Muhafazakâr Kemalizm

featured

Yenişafak gazetesi yazarı Prof. Dr. Yusuf Kaplan, “Bir asırlık ‘maskeli balo’dan, Cumhuriyet’i ‘sopa’ olarak kullanma sapmasına…” başlıklı yazısında “Muhafazakâr Kemalizm” kavramından bahsediyor. Kavram yeni ve belli bir duruma işaret etmesi yönüyle önemli. Muhafazakâr Kemalizm’e dair şunları belirtiyor:

“Kemalizm varlığını, meşrûlaşmasını katı laikçi, tepeden inmeci mühendislik projesine değil, zihin, davranış ve anlam setlerini sekülerleştirici, toplumun kendi kendini seküler sisteme entegre etmesini kolaylaştırıcı Muhafazakâr Kemalizm’e borçludur Menderes’ten itibaren.

Burada ikili bir süreç devrede: Bir yandan Muhafazakâr Kemalizm, Kemalizmi -istemeden de olsa- kökleştirme / meşrulaştırma çabası sergilerken, öte yandan Devletçi Kemalizm, muhafazakârları ötekileştirerek kendini Muhafazakâr Kemalizm üzerinden inşa ediyor.

Bu ülkede bir ideoloji olarak Kemalizm yok aslında. Bir kullanım aracı, bir Demokles’in kılıcı, bir sopa olarak Kemalizm var: Kemalizm, birilerinin hem ülkenin altını oymaları hem ülkenin içini boşaltmaları hem de ülkedeki sosyal gerilimin tırmanma eğilimi kazandırılması süreçlerinde tepe tepe kullanılıyor. Gerçek Kemalistler bu duruma isyan etmeliler!

Kemalizm aparatı, efsaneler, kültler, çağdaş hurafeler üzerinden kullanılıyor. Ekonomik sömürü aracı olarak kullanılması bu şekilde oluyor Kemalizm’in.

Bir de hem genelde siyasî baskı aracı hem de ideolojik gerilim hattı olarak kullanılması söz konusu Kemalist ideolojinin.”[1]

Kaplan’ın bu cümlelerinden Muhafazakâr Kemalizm’e dair neyi kastettiğini anlayamıyorum. Başka yazılarında kavramı arıyorum. Kaplan 2018 yılında twetter hesabından “Muhafazakâr Kemalizm diye bir şey türedi! Mabed’i terketmenin bedeli: Köksüzleşmenin sa/vurduğu kıyı…Zihnî felçleşme hâl-i pür melâli! Sahi, celladına âşık olmak, neydi?”[2] diye yazmış.

Hala neyi kastettiğini net olarak ortaya koyamıyor. Sanırsınız gazetede yazmıyor da, üniversitede akademik tebliğ sunuyor!

Niyet okumamak için başka yazılarına başvuruyorum. “Siyasî Kemalizm”in bitişi, seküler Kemalizm”in zaferi!” başlıklı yazısında tablo biraz daha netleşiyor. Diyor ki:

“Görmekte zorlandığımız asıl yakıcı gerçekse şu: Vesayetçi Kemalist siyasî sistem çatırdıyor ama seküler Kemalist zihniyet, İslâmî kesimleri de içine alacak ve yutacak kadar genişliyor ve ne yazık ki zaferini ilan ediyor.

KEMALİZM’İN KENDİSİNİ YENİDEN-ÜRETMESİ

Bunu en çarpıcı şekilde ‘Gezi kuşağı’ fenomeninde gözlemliyoruz öncelikle. ‘Gezi kuşağı’nın en belirgin özelliği, Kemalizm’in sekülerleşme projesinin, ayartıcı, sığ postmodern seküler özgürlük fikriyle buluşmasıdır.

Yaşanan şey, Kemalizm’in sekülerleşme projesinin, postmodern söylemlerle kendisini yenilemesi, İslâmî kesimleri de kuşatması, ehlileştirmesi ve kendisine eklemlemesidir.

Başörtüsünün ‘özgürleşmesi’, bir açıdan bakıldığında, önemli bir adımdır. Ama başka bir açıdan bakıldığındaysa, İslâmî kesimlerin İslâmî iddiaları ve söylemleri önce aşındırmalarının, sonra da zamanla terk etmelerinin başlangıç noktasıdır.

SEKÜLER KEMALİZM’İN YENİ BAYRAKTARLARI: MUHAFAZAKÂRLAR

Vesayetçi Kemalist siyasî yapılar yıkıldı; bu doğru. Ama seküler Kemalist zihniyetin temsilcilerinin ve sürdürücülerinin bizzat muhafazakârlaşan İslâmî kesimler oldukları da doğru!

Bunun en ürpertici göstergesi, ‘Müslüman’ kimliğinin, ‘muhafazakâr’ kimliğine hiçbir esaslı eleştiri ve sorgulama süreci yaşanmadan kolaylıkla dönüşebilmiş olmasıdır!

Artık bu ülkenin İslâmî kesimleri, kendilerini ‘Müslüman’ diye değil, ‘muhafazakâr’ diye tarif ediyorlar!

LİBERALİZM AKSİYON, MUHAFAZAKÂRLIK REAKSİYONDUR

Oysa ‘muhafazakâr’lık, hem modernleşmenin, dolayısıyla sekülerleşmenin bir başka adıdır hem de muhafazakârlaşan İslâmî kesimlerin, daha savunmacı bir noktaya itilmelerinin zeminidir.

Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu, muhafazakârlaşan İslâmî kesimlerin, toplumun ezici çoğunluğunu oluştursalar bile, fiilen ve zihnen azınlık konumuna sürüklenmeleri demektir…

Özetle: Vesayetçi Kemalist siyasî sistem çatırdıyor olabilir. Ama seküler Kemalist zihniyetin postmodern söylemlerle eklemlenerek nasıl kendisini yeniden ürettiğini ve bizzat muhafazakârlaşan, liberalizmin sekülerleştirici tuzaklarına güle oynaya kucak açan İslâmî kesimleri de nasıl teslim alarak ‘bitirmek’ üzere olduğunu da görelim lütfen!”[3]

SEKÜLER KEMALİZM’DEN MUHAFAZAKAR KEMALİZM’E

Anlaşılıyor ki Yusuf Kaplan “seküler Kemalist zihniyetin” dini duyarlığı yüksek kimseleri muhafazakarlaştırdığını tespit etmekte ve birbirine zıt kavramlar görünmesine rağmen “seküler Kemalist zihniyet” yeni şekilde “muhafazakar Kemalizm” olarak ortaya çıkmaktadır.

Kaplan’a göre müslümanlığın karşısında muhafazakarlık vardır. Bu muhafazakarlığı da “seküler Kemalist zihniyet” üretmiştir. Bu zihniyete kendisi net olarak ortaya koymasa da “muhafazakar Kemalizm” demektedir. “ ‘Muhafazakâr’lık, hem modernleşmenin, dolayısıyla sekülerleşmenin bir başka adıdır” ifadesiyle beni doğrulamaktadır.

Gezi kuşağına dair ne dediği de anlaşılmıyor ama Gezi Parkı ile tüm Türkiye’ye yayılan Haziran Ayaklanmasıyla muhafazakar kesimler, tek adam yönetimine, cumhuriyet karşıtlığına, Kemalizm’in iki önemli ismi Mustafa Kemal Atatürk’e, İsmet İnönü’ye “iki ayyaş” denilmesine karşı çıkmışlar, bireysel özgürlükleri savunmuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk posterlerini taşımışlardır.

KEMALİZM’İN ZAFERİ

Kaplan’a göre “Kemalist zihniyet, İslâmî kesimleri de içine alacak ve yutacak kadar” genişlemişse sormak gerekir: İktidar veya etkili olan bir muhalefet mi bunu sağlamıştır?

Hayır. İktidarın Kemalizm’i referans aldığından bahsedilemez. Muhalefetten kastı CHP ise, CHP’nin “1930’lu yılların CHP’si değiliz” ifadesi Kemalizm’den önemli dönüşü göstermektedir. Nitekim CHP’nin kendini “Kemalist” yerine “sosyal demokrat” olarak ifade etmesi, Kemalizm karşıtı olduğunu belirten milletvekillerinin olması Kemalizm ile bağdaşmaz.

O halde “Müslüman” olarak tanımladığı kesimlerin, Gezi kuşağının “Kemalist zihniyetçe kuşatılması” bilinçli bir çabanın ürünü değildir. Fakat küçümsediği Kemalist zihniyet, dini toplumu şekillendiren bir etmen olmaktan çıkarıp bireysel-vicdani bir olgu olarak ele aldığı için fikri hür, irfanı hür bireylerin yetişmesini sağlamıştır. Düşünen, sorgulayan, eleştiren bireyler sağcı solcu, türbanlı türbansız, müslüman, ateist Haziran Ayaklanmasına katılmıştır. Bu Kemalizm’in zaferidir.

İNSANLARIN MÜSLÜMANLIĞINI SORGULUYORLAR

Kaplan ve benzer anlayıştakiler, kitleler Haziran Ayaklanması gibi fikriyatlarına ters uygulamaların içinde bulununca insanların, müslümanlığını sorguluyorlar. Neymiş, muhafazakar olmuşlar da dini unutuyorlarmış da…

Bir müslümanın, laikliği savunabileceğini akıllarının alacağı şey değil. Onlara göre Müslümanlıkla laiklik bağdaşamaz.

HEM BİRBİRİNE KARŞIT HEM DE BİRBİRİNİ BESLEYEN KAVRAMLAR!

Kaplan öyle bir cümle kullanıyor ki Kemalizm ve Muhafazakar Kemalizm kavramları hem birbirine karşıt hem de birbirini besliyor. İlgili ifadesini yeniden okuyalım:

“Kemalizm varlığını, meşrûlaşmasını katı laikçi, tepeden inmeci mühendislik projesine değil, zihin, davranış ve anlam setlerini sekülerleştirici, toplumun kendi kendini seküler sisteme entegre etmesini kolaylaştırıcı Muhafazakâr Kemalizm’e borçludur Menderes’ten itibaren.

Kaplan’a göre Adnan Menderes öncesi Kemalizm, sonrası Muhafazakâr Kemalizm hakim. Fakat bir yandan da ikisi birlikte yaşıyor. Diyor ki:

“Bir yandan Muhafazakâr Kemalizm, Kemalizmi -istemeden de olsa- kökleştirme / meşrulaştırma çabası sergilerken, öte yandan Devletçi Kemalizm, muhafazakârları ötekileştirerek kendini Muhafazakâr Kemalizm üzerinden inşa ediyor.”

İKTİDARI ‘KEMALİST’ GÖREN MUHAFAZAKAR BAKIŞ

Devletçi Kemalizm’i Ak Parti iktidarı mı uyguluyor?

Zira devleti yöneten Ak Parti. Acaba Devletçi Kemalizm’den kastı iktidarın FETÖ kalkışması sonrası tarikat ve cemaatlerin üzerine gitmesi mi?

Demek ki iktidar, kimi muhafazakar kesimde “Kemalist” olarak görülüyor. Kaplan’ın “Kemalizm, birilerinin hem ülkenin altını oymaları hem ülkenin içini boşaltmaları hem de ülkedeki sosyal gerilimin tırmanma eğilimi kazandırılması süreçlerinde tepe tepe kullanılıyor” ifadesi, iktidarı Kemalist uygulamalardan vazgeçirmeye yönelik.  Toplumda “laik-dindar gerilimi” yaratıldığından örnek veriyor. Bu gerilimin muhaliflerce yaratıldığını belirterek iktidara korku salmaya, Kemalizm’ karşı uyanık olmaya çağırıyor. Bu korkuya olayın öncesini sonrasını araştırmadan metroda, sarıklı-cüppeli bir vatandaşımızın karşısında toplu söylenen Onuncu Yıl Marşı’nı örnek veriyor.

Bula bula bu örneği ve üstelik de bilmeden vermesi, muhafazakar kesimin artık denetimlerinden çıkması nedeniyledir. Toplum onların itiraz etmek şurada dursun beslendikleri laik-dindar gerilimini geride bırakmaktadır. Ekonomiyi, geçim derdini, ABD ile açıktan zıtlaşmayı, Barış Pınarı Harekatı gibi milli meseleleri önemsemektedir.

DİNDAR-LAİK DEĞİL MİLLİ-GAYRİMİLLİ SAFLAŞMASI

Muhafazakar kesim Kemalist kesimden din anlayışına yönelik tehdit beklemiyor. Kaplan’ın laiklik karşıtlığı üzerinden Kemalizm’e, Kemalistlere yönelik sataşmaları karşılık bulmayınca, iktidarı da Kemalizm tehdidi üzerinden korkutmaya, Kemalistlere karşı önlem almaya çalışmaktadır. Fakat o devir geride kalmaktadır.

ABD ile vatan savaşımızın kızışması toplumda milli birlik istencini artırmıştır. Dindar-laik çatışması yapaydır. Çünkü dindarlık laikliğin karşısında bir kavram değildir. Belirttiğim gibi dindar biri laik olabilir. Din ve laiklik üzerinden kutuplaşma geride kalmakta, toplum milli ve gayrimilli diye saflaşmaktadır. Bundan sonra emperyalizmin, dinci ve etnik bölücülüğün yanında olanlar değil, milletin her kesimini birleştirmeye çabalayanlar kazanacaktır.

Tarihçi

Mustafa Solak

[1] Yusuf Kaplan, “Bir asırlık “maskeli balo”dan, Cumhuriyet’i “sopa” olarak kullanma sapmasına…”, Yenişafak, 3.11. 2019, https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/bir-asirlik-maskeli-balodan-cumhuriyeti-sopa-olarak-kullanma-sapmasina-2053238

[2] “Yusuf Kaplan: Muhafazakâr Kemalizm diye bir şey türedi!”, Risale Haber, 31.10.2018, https://www.risalehaber.com/yusuf-kaplan-muhafazakar-kemalizm-diye-bir-sey-turedi-339846h.htm

[3] Yusuf Kaplan, “Siyasî Kemalizm”in bitişi, seküler Kemalizm”in zaferi!”, Yenişafak, 4.11. 2013, https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/siyas-kemalizmin-bitii-sekuler-kemalizmin-zaferi-40389

Muhafazakâr Kemalizm

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 6 Aralık 2019, 08:06

    Son cümle çok güzel

  2. “ABD ile vatan savaşımızın kızışması toplumda milli birlik istencini artırmıştır. Dindar-laik çatışması yapaydır. Çünkü dindarlık laikliğin karşısında bir kavram değildir. Belirttiğim gibi dindar biri laik olabilir. Din ve laiklik üzerinden kutuplaşma geride kalmakta, toplum milli ve gayrimilli diye saflaşmaktadır. Bundan sonra emperyalizmin, dinci ve etnik bölücülüğün yanında olanlar değil, milletin her kesimini birleştirmeye çabalayanlar kazanacaktır.”
    Bu son cumle herseyi acikliyor. Fazla yoruma gerek yok. Emperyalistlerin kurguladigi 50lerden (Menderes’ten beri) devam eden yesil kusak projesi, dunya siyasi, ekonomik ve askeri dengesinin Bati’dan Avrasya’ya kaymasindan oturu yikiliyor. Nato’nun Turkiye’de ulus-devlet yapisini yoketmek icin, ummetci Turk-Islam projesini, Turkiye’nin Nato’ya uye olduktan sonra nasil gelistirdigi ve idame ettirdigi bugun artik belgeleri, isim ve kisiler dahil olmak uzere, bircok kitap ve makalede bulunabilir. Bunun sonucu Turkiye’de bir Feto neredeyse devleti ele gecirebilmistir.
    Yusuf Kaplan denen siyasal islamci yesil kusak projesinin cokmesine bir kulp takmaya calisiyor ve bu yuzden akilla bagdasmayan bir ‘muhafazakar’ Kemalist kavrami uydurmus. Yani icinde bulundugu projenin aslinda bir bati projesi oldugunu itiraf etmek yerine yine Kemalism’e yukleniyor. Ben bunlari artik Nato ile beraber yikilmakta olan Yesil kusak (yumusak islam yada ingilizce tabiri ile soft islam)’in son cirpinislari olarak goruyorum. Turkiye sonunda genlerinde tasidigi Cumhuriyet’in fabrika ayarlarina donuyor, hadise budur.

  3. 5 Aralık 2019, 12:42

    1930 ların chp si degiliz ne demek,attaurku kötulemek bu,o şartlara göre padişahlıkla yönetilen bir ülkede tek adamlıgı yadırgamak birz komik

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!