Salih Tuna da ‘Rusçu’ olma yolunda!

featured

ABD saldırganlığı ve NATO yayılmacılığını eleştiren herkesin “Rusçu” olmakla suçlandığı bugünlerde Sabah yazarı “tehlikeli” bir yazı kaleme aldı: “Batı müdahale edince önleyici savaştır, Rusya müdahale edince işgal. Yetmezmiş gibi Putin’den de Hitler üretmeye çalışıyorlar.”

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatı, dünya dengelerinde yeni kırılmalar yaratırken, Türkiye kamuoyu Batı merkezlerinin yoğun “demokrasi” propagandası altında. Ukrayna’da siyasi darbelere imza atan, ülke içinde Neo-Nazileri alttan alta destekleyen, NATO hayalleriyle kandırıp Rusya ile savaşa itip sonra yalnız bırakan ABD’yi eleştirmek “Rusçu” ya da “Putinci” olarak etiketlenmeye yetiyor.

AKP medyasının tek yönlü “Ukrayna” bakışı, ABD-NATO’nun bölgesel planlarını anlamayı güçleştiriyor.

Hal böyleyken Sabah yazarı Salih Tuna, “NATO’nun bir tatbikatında Atatürk ve Erdoğan’ı hedefine koyan, Yunanistan’ı silah deposu haline getiren, terör örgütüne binlerce TIR silah yardımı yapan hangi devletti? Rusya mı, ABD mi? O halde gargara yapmanın âlemi var mı?” diye sordu.

Tuna’nın yazısının satır başları şöyle:

“Böylesi netameli dönemlerde suya sabuna dokunmamak en kolayı. “Ne ABD ne Rusya ne de Çin, yaşasın tam bağımsız Türkiye!” dersiniz olur biter.
Kimsecikler de sizi eyyamcılıkla itham etmez.
Dahası, tribünlerden alkış da alırsınız.
Haliyle, paşa gönlünüze göre kaptırıp gider, “Kahrolsun ABD ve Rusya ve Çin” diye bağırıp çağırabilirsiniz.
Nasılsa dilin kemiği yok, hazır “kahrolsun” demişken, isterseniz Mançurya’yı da işin içine katabilirsiniz.
Bizim Hüseyin Atlansoy’un “İyi Günler İlerde Anneanne” şiirinde dediği gibi, “…kahrolur biz böyle deyince / devr-i daim düzeniyle dönen dünya / mançurya da kahrolur / niye kahrolacaksa…”
Gelgelelim…
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye” sloganında samimiyseniz, “tehdit değerlendirmesi” yapmak zorundasınız.
E tabii “sinsi” yahut “ahmak” değilseniz.
12 Eylül’den 15 Temmuz’a kadar bütün “darbelerin” arkasında olan, Türk siyasetini vesayet altında tutmak için her yola başvuran, en son olarak da Biden marifetiyle muhalefeti dizayn eden, patronu olduğu NATO’nun bir tatbikatında Atatürk ve Erdoğan’ı hedefine koyan, Yunanistan’ı silah deposu haline getiren, terör örgütüne binlerce TIR silah yardımı yapan hangi devletti?
Rusya mı, ABD mi?
O halde gargara yapmanın âlemi var mı?
Hayır yani, istediği ülkeyi cezalandırma hakkını elinde bulundurduğuna inanacak kadar büyüklük taslayan Batı’nın, Rusya’ya diz çöktürmekle yetineceğini mi sanıyorsunuz?

RUSYA NEDEN TUZAĞA DÜŞTÜ?

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Barış görüşmelerinin ikinci turunu ABD’nin direktifiyle Ukrayna erteliyor” diyor.
Şayet böyleyse, Ukrayna-Rusya çatışmasını tasarlayanın kim olduğu da belli demektir.
Soru şudur: Rusya bu tuzağa neden düştü?
Seçeneksizliklerini anlıyorum.
Yine de bir yandan mücahitlerin Afganistan’ı ele geçirmelerinin kırılgan iç yapıları için çok büyük tehdit oluşturacağını söyleyip Sovyetler Birliği’ni 13 yıl süren Afganistan işgaline sürükleyen, öte yandan mücahitlere silah yardımı yapan Brzezinski’lerin şeytanlıklarından hiç mi ders çıkarmadılar sorusu aklımdan çıkmıyor!..

BATI MÜDAHALE EDİNCE ‘ÖNLEYİCİ SAVAŞ’ RUSYA MÜDAHALE EDİNCE ‘İŞGAL’

Lavrov, “Ekonomik yaptırımları tahmin ediyorduk, önlemlerimizi de almıştık ama sporcuların, gazetecilerin hedef alınmasını beklemiyorduk” diyor.
İstediklerine sansür uygulayan sosyal medya devlerinin oluşturacakları korkunç algıyı bekliyorlar mıydı peki?
Ambargo nedeniyle on binlerce çocuğun ölümüne neden olan işgali, “Irak’a demokrasi getirmek” şeklinde tüm dünyaya yutturan Batı’nın korkunç propaganda gücünü hesaba katmışlar mıydı?
Gördüler işte:
Ukrayna’ya “demokrasi getirmeye” kalkıştılar, demokrasi şöyle dursun, Dostoyevski ve Tolstoy’un bile gündüz gözüyle yasaklanmasına neden oldular!
Trajikomik ama gerçek budur!
Batı müdahale edince önleyici savaştır, Rusya müdahale edince işgal.
Yetmezmiş gibi Putin’den de Hitler üretmeye çalışıyorlar. Hollywood hazırlıklara başlamıştır.
Edinburgh Üniversitesi’nden Juliet Kaarbo misali akademisyenler çoktan işbaşı yaptılar zaten. Doğu Ergil gibi anlı şanlı profesörlerimiz de bu saçmalıkları, “Lütfen okuyun, oldukça aydınlatıcı” diye öneriyorlar.
Efendim Putin’in Kovid izolasyonu sırasında psikolojisi iyice bozulmuş, bu izolasyon onu paranoyaya itmiş. Uzun süre iktidarda kalınca da güç zehirlenmesine maruz kalmış. Kibirli, lanet bir adam olmuş çıkmış yani.
Hülasa, Putin kötü yola düşmüşmüş!..
Bilmiyorum aydınlanabildiniz mi, ben çok aydınlandım.”

Salih Tuna da ‘Rusçu’ olma yolunda!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Son derece gerçekçi bir yazı olmuş, tebrik ederim..Hakkını yememek lazım, yeni şafakta da bazen gerçekçi köşe yazıları çıkıyor..

  2. Mevcut hükümetten umut bekleyenlere acıyorum.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!