Rize’nin fethinin 561’inci yılı etkinliklerinde konuşan eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, “Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım.” demişti. Kahraman ardından İzmir’in kurtuluşunda kurşun sıkılmadığını iddia ederek, “Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler.” demişti.
Memleket Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt Oğuz, İsmail Kahraman’ın tepki çeken 9 Eylül açıklamasına şöyle yanıt verdi:
“Dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir Ulusal Kurtuluş Savaşı yapılmış, Milli birlik ve beraberlik sağlanarak geniş bir halk seferberliği başlatılmıştır. Gözlerini kırpmadan canlarını bu vatan için feda etmeyi göze almış bu kadim Milletin asil evlatlarının kanlarıyla sulanmış bu cennet vatanımız ve şanlı tarihimiz için yapılan açıklamalar Pontus söylemlerinden başka bir şey olamaz. 30 Ağustos’ta ve 9 Eylül’de Mustafa Kemal Paşa önderliğinde, arkadaşlarıyla beraber dünya emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mevzi mevzi, cephe cephe savaşılarak örnek bir zafer kazanılmıştır. Bu zafer dünya halklarının, bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerine ilham olmuş, örnek olmuştur.
‘ÖZÜR DİLEMEYE ÇAĞIRIYORUM’
Bu talihsiz açıklamalar milyonlarca şehit ve gazi yakınlarını da derinden yaralamıştır. Soyadı Kahraman olan kişi ve ataları, milli mücadelede elde etmiş olduğumuz bu gerçek kahramanlık destanından rahatsız olmuş olabilirler ama şunu bilmelidirler ki bu memleketin vatanseverleri ve gerçek evlatları vardır. Bu açıklamalar büyük zaferle sonuçlanan kurtuluş günlerimizle ilgili duygularımızı ve düşüncelerimizi hiçbir zaman değiştirmeyecektir.
Bu kadim milletin meclisine başkanlık yapmış bu kişiyi kınıyor ve bu düşüncelerinden ve söylemlerinden dolayı milletimizden özür dilemeye çağırıyorum.
Biz İzmirliler şunu çok iyi biliyoruz ve bilmeyenlere de anlatmakta hiçbir zaman yorulmayız. Şehit kanlarıyla sulanmış bu kutsal toprakların kazanımıyla ilgili yapılan bu açıklamalar ya bunaklık ve ahmaklık ya da vatan hainliğidir. Temsil ettiği zihniyetin kendisini cesaretlendirmesinin açıkça dışa vurumu olmuştur. 9 Eylül İzmir’in Yunanlılar ve onların İşbirlikçi işgalcilerinin, büyük bir zaferle, bu topraklardan def edilmesidir. 9 Eylül Sancaktar Mehmet’in, Zehra ananın, Nene Hatun’un, Gördesli Makbule’nin, Kara Fatma’nın ve daha nicelerinin verdiği bu büyük savaşın Zafer günüdür.
‘KABUL EDİLEMEZ BİR GAFLETİN İÇİNE DÜŞMÜŞLER’
Böylesine onurlu bir mücadeleyi gölgeleyip sulandırmaya çalışan her kim olursa olsun karşısında dimdik duran yüce Türk milletinin vatanperverlerini bulacaktır, bizleri bulacaktır. Bu hainler binlerce şehidimizin kemiklerini sızlatmışlar, kabul edilemez bir gafletin içerisine düşmüşlerdir. Yok oldu denilen bir milletin yeniden doğuşudur 9 Eylül.
Bu güzel vatanı bize bırakan başta Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, şehitlerimiz ve gazilerimize minnetlerimi, saygılarımı sunuyorum, ruhları şad olsun. Cuma hutbelerinde bu günlerimizi sağlayan bu fedakar insanlarımıza bir Fatiha’yı çok gören zihniyeti de tekrar kınıyoruz. YAŞASIN Türkiye Cumhuriyeti.”
Beyefendinin açıklamaları talihsizlik değil. Zihniyeti belli. Onun yüce meclise başkanlık etmesine göz yumanlar esas muhataplarimiz olmalı.