Mayın oyunları… ‘İş sadece mayın olsa’ dedi ve uyardı: Tüm krizler, yanında tatlı hayat kalır

İstanbul Boğazı'na gelen mayınlarla ilgili bildiklerimiz yanlış mı? Mayınlar gerçekten Ukrayna'nın mı? Sürüklendiler mi yoksa bilinçli olarak mı bırakıldılar? Karadeniz'e NATO'yu sokmak için mi yapıldı? Kamuoyu soruların yanıtını ararken olayın ticari tarafı ise gözlerden kaçıyor... Yoksa asıl tehlike bu mu?

featured

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatının başlamasının ardından İstanbul Boğazı’na kadar dayanan deniz mayınlarıyla ilgili muamma sürerken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar‘ın açıklamaları oldukça dikkat çekmişti.

Akar, AKP MYK toplantısında mayınlarla ilgili şunları söyledi:

Karadeniz’deki mayınları kim bıraktı, bilmiyoruz. Rus yapımı ama hangi ülke bıraktı araştırılıyor. 400 civarında mayın olduğu haberleri çıkıyor. Bulgaristan ve Romanya makamlarıyla görüştük. Tarama çalışmaları yapıyor onlar da.

Belki NATO’ya ait mayın tarama gemilerinin Karadeniz’e girmesi için bir plan dahilinde bırakılmış olabilir’ diyenler de var. Bizi sıkıştırmak için. Ama biz Montrö kurallarına bağlı kalacağız. Karadeniz’e savaş gemilerini sokmayacağız. Karadeniz’in savaşa çekilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu mayınlar halatından kopunca normalde kendini kilitliyor. Ama imha edilen mayınlarda böyle bir sistemin olmadığını gördük. Yani bilerek böyle bırakılmış olabilir mi? Araştırıyoruz.”

Akar’ın açıklamaları sonrası mayın tartışması ayrı bir boyuta taşındı.

SÜRÜKLENDİ Mİ YERLEŞTİRİLDİ Mİ?

Diğer yandan Prof. Dr. Doğan Aydal, Karadeniz’de görülen serbest mayınlar ile ilgili geçen günlerde yaptığı açıklamada dikkat çeken uyarılarda bulunmuş, mayınların iddia edildiği gibi bu kadar kısa sürede Ukrayna kıyılarından sürüklenerek gelmesinin mümkün olmadığını söylemişti.

Aydal şu ifadeleri kullanmıştı:

Karadeniz’de yıllarca önce yapılan ve dünyaca bilinen akıntı yönleri haritası dikkate alındığında, bu mayınların Odessa veya adı geçen diğer limanlardan, kuzeyden güneye doğru hareket ederek İstanbul Boğazına ulaştığı söylemi doğru değildir. Bu mayınların, Odessa- İğneada- İstanbul Boğazı arasındaki mesafenin akıntı yönünde 680 km olduğu düşünülürse ve bölgedeki en fazla akıntı hızının 40 santim/saniye olduğu bilindiğinden İstanbul’a ulaşması, günde 34,5 km hızla, en az 20 gün almalıdır. Mayınların ağırlığı ve akıntı hızının yer yer 5 santimetre olduğu bilindiğinden bu sürenin çok daha fazla olması gerektiği de rahatlıkla söylenebilir.”

Türkiye Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri bu problemi mutlaka çözmelidir” diyen Aydal, şöyle devam etmişti:

MİT ve Deniz Kuvvetlerimiz Karadeniz’deki Navtex’leri geriye doğru incelemeli, gerekirse problemi çözmek için yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinden faydalanmalıdır. Aksi halde Boğaz’da daha çok mayın görme ihtimalimiz olacaktır.”

DERT SADECE MAYIN OLSA YİNE İYİ!

Serseri mayınlar konusunda dikkat çeken bir uyarı da Murat Bardakçı’dan geldi. Bardakçı, ticari gemilerin söz konusu mayınlara çarpması durumunda büyük bir ekonomik krizi tetikleyebileceğini belirterek “Şimdiye kadar yaşadığımız bütün ekonomik krizler bu ihtimallerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde olacakların yanında ‘tatlı hayat’ gibi kalır” dedi.

Bardakçı şu ifadeleri kullandı:

Boğazlar’ın mayın tehdidi yüzünden kapatılması ihtimali bize de, Rusya’ya da, Ukrayna’ya da fayda sağlamaz ama böyle bir ihtimalin hayata geçmesi Rusya’ya ağır bir ticarî darbe mânâsına geldiği için Amerika, İngiltere ve NATO zil takıp oynar, ardından da bize “Suların güvenli hâle gelmesi için mayın tarama gemilerimizin Karadeniz’e geçmesine izin verin” gibisinden talepler gelir.

Ukrayna sahillerinde şu anda 400’den fazla mayın olduğu tahmin ediliyor, Rus tarafı on kadar mayının kaçtığını söylüyor ama mayınlar Kefken açıklarına kadar gelebiliyor ise, ortada hakikaten bir tuhaflık var demektir!

Geçtiğimiz haftalarda bulunan mayınları hatırlayalım: Üç mayını bizim SAS, yani Sualtı Savunma timi, birini de Romenler imha etti. Ama bizim bulduğumuz ilk mayın pek bir tuhaftı, pırıl pırıldı, üzerindeki yağlar bile duruyordu, yani yeni imal edilmiş ve hemen servise konmuş gibi idi!

Mayının bu özelliği bile Hulusi Paşa’nın söylediği gibi, birilerinin birşeyler yapmaya uğraştığının kanıtı gibidir…

TİCARİ GEMİLERİN SİGORTA PRİMLERİ

Karadeniz’de ve Boğazlar’ın girişinde bugün mayın tehlikesinin yanısıra bir başka tehdit daha mevcut: Ticarî gemilerin sigorta primleri arttıkça artıyor! Uluslararası sigorta şirketleri, Karadeniz’e çıkacak gemileri sigortalamak için fahiş meblâğlar talep etmeye başladılar ve bu taleplerin abartılması Karadeniz’den yapılan ticareti çökertme boyutuna kadar gelebilir ve bu takdirde en fazla zararı da biz görürüz.

Hulusi Paşa’nın dünkü açıklamalarının üzerinde işte bu yüzden ciddî şekilde durmamız gerekiyor. Zira, şimdiye kadar yaşadığımız bütün ekonomik krizler bu ihtimallerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde olacakların yanında “tatlı hayat” gibi kalır…”

Mayın oyunları… ‘İş sadece mayın olsa’ dedi ve uyardı: Tüm krizler, yanında tatlı hayat kalır

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Mayinin yaninda denizlerimizden cikanlara bakarmisiniz? Bence mayindan daha tehlikeli ama bu millet düzelemeyecegi icin yitirdim rtik umudumu.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!