Şahmaran dizisine Adanalılardan tepki

Başrollerinde Burak Deniz, Mert Ramazan Demir ve Serenay Sarıkaya’nın oynadığı, Şahmaran efsanesi üzerine kurulan Netflix’te gösterime giren “Şahmaran” dizisi sosyal medyada tepki çekti. Dizide Sarıkaya’nın canlandırdığı “Şahsu” karakterinin İstanbul’dan Adana’ya uçak yerine sadece trenle gelebilmesi, duşu olmayan bir otelde kalışı ve banyo yapmak için göle girmesi eleştiri konusu oldu.

Ajans Adana’nın aktardığına göre, Adana’nın arka mahallelerinde düzensiz ve suç olaylarının çok olduğu sahnelerin sürekli tekrarlanması da Adanalıların tepkisini çekti.

Dizide herhangi bir zaman aralığı verilmemesine karşılık karakterlerin akıllı telefon kullanması da izleyicilerin dikkatini çekti.

FAZIL SAY: BIRAKTIM, BIKTIM

Öte yandan, ünlü piyanist Fazıl Say da diziyi eleştirdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Say, “Şahmaran dizisini denedim daha ikinci bölümde ‘oğlan kızı nasıl götürür’e bağladı. Bıraktım. Bıktım. Böyle Şahmaran mı olur ulan, bıktık felsefesizlikten, klişelerden, kısıtlılıktan, aşamamaktan, uçamamaktan, ucuzluktan, reytinginizden. On üzerinden bir! Hadi öptüm bye!” ifadelerini kullandı.

ŞAHMARAN DİZİSİNİN KONUSU

Şahsu (Serenay Sarıkaya), annesini kaybettikten sonra büyük babasıyla yüzleşmek için Adana’ya gider ancak burada kendisini Mar adı verilen sıra dışı bir topluluğun ortasında bulur. Şahmaran efsanesine inanan Mar ırkı seçilen kızın Şahsu olduğunu düşünmektedir. Şahsu, Mar topluluğunun yol göstericisi Maran’a (Burak Deniz) aşık olur.

ŞAHMARAN EFSANESİ

Yılanların şahı anlamına gelen Şah-ı Meran, bilinen adı ile Şahmeran, başı insan gövdesi yılan şeklinde efsanevi bir yaratıktır. Şahmeran’ın yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılır. Şahmeran, Türk inancında er (insan) ve büke (ejderha) kelimelerinin birleşmesinden oluşan Erbüke ya da Erböke adlı varlıkların başı olarak geçer.

Anadolu’da Şahmeran’ın yaşıyor olabileceği söylenen çok yer mevcuttur. Bir rivayete göre Mersin’in Tarsus ilçesinde yaşamaktadır. Bir diğerine göreyse Adana’daki Ceyhan ile Misis arasındaki Yılankale’de yaşar.

Tarsus’ta geçen efsaneye göre; bu bölgede yaşayan yılanlara Meran, Kraliçelerine ise Şahmeran denilir. Şahmeran’ı gören ilk insan Cemşab, odun satarak geçimini sağlayan fakir bir ailenin oğludur. Cemşab, bir gün arkadaşları ile birlikte bir mağaraya giderek bal çıkarmak ister. Arkadaşları, daha çok bal alabilmek için Cemşab’ı mağarada bırakır.

Cemşab, mağarada içinden ışık sızan bir deliği fark edip bıçağı ile bu deliği oymaya başlar. Genişleyen delikten içeri doğru bakan Cemşab, eşsiz çiçeklerin, havuzun ve pek çok yılanın olduğu bir bahçe görür. Yıllar boyunca burada yaşayan Cemşab, Şahmeran’ın güvenin kazanır. Cemşab, zamanla ailesini özlemeye başlar. Bunu gören Şahmeran, kimseye yerini söylememesi koşulu ile onun gitmesine izin vereceğini söyler.

Cemşab, Şahmeran’ın yerini padişah hastalanıncaya kadar hiç kimselere söylemez. Ancak Cemşab; vezir, padişahın iyileşmesi için Şahmeran’ın etini yemesi gerektiğini söyleyince Şahmeran’ın yerini gösterir. Cemşab’ın üzgün olduğunu gören Şahmeran, onu kaynatıp suyunu vezire içirmesini etini ise padişaha yerdirmesini söyler. Vezir ölür, padişah iyileşir. İyileşen padişah, yaptığı iyilik için Cemşab’ı veziri yapar. Şahmeran’ın öldüğünü duyan yılanlar ise Tarsus’u istila eder.