Muammer Aksoy kimdir?

featured

Türk hukukçu, siyaset adamı ve yazar Muammer Aksoy’un katledilişinin üzerinden 31 yıl geçti.

1990 yılında, faili meçhul bir cinayet sonucu öldürülen Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu, yürekli hukukçu Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilişinin üzerinden 31 yıl geçti.

HAYATI

İbradı’lı Hacı Musazade Numan Aksoy ve Hattatzade Mustafa Hulusi’nin kızı Nadire Aksoy’un oğludur. Kardeşleri Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, Nilüfer Pehlivanlı, Dr. Fikret Aksoy ve Sevim Batukan’dır. Ülke Aksoy ile evli olan Muammer Aksoy, Işık ve Arın isminde iki oğul ile Aslı, Muammer Can Aksoy ve İlke Aksoy isimli üç toruna sahiptir.

Tüm derslerinden tam not alarak 1939’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde doktora yaptı.

Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde asistanlık ve Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 1957 yılında üniversite yasasında yapılan değişikliklerin üniversitelerin özerkliğine zarar verdiği gerekçesiyle üniversiteden ayrılarak Cumhuriyet Halk Partisi’ne girdi.

27 Mayıs 1960 sonrasında yeniden üniversiteye döndü ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde profesör oldu. Kurucu Meclis Antalya İli Temsilciliği (6 Ocak 1961 – 25 Ekim 1961) ile 1961 Anayasasının hazırlanmasında komisyon sözcülüğü yaptı.

CHP parti meclisi üyeliği görevlerini yürüttü. 12 Mart 1971 Muhtırası’ndan sonra tutuklandı, fakat yargılama sonucunda aklandı. 1977’de CHP İstanbul milletvekili olarak meclise girdi.

Avrupa Konseyi Türkiye temsilciliği ve Türk Hukuk Kurumu başkanlığı görevlerini yürüttü. 12 Eylül 1980’den sonra Ankara Barosu başkanlığına seçildi.

1989’da Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bahri Savcı, Münci Kapani ve Bahriye Üçok gibi aydınlarla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu.

31 Ocak 1990 günü Ankara Bahçelievler’deki evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü.

Cenazesi 3 Şubat günü Ankara Maltepe Camii’den kaldırılarak Cebeci Asrî Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir dersliğe adı verildi.

MUAMMER AKSOY SUİKASTİ

Atatürkçü düşüncenin savunucusu 73 yaşındaki Prof. Dr. Muammer Aksoy 31 Ocak 1990 günü, saat 19.15’de evine girerken öldürüldü.

Muammer Aksoy, yeni kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği adına hazırlanan broşürün matbaadan gelen prova baskılar üzerinde düzeltmeler yaptıktan sonra evine doğru yola çıkmıştı.Oturduğu dairenin kapısına ulaştığında apartmanın içinde 3 el silah sesi duyuldu. Muammer Aksoy, sağ şakağı ile sağ göğsünden aldığı iki kurşun yarası ile yaşamını yitirdi.

Muammer Aksoy’un öldürülmesinden 2 saat sonra gazeteleri arayan bir kişi “Tesettür konusunda İslam’a karşı takındığı tavır nedeniyle Müslümanlar tarafından cezalandırıldı. Olay, İslami Hareket adına üstleniliyor. 7.65 Baretta ile cezalandırılmıştır.”dedi.

Daha sonra olayı soruşturan polis, Aksoy ile katilin yüz yüze geldiklerini saptayan bilgiler elde etti.

Saldırganın fark etmediği 10 yaşında bir çocuk her şeyi görmüştü ve olayın tek tanığıydı. Ailesi ve polis 10 yaşındaki görgü tanığının başına bir şey gelmesinden korktukları için soruşturma safhasında ismi hep gizli tutuluyor, verdikleri bilgiler açıklanmıyordu.

24 numaralı apartman girişinde yapılan incelemede, 7.65 milimetre çapında 3 adet mermi bulundu.

Emniyet yetkilileri bu bulgular ışığında cinayetin önceden planlanmış olabileceğini söylüyorlardı. 12 Eylül öncesinde Ülkücü kesimin güçlü olduğu Bahçelievler semtinde işlenen bu cinayette 10 yaşındaki çocuk dışında görgü tanığı yoktu. 24 numaralı apartmanın karşısında oturanlar sadece silah seslerini duyduklarını, fakat bir şey görmediklerini anlatıyorlardı.

Polis olayla ilgili 7.65 milimetre 3 adet boş kovan dışında hiç bir ipucu bulamamıştı.

Öldürülmeden saatler önce Muammer Aksoy, Emin Çölaşan ile bir söyleşi yapmıştı.Emin Çölaşan o günü 31 Ocak 2014 tarihli yazısında şu sözlerle anlatmıştı;

“Gazetecilik hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan biridir… Günlerden 31 Ocak 1990. Bundan tam 24 yıl önce. Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu mert ve yürekli hukukçu Prof. Dr. Muammer Aksoy bana, gazeteye gelecek ve kendisiyle söyleşi yapacağım. O yıllarda Hürriyet’teyim ve her pazar günü uzun bir söyleşim yayınlanıyor. Öğlene doğru Hoca gazeteye geldi.Önce biraz lafladık. Keyifsizdi, şöyle diyordu:

‘Bu sabah pek keyifsiz kalktım. Dün geceyi de hiç iyi geçirmedim. Midem epeyce bulandı. Ben daha önce kalp krizi geçirmiştim. Bizim hanımın söylediğine göre mide bulantısı kalp krizi belirtisi olabilirmiş. 73 yaşındayım, kalp artık teklemeye başladı. Ama doğrusunu isterseniz şimdi sizi görünce açıldım, moralim yerine geldi.’
Ihlamur ve çay içtik. Teybe aldığım söyleşi yaklaşık iki saat sürdü. Hoca bu süre boyunca Atatürkçülük, laiklik ve Türkiye’yi bekleyen şeriatçı tehlikeden söz etti.
Söyleşimiz bitmiş, sıra resim çektirmeye gelmişti. Foto muhabiri arkadaşı çağırdım. Resim çektirmeden önce Hoca cebinden tarak çıkarıp saçlarını taradı, üzerini düzeltti…
‘Bizim hanım gazetede benim ne söylediğime hiç bakmaz. Ama onun için resim çok önemlidir. Saçlarıma falan bakar. Üzerimi düzelteyim de resim iyi çıksın’ dedi, gülüştük. Resimlerden kendisi için de birkaç adet bastırmamı rica etti…
Biraz daha oturduk, muhabbet ettik. Söylediği sözler bugün bile kulağımda:
‘Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurduk ama son derece kısıtlı olanaklarla çalışıyor. Paramız yok. Benim büromu aynı zamanda derneğin genel merkezi yapmak zorunda kaldık.’

Çantasından son kitabını çıkardı. ‘Bundan sizde herhalde yoktur. Sizin için imzalayayım…’
‘Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi. Rejim Bunalımına ve Kötü Sonuçlarına Doğru Pupa Yelken Gidiş’ isimli kitabını imzaladı:
’31 Ocak 1990. Çok değerli yazar ve gazeteci Emin Çölaşan’a sevgi ve saygılarımla.’

Saat öğleni geçmişti. Vedalaştık, Hoca gitti. Öğleden sonra beni aramış, bulamamış. Ben kendisini aradım. Özgeçmişine bir cümle eklememi rica etti:
‘1961 Anayasası Kurucu Meclis’te görüşülürken ben anayasanın sözcülüğünü yapmıştım. Bu benim için çok önemlidir, özgeçmişime eklerseniz çok sevinirim.’
Bantları, çözmesi için gazeteci arkadaşım Yeşim Ersoy’a verdim. Söyleşi 4 Şubat 1990 Pazar günü yayınlanacaktı.

Ve saat 19’u geçe eve gittim. Daha üzerimi çıkarmamıştım ki, telefon çaldı. Gazeteden arkadaşlar arıyordu:
‘Abi, Muammer Aksoy’u evine girerken vurdular…’
Dilim tutulmuştu, sadece ölüp ölmediğini sorabildim. Ne yazık ki ölmüştü.”

MUAMMER AKSOY KİTAPLARI

  • 1960 – Partizan radyo ve D.P.
  • 1962 – Anayasa mahkemesi üyelerinin seçimi konusundaki tartışma ve bunun ortaya çıkardığı kamu hukuku meseleleri
  • 1963 – Sanayi Bakanı Çelikbaşʼın rejime, hukuka ve memleket menfaatlerine aykırı tutumu
  • 1977 – Sosyalist enternasyonal ve CHP

Muammer Aksoy kimdir?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!