Barış Adıbelli yazdı…
Geçtiğimiz hafta uluslararası kamuoyu Ukrayna’da yaşanan krizle ilgili olarak Rusya’nın ABD, NATO ve AGİT ile diplomatik girişimlerine şahit oldu. Ancak bu üç görüşmeden de Rusya eli boş döndü. Hatta ABD ve NATO, Rusya’yı “Batı’nın kapısında barış dilenen bir ülke” pozisyonuna soktu. Kuşkusuz, Rusya’nın bu üç önemli görüşmeden de eli boş dönmesi ve adeta ABD ve NATO kapsında barış dilenir duruma düşmesi Rusya’da da rahatsızlık yarattı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un sabrımız taştı şeklindeki açıklaması da bunu göstermektedir.
Rusya’nın, Ukrayna konusunda bir uzlaşma ararken, ABD ve NATO’nun tehditlerini daha da artırması, üstüne üstlük Beyaz Saray’ın “her an Rusya’nın Ukrayna’ya saldırabileceği bir aşamadayız” şeklindeki açıklaması artık meselenin diplomasi veya müzakereleri aştığı bir duruma işaret etmektedir. Aslında, bu durum, 2003 yılındaki Irak işgalini hatırlatıyor. Hatırlanacağı üzere Irak’ın işgalinden önce ABD ve İngiltere ısrarla Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları geliştirdiği yönünde iddialarda bulunmuş, daha sonra bu iddiaları destekleyecek kanıtları sunarak işgal etmiştir. Yıllar sonra ise bu kanıtların tamamen uydurma olduğu İngiltere eski Başbakanı Tony Blair tarafından itiraf edilmiştir. O dönem, ABD’nin tek amacı Irak işgali üzerinden Ortadoğu’da yeni bir düzen inşa etme arayışıydı. Gelinen noktada Ukrayna krizinde de benzer bir süreç işliyor gibi gözüküyor. Yine ABD ve müttefikleri Rusya’yı Ukrayna üzerindeki emelleri nedeniyle suçluyor. Belki de önümüzdeki günlerde bambaşka kanıtlar ortaya konacak ve Rusya’ya karşı müttefiklerle birlikte ortak bir savaşın meşruiyet zemini tesis edilecek.
Peki, oldukça riskli olan böyle bir süreci ABD neden başlatmak istiyor? Aslında nedeni yakın tarihte saklı.1979’da Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’ne karşı ABD ve müttefikleri Afgan mücahitlerini her anlamda destekleyerek Sovyetler Birliği’ni hezimete uğratmış, bu durum Sovyetler Birliği’nin yıkılışına giden süreci başlatmıştır. Şimdi ABD, bu sefer de Ukrayna’da uzun sürecek bir savaş başlatarak Putin’in Rusya’sını yok etmek istiyor. Dolayısıyla, ABD’nin amacı Ukrayna veya Ukrayna halkını veya Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak değil tamamıyla Rusya’nın her alanda çöküşünü sağlamaktır. ABD ve NATO söylem ve eylemleriyle Rusya’nın sinir uçlarına dokunuyor, bunu yaparken de ABD’nin hedefi Rusya’da kilit noktalardaki şahinleri kışkırtarak Putin’in Ukrayna’ya saldırması konusunda baskı oluşturmak.
Son gelen haberler ABD’nin Rusya’ya karşı çok ağır bir ekonomik yaptırım hazırlığı içerisinde olduğu şeklindedir. Her ne kadar geçtiğimiz hafta Senato, Cumhuriyetçi Parti’nin Kuzey Akım- 2 ile ilgili sunduğu bir yaptırım tasarısını reddetmiş olsa da daha ağır bir tasarının da gündemde olduğu söyleniyor. Kuzey Akım-2’ye şu an için ABD çok fazla dokunmak istemiyor. Zira hem Almanya ile olan ilişkileri bozmak istemiyor, hem de kış ortasında Rusya nedeniyle Avrupa’yı bir enerji krizine sokarak zar zor oluşturduğu arkasındaki Avrupa cephesini yıkmak istemiyor.
Ancak Biden yönetiminin diplomatik söylemlerine bakıldığında da ABD’nin hala Ukrayna ve Rusya konusunda biraz zamana ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Rusya ile görüşmeler, ABD’nin hala Avrupa’da istediği desteği tam anlamıyla sağlayamadığını gösteriyor. Avrupa, Rusya’ya karşı yaptırımlara evet derken, Rusya’ya karşı bir savaşa hayır diyor. Fransa, İngiltere ve Almanya gibi Avrupa’nın merkez ülkelerinin olmadığı bir savaşı eski Sovyet ülkeleri ile ABD’nin kazanması da zor gözüküyor.
Sonuç olarak, ABD, Avrupa’yı yanında tutmak amacıyla bir Rusya tehdidi yaratmaya çalışıyor. Böylece, ABD, Soğuk Savaş sonrası dönemde giderek Avrupa’daki ağırlığını kaybetmeye başlayan; hatta Fransız Cumhurbaşkanının deyimiyle beyin ölümü gerçekleşen NATO’nun yeniden önem ve ağırlık kazanmasını Rusya üzerinden sağlamaya çalışıyor. ABD, küresel hakimiyetine karşı iki önemli tehditten birisi olan Rusya’nın gücünü tıpkı İran-Irak savaşında İran’ın askeri gücünü tükettiği gibi Ukrayna ile olası bir savaşta zayıflatıp kırmak istiyor. Bir başka deyişle Putin’in Rusya’sını yok etmek istiyor, yerine ise Batı’nın Rusya’sını getirmek istiyor.
Bunların hepsini istiyorda, Rusya’nın eli armutmu topluyor.
ancak, ABD ve Batı’nın teknolojisi, özellikle silah teknolojisi Rusya ve Asya ülkelerinden çok ileri durumda bu gerçeği unutmamak gerekiyor.
Putin iyi bir strateji uzmanı. Çekirdek gibi çitler onları.
Hiç katılmıyorum. Amerikanın Rusya ile savaşması söz konusu değildir. Rusya yi yanına çekip, bir anlaşma sağlamaya çalışıyor. Çin e karşı
@lale akcan. silah teknolojisi ne kadar ileri ise cesaretleri de aynı seviye de geri. onların kafa kafaya ne ruslarla ne de Türklerle savaşacak cesareti yok!