Sen o çorabı kafana geçir 

Çiğdem Bayraktar Ör yazdı…

Çünkü hırsızsın!

Özgürlükten çalıyorsun.

İnsan hakkı çalıyorsun.

İradeleri çalıyorsun.

Aydınlanmadan çalıyorsun.

“Gelişim”den zaman çalıyorsun.

Ayrıca, seni görmek istemiyoruz.

Neymiş?

Habere göre; Kadıköy Kaymakamı, Kazım İşmen Anadolu Lisesi’ni ziyaret edecekmiş. Okul yönetimi öğrencilere, etek boylarının kısa olduğunu ve kaymakamın “rahatsız” olabileceğini söylemiş. O nedenle etkinlik başlamadan öğrencilere kalın çorap dağıtılmış.

Hem de hangi hafta? İnsan Hakları Haftası.

SONU GELMEYEN SORUNLAR

Lise çağına gelmiş öğrencilerin etek boyunu bile düşünemeyeceği zannı var. Yani o yaşlara gelmiş, neredeyse yetişkinliğe adım atmak üzere olan gençler kendi giysisi hakkında irade gösteremeyecekler. Okul yönetimindeki algı bu. Sorun 1.

Lise disiplini, başka her şey bitmişçesine ‘etek boyu’yla şanını kaymakama gösterecek. Şanı kafada değil, bacakta arıyor. Sorun 2.

Kaymakamın bundan haberi var mı, yok mu bilinmiyor; ama haberde etek boylarını görmek için lisedeki öğrencilerin bacaklarına bakacağı iması olan bir kaymakam var aslında. Kaymakama da yazık yani. Sorun 3.

Tayt görünümlü çorap dağıtacak kadar eğitimi bacaklara indirgemiş bir okul yönetimi var ki bu hepsinden beter. Sorun 4.

Kız çocuklarımız ve kadınlar üzerinden imaj yaratma halinden bıktık, usandık. Sorun 5.

EYY… OKUL YÖNETİCİSİ!

Muhtemelen referans aldığın kaynak, sadece okul kılık-kıyafet yönetmeliği değil. Ülkenin muhafazakar kodlarına “gel gel” yapıyorsun; hem de cumhuriyetçi sakinleriyle bilinen Kadıköy’de… Yani delikanlı yanlış yerde nara atıyorsun. Kadıköy gibi laik eğitim yanlısı bir yerde meydana gelmiş bu ‘gerici’ gösteri, gençlerin sahnesinin önüne geçmiş. Gözüne girmek istediğin o muhafazakar kitlenin çok sevdiği Abdülhamid döneminde bile ‘laik devlet okullarının kurulup yaygınlaştığını’ hatırlatmalı. Yani ülkesini seven onu ileriye taşır, öyle iki bacak görülmesin diye her sorunu kızların eteğinin arkasına saklamaz.

Mesela; sahnedeki gösteriye odaklanır. “İnsan Hakları Haftası” için yapılan etkinlikte ‘insan hakkı’nın nasıl aktarılacağına yoğunlaşır, bunu dert edinir. Eğitim ve öğretim budur. Hala bu çağda, giyilen eteklerin ölçüsünden öteye düşünmeyi ve düşünceyi geçiremiyorsak vay halimize. Bu da tarihteki ilerlemenin hiçe sayılması demek. Laik eğitim çok önemli. Okul giysilerine yapılan bu yobaz müdahale kabul edilemez. İnsan beynine odaklanmaya engel olan ‘gerici bakışı’ çekin gençlerin üzerinden.

SİZ HİÇ ŞU İSİMLERİN NE GİYDİĞİNİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Yani Platon’un, Kopernik’in, Galile’nin, İbn-i Sina’nın, Biruni’nin, Newton’ın, Pasteur’ün, Curie’nin, Einstein’ın, Hemingway’in, Dalli’nin, Hegel’in, Marks’ın, Kant’ın, Goethe’nin, Dante’nin, Tolstoy’un, Jean Darc’ın, Uğur Şahin’in, Özlem Türeci’nin… ve nicelerinin.

Yalnızca beyne odaklanın. Aklınız başka yerlere kaymasın. Bunun için cidden eğitim şart.