Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Atatürk’ün Padişah Vahdettin için ‘Kaçmaya teşebbüs ederse linç edilsin’ emrini verdiğini iddia etti. Bardakçı, yazılı emrin belgesi olduğunu iddia ettiği eski dilde yazılı metni de paylaştı.
Paylaşılan belgeye göre, Sultan Vahdettin’in kaçış hazırlığı yaptığı istihbaratını alan Mustafa Kemal, ‘Kaçmaya teşebbüs ederse linç edilsin’ talimatını verdi.
İlgili haber: Vahdettin kaçmaya kalkarsa ‘linç’ emri
Tarihçi yazar Cengiz Özakıncı, Bardakçı’nın iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Özakıncı, “M. Kemal ve Fevzi Paşa imzalarıyla Refet Paşa’ya gönderilen 4.11.1922 günlü talimatta VAHDETTİN’e LİNÇ sözü yok; talimat İstanbul yönetimi’ne TBMM adına elkonulmasından ibaret” dedi.
Özakıncı bir diğer paylaşımında “Refet Paşa, Ankara’ya gönderdiği 4.11.1922 tarihli yazısında VAHDETTİN’İN KAÇACAĞINI değil YARIN İSTİFA EDECEĞİ (yani Saltanat’ın Vahdettin’in istifasıyla son bulacağı) DUYUMUNU bildiriyor.”
“TBMM’nin 30.10.1922 günlü oturumunda Reis Mustafa Kemal önergeleri oya koydu; VAHDETTİN’E KANUNİ MUAMELE YAPILMASINA KARAR VERİLDİĞİNİ açıkladı. SONUÇ: Linç iddiası, olgularla çelişiyor.”
İşte Özakıncı’nın paylaştığı belgeler:
Benim gözümde bardakcıda ortaylıda 5 kuruş etmez tarihçiler.
Mesut efendi, salla gitsin yapmışsınız. İlber Ortaylı’ya söz söyleyebilecek kapasiteniz var mı?
Sen kimsin de Ortayli’ya laf ediyorsun? Senin gozun ne degerde? Memlekete ne katkin oldu?
Murat Bardakçı harf devriminden önce (1922) tarihli bir belge açıklıyor, öteki tarihçi (!) ona Latin harfleriyle yazılmış belgelerle (!) cevap veriyor.
Atatürk’ü biraz olsun tanıyan ve anlayan birisinin Murat Bardakçı’nın açıklamalarına itibar etmesi mümkün değil. Mustafa Kemal Paşa’nın, kendisini İttihat ve Terakki liderlerine karşı suikast ve darbe düzenlemek suretiyle başa getirmeyi düşünen Yakup Cemil’e tavrını, Ali Kemal’e linç tertipleyen Sakallı Nurettin Paşa’ya gösterdiği öfkeli tepkiyi ve her zaman komitacılığa karşı durduğunu göz önünde bulundurduğumuzda böyle bir şeyin olamayacağını zaten anlarız. Atatürk her zaman meşruiyetten ve kanun nizamından yana olmuştur. İşgale karşı milli direnişleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında toplaması, tek başına hareket etmek yerine kongreler toplaması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasını sağlayarak Milli Mücadele’yi millet temelli bir meşruiyet zeminine oturtması bunun en büyük kanıtlarıdır. Kaldı ki İstiklal Harbimiz sırasında vatan hainlerini gelişigüzel astırmamış; üyeleri TBMM mebusları arasından seçilen ve TBMM’nin 18 Eylül 1920 tarih ve 42 sayılı kararı ile kurulan İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırılmalarını sağlamıştır. Bu arada Cengiz Özakıncı’ya sonsuz saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Levent Yıldız ile birlikte Kanal B’de yaptıkları Tarihin Bilinmeyen Yüzü programının tüm videolarını You Tube’da bulmak mümkün. Türk tarihi, Türk dili, Atatürk’ün Türk Tarih Tezi ve İstiklal Harbi ile ilgili gerçek bilgi ve vesikalara ulaşmak isteyenlerle bu konuları merak edenler için eşi bulunmaz bir kaynak niteliğinde.
Ama Murat Bardakçı’nın sözünü ettiği belge, yukarıda Cengiz Özakıncı’nın sözünü ettiği belgeler değil ki. Murat Bardakçı’nın iddiasını çürütemedi.