Kuran kursu değil işkence evi! Müftüyü kim koruyor?

featured

“Kursta beş ay boyunca kaçak belletmen çalışıyor. Yedi çocuk istismar ediliyor. Müdür çocukları sopayla, terlikle, Kuran’la, Atatürk portresiyle dövüyor. Peki müftü efendi ne iş görüyor?”

Erzurum’da Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda yedi çocuğun cinsel saldırıya uğradığı iddialarının ardından başlatılan süreçte kursun iki müdürü ve temizlik görevlisi hakkında işkence suçundan soruşturma başlatıldı. 10 çocuk ve aileleri soruşturma kapsamında savcılığa ifade erdi. Çocuklar her gün dayak yediklerini, müdür N.K.’nin  kendilerini ‘Haydar’ adını verdiği sopayla ve Kuran’la dövdüğünü anlattı.

Çocukların ifadelerine ulaşan Halk TV’den İsmail Saymaz’ın ‘Kuran kursu değil sanki işkence kampı’ başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

“Erzurum’da Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda yedi çocuğun istismara uğramasına ilişkin halktv.com.tr’de kaleme aldığım köşe yazıları ve Halk TV’de yayınlanan haberlerimiz büyük yankı yarattı ve sonuç verdi.

Çocuklara şiddet uygulayan yurt idarecileri hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan soruşturma izni beklenmesinden vazgeçildi. Yurt müdürleri N.K. ve H.P. ile temizlikçi U.G. için işkence suçundan soruşturma başlatıldı.

Dün Erzurum’da 10 çocuk ile ailelerinin ifadesi alındı.

Dokuzu şiddet gördüğünü söyledi.

Avukat Ahmet Kılınç ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden sorguya girdi.

15 KEZ TECAVÜZ

İşkence soruşturması M. ve U. adlı çocukların Avukat Kılınç’a anlatımı üzerine açıldı. Bu iki çocuk 15 kez tecavüze uğramıştı. Belletmen birine tecavüz ederken, diğerini kaydetmeye zorlamıştı. Çocuklar uğradıkları tecavüzün yanı sıra üç görevliden şiddet gördüklerini de söylemişti.

M.’nin dün şöyle konuştu:

“Müdür N.K. dersi yarım yapıp vaktinden önce giderek, bizi belletmen H.A.’ya teslim ediyordu. H.A. ders öğretmiyor, çay içip dolaşıyordu. N.K., beni ve arkadaşlarımı terlik ve sopayla acımasızca dövüyordu. Kolumda ve sırtımda morarmalar oldu. Tırnakları uzundu. Kulaklarımızı çektiğinde kulaklarımız çiziliyordu. Sırtıma yumruk atıyordu. Bu neredeyse her gün oluyordu. Hem Kuranla dövüyor, hem Kuran’ı yere atıyordu. Kuran’ın sayfalarını yırtıyordu. Bize ‘Mal ve dangalak’ diyordu.”

Savcı, M.’ye şu soruyu yöneltti:

“N.K.’nin sana ve arkadaşlarına şiddet uygulamadığı bir zaman oldu mu?”

M. şunları söyledi:

“Kursa gelmediği günler hariç her gün sopayla, terlikle, bazen de rahleyle vuruyordu. Dersi vermeyenlere iki defa, verenlere bir kere sopayla sıra dayağı vuruyordu.”

M., temizlikçi U.G. hakkında şöyle dedi:

“Her gün şiddet uyguladı. Sopa ve yüzükle vuruyordu. E. ve A.’yı nefesleri kesilecek şekilde duvara yapıştırdı. H.P. ‘Yapmayın’ dediğinde tokat attı. Ceza olsun diye aç bırakıyordu. Yatış saatimiz 22.30 olmasına rağmen bizi 2-3’e kadar ders çalıştırıyordu. Çalışmayana şiddet uyguluyordu. Kursun temizliğini bize yaptırıyordu. Yer süpürdük, paspas yaptık.”

‘KİMSESİ YOK DİYE B’Yİ HERKESTEN ÇOK DÖVÜYORDU’

M ile birlikte tecavüze uğrayan U. ise Müdür N.K. hakkında ayrıca şu bilgileri verdi:

“Sopada ‘Haydar’ yazıyordu. Sopayla sırtıma vurdu. Canım çok yandı. Aileme ‘Bir daha yapmayacağım’ demesine rağmen dövmeye devam etti. Beni 20 kez dövmüştür. Terlikle defalarca vurdu. L. rahlede ders çalışırken, kafasına yumruk attı. Yerde tokatladı. B’yi herkesten çok dövüyordu. Kimsesi yok diye… Derslerini vermediğinde ‘Seni babanın yanına göndereceğim’ diye tehdit ediyordu. Ödevimi okuyamayınca Fatiha sayfasını yırtıp yere attı. Kuranı yüzüme fırlattı. Altı arkadaşımın Kuran’larını yırttı. Atatürk resminin çerçevesi ve sopasını kırıp bize vurdu.”

Yetim B. “N.K. beni her gün dövüyordu. Tekme tokatla yerden yere vuruyordu” dedi.

Üç görevlinin ifadesi bugün alınıyor.

İdarecilere görevini ihmal ve kötüye kullanmak suçundan da soruşturma yürütülüyor.

Tecavüzcü H.A.’ya çocuklara hırsızlık yaptırdığı için yağmadan işlem yapılıyor.

MÜFTÜYÜ KİM KORUYOR?

Erzurum Müftülüğü, altı idareciyi görevlerine iade ederken N.K. için aylıktan sekizde bir kesintiyi yeterli görmüştü. Yazım üzerine valilik yeniden soruşturma başlattı.

Bu rezalet Erzurum Emniyet Müdürlüğü’nde ve Jandarma Komutanlığı’nda yaşansaydı amirleri kızağa çekilmişti. Fakat Müftü Şahin Yıldırım’a dokunulamıyor.

Kursta beş ay boyunca kaçak belletmen çalışıyor. Yedi çocuk istismar ediliyor. Müdür çocukları sopayla, terlikle, Kuran’la, Atatürk portresiyle dövüyor.

Peki müftü efendi ne iş görüyor?

Duyduğum kadarıyla…

Skandalın patladığı günlerde Erdoğan’ı 1001 Hatim törenine davet için Ankara’daydı.

ALİ ERBAŞ SUSUYOR

Bir müftünün görevi Cumhurbaşkanı’na görünmek değil, kendisine teslim edilen çocuklara sahip çıkmaktı. Gördük ki tecavüze mahal verenlere sahip çıktı. O koltukta bir gün bile oturmamalı.

Öte yandan Sezen Aksu hakkında bildiri yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş susuyor. Nasıl bir imandır ki şarkı sözünden inciniyor da Kuran Kursu’ndaki tecavüzde lal kesiliyor?”

Kuran kursu değil işkence evi! Müftüyü kim koruyor?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. yazık günah bu çocuklara.. empati kurun, kim orada olmak ister ?
    bu çocuklar emin olun asla dindar olmayacaklar..
    ama hepsi psikolojik sorunlarla yaşayacaklar.

  2. Çekin pis ellerinizi çocuklarımızdan. Anne babalar bu sapıkların olduğu yere neden evlatlarını gönderiyorlar, anlaşılır gibi değil

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!