Karantina ve Yalnızlık

Psk. Ceren Özügüç yazdı…

İnsan olmanın acizliğini ve kudretini iliklerimize kadar deneyimlediğimiz günler yaşıyoruz. Birkaç ay önce sorsalar aklımıza bile gelmeyecek, ancak bir bilim kurgu filmi senaryosu olabilecek bir pandemi gerçekleşti ve tüm dünyanın gündemine oturdu. Hepimiz ne olup bittiğini anlamaya, olanları hazmetmeye ve bir şekilde bu durumla başa çıkmaya çalışıyoruz.

Kimimiz bu şartlara rağmen para kazanma mücadelesine devam ediyor, kimimiz saatlerce uyuyor, ataklar halinde gelen yeme isteğiyle buzdolabına koşuyor, film ve dizilere gömülerek kendi gerçekliğinden uzaklaşmaya çalışıyor, kimimiz ise bu zamanları ailesine ve kendine ayırarak ev özlemini gideriyor ve şimdiye kadar yapmaya fırsat bulamadığı faaliyetleri gerçekleştiriyor.

Hepimizin ortak noktası aslında bu; bir şekilde karşımıza çıkan bu yeni durumla baş etmeye çalışıyoruz. İnsanlığın bugünlere ulaşabilmesinin ve tüm zorluklara rağmen bir şekilde varlığını sürdürebilmesinin sırrı da aslında bu. Hepimiz bir şekilde değişen koşullara adapte olma ve bu durumlarla baş etme becerileriyle doğuyoruz. Bu bizim özümüzde var. Dünyanın her yerinde mücadele edilen bu pandemi de insanlık tarihi boyunca karşılaştığımız kitlesel zorluklardan aslında sadece biri.

COVID-19 pandemisine karşı tüm dünyada ve bizim Sağlık Bakanlığı’mızca önerilen korunma yöntemlerinin başında sık sık ve uygun şekilde el yıkamak, kişisel ve ortam hijyenine özen göstermek ve sosyal izolasyon geliyor.

Sosyal izolasyon, insanların mümkün olduğunca bir arada bulunmasının önüne geçmek anlamına geliyor. Yani karantina. Salgından etkilenen kişilerin ihtiyacı olan hizmete ulaşabilmesi için sağlık sisteminin işlevselliğini korumak, enfekte olan kişi sayısını olabildiğince az tutarak sağlık çalışanlarının üzerindeki yükü ve baskıyı azaltmak, toplum sağlığının korunması adına günlerdir evlerimizdeyiz.

Pandeminin gidişatının ve bu karantina süresinin tam olarak kestirilemediği günlerde, kendi ve sevdiklerimizin sağlığı için endişelenmenin yanı sıra sosyal hayatımızdan izole olmak da her birimizin üzerinde stres yaratmakta. Zira insanlar sosyal varlıklardır ve dış dünyamız da varlığımızın hem bir parçası hem de gerekliliğidir. Üstelik bu salgının üzerimizde yarattığı kaygı söz konusu olmadan önce Anksiyete Bozuklukları ve Obsesif Kompulsif Bozukluk gibi rahatsızlıklardan muzdarip olan bireyler için süreç hepimizden daha çetin geçiyor.

Tüm bu zorluklara rağmen bu zor günlerin sıkıntısını biraz olsun hafifletmek aslında mümkün. Buradaki anahtar bilinç bugünlerin geçici olduğunun farkında olmak ve önceki hayat rutinimizden, alışkanlıklarımızdan ve sevdiğimiz aktivitelerden olabildiğince kopmamak.

Öncelikle şunun üzerinde durmak gerekir. Şu anda sağlık çalışanları ve COVID-19 pandemisinden etkilenen bireyler başta olmak üzere, ihtiyacı olan her birey için online terapi ve danışmanlık veren birçok merkez ve Ruh Sağlığı Profesyoneli bulunmaktadır. İhtiyaç hissedilmesi durumunda kurumlara ve uzmanlara ulaşarak online terapi talebinde bulunmaktan lütfen çekinmeyin.

Hali hazırda herhangi bir psikopatolojiden mağdur olan bireyler için tedavilerine mümkün mertebe devam etmeleri büyük önem taşımaktadır. İlaç ve terapi hizmetine dair teşvik ve girişimler devam etmektedir. İlaç tedavisinin sürdürülmesi ve devam ettirilmesi, aynı zamanda gerekli ilaca ulaşım için psikiyatristinizle iletişim halinde kalın, aklınıza takılanları ve endişelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.

Çünkü kendinizi ifade etmek, endişelerinizi paylaşmak, ailenizin ve sevdiklerinizin desteğini almak her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır.

Bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak için beslenme ve uyku düzeninize dikkat edin. Sağlıklı beslenin ve hijyen kurallarına Sağlık Bakanlığı ve uzmanların önerileri doğrultusunda özen gösterin.

Günlük hayat rutininizden kopmayın. Karantinadan önce saat kaçta uyuyup uyanıyorsanız, bu saatlerde uyuyup uyanmaya özen gösterin. Uykusuzluk bağışıklık sisteminin zayıflaması, sinirlilik, hafıza sorunları, konsantrasyon güçlüğü, depresif ruh hali ve anksiyetenin artmasına neden olabilir. Ayrıca gündelik hayatınızdan kopmamanız, biyolojik saatinizin düzeninin bozulmaması için uyku düzeninize dikkat etmeniz önemlidir.

Evden çalışmaya devam ediyorsanız çalışma saatlerinizi mümkün mertebe karantina öncesi veya salgın dolayısıyla belirlenen saatlerde tutun. Mesai bitiminde kalan zamanınızı kendiniz ve sevdiklerinize ayırın. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı ve stresli günlerin etkisinden fazla çalışarak kurtulmaya çalışmak stresin varlığını azaltmayacağı gibi, Tükenmişlik Sendromu’na sebebiyet verebilir.

Ev ortamını “istediğim zaman dinlenebilirim” rahatlığında algılamaya meyilli olduğumuz için gerçekten dinlenmeyi es geçebiliriz. Bu nedenle çalışma ve dinlenme zamanını ayırmak önemlidir.

Uyandıktan sonra üstünüzü değiştirin, uyanık olduğunuz saatleri pijama veya yatak kıyafeti ile geçirmeyin. Kendinizi içinde iyi hissettiğiniz ve rahat ettiğiniz kıyafetlerinizi giyin ve kendinize özbakım vermeyi ihmal etmeyin. Özbakım, kişinin kendisi ile ilgilenmesi ve kendine özen göstermesi anlamına geldiği için motivasyonu arttırır.

Gün içerisinde aileniz ve sevdiklerinizle zaman geçirmek için mutlaka vakit ayırın. Zira karantina fiziksel olarak araya mesafe koyma anlamına gelir, ilişkilerimizi kesmek anlamına gelmez. Bir araya gelemediğiniz sevdiklerinizle görüntülü konuşun, arayın ve sohbet edin. Bilhassa risk grubunda yer alan sevdiklerinizden haberdar olun, motivasyon ve desteğinizi onlarla paylaşın. Unutmayın ki bu süreci tüm dünya hep birlikte yaşıyoruz ve sosyal dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Diğerlerinin motivasyonundan faydalanın ve siz de diğerlerini motive edin.

Gündemi ve salgının gidişatıyla ilgili gelişmeleri takip etmek elbette önemlidir ancak bunu mümkün olduğunca kendi dayanıklılık seviyenizde tutun. Sağlık Bakanlığı ve uzmanların yönlendirmeleri ve önerilerini takip edin ancak haberleri sıkı sıkıya takip etmek üzerinizde olumsuz bir etkiye sebep oluyorsa uzaklaşın. Sadece bilmeniz gerektiği kadarını bilin.

Gün içerisinde fiziksel olarak aktif olabileceğiniz zaman ve faaliyetler belirleyin. Uzun süre hareketsizlik hem zihinsel hem de bedensel sıkıntılara yol açabilir. Ayrıca bu dönemde sıklıkla görülen duygusal yeme ataklarına dikkat edin. Stresten kaçmak için işlevsiz olan her savunma mekanizması gibi duygusal yemek yeme davranışı da stresin varlığını azaltmayacağı gibi kilo alımı ve sindirim rahatsızlıkları ile geri dönerek fazladan stres kaynakları oluşturabilir. Tek başınıza veya ailenizle birlikte dans edebilir, incinmelere sebebiyet vermeyecek düzeyde spor faaliyetleriyle ilgilenebilirsiniz. Bu bağlamda sosyal medyada canlı yayınlarla destek sağlayan birçok hesap bulunmaktadır.

Mümkün olduğunca sizi iyi hissettirecek ve kendinizi geliştirmenizi sağlayacak hobiler edinin. Yabancı dilinizi geliştirmek, yemek yapmayı öğrenmek, resim yapmak, kitap yazmak gibi birçok faaliyette bulunabilirsiniz. Bunun dışında mümkün olduğunca moralinizi yüksek tutacak dizi, filmlere yönelmeniz ve sizi iyi hissettiren müzikler dinlemeniz önemlidir. Ancak unutmayın ki, bu aktivitelerin tamamı stresinizi azaltmak, olağan hayat akışını evinize ve şimdiki zamanınıza taşıyabilmenizi sağlamak içindir. Bunları gerçekleştirecek motivasyonu ve dikkati sağlayamıyorsanız, bu da gayet normaldir. Bu motivasyonsuzluk ve dikkati toparlayamama hali zihninizin başka stres faktörleri altında olduğu anlamına gelebilir. Bu durumda zihninizi rahatlatacak faaliyetlere yönelebileceğinizi, sosyal ve profesyonel destek alabileceğinizi unutmayın.

Her şeyin ötesinde umutlu olun! Bugünlerin geçici olduğunu ve bu zorlu süreci hep birlikte atlatacağımızı unutmayın. İhtiyacınız olduğunda yardım istemekten asla çekinmeyin. Stresinizi, endişenizi ve üzüntünüzü mutlaka paylaşın. Asla yalnız değilsiniz, zira tüm dünyanın birlikte atlatmaya çalıştığı bir dönemde belki de çok uzak mesafelerdeki bizden çok farklı insanlarla empati kurabileceğimiz ve aynı zorluğu deneyimlediğimiz özel günlerdeyiz.

Sağlıklı ve güvenli günler dilerim.

Kendim ve ailem adına, bu zor zamanlarda canla başla çalışarak emeğini ortaya koyan tüm sağlık çalışanları başta olmak üzere, güvenlik güçlerine, medya çalışanlarına, saygıdeğer hocalarıma ve tüm öğretmenlere, tüm hizmet sektörü çalışanlarına sonsuz teşekkür ederim. Sizler gerçek kahramanlarsınız.

Karantina ve Yalnızlık

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!