‘Montrö’ davasında 5 Amiral daha ifade verdi

104 Amiralin 'Montrö' ve 'Sarıklı Amiral' duyurusuyla ilgili davanın üçüncü gününde 5 emekli amiral savunmasını yaptı.

featured

VERYANSIN TV

104 emekli amiralinMontrö‘ duyurusu üzerine, ‘Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçunun işlendiği iddiasıyla, 103 emekli amiral ile 1 emekli general hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın üçüncü celsesi görüldü.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya çok sayıda amiral, sanıkların ailesi, çok sayıda avukat ve vatandaş katıldı. Duruşmaya katılanlar arasında Eski Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon da yer aldı.

Bugünkü duruşmada emekli amirallerden Erol Adayaner, Gürkan İnan, Hasan Nihat Doğan, Hayati Bilgiç ve Tanzar Dinçer savunmasını yaptı.

Amiraller savunmalarında yapılan açıklamanın ne bir “bildiri” ne de “hükümete karşı bir muhtıra” veya benzeri bir metin olduğunu söyledi. Açıklamanın doğruluğunun günümüzde yaşanan olaylarla kanıtlandığını belirten amiraller, haklarında yapılan adli kontrol tedbirlerinin ve yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraatini istedi.

‘MONTRÖ’NÜN ÖNEMİNİ PAYLAŞTIK’

Emekli Amiral Tanzar Dinçer ifadesinde şunları söyledi:
“Bu açıklama bir bildiri, hükümete karşı bir muhtıra veya benzeri bir metin değildir, sadece kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan art niyeti olmayan bir açıklamadır. Dolayısıyla ortada ne bir suç, ne de bir suç için anlaşma vardır. Sadece, 37 sene süren tüm meslek hayatımda ve yaşadığım tecrübelere dayanarak öğrendiğim bilgiler ışığında Anayasamızın 26. maddesinde, ifade özgürlüğüne ilişkin olarak belirtilen bir vatandaşlık hakkı ve subay çıkarken mevcut yasalar uyarınca ettiğimiz yeminin gereği olarak Montrö Sözleşmesinin önemini gerek kamuoyu gerekse de genç meslektaşlarımızla paylaşmaktı.”
81 yaşında olduğunu hatırlatan Dinçer, bunun getirisi olan tecrübe ve bunlara dayanarak bilgi ve görgüsünü milletiyle paylaşma isteği ve hakkı olduğunu ve bu hakkı Anayasa’dan aldığını belirtti.

‘İDDİANAMEDE SUÇSUZLUĞUMUZ KARŞISINDA ÇARESİZ KALINMIŞ’

Savcının iddianamesine dikkat çeken Dinçer, şunları söyledi:
“Hiçbir şekilde devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işleme kastım olmadı, olamaz. Zaten sayın savcının da iddianamesinde belirttiği üzere incelenen tüm HTS kayıtları, görüşme ve yazışma metinlerinde bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Hazırlanan metinden, yayınlanmasından sadece 4 saat önce haberim oldu ve bu metinde suç teşkil edecek hiçbir unsuru görmediğim, yalnız bilgilerimi paylaşma fırsatı olarak baktığım bir açıklama olarak imzaladım. Bugün de aynı şekilde düşünüyorum. Benim okuduğum ve ismimim yazılmasına onay verdiğim metinde “Yüce Türk Milleti” ve “aksi halde” ifadeleri var mıydı yok muydu hatırlamıyorum bile. Çünkü ben metnin genel olarak içeriğine baktım. Bununla birlikte, İddia Makamının, bu ifadeleri ve bazı siyasilerin açıklamalarını suç unsuru gibi göstermek zorunda kalması, suçsuzluğumuz karşısında İddianame Makamının ne kadar çaresiz kaldığını da göstermektedir.”

Benzer açıklamanın emekli büyükelçiler tarafından yapıldığı hatırlatan Amiral Dinçer, Sarıklı Amiral’e de değindi.

Dinçer şunları söyledi:

“Dini bir kisve ile üniformasını birleştiren bir üst rütbeli subayı/amirali kabullenmek yine askerliğin en önemli unsuru olan disiplin ve itaat ilkelerine aykırıdır ve bu da meydana gelen hain FETÖ kalkışmasının alt yapısını tekrar teşkil etme tehlikesini gösteriyordu. Böyle bir yapılanma hiyerarşik düzeni bozduğu gibi emir ve komuta sistemini de bozmaktadır. Hiçbir asker böyle bir durumu kabul edemez, emekli de olsa buna ilgisiz kalamazdı. Bu iki çok özel ve vahim olay karşısında bize düşen de kanaatimizi, gördüğümüz tehlikeyi, ilgilenecek kişilerle ve milletimizle paylaşmaktı. Yaptığımız açıklamayı kaleme alan amiraller arasında, takip ettiğimiz tüm eğitimlere ilaveten, uluslararası ilişkiler, devletler hukuku, uluslararası deniz sözleşmesi gibi konularda dirsek çürütmüş ve birlikte görev yaptığımız ve meziyetlerine inandığımız, doktora yapmış arkadaşlarımız bulunmaktadır. Diğer bir deyişle gerek Montrö Anlaşması ve gerekse Deniz Kuvvetleri’mizin disiplin ve yapılanması konusunda uzman kişilerdi ve görüşleri çok değerliydi. Zaten açıklamanın hemen akabinde sayın Cumhurbaşkanımız da hükümetin Montrö antlaşmasını kaldırmak ve değiştirmek gibi bir niyeti olmadığını ve Deniz Kuvvetleri’nde yaşanan disiplinsizliği tasvip etmediğini belirterek maksadımızı teyit etmiş oldu.”

Dinçer şöyle devam etti:
“Benim metinde olup olmadığını dahi hatırlamadığım “Yüce Türk Milleti “ve “Aksi taktirde“ ifadelerinden bir tehdit emaresi nasıl çıkarılabilir anlayamamaktayım. Bu suçun işlendiğine dair hiçbir maddi kanıt yoktur.  Yayınından ancak birkaç saat önce haberdar olunan bir metin üzerinde hiç kimse ile görüşüp tartışmadan nasıl bir anlaşma yapılabilir ki? Bu açıklamadan, niyet okumaktan başka hiçbir şekilde bu suçun işlendiği neticesine varılamaz.”
Benzer ifadeler veren diğer amiraller de yaptıklarının suç olmadığını, açıklamanın arkasında olduklarını, hiçbir şekilde hükümete karşı bir tepki göstermediklerini, ülkenin bekası için hakim oldukları konuda konuştuklarını belirtti.

Amiraller, ayrıca iddianamede tek bir delilin dahi bulunmadığını söyledi.

Avukatların savunmalarının ardından sona eren duruşmaya perşembe günü saat 10.00’da devam edilecek.

‘Montrö’ davasında 5 Amiral daha ifade verdi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!