kutlamaya hazırlanan ittifak 30 yıl önce ölmüş, ağlayanı yok. Türkiye’ye ve dünyaya ABD’nin gözüyle bakanlar, siyasi anlamda kan grubu AB olanlar, bunun farkında değiller. Meseleyi biraz açalım…

Türkiye’den NATO’ya YPG resti!

Dış politikanın amacı; ülkenin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve güvenliğini korumaktır. Ulusal çıkarlarını savunmaktır…

Dış siyasetle iç siyaset arasında doğrudan bağ vardır. Bir yönüyle dış politika iç politikanın uzantısı, yansımasıdır. Fakat dış siyaset, iç siyaset için yapılmaz. İç siyasetteki hedeflere ulaşmak, oy tabanını genişletmek, muhalefete yüklenmek için yürütülmez…

PEKİ TÜRKİYE BUNU ANLIYOR MU?

Şimdi soralım: Türkiye bu gerçeklere uygun mu hareket ediyor? Yoksa dış politika, bütünüyle iç siyasete yönelik hesaplarla mı yürütülüyor?

Tarih, coğrafya, siyasal – iktisat

Türk dış politikası, ülkemizin coğrafi konumu, tarihsel birikimi, kültürel zenginliği, ittifak ilişkileri nedeniyle, doğası gereği çok yönlü, çok boyutlu olmak zorundadır. Bu durum, Türkiye’nin gerçekleri ve ihtiyaçlarıyla ilgilidir. O nedenle Türkiye, dünya üzerinde dış politika ajandası en yoğun olan 10 ülkeden biridir. Her ne kadar kimileri, tarihi 2002’de başlatsalar, Türklerin Müslüman olmasını iktidara bağlasalar da, tarih ve coğrafya, onları yalanlamaktadır.

NATO tartışmalarına da böyle bakmak gerekir. Komşularla sıfır sorun” rüyasına dalıp değerli yalnızlık” kâbusuyla uyananlar, hiç haritaya bakmadıklarından, yalnızlığın, Türkiye gibi iki kıtada toprakları olan bir ülke için mümkün olmadığını, ticari ilişkileri ve enerji gereksiniminin de buna imkân vermediğini anlamamışlardır. Tarih bilmediklerinden, ideolojik önyargılarının esiri olduklarından, siyasal iktisatla araları hiç olmadığından, ölçek büyütmenin, devlet kapasitesini artırmanın kolay olduğunu sanmışlardır. Emperyalizmin taşeronluğunu yapmakla, Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olmakla övünmüşlerdir.  

Netice hazindir. Sorun şu ki, tüm bunların ağır faturasını millet ödemektedir.”

Çavuşoğlu’ndan NATO tepkisi: Baltık çin istenen bizim için de istenmeli

Kan grubu AB olanlar bunu anlamıyor ama… NATO’nun cenaze töreni düzenleniyor!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. NATO’ya restle başlayıp BOP eşbaşkanlığıyla bitirmişsiniz. Oysa ikisi birbiriyle çelişen durumdur ve arada yaşanan tarihsel süreçle bugünkü noktaya gelinmiştir. HalkTV ve Ahaber seviyesinde/kalitesinde bir yazı olmuş maalesef.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!