KKTC’nin kuruluşunun 38. yıl dönümü kutlanırken, Ankara-Lefkoşa hattı Doğu Akdeniz merkezli tehditlerle de karşı karşıya… Veryansın Tv’ye konuşan Amiral Cem Gürdeniz, federatif çözümlerin tehdit içerdiğine dikkat çekerek, KKTC’nin tanınması için çaba harcanması gerektiğini vurguladı.
ERAY ÇELEBİ/VERYANSIN TV
15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türk halkının siyasi yaşamının önemli bir dönüm noktası oldu.
Meclis, düzenlediği olağanüstü oturumda KKTC’nin kuruluşunu ve bağımsızlık bildirisini oy birliğiyle onayladı.
38 yılın ardından KKTC’nin kuruluşu tüm yurtta ve Ada’da kutlanırken, Amiral Cem Gürdeniz Yavru Vatan’ın karşı karşıya kaldığı tehditleri ve Ankara-Lefkoşa hattının atması gereken adımları Veryansın Tv’ye değerlendirdi.
Gürdeniz, KKTC’nin üç boyutlu güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti:
‘MAVİ VATAN VE ANA VATAN İLE AYRILMAZ BÜTÜN’
“Bugün Yavru Vatan KKTC, 38 yaşında. Baskı ihanet ve kumpaslara rağmen kat edilen uzun bir yol. Bayrağındaki iki kırmızı çizgi ile simgelenen sonsuzluğa yürüyen Yavru Vatan’ımız, Mavi Vatan ve ana vatan ile ayrılmaz bir bütündür.
ÜÇ BOYUTLU GÜVENLİK TEHDİDİ
Bugün Türkiye’nin Akdeniz’deki jeopolitik geleceği, birbiriyle ilişkili üç boyutlu güvenlik tehdidi ile karşı karşıyadır. İlki Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarımızın gasp edilmesidir. Mavi Vatan’ı ilgilendirmektedir. İkincisi denize serbest çıkışı olan bağımsız sözde bir Kürdistan’ın kurulma gayretleridir. Ana vatanı ilgilendirmektedir. Üçüncüsü KKTC’nin yani Yavru Vatan’ımızın geleceğidir. Hem ana vatanı hem Mavi Vatanı ilgilendirmektedir.”
‘KKTC’NİN VARLIĞI HAYATİDİR’
KKTC’nin önemine değinen Gürdeniz, federatif çözümlerin tehdit içerdiğini vurguladı, hedefe dikkat çekti:
“KKTC’nin siyasi ve jeopolitik varlığı Türkiye’nin ikili, üçlü, ve çoklu değişik bloklarla (Yunan–GKRY-İsrail-Mısır-Fransa -AB- ABD) güneyden çevrelendiği bugünkü konjonktürde hayatidir.
‘FEDERATİF ÇÖZÜMLER TEHDİT İÇERİYOR’
O nedenle Kıbrıs sorununun federatif çözümü gibi 45 yıldır devam eden müzakere süreçleri artık Türk ana vatanı ve mavi vatanının 21. yüzyıl savunma ve güvenliği için bir risk değil, tehdit içeriyor. Bu süreçte ısrar etmenin bir anlamı kalmamıştır. Belki bu süreç KKTC’deki bir avuç Türk-Rum dostluğuna safça inanan ve onlarla patron-hizmetkar ilişkisi içinde yaşamaya razı olanlar için anlam ifade edebilir, ancak Türk halkı ve Anadolu jeopolitiği ile KKTC’nin bağımsız yurtseverleri için değil. Birleşik Kıbrıs 1963 Aralık ayında sona ermiş, 1974’te Enosis hayali ile tamamen ortadan kaldırılmış, 2004‘de Güneyli Rumların AB üyeliği ile tabutuna son çivi çakılmıştır.
‘ASIL AMAÇ TÜRK VARLIĞINI SONLANDIRMAK’
Kıbrıslı Rumlar aşırı silahlanma, askeri ittifaklar kurma ve Türk karşıtlığı ile bırakalım federal yapı altında bir arada yaşamayı, KKTC ve Türkiye için artık ciddi bir güvenlik sorununa dönüşmüştür. Diğer taraftan emperyalizm çözüm süreci aldatmacası altında Rum tarafı ve KKTC’deki bir avuç federalist AB mahfili üzerinden tükenmek bilmeyen denemelerini sürdürmeye devam etmektedir. Asıl amaç bellidir. Adadaki Türk askeri varlığının güvencesi altındaki bağımsız Türk varlığını sonlandırmak. “
Veryansın Tv yazarı Gürdeniz’e göre Rusya ve Çin ilişkileri değerlendirilerek, KKTC’nin tanınması için çaba harcanmalı:
‘KKTC’NİN TANINMASI İÇİN ÇABA HARCANMALI’
“Artık bu denemelere hayır demek ve KKTC’nin bağımsız kimliğini güçlendirmek ve tanınması için çaba harcamak zamanıdır. Bu kapsamda gerek 12 Kasım 2021’de ilan edilen Türk Devletleri Teşkilatı, gerekse gelişen Türk – Rus ve Türk-Çin ilişkileri kullanılmalıdır. “
Türkiye’nin İkinci Sevr planıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Gürdeniz, Rumların ve Batı’nın kışkırtmalarına güçlü yanıtlar verilmesi gerektiğini vurguladı:
’İKİNCİ SEVR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
“20. Yüzyılın ilk çeyreğinde, anavatandaki Türk varlığını parçalamayı amaçlayan Sevr antlaşması ile karşı karşıya kaldık. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Mavi Vatan’ımızı ve KKTC’deki Türk varlığını hedefleyen ikinci Sevr’le karşı karşıyayız. Bu yeni jeopolitik gerçeklik, Türkiye’nin 21. yüzyıl dış, savunma ve güvenlik politikalarını şekillendirecektir. Taviz vermeyeceğiz. Ne ekonomik kriz ne yeni seçim süreci ne de muhalefetin Batı’ya yaslanması jeopolitik alanda tavizlerin kapısını açamaz.
‘RUMLARIN KIŞKIRTMASINA TEPKİ VERİLMELİ’
Bu kapsamda 12 -17 Kasım 2021 tarihleri arasında Nautical Geo isimli sismik araştırma gemisinin GKRY adına Kıbrıs güneyinde önceden KKTC tarafından TPAO’ya verilen ruhsat sahasında araştırma yapmak üzere Navtex yayınlaması son derece kışkırtıcı ve istikrarı bozucu girişimdir. KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın 13 Kasım 2021 açıklamasının içinin doldurulması gerekir. Tam da 38. Yaş gününde KKTC’ye yapılan bu kışkırtmaya Dışişleri Bakanlığımızın da tepki vermesi gerekir.”
