Diyarbakır İl Milli Eğitim’de daha önce dile getirilen Hizbullahçı yapılar iddiası üzerine başlatılan soruşturmada ilginç bilgiler ortaya çıktı.
Birgün’den Mustafa Kömüş’ün haberine göre, müfettişlerin yaptığı inceleme sonucunda bir kantinin Hizbullahçı tarafından işletildiği, bir okul müdürü ile öğretmenin de Hizbullah’a üyelik nedeniyle hapis cezası aldığı öne sürüldü. Müfettiş raporunda öğretmen ve müdürün memurluktan çıkarılması gerektiği belirtildi.
Diyarbakır’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde daha önce Hizbullahçıların kantinler üzerinden örgüte gelir kazandırdığı iddia edilmişti. Diğer bir iddiaya göre ise Hizbullahçılar Eğitim Bir Sen üzerinden okul idarelerine girmişti.
Ortaya atılan bu iddialar üzerine müfettişler il genelinde inceleme başlattı. Müfettiş raporunda pandemi gerekçe gösterilerek bütün okulların incelenemediği ve örneklem seçilerek incelemelerin buna göre gerçekleştirildiği belirtildi.
‘CEZA ALMIŞ, KANTİN İŞLETMİŞ’
Yapılan incelemeler neticesinde Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesi kantinini işleten M.K.’nin örgüte yardım ve yataklıktan daha önce hapis cezası aldığı ortaya çıktı. Rapordaki bilgilere göre M.K. hapis cezası ve kamu hakları yasağı da aldı. Ancak daha sonra kamu yasağı kaldırıldı. M.K.’nin ihaleye başvururken sunduğu belgelerde “adli sicil kaydı yoktur” yazılıydı.
Raporda 3 yıl 9 ay kesinleşmiş hapis cezası alan M.K. ile Kayapınar Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği arasında imzalanan kantin kira sözleşmesinin iptal edilmesi gerektiği belirtildi.
‘ÖNCE ÖĞRETMEN SONRA MÜDÜR’
Raporda öğretmen ve müdürlerle ilgili yapılan incelemede 25 müdürden ikisinin Hizbullah üyeliğinden hapis cezası aldığı ifade edildi. Rapordaki bilgilere göre Silvan Çardak Ortaokulu Müdürü ve Silvan Eğitim Bir Sen Şube temsilcisi H.B. 1986’dan 1997’ye kadar sınıf öğretmeni olarak görev yaptı. 1997’de İstanbul’da görev yaparken istifa etti. Öğretmenlikten istifa ettikten sonra Hizbullah’la bağlantısı nedeniyle tutuklandı, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 22 Ağustos 2005’te cezası kesinleşti. 18 Ekim 2010’da açıktan atanmak için Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdu. H.B. Atatürk İlkokulu’na atandı. 2011 yılında Silvan İlköğretim Okulu’na müdür yardımcısı yapıldı. 5 yıl boyunca muhtelif okullarda çalıştıktan sonra 2016 yılında Silvan Çardak Okulu’na müdür olarak atandı.
Kayapınar Şehit Halit Gülser Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak görev yapan M.T.D. ise 1999 yılında takibata uğradı ve tutuklandı. Daha sonra yargılandı, ancak karar temyiz edilince yeniden yargılama yapıldı. Yargılama sonucunda “silahlı terör örgütü üyeliği”nden 2013 yılında 13 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Ceza aynı yıl kesinleşti. Buna rağmen M.T.D., aynı yıl öğretmen olarak atandı.
Müfettiş raporunda H.B.’nin hapis cezası almasına rağmen Hizbullahçıların okul müdürü yapıldıkları iddiasının sübuta ermediği savunuldu. Raporda ayrıca hem H.B.’nin hem de M.T.D.’nin memuriyetinin sona ermesi gerektiği ifade edildi.
SERBEST KALDILAR
Uzun tutukluluğu sınırlayan CMK’nın 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle 2011’de 6 Hizbullah yöneticisinin tahliye edilmesinin ardından çatı davasında yargılanan diğer 12 tutuklu sanığın mahkûmiyet kararları onanmasına rağmen serbest kaldıkları ortaya çıktı. Tahliye edilen ve 109 kişiyi bizzat tetik çekerek öldüren askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar mahkeme heyetini, “Sizi, Gaffar Okkan’ın yanına göndeririz” diyerek tehdit etmişti.
amerikan vatandaşı bir kadın havaalanında direkt tutuklanmış ve mahkemeye de çıkarılmamış. Turuncu mahkûm elbiselerinden giydirilerek özel güvenlikli bir cezaevinde tutulmuş. Kadının hiçbir hakkı yok: avukat isteme, ailesini arama, havalandırma ve konuşma da dahil. Tutuklanan kişi Müslüman olduğu için helal gıda talebinde bulunmuş ancak o da yerine getirilmemiş. Mağdur gazeteci olduğu için oğlu haber veriyor, dünyada haber duyuluyor. Duyulduğu için yargıç bu kişiyle görüşüyor ve kendisine avukat veriliyor. Yargıç da bu yapılanların tamamen yasal olduğunu, kendisinin ‘kilit tanık’ olabileceğini söylüyor. abd’de kilit tanık diye bir şey var. Devlet bir terör suçuyla karşılaşmış ise devlet herhangi bir kişiyi alıp bu duruma sokabilir. Daha sonra hiç mahkeme yüzü görmeyen amerikan vatandaşı mahkûmların olduğunu, yargıcın kararına ihtiyaç olmasın diye ağzı koli bandıyla kapatılan insanların olduğunu öğrendim ve kitabımda da bu konuları işledim.(Hüseyin ATAM) Ülkemizde yakında amerikan adalet sistemine geçmez inşallah!!!