Bal

Pansumanlı, makyajlı, vizyonsuz program

Yılmaz Ateş yazdı...

featured

Millet İttifakı sözcülerinin kamuoyuna açıkladıkları iktidar programının, Türkiye’yi çıkmaz sokağın sonuna getiren ithalata dayalı neo-liberal politikalara yapılan pansuman ve makyajla süslenen, vizyonsuz, ulusal çıkarlarımızdan taviz veren bir metinden ibaret olduğu görülüyor…

Türkiye, 1947’den beri kuruluş ilkelerinden ve felsefesinden saptığı için ileri teknolojiye geçemedi, sanayileşemedi, kalkınamadı. Cumhuriyetin ilk 15 yılındaki kamucu politikalarla kendi kaynaklarımızla yarattığımız Makine Kimya, Uçak, Etibank, Sümerbank, Seka, Yem, Gübre, Azot, Demir Çelik, Et Balık, Zirai Donatım, Şeker Sanayi fabrikalarını özelleştirilerek elden çıkarıldı. Bir kısmı yabancı sermayenin eline geçti, bir kısmı ekonomik sistemden çıkarıldı. Sigorta ve finans kuruluşlarımızın da yaklaşık %60’ı yabancıların eline geçti.

Bu politikaların sonucu olarak tarım ve hayvancılığımız çöktü, işsizlik, yoksulluk artmaya devam ediyor. Bugünkü iktidar dahi ithal ikameli bu sistemden çıkmamız gerektiğini seslendirirken, 6’lı masanın uluslararası tekelci sermayenin bize dayattığı sistemi savunması kabul edilemez. Ülkelerin kalkınmasında, halkın refaha kavuşmasında liderlerin, iktidarların ileriyi hedefleyen vizyonları, programları etkili olur. Tıpkı Atatürk gibi…

Bu programda emek, sivil toplum, meslek örgütleri yok. Laik eğitim yok. Pansuman, makyaj var, bol bol bakanlık adı değiştirme var, verilmekte olan yardımların iki katına çıkması var ama kalkınma vizyonu yok. Devletlerin, ekonomi, dış politika ve savunmalarının güvencesi enerji kabul edilir. Türkiye 2022 yılı Aralık ayı sonu verilerine göre enerjisinin %21’ni kömürden elde ederken 6’lı masa sözcüsü, hidrolik ve doğalgazdan sonra 3.sırada olan kömürü kaldıracağını vaad ediyor. Bu açığı nasıl kapatacağını söylemiyor. Anlaşılan Almanya’ya kömürü kaldırtarak sanayisini çökerten Amerikalı danışman Rifkin burada da etkili olmuş.

ABD Başkanı Nixon, 1971’deki petrol krizinden sonra, “On yıl içinde enerji bağımsızlığı” hedefini ilan etti. Gerekçesi enerjideki dışa bağımlılığın ekonomi ve dış politikada da bağımlılık getireceğiydi. Nixon, görev süresi içerisinde bu hedefini gerçekleştiremedi ama sonrasından gelen bütün başkanların ortak sloganı oldu. 2007 yılına gelindiğinde ABD, kaya gazı devrimiyle dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi, ihracatçısı oldu.

1971 yılında bağımsızlığına kavuşan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) kurucusu Şeyh Zayid el Bahyan, emirliğin her zaman petrole bağımlı olmaması hedefini koymuştu. 20 yıl önce GSYİH’nın neredeyse tamamı petrole dayalıyken, bugün yaklaşık %60’ı petrolle ilgili değil. Petrol dışı ihracat, 2010’daki toplam ihracatın %13’üyken 2018’de %57’ye yükseldi. Dünyanın üçüncü büyük silah alıcısı olan Suudi Arabistan’ın önündeki hedef, aldığı silahların en az yarısının parçalarını kendisinin üretmesidir. Suudilerin önündeki bir diğer hedefte, “İslami turistlerin” yanı sıra “İslami olmayan turistleri” de çekmek için dev yatırımlar yapıyor. (Yeni Harita, Daniel Yergin)

Böyle bir dünyada, savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı azaltan kuruluşları yıpratarak, “Ak Parti’nin türban konusundaki anayasa değişikliğine karşı çıkmak, Allah’ın emirlerine karşı durmak olur” mantığı Türkiye’yi nereye götürür? Amerika, 10 bin kilometreden gelip ulusal güvenliği için Irak’ı işgal ederken, Rusya, kendi ulusal güvenliği nedeniyle NATO üyeliğini önlemek için Ukrayna ile savaşa girerken, ulusal birliğimizi tehdit eden terör örgütlerini 6’lı masa nasıl görmemezlikten gelir?

Dünya kamuoyunun da Kıbrıs’ta, iki devleti konuşmaya başladığı bir ortamda, Türkiye’deki iktidar adayları bu tezimizden nasıl vazgeçebilir, CHP ve SP bu dayatmaya nasıl boyun eğebilir? Balkanlar, Ege, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Kafkasya’daki çıkarlarımız nasıl “suya tirit” geçiştirilir?

İnsan soramadan edemiyor; Türkiye’nin ulusal çıkarlarını öteleyen, küresel güçlerin çıkarlarını önceleyen, CHP programını yerle bir eden bu popülist metin için mi, bu milleti bir yıl oyaladınız, kamuoyunu meşgul ettiniz.

Pansumanlı, makyajlı, vizyonsuz program

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Şefik Hüsnü, grevlerin yasaklanması üzerine isyan eden ve karşılık vermek isteyen sosyalistlere ne demişti? (Mealen)
    – Oturun oturduğunuz yere! Mustafa Kemal ne yapıyor? Neler yapmayı vaad ediyor? Bizim iktidara geldiğimizde yapmak istediğimiz şeyler değil mi? Şimdi tartışma zamanı değil!
    Şimdi bu Şefik Hüsnü muhalif ise bu altılı masa ne peki?
    Kandilin atadığı “seçilmiş”e dokunulmayacakmış…
    Pes!

  2. bu açıklamada ne yazıyor gençlere kontur ve internet için gb vereceğiz yazıyor,bursların artırılması diyor,yemekhanelerde kaliteli yemek çıkacakmış,pasaport kolaylık tanınacak vs vs ayıp ayıp 21 yy. da bu kadar komik olmayın! ”Her fabrika bir kaledir” sözünü hatırlatıyorum size,insanlara iş sağlarsanız o saydığınız şeylerin hepsi bir anda oluverir. İletişim ve bilişim çağında insanlara karbonhidrat önereceğinize okulları bilime açın,teknolojik altyapısını genişletin. İçi boş dersler yerine günümüz ve gelecek çağa uygun dersler ve müfredatla donatın.İçi boş insanlar yerine kaliteli ve kalifiyeli insanlar yetişmesi için halk evlerini atölyelere çevirin,mekanik ve elektronik kurslarda insanlar yetişsin.Tiyatro,sinema,ortaoyunu,bale,halk oyunları bilen insanlar yetişsin. Türk Milletinin 1940 yılından sonra duraklayan çağdaşlaşma devresini yeniden başlatın, yoksa yaptıklarınız vakit kaybından başka bir şey olmaz

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!