Onları veda ederken tanıdık… Gara şehitlerinin son mesajları neydi?

featured

“Elinizden geleni yaptığınızı biliyorum… Bu iş nereye kadar gidecek, nasıl son bulacak bilmiyorum. Size söz veriyorum, bir gün yanınıza sağ salim geleceğim.”

Terör örgütü PKK’nın Gara‘daki mağarada katlettiği 13 asker-polis ve kamu görevlilerimizin isimlerini, ölümleri resmen açıklandıktan sonra öğrendik. Yüzleriyle, basına dağıtılan vesikalık, cenazelerinde taşınan büyük çerçeveli fotoğraflarında karşılaştık.

6 yıl boyunca terör örgütünün elinde mağara mağara gezdirilen, güneş-gökyüzü görmeyen şehitlerimizin son mesajları neydi?

Hürriyet yazarı Sedat Ergin bugünkü köşesinde şehitlerimizin son mesajlarını ve yaşananları aktardı.

Yazının satır başları şöyle:

“Anne, baba, bayramınız mübarek olsun…” diye başlıyor video mesajında ailesine seslenirken Müslüm Altıntaş ve ekliyor: “Hepinizi çok özledim…”

Örgütün izniyle yapılan kayıtta mesajın en çarpıcı kısmı bundan sonra geliyor: “Elinizden geleni yaptığınızı biliyorum… Bu iş nereye kadar gidecek, nasıl son bulacak bilmiyorum. Şu anda buradayız işte. Benden daha çok siz zorlanıyorsunuz, biliyorum. Size söz veriyorum, bir gün yanınıza sağ salim geleceğim.”

‘BU İŞ NASIL SON BULACAK, BİLMİYORUM…’

Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı Müslüm Altıntaş, askerliğini Erzincan’da topçu er olarak yapmaktaydı. 2 Ekim 2015 tarihinde izin dönüşü Erzincan’daki birliğine giderken, seyahat ettiği otobüs Tunceli-Pülümür karayolunda PKK tarafından durduruldu. Altıntaş PKK militanları tarafından kaçırıldı.

Bu olaydan yaklaşık dokuz ay sonra 8 Temmuz 2016 tarihinde PKK’ya yakınlığıyla bilinen Hollanda merkezli Fırat Haber Ajansı tarafından bir videosu yayımlandı. Şeker Bayramı’nın hemen sonrasıydı.

Ancak bu mesajda ailesine verdiği “Sağ salim yanınıza geleceğim” sözünü tutamadı Müslüm Altıntaş. Aynı mesajda “Bu iş nasıl son bulacak bilmiyorum” diyordu…

Altıntaş, bu mesajdan dört buçuk yıl kadar sonra Kuzey Irak’ın Gara dağında alıkonduğu bir mağarada PKK tarafından katledildi. Mağaradaki bölmede bir arada tutulan 13 rehineden 12’sinin kafasına, birinin ise göğüs bölgesine kurşun sıkılmıştı.

‘SİZ BİRBİRİNİZE DAHA ÇOK TUTUNUN…’

Aynı gün aynı güzergâhta kaçırılan bir başka asker Ağrı’daki birliğine katılmak üzere yolda olan Osmaniye nüfusuna kayıtlı tankçı er Adil Kabaklı’ydı. Aynı video mesajında Kabaklı da ailesine şöyle sesleniyordu:

Ailemin bayramını kutluyorum ve benim için üzülmemelerini, sabretmelerini istiyorum. Ailem orada birbirine daha çok tutunursa ben de burada daha sabırlı olacağım. Ben şu an onları düşünüyorum. Kurban olduğum Allah isterse yarın öbür gün kavuşacağız.”

Videoda konuşan üçüncü rehine 15 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır karayolunda kaçırılan Siirt nüfusuna kayıtlı jandarma er Süleyman Sungur’du. Bingöl İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevliydi.

Sungur, mesajında anneler gününde annesinin yanında olamadığı için duyduğu üzüntüyü anlatıyor, “Ben iyiyim, ayaktayım, elbet bir gün sizlere kavuşacağız” diyordu. Mesajı annesine duyduğu özlemle kaplıydı. “Annesinin ellerinden öptüğünü” söylüyor ve ekliyordu: “Benim için sabırlı olmanı istiyorum…”

ONLARI VEDA EDERKEN TANIDIK

Alıkondukları süre içinde rehinelerin durumu Türkiye’nin gündeminde öne çıkan bir konu olmadı. Çoğunun isimlerini ölümleri resmen açıklandıktan sonra öğrendik; yüzleriyle, basına dağıtılan vesikalık, cenazelerinde taşınan büyük çerçeveli fotoğraflarında karşılaştık.

PKK, onları Türkiye’ye karşı bir pazarlık kartı olarak kullanıp devleti müzakere masasına çekmeye çalışıyordu. Böylelikle, devlet makamlarını kendisiyle muhatap kılmak, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında muhtemelen bir ver-al sürecine dayanan bir pazarlık başlatmayı hedefliyordu.

PKK’nın bu stratejisinin geçersiz hale gelmesi onların yaşadığı büyük mağduriyetin sessizlik içinde kalmasıyla paralel bir şekilde gitti. Bu sessizlik Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geçen hafta düzenlediği ancak sonuçsuz kalan bir harekâtta örgüt tarafından şehit edilmeleriyle son buldu.

Onların geçen 5-6 yıl içinde yaşadıkları sıkıntıları, katlanmak durumunda kaldıkları koşulları, gördükleri muameleyi ancak tahmin etmeye çalışabiliriz. Buna karşılık maruz kaldıkları büyük zorluklar tahminlerimizin kavrayacağı sınırların çok ötesinde olmalıdır. Çoğunluk mağaraların karanlıkları içinde gökyüzünden, güneşten, hayattan uzaktılar.

Türkiye, resmi cenaze törenlerinde veda ederek de olsa sonunda bu evlatlarını bağrına basmış bulunuyor…”

Onları veda ederken tanıdık… Gara şehitlerinin son mesajları neydi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. İhmali olanların da aynı şekilde infaz edilmeleri gerekir. Kısasta hayat vardır. Ölmesi gerekenler ölmezse ölmemesi gerekenler ölür. İdam gelecek ve en baştan başlamak üzere her hak eden idam edilecektir. Aksi taktirde masumlar ölmeye devam edecektir.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!