Sezai Karakoç’un unutulmaz şiiri Mona Roza’nın Hikayesi

featured

Şair, yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç, ardında sayısız eser bırakarak hayata veda etti. Karakoç’un şiirlerinden özellikle birisi hikayesi ile diğerlerinden ayrılıyor. Karakoç’un Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken yazdığı Mona Roza şiiri, büyük bir aşkı anlatıyor ve birçok sırrı barındırıyor.

88 yaşında hayata gözlerini yuman usta şair, yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç, ardında büyük bir edebi miras bıraktı. Karakoç’un şiirlerinden birisi vardı ki hikayesi ve içerdiği sırlarıyla diğerlerinden ayrılıyordu.

Üstad Sezai Karakoç‘un Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi‘nde okurken 1950’li yıllarda kaleme aldığı Mona Roza şiiri yıllarca basılmamış, sevenleri teksir kitapçıklar basarak aralarında dağıtmıştı. Uzun yıllar sonra resmi olarak basılan şiirin sırrını yıllar önce Ahmet Hakan yazmıştı.

Karakoç’un dizelerinin ilk harfleriyle akrostiş olarak kaleme döktüğü Mona Roza şiiri, yazarın Ankara Siyasal’da okurken platonik aşkı olan Muazzez Akkaya için yazılmıştı.

MONA ROZA ŞİİRİNİN HİKAYESİ

Türk edebiyatının efsanevi aşk şiirlerinden Mona Roza‘da Sezai Karakoç, kıtalarının ilk dizelerinin ilk harfleri ile “Muazzez Akkayam” yazmıştı.

İddiaya göre; Sezai Karakoç, okul arkadaşı Muazzez Akkaya‘ya aşık olur. Duygularını itiraf eden Karakoç, Muazzez Hanım tarafından reddedilir. Tatil döneminde Muazzez Akkaya, Geyve’de yazlıkta kalmaya başlayınca, Karakoç tam karşısında bulunan yazlığın bahçesinde işe başlar. Her gün şiirler yazdığı Muazzez Hanım’a bir türlü yaklaşamayan Sezai Karakoç, mezuniyet töreninde Mona Roza şiirini okur. Muazzez Hanım’a bakarak şiiri okuyan Karakoçi ısrarlar üzerine 3 kez daha tekrar eder. Karakoç, sahneden inerken koşarak yanına gelen Muazzez Akkaya teklifinin geçerliliğini sorduğunda, Karakoç, “Senin aşkın artık benimkine yetişemez, hayır.” der. Bu yanıt üzerine Muazzez Akkaya bayılır.

MONA ROZA ŞİİRİNİN SIRLARI

1- Şiir “Mona Roza siyah güller, ak güller / Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak” diye başlar. Karakoç’un büyük aşkı Muazzez Akkaya Geyvelidir.

2- Mona Roza şiirindeki Muazzez Akkaya’nın intihar ettiği rivayet edildi. Bu doğru değildi, Muazzez Hanım yurt dışında yaşıyordu.

3- Karakoç’un Mona Roza şiirini tamamen platonik duygular içinde yazdığı, Muazzez Akkaya ile hiç tanışmadığı da iddia edildi.

4- Muazzez Akkaya’nın durgun ve melankolik bir kadın olduğu sanılıyordu ancak kendisinin neşeli, esprili, hayat dolu bir kadın olduğu biliniyor.

5- Muazzez Akkaya, Mülkiye yıllarında uluslararası yarışmalara katılan bir ping pong şampiyonuydu. Bu da Sezai Karakoç’un ünlü “Ping Pong Masası” şiirini anlamlandırıyor.

6- Şiirde “Artık inan bana muhacir kızı / Dinle ve kabul et itirafımı” şeklinde iki dize var. Muazzez Akkaya, Geyve’ye sonradan yerleşmiş bir muhacir ailesinin kızıydı.

SEZAİ KARAKOÇ’UN MONA ROZA ŞİİRİ

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza, siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

Zeytin Ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, södü lambalar
Uyu da turnalar girsin Rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki, ben, Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar Su kenarında
Ki, ben, Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev Alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler, o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı gece ve Güne
Altın bilezikler, o kokulu ten

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza, siyah güller, ak güller.

 

Sezai Karakoç’un unutulmaz şiiri Mona Roza’nın Hikayesi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!