Rusya ile İsrail arasında ‘Yahudi’ gerginliği

Rusya Dışişleri Bakanlığı, “En büyük Yahudi karşıtları, Yahudilerdir” dediği için Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan özür isteyen İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’e tepki gösterdi.

featured

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in tarih karşıtı bir açıklama yaptığı belirtildi. Lapid’in “Yahudilerin Holokost sırasında kendilerini yok etmediğini, Yahudileri antisemitizmle suçlamanın Yahudilere karşı ırkçılık olduğuna” yönelik sözleri hatırlatıldı.

Batı’nın Ukrayna’da hala neo-Nazi olup olmadığını tartıştığı kaydedilen açıklamada, buna delil olarak Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Yahudi kökenli olmasının gösterildiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, “Tarih, ne yazık ki, Yahudiler ile Naziler arasındaki trajik iş birliğinin örneklerini biliyor. Almanlar, Polonya’da ve Doğu Avrupa’da Yahudi sanayicileri, gettoların ve Yahudi konseylerinin başı olarak atadı. Bunlardan bazıları kesinlikle korkunç işlerle hatırlanıyor. Varşova’daki Jakub Lejkin, Yahudileri gözetledi ve Alman işgal yönetimine bilgi verdi, bu da yurttaşlarını acı bir ölüme mahkum etti. Chaim Rumkowski, gettodaki yetişkinlerin hayatlarına karşılık Lodz Yahudilerine çocuklarını Nazilere verme teklifinde bulundu.” ifadeleri kullanıldı.

Zelenskiy’in Yahudi kökenli olmasının arkasına bilinçli bir şekilde saklanarak ülkedeki neo-Nazilerin varlığını sakladığı öne sürülen açıklamada, “Devlet Başkanı’nın Yahudi kökenli olması, ülkedeki yaygın neo-Nazizm’den korunma garantisi değildir.” ifadelerine yer verildi.

‘İSRAİL HÜKÜMETİ NİEMÖLLER’İN SENARYOSUNU GÖRMÜYOR’

Lapid ve kabinesinin Holokost’u durduran ve Yahudileri kurtaran Kızıl Ordu askerlerinin anıtlarının yıkılmasını ve yapılan saygısızlığı görmediği vurgulanan açıklamada, İsrail hükümetinin, Zelenskiy’in Alman papaz Martin Niemöller tarafından açıklanan senaryoyu “tamamladığını” görmediği kaydedildi.

Açıklamada, Ukrayna’da 2014’te Niemöller’in dediği gibi “önce komünistler, sonra sosyalistler için geldiklerini” sonra Ukrayna’da Rusların varlığının yok edilmesine tüm medeni dünyanın sessiz kaldığına işaret edildi.

‘UKRAYNA’DA ANTİSEMİTİZM GELİŞTİ’

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra nasyonalist partilerin antisemitist gündemlerini öne çıkarmaya başladığı ve son yıllarda aktif hale geldikleri aktarılan açıklamada, Ukrayna’da 2014’ten itibaren antisemitizmin geliştiği savunuldu.

Ukrayna’nın Yahudi aleyhtarı olayların sayısı bakımından eski SSCB’nin tüm ülkeleri arasında lider olduğu bilgisi verilen açıklamada, Ukrayna’daki Yahudilerin temsilcilerinden Eduard Dolinskiy’in Ukrayna Yahudi Komitesi’nin faaliyetlerinin sona ermesinden endişe duyduğunu açıkladığı anımsatıldı.

Kiev’de ellerinde meşale ve Stepan Bandera portreleriyle yürüyüş yapanların “Yahudiler, defolun!” sloganları attığı bildirilen açıklamada, Zelenskiy’in 2020’de imzaladığı “Ukrayna’da Antisemitizmi Önleme ve Mücadeleye Dair” yasanın varlığına rağmen hükümlerinin geçerli olmadığı ileri sürüldü.

Rus Dışişleri Bakanlığının açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Siyasi antisemitizm ve Nazizm durmuyor, tam aksine gelişiyor. Yetkililer ve kolluk kuvvetleri ‘Bandera’ yürüyüşlerindeki Yahudi düşmanı çığlıkları konusunda sakin, çünkü mevcut Kiev rejiminin yanılmazlığına güveniyor. Böyle bir ‘devlet inşası, özellikle Holokost sırasında 1,5 milyon Yahudi’yi kaybeden ve başkent topraklarındaki Babi Yar’da ölenlerin anısına bir anıt bulunan bir ülke için ahlak dışıdır.”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bir İtalyan televizyonuna verdiği röportajda “(Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy’in Yahudi olduğunu söylüyorlar. Bana göre Hitler’in de Yahudi kökleri vardı. En büyük Yahudi karşıtları, Yahudilerdir.” ifadelerini kullanmıştı.

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Lavrov’un sözlerine “affedilemez, skandal bir açıklama, feci bir tarihi hata” diye tepki göstererek Rusya’dan özür beklediklerini belirtmişti.

Ardından Rusya’nın Tel Aviv Büyükelçisi Anatoliy Viktorov’un “açıklama yapmak üzere” Dışişleri Bakanlığına çağrıldığı bildirilmişti.

 

Rusya ile İsrail arasında ‘Yahudi’ gerginliği

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Başa bela bir konu.Bir yahudi siyonist değilse beş para etmez.Bana göre değil bu ölçü,siyoniste göre.Lavrov kesinkes doğru söylüyor.Çıkarsınlar Rockefeller denen katilin Standart Oil faturalarını.Bakalım Hitler katiline yahudi öldürmek için Ziklon gazını kim satmış?Konu basit.Paraya insan kanı içmeye ve insan eti yemeye doyamayan siyonist (+evanjelist yetişti bir oldular) emperyalist kapitalist için yahudi ve yahudi ölümü kârlı bir sosyal meseledir.Utanmadan diyor ki;yahudi soykırımından daha büyük bir kıyım yoktur.Vardır!!!1912 Balkan Türk Soykırımı.Altında senin dedenin de parmağı vardır.

  2. Şimdi size bir soru soracağım. Ülkemizde, özellikle 80 darbesi ve sonrasında bazı kesimlere zulmettiler. Bir o güne bakın, bir de bu güne bakın. O zulmedilenler şimdi başta, güçlü, azgın ve en kötüsü gördükleri zulümden dolayı haklı olduklarına inanıyorlar. Peki bugünü o günlerden tasarlamadıklarına nasıl emin olabilirsiniz?

    Bir şey sonuçlanana kadar gerçek nedenini bilemezsiniz!

    Size ikinci bir soru soracağım: 2. Dünya Savaşı’nın en ilginç sonucu nedir? İsrail’in kurulması, elbette! O halde “2. Dünya Savaşı’nın çıkarılma nedenlerinden biri de İsrail’in kurulmasıdır” diyebilir miyiz? Çünkü dikkat ederseniz yapılan tüm adımlar bu doğrultuda ilerlemektedir. Sistematik olarak İngiltere’den Filistin bölgesine gönderilen insanları düşünün.

    Size üçüncü bir soru soracağım. İkiz kulelere birer uçak saldırısı oldu. Üstelik aralarında belirli bir süre vardı. Haydi diyelim istihbarat yoktu, haydi diyelim rotasında gitmeyen uçaklardan ilkini, değil hava trafik merkezi, savunma bakanlığı bile bilmedi; ikincisini nasıl göremediler? Sonrasında ABD, Ortadoğu ve Afganistan’da operasyonları meşrulaştırdığını iddia etti. Acaba o kuleler, o saldırıları yapmak için bir bahane için vurulmuş, vurulmasına izin verilmiş olabilir mi?

    Son olarak bir soru daha soracağım. Biliyorsunuz 15 Temmuz sonrası ülkemizde çeşitli kararlar alındı. En önemlisi de demokratik olduğu iddia edilen bir ülkede sıkıyönetimde bir seçime gittik. Bu alınan kararlar, bu değiştirilen sistem, bu mülteci politikası, bu ekonomik el değiştirme, bu endüstriyel işgal, bu tarımsal kısıtlama, bu baskı ve korku rejimi, sizce önceden planlanmış olabilir mi? Yani bu istediklerini meşrulaştırmak için 15 Temmuz darbe girişimine izin vermiş olabilirler mi? Çünkü o kadar büyük bir hareketliliğin, hatta yapılan uyarılara rağmen istihbarata takılmaması, önlem alınmaması, bilinmemesi, kulağa ne kadar mantıklı geliyor? Yani düşünün, bir grup çete ile soğuk savaş halindesiniz, dersanelerini kapatıyorsunuz, ama içeri soktukları personeller için önlem ve istihbarat almıyorsunuz. Çok ilginç gerçekten.

    Sonuç olarak, benim şahsi düşüncem, eğer bir antisemitizm varsa bundan çıkar elde etmek isteyecek siyonistler tarafından kontrol edilmediğini kimse ispat edemez. Tıpkı en büyük İslam düşmanlarının İslamiyet’in en önemli rütbelerine gelmeleri gibi… Lawrence sadece bir marka. Daha önce olması, bundan sonra da olabileceğini gösterir.

    • arkadasim yanlis biliyorsun, 80 darbesinde veya oncesinde veya sonrasinda bademler hicbir zaman zora girmediler, sikinti falan da cekmediler. 90 larda biraz erbakan sorunu oldu, o da rahmetli bunlara gore cok cok iyiydi ama sacma sapan konustugu cok isler de oldu. kanli mi olacak, kansiz mi olacak birtanesiydi. Ama en buyuk yanlisi bu adamlari yetistirmek oldu, sonra kendisi de zaten bunun zararini dogrudan gordu ve biz hala goruyoruz. Hesabini Allah’a verecektir, hepimiz gibi.

      dunya savaslarini rotschild ve rockefeller gibi aileler cikartir. gerisi isin kurgusudur. Gucu elde tutmakdir amac, parayi degil. Para guc ile gelir.

      son olarak 15 temmuz, zaten ne oldugu, ne olmadigi ortada. Sinav dunyasinda yasiyoruz, tayyip cok guzel isler yapabilirdi. Iki defa kendisine sans verildi Allah tarafindan, kanimca ikisini de nefsine yenilerek heba etti. Herkes birgun olecek, ben de olecegim. Hepimiz hesaba cekilecegiz, Tayyip de, digerleri de. Ama su bir gercek ki, firavunlari yaratanlar belki de firavunlardan daha cok sorumlu tutulacaktir o gun geldiginde.

      Oy verirken bunu unutmamaliyiz. Sorumluluk en sonunda milletin kendisindedir.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!